CHP'li Ağbaba'dan Atatürk’e lanet okuyan Ali Erbaş’la ilgili sert sözler!

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba CHP Malatya İl Başkanlığı binasında düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Vekil Haberleri 04.08.2020, 15:23 04.08.2020, 15:32
CHP'li Ağbaba'dan Atatürk’e lanet okuyan Ali Erbaş’la ilgili sert sözler!

Basın toplantısına TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarını değerlendirerek başlayan Ağbaba, açıklanan rakamların sokağın gerçeğini yansıtmadığını belirtti. Konuya ilişkin olarak Ağbaba; “Enflasyon Temmuz ayında 11.76 olarak açıklandı. İlk önce şunu söyleyelim, Merkez Bankası geçtiğimiz günlerde enflasyon hedefini %7.4’ten %8.9 olarak güncellemişti. Neredeyse %20’den fazla oranda enflasyon tahminini yükseltmişti. Fakat TÜİK yine bir mucizeye imza attı. Geçtiğimiz aylarda olduğu gibi işsizlik rakamlarında olduğu gibi TÜİK yeni bir mucizeye imza atarak enflasyon rakamlarını 0.58 artışla %11.76 olarak açıkladı. Daha önce de Türkiye’de işsizlik zirve yapmışken, Türkiye’nin yarısı işsizlikle mücadele ederken TÜİK, işsizliğin düştüğü yönünde açıklamalar yapmıştı. Bu yılın ilk yedi ayında; Makarna % 9, Dana eti % 15, Kuz eti % 16, Tavuk % 17, Margarin %21, Sıvı yağ  %14 TÜİK enflasyonu arttırmadı. Buna gerçekten AKP mucizesi diyoruz TÜİK mucizesi diyoruz. Acaba TÜİK hangi markete gitti, hangi pazara gitti, hangi vatandaşla konuştu. Türkiye gıda enflasyonunda Avrupa’da birinci. Türkiye’nin yüksek enflasyonda yarıştığı ülkeler Angola, Liberya, Etiyopya gibi yoksul hiçbir geliri ve kaynağı olmayan Afrika ülkeleridir. İşte 18 yılın sonunda AKP ülkeyi İnsanların kıtlıktan hayatını kaybettiği Afrika ülkeleri ile aynı seviye getirmiştir.” İfadelerini kullandı.

"İŞSİZLİĞİN DÜŞTÜĞÜNÜ ÇOCUĞUNA PANTOLON ALAMADIĞI İÇİN İNTİHAR EDEN BABALARA ANLATIN"
Türkiye’nin en büyük sorunun işsizlik olduğunu söyleyen Ağbaba şu ifadeleri kullandı: “İstihdamdaki “İstihdam 2019 Nisan ayına göre tam olarak 2 milyon 585 bin kişi azalarak son 6 yılın en düşük seviyesine indi. Sigortalı sayısı Mart ayından Nisan ayına 638 bin kişi azaldı. Son bir yılda 4 milyon 460 bin kişi iş bulmaktan ümidini yitirdi. Son 1 yılda istihdamda görünüp fiili olarak işbaşında olanların sayısı 7 milyon kişi azalarak 27 milyondan 20 milyona geriledi. Sokakta her 3 gençten biri işsiz duruma düştü. 20-24 yaş arası 5 milyon gencimizin 2,5 milyonu ne eğitim hakkından ne de çalışma hakkından yararlanabildi. Ama ne hikmetse işsizlik geçen yılın Nisan ayına göre 427 bin kişi azalarak 3 milyon 775 bin kişiye gerilemiş. Biz geçtiğimiz günlerde açıkladık; ILO’ya göre geniş tanımlı işsiz sayısı Türkiye’de tamı tamına 17.7 milyon kişiye ulaşmış durumda. TÜİK’e göre sırtını AK Parti’ye dayayan rantçılar için işsizlik diye bir sorun olmayabilir, Soğuk kış günlerinde evini ısıtamayan 11 milyon yurttaş için, sofrasına et koyamayan 26 milyon vatandaş için, borçlarını ödemekte zorlanan 48 milyon insan için, çocuğuna pantolon alamadığı için intihar eden babalar için, ataması yapılmadığı için hayatına son veren öğretmenler için işsizlik diye gerçek vardır.“ dedi.  

