7 Haziran - 1 Kasım Terör İklimi Tekrarlanmasın!

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından yapılan "DEAŞ, Türkiye içerisinde son 2,5-3 yılda hiç olmadığı kadar hareketli” açıklamasını soru önergesi ile Meclis gündemine taşıyan CHP İstanbul Milletvekili Dr. Ali Şeker “Bu açıklama akıllara AKP’nin tek başına iktidar olamadığı 7 Haziran seçimlerinin ardından 1 Kasım’a kadar geçen karanlık ve terörize edilmiş süreci getiriyor. Ancak herkes bilmeli ki ‘İstanbul’u verin, bu iş huzur içinde çözülsün’ tehditleri ile kimseyi korkutamazlar” dedi.

Vekil Haberleri 22.05.2019, 12:18
7 Haziran - 1 Kasım Terör İklimi Tekrarlanmasın!

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından yapılan "DEAŞ, Türkiye içerisinde son 2,5-3 yılda hiç olmadığı kadar hareketli” açıklaması kamuoyunda ciddi bir tedirginlik ve tepkiye yol açmıştı.

 

31 Mart 2019 seçimlerinde İstanbullular tarafından seçilen Ekrem İmamoğlu’nun mazbatasının elinden alınması ve seçimin 23 Haziran’da tekrarlanması kararının hemen ardından yapılan bu açıklamanın AKP’nin tek başına hükümet kuracak sayıya ulaşamadığı 7 Haziran 2015 seçimleri ile 1 Kasım 2015 seçimleri arasında ülkemizin yaşadığı karanlık ve terörize edilmiş seçim sürecini hatırlattığını söyleyen CHP’li Şeker, Suruç katliamı ve Ankara Garı katliamına ilişkin ortaya çıkan istihbarat bilgilerini hatırlattı.

 

AKP Suruç Ve Gar Katliamına Giden Yollar Araştırılmasın Demişti!

20 Temmuz 2015 tarihinde Suruç’ta IŞİD eliyle gerçekleştirilen saldırıda 33 canımızı kaybederken 10 Ekim 2015 tarihinde gerçekleştirilen Gar Katliamı’nda 107 vatandaşımız hayatını kaybetmişti.

 

10 Ekim katliamının ardından hazırlanan müfettiş raporlarına göre IŞİD tarafından gerçekleştirilen saldırının istihbarat ve Emniyet tarafından bilindiğini söyleyen CHP’li Şeker, “Katliam günü dahil olmak üzere Ankara Emniyeti’ne gönderilen 66 istihbarat raporunun içerisinde intihar bombacısı Yunus Emre Alagöz’ün ismi dahi yazıyordu. Katliamların ardından gerçekleşen mahkeme sürecinde incelenen dinleme kayıtlarına göre, Suruç katliamını gerçekleştiren Şeyh Abdurrahman Alagöz ile Yunus Emre Alagöz’ün kanlı eylem ve katliamlara hazırlandıklarının tespit edildiği ancak önlenmedikleri ortaya çıktı. Bu karanlık sürecin aydınlatılmasını hedefleyen araştırma komisyonu kurulması önerilerimiz de AKP tarafından reddedildi” diye konuştu.

 

Türkiye tarihinde yaşanan en büyük katliamın ardından dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu tarafından söylenen ‘Şimdi Ankara'da ki terör saldırısı sonrasında anket yaptık ve kamuoyunun nabzını tutuyoruz oylarımızda bir yükseliş trendi var’ ifadesi ile  7 Haziran öncesi Recep Tayyip Erdoğan tarafından ifade edilen ‘400 vekil verin, bu iş huzur içinde çözülsün’ açıklamasını da hatırlatan CHP’li Şeker, “AKP yine benzer söylemler ile İstanbul seçimleri öncesi kamuoyunda endişe ve tedirginlik yaratmak istiyor” dedi.

 

IŞİD’li Terörist Önce Serbest Bırakılmış, Gelen Tepkiler Üzerine Tutuklanmıştı

2018 yılı içerisinde basına yansıyan haberlere göre IŞİD saflarında silahlı faaliyet yürüten ve arananlar listesinde 1 milyon 500 bin TL ödül ile mavi listede bulunan Ayşenur İnci isimli teröristin 15 Aralık tarihinde Habur sınır kapısında güvenlik kuvvetlerine teslim olmasının ardından çıkarıldığı nöbetçi sulh ceza hakimliğince serbest bırakıldığını, gelen kamuoyu tepkisi üzerine tekrar tutuklandığını söyleyen CHP’li Şeker, “Ayşenur İnci gibi terör listesinde yer aldığı halde serbest bırakılan başka teröristlerin olup olmadığına ilişkin verdiğim soru önergesi bugüne dek cevaplanmayı bekliyor. Cezaevlerinden 100’e yakın Hizbullah yöneticisinin daha serbest bırakıldığı, cezaevinde ağır cezaya mahkûm Hizbullah hükümlüsü kalmadığı söyleniyor. Vatandaşlarda ‘IŞİD’liler ellerini kollarını sallayarak aramızda gezebiliyor’ paniği mevcut” dedi.

 

CHP’li Şeker, “Yakın geçmişimizde AKP’nin siyasi iktidarı kaybetmesinin ardından yaşanan böylesi bir tablonun sonrasında AKP’nin 31 Mart’ta İstanbul seçimlerini kaybetmesiyle birlikte bizzat İçişleri Bakanı tarafından yapılan “IŞİD hareketliliği” açıklaması alınan istihbaratlar üzerine gerekli tedbirlerin alınıp alınmadığı sorusunu da beraberinde getirmiştir” diyerek İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’dan aşağıdaki sorulara yanıt istedi:

 

  1. İçişleri Bakanı tarafından yapılan IŞİD hareketliliği açıklaması “İstanbul’u verin, bu iş huzur içinde çözülsün” anlamına mı gelmektedir?
  2. Ülkemizde IŞİD tarafından bir hareketlilik yaşandığı yönünde alınan istihbaratlara ilişkin, 7 Haziran – 1 Kasım arası yaşanan vahim tablonun bir kez daha yaşanmaması için bu sefer gerekli tedbirlerin alınması düşünülmekte midir?
  3. Suruç ve Ankara katliamları öncesinde yapılan dinlemelerde kanlı faaliyetlerin planlandığı tespit edilmiş ancak önlenmemişken, bugün itibariyle dinleme ya da başka istihbarat yöntemleri neticesinde öngörülen ya da tespit edilen başka kanlı faaliyet ya da katliam tehlikeleri bulunmakta mıdır?
  4. 7 Haziran sonrası IŞİD eliyle gerçekleştirilen saldırılar öncesinde IŞİD faaliyetlerine ilişkin çok sayıda rapor ve istihbaratın mevcut olduğu düşünülürse, bu istihbaratların gerektirdiği tedbirleri almayan sorumlular hakkında herhangi bir idari ve adli soruşturma başlatılmış mıdır? Başlatıldı ise nasıl sonuçlanmıştır?
  5. Şimdiye dek kırmızı, mavi, yeşil, turuncu ve gri listelerde yer alırken yakalanan ya da kendiliğinden teslim olan IŞİD mensubu teröristlerden Ayşegül İnci gibi serbest bırakılan ve hali hazırda serbest bir şekilde sokaklarda dolaşabilen IŞİD ve diğer terör örgütlerine mensup kişiler var mıdır? Varsa isimleri nelerdir?

 

Yorumlar (0)