CHP'li Mustafa Adıgüzel: Ordu’nun Dereleri Peşkeş Çekiliyor

Denizden kaynağına kadar tüm Meleti kazısan 3 milyon ton etmez. Bunlar damarlarımızı kazımaya kalkıyor. Yüzsüzlük tavan yapmış. Bir de kamu yararı kılıfı uydurmuşlar. Kamu yararı yok, kişi yararı var. İhalede öyle bir madde yok. Bir firmaya ihale vermişler ancak ihalede kamu kaynağı olan dere yataklarından çakıl alınacağı bilgisi yok. İhale bitip sonuçlandıktan sonra çıkıyorlar Ordu’nun derelerini, ihale sahibi firmaya peşkeş çekiyorlar. İhalede baştan "kamu kaynaklarından çakıl elde edilmesi durumunda fiyat şu kadar düşer" denilmiyor. Ya da ihalenin başında çakılın Ordu’nun derelerinden bedava alınacağı yazsa belki başka bir firma da ihaleye girecek. Resmen bir oyun var. Ordu’nun derelerinde oynadığınız oyunun bedelini size ödeteceğiz. DSİ Ordu şube müdürlüğüne veya Karayolları Bölge Müdürlüğü’ne sorduğumuzda çakılın sadece dolgu olarak kullanıldığı söyleniyor. Fakat aynı yolun diğer ucunda Çambaşı'nda çakıl olarak kırma taş kullanılıyor. Yukarıda Çambaşı’nda çalışan vatandaşın yaptığı iş mi doğru yoksa aşağıda dolgu malzeme olarak dere çakılını kullanan kayırdığınız firmanın yaptığı mı? Gittik bunları Melet Nehri'nde hırsızlık yaparken suçüstü yaptık. Bir milletvekili olarak işi gücü bıraktık resmen hırsız kovalıyoruz. Mesaimiz bununla geçiyor.  Önümüzdeki günlerde burada başka konuları da açacağız. Burada belediyenin il dışından bir beton firması ile yaptığı danışıklı işlere de geleceğiz. Bu firmanın gizli ortaklarının hangi eski bakan ile hangi bir eski bakanın oğlu olduğu da ortaya çıkacak. Hilmi Güler Ordu'ya belediye başkanı mı, yoksa eski kabine paydaşlarına Ordu'nun derelerini mi pazarlıyor? Sn.valimizi de samimiyet ile uyarıyorum. Bu YİKOP üzerinden bu filmin çevrilmesine müsade eder de halkın hakkını il dışından kirli ortaklıklara peşkeş çekerse gün olur bu da sorulur. Tıpkı yıllar önce bir muktedir valinin aynı işten -Melet çakılını peşkeş çekmekten- aldığı hapis cezası gibi.

Ama bunlar Ordu’yu sahipsiz sandılar. Hiç kimse Ordu’yu sahipsiz sanmasın. Ordu’nun da sahibi var.

Ordunun derelerinden çaldığınız tek bir çakıl taşının da, Yorozun tepesinde, 3 kişinin yan yana duramayacağı kadar daracık, bir masa genişliğinde zirvenin dibine kadar çift şerit yolu açarken kestiğiniz her bir fidanın, akıbeti belirsiz ağacın da, Hekimoğlu Deresi'nde yuvasını bozduğunuz balıkların da, ta Gönderiç Dağı'nın zirvesindeki kuşun yuvasından çaldığınız tek bir yumurtanın da bedelini size ödetmezsek namerdiz.