CHP'li Ağbaba, 4 Aralık Mersin Mitinginin Detaylarını Paylaştı

“Yarın umudun meydanında milletin sesi yükselecek” diyen CHP’li Ağbaba, basın toplantısında şunları söyledi:

Mersin mitingi tüm kesimlerin sesini Cumhur İttifakına duyuracak

“Genel Başkanımızın yarın gerçekleştireceği Mersin mitingi, milletin sesini tüm Türkiye’ye duyuracak. Bu mitingi kimlerin sesi olacak: Her gün binlercesi kapanan, yaşam mücadelesi veren esnafların, insanca yaşayabilecek bir asgari ücret bekleyen işçilerin, milyonlarca işsizimizin, genç işsizlerin, emeklilerin, orta direk olmaktan çıkıp yoksullaşan memurların, yıllardır söz verilip tutulmayan 3600 ek göstergeyi bekleyen öğretmenler, din görevlileri, sağlık görevlileri, polisler, infaz koruma memurlarının, dün fırına gidip ekmek parası olmadığı için intihara teşebbüs eden yoksulların, hakları gasp edilen emeklilikte yaşa takılanların, 6 milyon sokak esnafının, ev temizlik işçilerinin, kağıt toplayıcılarının, canı pahasına çalışan motokuryelerin, yurt bulamayan barınamayan ve KYK borcunu ödeyemeyen öğrencilerin, pandemide açlığa ölüme terkedilen müzisyenler ve sanatçıların, KHK mağduru taşeronların, atama bekleyen öğretmenlerin, 900 lira maaşla ölüme terk edilen engellilerin, 7 milyon 585 bin 1197 TL maaşla geçinmeye çalışanların, hiç geliri olmayan hanelerde yaşayan 3 milyon 276 bin çocuğun, gübre ve mazot alamadığı için tarlasını ekemeyen çiftçilerin, yem alamadığı için hayvanını satmak ya da kesmek zorunda kalan hayvancıların, emeği hiç görülmeyen ev kadınlarının ve mafyaya teslim olmuş iktidar mensuplarının sesi olacak.”

Acil seçim talebi sadece partimizin değil, milletin de talebi

“Erken seçim talebi sadece partimizin değil, milletin talebidir. Günlerdir Mersin sokaklarında dolaşıyoruz, hangi partiye oy verirse versin, herkesin ortak fikri erken seçim. Genel Başkanımız bu mitingi halkımızın talebini inatla ve ısrarla yok sayarak seçim istemeyen Cumhur İttifakı’nı bir kez daha uyarmak ve acil seçim talebimizi tüm Türkiye’ye duyurmak için yarın 13’te Mersin Tevfik Sırrı Gür stadının yanındaki alanda gerçekleştirecek. Cumhuriyet Meydanında yapmak istediğimiz miting, AKP’nin Valisi ve Suç İşleri Bakanı tarafından engellendi. Meydan engellenebilir ama bilinsin Mersin’in her alanın bizim için alandır. AKP’nin bu korkusunu anlıyoruz, 19 yıldır yönetmiş oldukları koltuklarını kaybetmek üzere. Yarınki mitingimize hangi siyasi görüşten olursa olsun, milletin sesine ortak olmak için davet ediyoruz. Bu mitingimizi en çok da Cumhur İttifakı’na milletin sesini duyurmak için yapıyoruz. ‘Erken seçim kabile devletlerinde olur’ diyen Erdoğan’a 1 Kasım 2015 ve 24 Haziran 2018’de yapılan erken seçimleri hatırlatıyoruz. O dönemlerde Türkiye kabile devleti miydi veya Erdoğan kabile lideri miydi, ona sormak istiyoruz”

Enflasyon TÜİK verilerinde bile rekor kırıyor

“Türkiye ciddi bir yoksullaşma yaşıyor. ENAG Kasım ayı enflasyonu yüzde 58,6 olarak açıkladı. TÜİK ise enflasyonu yüzde 21,31 olarak açıkladı. TÜİK verilerinde dahi bu oran son 36 ayın en yüksek enflasyonu. Üretici enflasyonu ise yüzde 54,62’ye kırarak rekor kırmış vaziyette. Üretici enflasyonu ile tüketici enflasyonu arasındaki fark yüzde 33,1 ile tarihin en yüksek noktasında. TÜİK verilerine göre son bir yılda; margarinin fiyatı yüzde 58, sivri biberin fiyatı yüzde 56, ay çiçek yağının yüzde 50, nohudun fiyatı yüzde 47, makarnanın fiyatı yüzde 46, yumurtanın yüzde 41, salatalığın fiyatı yüzde 40, ekmeğin fiyatı yüzde 30, kömürün fiyatı yüzde 110, TÜPGAZ ücreti yüzde 58 ve odun yüzde 50 arttı.

TÜİK’in korkusu, TÜİK’e talimatla iş yaptıranın da korkusudur!

