CHP'li Gürer: “30 Ağustos, işgale başkaldırıdır”

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, 30 Ağustos Zafer Bayramı dolayısıyla yaptığı açıklamada, 97 yıl önce Büyük Zafer’in kazanılmasında rol alan etkenlerin, bugün iyi okunup, iyi anlaşılması, iyi irdelenmesi ve kavranması gerektiğini söyledi.

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer,  “30 Ağustos 1922, Dumlupınar'da Mustafa Kemal Atatürk’ün başkomutanlığında yurdun her yerinden gelen Mehmetçiğin her türlü olumsuz koşullara rağmen işgalcilere karşı zaferle sonuçlanan Büyük Taarruzun yaşandığı gündür. Zafer Bayramı bağımsız Türkiye Cumhuriyetinin doğuşunda önemli ve büyük bir mücadele günüdür.4 gün süren taarruzla sayıca çoğunluğa sahip Yunan ordusu büyük bir hezimete uğratılmıştır. Bu olağanüstü bir zafer ve başarı hikâyesidir. İşgalcilerin vatan toprağından sökülüp atılması, Başkomutan Mustafa Kemal önderliğinde başarılmıştır.

Türk ordusundaki asker sayısı 207 bin civarında iken, Yunan askeri sayısı yaklaşık 225 bindi. Yunan ordusu, cephane ve silah olarak sayıca daha güçlü idi. Karada olduğu gibi havada da avantaj Yunan ordusundaydı. Bu savaş süvari ve piyade birlikleri ile göğüs göğüse yaşanan bir meydan savaşı idi. Savaşa katılan gazilerimiz o gün yaşananları anlatırken, stratejik olarak verilen mücadelede sayıca güçlü işgalcilerin böylesi bir taarruzu hesaplayamayacak kadar şaşkın olduklarını ve sonuçta sayıca az olan ordumuz karşısında bozguna uğrayıp kaçtıklarını anlatırlardı. Bu hikâye, savaş meydanında gögüs gögüse süren mücadelede, vatan toprağını işgalden kurtarma ruh ve inancı ile göz göre göre ölümü hiçe sayanların hikâyesidir. Bu günleri algılamak için yurtsever olmak gerekir. İşgale karşı durmayı, bağımsız yaşamayı, esareti reddetmeyi inanarak benimsemek gerekir. Yokluk ve yoksulluğa rağmen, sayıca üstün işgalcilere karşı zafer kazandıracağına inanılan Mustafa Kemal Atatürk gibi bir Başkomutan gerekir. Bu zaferler inançla, Atatürk dehası ile kazanılan zaferlerdir.

26 Ağustos gecesi Afyon'da başlayan Büyük Taarruz’u Mustafa Kemal, bizzat kendisi yönetmiş ve tarihe altın harflerle kazınan büyük zaferi kazanmıştır. Önderimiz Mustafa Kemal’in, ogün ruh halini ve zafere giden yolu büyük şair Nazım Hikmet şiiri ile ne güzel anlatır;

“Dağlarda tek tek ateşler yanıyordu. Ve yıldızlar öyle ışıltılı, öyle ferahtılar ki şayak kalpaklı adam nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden güzel, rahat günlere inanıyordu ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki mavzerinin yanında, birdenbire beş adım sağında onu gördü. Paşalar onun arkasındaydılar.

O, saati sordu. Paşalar: “Üç” dediler.

Sarışın bir kurda benziyordu. Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.

Yürüdü uçurumun başına kadar, eğildi, durdu.

Bıraksalar ince, uzun bacakları üstünde yaylanarak ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak Kocatepe'den Afyon Ovası'na atlayacaktı.” 

Şiirde, zafere giden yolda Atatürk’ün ruh hali ne güzel tanımlanır.

Türk ordusu yaklaşık 2 bin 500 şehit verirken, Yunan ordusundaki ölü sayısı ise 8 binin üzerinde idi. İki gün sonra Yunan generali Nikolaos Trikupis, Uşak’taki karargâhında binlerce asker ile birlikte esir alındı. Mustafa Kemal Atatürk, kazanılan bu zaferin ardından Türk askerlerine “Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri” talimatını verdi.

Üç koldan ilerleyen ordumuzla Uşak, Eskişehir, Balıkesir, Bilecik, Aydın ve Manisa alındı, 9 Eylül’de İzmir’de işgalciler ülkemizden söküp atıldı. 30 Ağustos 1922 Kurtuluş Savaşı’nın zaferle sonuçlanmasının son aşamasıdır. Bu zaferi yaratan; Başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, silah arkadaşlarını, şehit ve o günün gazilerini şükranla anıyor. Rahmet diliyorum. O zaferlerle; işgalden, esir yaşamaktan, yok edilmekten kurtulduk. Algılama anlama ve o günleri kavramadan ülkemizin bugüne nasıl gelebildiği bilinemez. Zafer Bayramı bir kutlama günü olsa da bu ülkenin kurtuluş mücadelesini anlatan öğreti günüdür. Aynı zamanda bu zafer, büyük şair Nazım Hikmet’in “insanlığa, sömürgeciliğe karşı ve emperyalizme karşı muzaffer olabilmenin yollarından birini gösterdik” dediği zaferdir. Kutlu olsun” dedi.