CHP'li Adıgüzel: Fındık Karteli Ferreroyu Horonlarımızla Göndereceğiz

CHP Ordu Milletvekili Dr. Mustafa Adıgüzel fındık mücadelesinden vazgeçmiyor. TBMM Genel Kurulunda söz alarak hem fındığı hem de Ordu’nun Fatsa ilçesindeki altın madenlerini gündeme getiren Adıgüzel, Tarım Bakanını açıkladığı rekolte için bir kez daha eleştirdi.

Vekil Haberleri 22.07.2020, 16:14
CHP'li Adıgüzel: Fındık Karteli Ferreroyu Horonlarımızla Göndereceğiz

Ordu’nun Fatsa ilçesindeki altın madenlerini gündeme getiren Adıgüzel, Tarım Bakanını açıkladığı rekolte için bir kez daha eleştirdi ve Bakanı İtalyan Ferrero firmasının sözcüsü olmakla suçlayarak '' Biz ülkemizde İtalyan tarantella oyunu oynamaya kalkan karteli, horonla göndereceğiz'' dedi.

CHP'li Adıgüzel'in konuşması:

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; fındıkta bir operasyonla karşı karşıyayız. 26 TL'lere serbest piyasada ulaşan fındığın günler içerisinde 19 TL'lere indirildiği günlere şahit olduk. Bunu defaatle dile getirdik ve bu işi kimlerin yaptığı konusunda açıklamalarda bulunduk uluslararası bir kartel ve Türkiye'deki yerli işbirlikçileriyle ilgili olarak.

Bununla ilgili başka milletvekili arkadaşlarımız da başka partilerden söz aldılar. Milliyetçi Hareket Partisi Ordu Milletvekili bu konuya FETÖ'nün de dâhil olduğunu ifade etti. Keza AK PARTİ Ordu Milletvekili de fındıkta bir FETÖ oyununun 2 tane şirket üzerinden -isim de vererek- olduğunu söyledi. Ve biz bunu Meclis kürsüsüne getirdik, araştırma önergesi verdik, maalesef, ekseriyetle Cumhur İttifakı vekillerinin ret oyuyla reddedildi. Ne reddedilmiş oldu? İçinde FETÖ'nün de olduğu söylenen, çok ciddi araştırılması gereken bir oyunun, uluslararası bir oyunun araştırılmasına ret vermiş oldunuz.

Şimdi, artık, bölgede eskiden sadece üreticilerin sorunları var gibi algılanıyordu; şimdiki dönemde sanayici de, manav da, fındığın bütün tarafları ve bölgedeki AK PARTİ, Milliyetçi Hareket Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi, hangi kesimden olursa olsun topyekûn fikir birliği vardır ve bu konuda -fındıkla ilgili- bir beklentisi vardır. Bakın, geçtiğimiz yıllarda Karadeniz İhracatçılar Birliğinde 396 üye varken bugünlerde 35'e kadar düştü. Sadece Ordu'dan ihracat yapan 52 firma varken 6'ya kadar düştü. Neden? Çünkü bu uluslararası kartel sadece üreticimizin hakkını, emeğimizi almıyor; yerli sanayimizi de vuruyor, bizi topyekûn batağa sürüklüyor. Bu şekildeyken Tarım Bakanı, tam da fındık taban fiyatının açıklanacağı bugünlerde Ordu'ya geldi. Herkes onun iki dudağından çıkacak rakamları beklerken o fındık fiyatını açıklamak yerine geçtiğimiz aylarda "INC" dediğimiz Dünya Sert Kabuklu ve Kuru Meyveler Konseyinin rekoltesi 620 bin iken ve TÜİK, devletin rakamı, Türkiye İstatistik Kurumunun rakamı rekolte olarak 600 bin tonken, bu Tarım Bakanı Ordu'ya geldi, 665 bin tondan bahsetti ve fiyat sorulduğunda da "Fiyatı ben söylemeyeceğim, Sayın Cumhurbaşkanı söyleyecek..." Peki, Sayın Tarım Bakanı, fiyat söylemeyecekseniz neden gelip Ordu'ya hem de yapay bir rekolteyi kimler adına açıklıyorsunuz? Bir de ne dedi? "Avrupalı yüksek fiyattan fındık yemez." Bu lafı biz hatırlıyoruz, bu laf, Avrupalı kartellerin lafı. "Yüksek fiyat oluşursa fındık satılamaz." lafı, Avrupalı kartellerin lafı. Dolayısıyla Tarım Bakanı kimin adına konuşmaktadır? Tarım Bakanı Türkiye'nin ve üreticinin mi yanındadır, yoksa bu kartelin mi yanındadır?

Benzer bir şekilde Ordu coğrafyasında, Fatsa'da bir altın madeni var, çevreyi zehirlemeye devam ediyor. Bakın, burada göstermek istiyorum, âdeta bir Şark çıbanı gibi coğrafyanın göbeğine bir hançer saplanmıştır, bir Şark çıbanı gibi ve bu denizden gözükmektedir.

Fatsa'nın arkasında yeni açılması planlanan diğer madenlerle beraber Fatsa denizle siyanür arasına sıkışmış durumdadır. Ve bu nasıl bu hâle gelmiştir? Neden buralarda, Fatsa'da bu iş yapılmaktadır? Bakın, sizlere bir resim göstereceğim. Şu resim, ünlü Hekimoğlu türküsündeki Hekimoğlu'nun resmidir. Cenazesi vurulduğu zaman Ordu Fatsa arası, Ünye Fatsa arası Ordu kuruldu türküsüne, Hekimoğlu türküsüne konu olan Hekimoğlu'nun resmidir. Bakın, şu da vurulduğu zaman başındaki zabıtların ve Fatsa Kaymakamının solunda duran şahıs İtalyan Carminati'dir, 1910 yılı yazmaktadır. Bunun arkasından iki tane büyük savaş verdik bağımsızlık kazanmak için. Yine yabancı kartellere, aynı fındıkta olduğu gibi madenlerimizi de teslim ettiniz. Keza 1980'de darbe yapıldığı zaman, darbeden önce ilk harekât yine bu Fatsa'ya yapıldı çünkü işte bunları yapmak için yaptınız.

Burada, bu madenin coğrafyaya zararları bilimsel olarak kanıtlanmış durumdadır. Bu madenden akan suyun Elekçi Irmağı'na boşaltıldığı yerde, Elekçi Irmağı'nın bugünkü yüzeyiyle on yıl önceki tabakası arasında, ağır metaller açısından, kurşun, çinko, kadmiyum açısından bakıldığı zaman, en az 10 kat fark vardır ve bu ispatlanmıştır.

Dolayısıyla, hem fındıkta hem madenlerde aslında yüz yıl önceki durumdan farklı değiliz. Atatürk 1927'de Nutuk'unun son bölümünde, Gençliğe Hitabe'de "Bütün bu şeraitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasî emelleriyle tevhit edebilirler." demişti, tablo o günden farklı değildir. Ama biz, tarımda da madencilikte de yeni bir kurtuluş savaşıyla bu bölgemizi tekrar kurtarmaya hazırız. Birileri Karadeniz'de İtalyan tarantella oyunu oynamaya, halk oyunu oynamaya kalkabilir ama Karadenizli, onları Giresun ve Ordu karşılamasıyla karşılayıp, Trabzon kolbastısıyla uğurlayıp, Samsun sallamasıyla sallayıp Sakarya çiftetellisiyle uğurladıktan sonra hep beraber arkalarından horon tepeceğiz; bunu buradan belirtmek istiyorum.

Yorumlar (0)