“Bugün Genel Başkanımız Sayın Kılıçdaroğlu, Türkiye’de yaşayan her yurttaşın hakkı olduğu gibi TÜİK’le görüşmeye gitti ama TÜİK’in kapıları kapandı. Bu kapılar demokrasiye, liyakate kapandı. Ne demişti Nazım Hikmet: ‘Hiçbir korkuya benzemez halkını satanın korkusu’. TÜİK’in kapılarını kapatması da sadece kendi korkusu değil; TÜİK’e talimatla iş yaptıranın da korkusudur, halka yalan söylemenin yarattığı korkudur”

Hadsiz Süleyman bu tivitleri karanlık geçmişini unutturmak için atıyor

“Suç İşleri Bakanı bugün attığı tivitle CHP’yi suçluyor, ne PKK bırakmış, ne DHKPC bırakmış. Tam bir mafya ağzıyla konuşuyor. İç İşleri Bakanı bugün Türkiye’nin en büyük milli güvenlik sorunudur. Hepimizin güvenliğinden sorumlu bir Bakan, Cumhuriyetin en büyük siyasi partisinin liderine bu şekilde tivit atıyor. Biz bu açıklamaları niye yaptığını biliyoruz, kendi karanlık geçmişi unutulsun istiyor. Soylu bu tiviti, şu anda tutuklu kara para aklayıcısı Sezgin Baran Korkmaz’ın uçağına bindiğini unutturmak için attı. Genç yaşta intihar eden Hakan Çalışkan’ı unutturmak için, Sedat Peker’e verdiği korumayı unutturmak için, Özışık kardeşleri aracı yaparak Sedat Peker’le barışmak için, bir TV kanalının genel yayın yönetmeni aracılığıyla 10 milyon avro rüşvet skandalını unutturmak için, pudra şekeri koklayan danışmanı unutturmak için bu tivitleri atıyor. Eskiden bunların milli içkisi ayrandı, şimdi pudra oldu. Eskiden ‘içiciyim’ deyince kurtulurdun, bunlar hem içici, hem satıcı. Dünyanın en büyük yolsuzluğu olan 2 milyar dolarlık Thodex’i unutturmak için bu tiviti atıyor.”

Çin modeli demek, Türkiye’yi ucuz işgücü cenneti yapmak demek

“Diplomasız Baş Ekonomistimiz ‘Ekonomide yeni dönemi başlattık. Üretimle yabancı yatırımcıların dikkatini çekeceğiz. Çin böyle büyümüş’ dedi. Çin’de bir kase pirince bir gün işçi çalıştırılıyor. Ucuz iş gücü, ucuz emek cenneti olmak. Türkiye’de mevcut asgari ücret bugün itibariyle 205 dolara kadar geriledi. Dünya’nın en büyük ucuz iş gücü olarak bilinen Çin’de ise ortalama asgari ücret 385 dolar civarında. Çin ile aramızda ki fark 180 dolar. Baş ekonomistin vaat ettiği büyüme modeli; emekçilerimizi yabancılara ucuz iş gücü olarak pazarlamak, Her bir yabancı yatırımcı için binlerce işçimizi açlığa, yoksulluğa, sefalete kurban etmek demektir. Hani diyordu ya Mandacı zihniyet diye. En büyük mandacılık kendi ülkenin vatandaşını, yabancı yatırımcılara ucuz iş gücü diye peşkeş çekmektir. Günde 16 saat karın tokluğuna çalışan, fabrikalarda, şantiyelerde, koğuşlarda yatmaktan başka hayatı olmayan yığınlardan söz ediyor. Türkiye’de asgari ücretliyi Çin işçisinden beter hale getirdiler. Çoğu ek iş yapıyor, ailesini göremiyor. Aldığı maaşla değil kira, yakacak veya fatura; ayçiçek yağı, bile alamıyor.”

Erdoğan’ın önerdiği model Çin modeli değil, Venezuela modelidir

“Yüzde 60’a varan enflasyonun ülkede, dövizin artması, zengini zenginleştirir, yoksulu daha fakir hale getirir. Enflasyonu daha da yükseltir ve kıtlık başlar. Erdoğan’ın önerdiği model Çin modeli değil; Türk Lirasının değer kaybetmesiyle Venezuela modeli olmuştur. Erdoğan ne diyor: ‘Biz zor olanı seçtik ama 6 ay sonra meyvelerini yiyeceğiz’. 19 yıldır iktidardalar, hala 6 ay istiyorlar. Sanki ülkeyi 19 yıldır Bay Kemal yönetiyor, CeHaPe yönetiyor. Millet sabretsin, dişini sıksın, kış soğuk evinde aç susuz yaşasın. Niye? Büyük ekonomist, ekonominin kitabını yazan Erdoğan ülkeyi Çin yapsın diye. Bu artık yönetememek değil; bilinçli şekilde halkına, demokrasi tarihimize ihanet etmektir.”

Doğalgaza yüzde 20’lik zam sonrası iğneden ipliğe her şeye zam gelecek

“Sanayide ve elektrik üretiminde kullanılan doğalgaza yüzde 20 zam yapıldı Erdoğan ne diyordu ‘üretimi, ihracatı destekleyip Çin modelini benimseyeceğiz’ Önce sanayicinin hammadde maliyetlerini bilerek artır, sonra bir de içerde elektrik üretiminde doğalgaz zammı yap. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu… Çin de mi böyle ağır zamlarla büyüdü, Erdoğan? “Doğalgaz bulduk” dedikten sonra Çin de mi doğalgaza 18 kere zam yaparak büyüdü, Erdoğan? Zamsız bir güne uyanamaz olduk. Tüm bu zamlar, sanmayın ki tüketiciye yansımayacak. Dolaylı olarak enflasyonu artırıp iğneden ipliğe her şeye yine zam yapılacak Herhalde zam yapınca bu sefer de sanayiciye ‘terörist muamelesi’ yapacaklar. Bugün Arjantin para birimi, hatta Afganistan para birimi karşısında bile Türk Lirası değer kaybediyor. Bütün bu gerçekleri dile getirmek için, milletin sesini duyurmak için yarın saat 13’e herkesi mitinge bekliyoruz.”