“BİR AİLE AYLIK 222 TL’YLE NASIL GEÇİNİR?”
Pandemi sürecinde yapılan yardımların yetersiz olduğunu belirten Ağbaba, sürecin yükünün yoksul vatandaşlara yüklendiğini söyledi: “Kovid döneminde yapılan yardımlara bakıyorsunuz tam bir komedi. Yandaş medyaya baktığınızda güllük gülüstanlık bir dünya ama rakamlara baktığımızda bunun tam tersi bir tablo karşımıza çıkıyor. Türkiye’de Covid 19 ‘un salgın olarak kabul edilmesinin üzerinden 4,5 ay geçti. Bu 4,5 aylık süreçte Türkiye ekonomisi en dip noktaya gelirken, bu sürecin faturasını yine her zaman olduğu gibi yoksul dar gelirli haneler ve milyonlarca işçi ödedi.  Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı 7,2 milyon haneye 1000 TL yani toplamda 7,2 milyar TL verdiğini açıklarken, gelir ve iş kaybı yaşayan 6 milyon çalışana da toplamda 22,4 milyar TL para verildiği açıkladı. Yani yoksul hanelere 4,5 ayda ortalama 222 TL,  gelir ve iş kaybı yaşayan 6 milyon kişiye de aylık 829 TL verilmiş.  İktidar yetkilileri bu durumu hiç  sıkılmadan ‘Zor gününde vatandaşlarımızın yanında olduk.’ diye açıklıyor. Bir aile aylık 222 TL’ye nasıl geçinir?”

“VAKA SAYILARINI DÜŞÜK GÖSTEREBİLİRSİNİZ AMA GERÇEK, AÇIKLADIĞINIZ RAKAMLARIN TAM TERSİ”
Vaka sayılarıyla ilgili çelişkili açıklamalara dair de konuşan Ağbaba şöyle dedi: “Çok önemli bir sağlık sorununu hepimiz birlikte yaşıyoruz. Kovid ilk çıktığında dünya ile birlikte bizde birçok önlemler aldık ve bu süreçleri hep birlikte yaşadık. Son dönemde vakaların tekrar yükseldiğini görüyoruz. Bu sürecin başladığı dönemlerde Sağlık Bakanlığı Türkiye’nin en güvenilir kurumlarındanken günümüze geldiğimizde açıkladıkları son rakamlarla birlikte tartışılır duruma gelmişti. Geçtiğimiz günlerde Erzurum Valisi 200, Gaziantep Valisi 300, Diyarbakır Valisi 200 Şanlıurfa Valisi 300, Malatya Valisi 100 yani beş ilden gelen açıklamalara göre rakam 1100 ama bakanlığın açıklaması 995. Maalesef gerçeğin açıklanan rakamların çok çok ötesinde olduğunu görüyoruz. Tekrar Sağlık Bakanlığına çağrıda bulunuyoruz, tedbirleri sıkı tutmalıyız ve tedbirleri bir kez daha gözden geçirmeliyiz. Rakamları düşük gösterebilirsiniz ama gerçek açıkladığınız rakamların tam tersi doğrultuda. “ dedi.

