Çelik; ‘Türkiye’de zorla kaybetmelere ilişkin konuların çözümlenmesi ve hakikatin sağlanması gerektiğini’ belirtti.

HDP Mardin Milletvekili Tuma Çelik tarafından bütün toplumsal kesimlere ve Süryaniler’e ilişkin geçmişte yaşanan faili meçhul cinayetlerin araştırılması, faillerin yargılanması, tekrarlanmaması için gerekli tedbirlerin alınması, cezasızlığın sona erdirilmesi ve yaşam hakkının korunması amacıylaTürkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na bir araştırma önergesi iletilmiştir.

Vekil Haberleri 31.05.2019, 11:18
Çelik; ‘Türkiye’de zorla kaybetmelere ilişkin konuların çözümlenmesi ve hakikatin sağlanması gerektiğini’ belirtti.

HDP Mardin Milletvekili Tuma Çelik tarafından bütün toplumsal kesimlere ve Süryaniler’e ilişkin geçmişte yaşanan faili meçhul cinayetlerin araştırılması, faillerin yargılanması, tekrarlanmaması için gerekli tedbirlerin alınması, cezasızlığın sona erdirilmesi ve yaşam hakkının korunması amacıylaTürkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na bir araştırma önergesi iletilmiştir.

Çelik; Türkiye’de zorla kaybetmelere ilişkin konuların çözümlenmesi ve hakikatin sağlanması gerektiğini’ belirtti.

2006 Yılında BM Herkesin Zorla Kaybetmelere Karşı Korunması Hakkında Sözleşme Kabul Edilmiştir. Ancak Türkiye İşbu Sözleşmenin Halen İmzacısı Değildir.

Zorla kaybetme uluslararası hukukta kullanılan bir kavram olmakla birlikte, Türkiye’de çoğunlukla gözaltında kaybetme şeklinde ifade edilmektedir. 2. Dünya Savaşı’nda Naziler, 70’li yıllardaysa Latin Amerika ülkelerinde özellikle askeri rejim ve diktatörlükler tarafından binlerce insanın yok edildiği siyasi tarihte bilinen bir hakikattir. Zorla kaybetmelerin artması, uluslararası toplum ve Birleşmiş Milletler’in (BM) dikkatini çekmiş ve 1980 yılında ‘Zorla veya İrade Dışı Kaybetmeler Hakkında Çalışma Grubu’ oluşturulmuştur. Sivil toplumun verdiği mücadeleyle birlikte, 2006 yılında BM Herkesin Zorla Kaybetmelere Karşı Korunması Hakkında Sözleşme kabul edilmiştir. Ancak Türkiye işbu sözleşmenin halen imzacısı değildir.

80’li Yılların Sonlarından Başlayarak 90’lı Yıllar Dahil Olmak Üzere Yaklaşık 50 Dolayında Süryani Zorla Kaybedilmiştir

Türkiye’de 90’lı yıllarda devlet güçleri ve PKK arasında yaşanan çatışmalar sırasında uzun yıllar bölgede OHAL uygulanmış, birbirinden farklı verilere göre birkaç milyon kişi zorla yerinden edilmiş, köy yakma ve köy boşaltmalar yaşanmıştır. Bu süreç içerisinde bölgenin kadim halklarından olan Süryaniler de zorunlu nedenlerle Avrupa ülkelerine göç etmek durumunda kalmışlardır. Bölgede yaşanan çatışmalar ve köy boşaltmaların yanı sıra, Türkiye’de yıllardır tartışılan ancak Süryaniler’le ilgili çok fazla bilinmeyen bir realite, 80’li yılların sonlarından başlayarak 90’lı yıllar dahil olmak üzere yaklaşık 50 dolayında Süryani’nin zorla kaybedilmiş olmasıdır.

Yaşanan faili meçhuller ve hak ihlalleri Süryaniler’in zorunlu göçünü beraberinde getirmiştir. Azınlıklara yönelik uygulanan inkârcı ve negatif politikalardan sonra -1928’de Süryani okullarının kapatılması, Varlık Vergisi, 20 Kur’a Olayı vd- faili meçhullerin yaşanması Süryani halkını can güvenliği açısından tedirgin etmiştir. 80’lerin sonu ve 90’lı yıllarda Süryani halkına mensup zorla kaybedilen kişiler arasında doktor, işletmeci, eski belediye başkanı ve yaşlı kişiler bulunmaktadır. Süryaniler’in yoğun yaşadığı iller olan Mardin, Şırnak ve Hakkâri’de faili meçhul cinayetler vuku bulmuştur. Tumas Behnam, Simon Konutgan, Dr. Eduard Tanrıverdi, İdil eski Belediye Başkanı Şükrü Tutuş, Mikail Bayro cinayetleri bunlardan sadece birkaçıdır.

Temel haklardan biri olan yaşam hakkı gerek Anayasada (Madde 17) gerekse uluslararası hukuk belgelerinde (Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi, Madde 6) garanti altına alınmıştır. Bununla birlikte, işkence yasağı ve kötü muameleyi önleme yine devletlerin sorumluluk alanındadır.

Türkiye’de Zorla Kaybetmelere İlişkin Konuların Çözümlenmesi Ve Hakikatin Sağlanması Gerekmektedir

Hakikat Adalet Hafıza Merkezi ve diğer hak örgütlerinin ortak raporu olan ‘Zorla Kaybetmeler Hakkında Amicus Curiae’ raporunda da belirtildiği üzere, 1980-2006 yılları arasında tahmini verilere göre 1352 kişi gözaltında, 15 bin üzeri kişi de faili meçhul cinayetlerde hayatını kaybetmiştir. Aynı raporda, soruşturmaların %69’unun sürüncemede bırakıldığı, %7 takipsizlik, %4 beraat, %2’sine ise zamanaşımı kararı verildiği görülmektedir. Açılan soruşturmalarda sadece %1 oranında mahkumiyet kararı verilmiştir. Bu veriler, iç hukuk sisteminde faili meçhul cinayetlerin cezasızlıkla sonuçlandığını ortaya koyar niteliktedir. Ayrıca BM Zorla veya İrade Dışı Kaybetmeler Çalışma Grubu, Türkiye’de zorla kaybetmelere ilişkin konuların çözümlenmesi ve adaletin sağlanması gerektiğine vurgu yapmaktadır.

HDP Mardin Mv. Tuma Çelik tarafından ‘bütün toplumsal kesimlere ve Süryaniler’e ilişkin geçmişte yaşanan faili meçhul cinayetlerin araştırılması, faillerin yargılanması, tekrar yaşanmaması için gerekli tedbirlerin alınması ve inkâr yerine iyileştirici nitelikte olan kabulün sağlanması gerek cezasızlığın önüne geçilmesi gerek hak ihlallerinin önlenmesi gerekse ülkenin demokratikleşmesi açısından önem arz ettiğini belirtildi.

Yorumlar (0)