“İSTANBUL SÖZLEŞMESİNİ TARTIŞMAYA AÇMAK KADINLARA İHANETTİR”
Ağbaba, son bir ayda 40’a yakın kadının erkek şiddeti sonucu hayatını kaybettiğini hatırlatarak sözleşmeye yönelik saldırıların Türkiye’deki tüm kadınlara ihanet etmek anlamına geldiğini belirtti. Ağbaba şu ifadeleri kullandı: “İstanbul Sözleşmesi’ne yönelik saldırılar İstanbul Sözleşmesi Türkiye’yi böldüğü gibi Sayın Erdoğan’ın ailesini de bölmüş durumda. Kızının Başkan Yardımcısı olduğu KADEM İstanbul Sözleşmesini destekliyor ama oğlu Bilal Erdoğan’ın yöneticiliğini yaptığı vakıf ise İstanbul Sözleşmesinin kaldırılmasını istiyor. İstanbul Sözleşmesi şimdiden Erdoğan ailesini bölmüş durumda. Türkiyeyi de böleceği muhakkak. Bakın her geçen gün artan kadın cinayetlerini önleyemeyen AKP maalesef İstanbul Sözleşmesini tartışmaya açıyor.  Tartışmaya açan kurumlar kimler arkadaşlar. ENSAR Vakfı. Allah akıl fikir versin diyoruz. ENSAR Vakfı sürekli yurtlarında taciz tecavüz davaları ile gündemde olan vakıf İstanbul Sözleşmesini gündeme getiriyor. Son bir ayda 40’a yakın kadının erkek şiddetinden dolayı hayatını kaybetti. Yapılması gereken yaşanan bu şiddet olaylarını önleyecek önlemler almak iken İstanbul Sözleşmesini tartışmaya açmak bu ülkenin kadınlarına ihanettir. Tekrar söylüyorum İstanbul Sözleşmesini tartışmaya açmak kadınlara ihanettir. Ülkeyi bölmekten vazgeçin, kendi ailenizi bölüyorsunuz Türkiyeyi bölmekten vazgeçin. “ dedi.

"FETÖ’YE ÖVGÜLER DİZEN ADAMI DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞINA ATAYAN İKTİDAR FETÖ’NÜN SİYASA AYAĞIDIR"
Ağbaba Diyanet İşleri Başkanı’nın Atatürk’e yönelik sözlerini de sert biçimde eleştirdi: “Kendi geçmişine, kendi kurucu babalarına küfreden bir dönemi hiç olmadığı kadar yaşıyoruz. Dünyanın hiçbir ülkesinde hiçbir döneminde ülkenin kurucu babası lanetlenmez. Diyanet İşleri makamında olan meczup bazı ayıplarını örtmek için bu ülkenin kurucusuna lanet okuyor. Musatafa Kemal Atatürk bu ülkenin ortak değeridir ve çimentosudur. Sağcnın da solcunun da AKP’linin de MHP’linin de HDP’linin de CHP’linin de ortak değeridir. Buna lanet okumak ancak o lanet okuyan meczubu toplum nezdinde sıfırlar. Diyanet İşleri Başkanı bir ayıbını örtmek için elinde kılıçla Atatürk’e küfrediyor. Nedir o ayıbı? FETÖ’nün esiri ve uşağı olmasıdır. Bu beyefendi geçmişte Adil Öksüz’ün doktorasında jürilik yapan, Fetullah Gülen’in vakıflarında yöneticilik yapan bir şahıstır. Eğer o görevi bir fakir fukara çocuğu yapsaydı bugün yeri cezaeviydi. Onun yeri neresi? onun yeri maalesef utanarak söyleyelim ki Diyanet İşleri Başkanlığı. Bugün FETÖ’ye kitaplar yazan, fetönün projesi dinler arası diyalog ile ilgili kitaplar yazan birisi Diyanet İşleri koltuğunda oturmaktadır. Hiç kimse inanmasın bunlara. Diyorlar ya ‘FETÖ ile mücadele ediyoruz.’ Diye, FETÖ ile mücadele falan etmiyorlar. FETÖ ile mücadele edeceksen Diyanet İşleri Başkanlığı koltuğunda oturan şahıstan başlamalısın. Siyasi ayak diyorlar ya siyasi ayak FETÖ’ye övgüler dizen adamı Diyanet İşleri Başkanlığına atayan iktidar FETÖ’nün siyasa ayağıdır. Bakın bir sosyal medya yasası çıkartıldı. Bu sosyal medya yasasının çıkartılmasının asıl sebebi geçmişlerini unutturmaktır. Geçmişte ‘Fethullah hocanın’ eteğinde resim çektirenler, o resimleri unutturmak için bu yasayı çıkarttılar. Bu yasa ile AKP’nin FETÖ geçmişi sosyal medyada unutturulmaya çalışılıyor. Sosyal medyadan silebilirsiniz ama o görüntüleri bu insanların kafasından silemezsiniz. Dediğim gibi en çok bağıranlar, en çok resim çektirenler Türkiye’de önemli koltuklarda oturmaya devam etmektedir.” Dedi.

Yorumlar (0)