19.04.2018, 10:17

SONUN BAŞLANGICI : Türkiye'nin İlk Erken Seçimi

1991 yılında yapılan erken seçim ile ANAP iktidarını kaybetti. 

 

Devlet Bahçeli 2002'de yaptığı erken seçim çağrısıyla desteklediği DSP hükümetini tarihe gömdü.

 

Türkiye'de yapılan ilk erken seçim ise iktidarda olan Demokrat Parti'nin pırıltısını kaybetmeye ve düpedüz sallanmaya başladığı bir dönemde gerçekleşti.

 

1950'lerin başında demokrasi, özgürlük ve refah vaadiyle iktidara gelen Demokrat Parti kısa sürede otoriter bir yönetim modeli benimsedi. 

 

Şimdi o günlere dönelim TÜRKİYE'NİN İLK ERKEN SEÇİMİ OLAN 1957 SEÇİMİ öncesi Türkiye'ye temel başlıklar altında kısaca bakalım :

 

Basın ;

 

Gazeteci Hüseyin Cahit Yalçın Halkçı gazetesinde yayınlanan makalelerinde Başbakana hakaret ettiği gerekçesiyle 1 Aralık 1954'de tutuklandı. 26 ay 20 günlük hapis cezası Yargıtay'ca onaylandı.  Hüseyin Cahit Yalçın cezaevine girdiğinde 80 yaşındaydı. [1]

 

Dünya Gazetesi yazarlarından Bedii Faik tutuklandı, Yazı İşleri müdürü Ali İhsan Göğüş 12 ay hapse mahkum edildi. 

 

6732 sayılı kanunla ne anlama geldiği belli olmayan suçlar icat edildi, gazetecilik yapmak fiilen suç haline getirilmişti. Pek çok gazete ve gazeteci bu düzenlemeden nasibini alırken, bunların en sansasyoneli İnönü'nün damadı olan Akis Dergisi başyazarı Metin Toker'in Şubat 1957'de tutuklanması oldu. Pek çok karikatürist de yeni yasanın kurbanı olacaktı.

 

Cumhuriyetçi Millet Partisi yöneticilerinden emekli general Sadık Aldoğan, bir yazısından dolayı mahkum edildi ve Millet gazetesi yazı işleri müdürü Hüsnü Zeki Söylemezoğlu'yla birlikte, cezaevine konuldu.

 

Halk gazetesinin sahibi Ratip Tahir Burak, bir karikatürü nedeniyle tutuklandı.

 

Zaman Gazetesi’nden Nusret Safa Coşkun ve Rıfat Ekinci birer yıl hapse mahkum oldular.

 

 Ulus, Yeni Ulus ve Halkçı gazetelerinde sorumlu müdürlük yapan Cemal Sağlam hakkında 69 dava açıldı. [2]

 

19 Eylül 1955'te İsmet İnönü'nün "Çetin Bir İmtihan" başlıklı Meclis'i tekrar toplantıya çağıran makalesini yayımlayan Ulus gazetesinin basılması ve yayımlanması süresiz yasaklandı , Hürriyet ve Tercüman makaleyi iktibas ettiği için basılmaları ve yayımlanmaları 15 gün yasaklandı. Ulus 31 gün kapalı kalmış açıldığı gün "Türk Ordusu Ancak Vatanın Hizmetindedir" başlıklı yazı nedeniyle yine kapatıldı ve bu ceza 32 gün sürdü. 

 

Ankara'da çıkan Medeniyet gazetesi "Batı Trakya Türkleri ve Açıklı Durumları" başlıklı makaleden dolayı süresiz kapatıldı  (22 Eylül),  Dünya gazetesinin  "DP Grubunda Huzursuzluk Arttı"  başlığı ile  Vatan gazetesinin "Bu Böyle Gitmez" başlıkları kışkırtıcı nitelikte görüldü gazeteler 15'er gün süreyle kapatıldı.

 

İzmir’de Sabah Postası gazetesi kapatıldı, gazete sorumlu yazı isleri müdürü ve başyazarı Orhan Rahmi Gökçe tutuklandı.

 

Yalnızca Mart 1954 - Mayıs 1958 yılları arasında  1161 gazeteci hakkında kovuşturma yapıldı ve bunların 238'i mahkum edildi. [3]

 

1950-1960 arasında 867 gazetecinin mahkumiyeti ile sonuçlanan 2300 basın davası açıldı. [4]

 

Gazeteci Cemal Sağlam altmış beş ay hapis ve 9332 lira ağır para cezasına hüküm giyerken, Yeni Ulus Gazetesinin sahibi Nihat Erim ise, 35222 lira ağır para cezasına çarptırıldı. 

 

17 Kasım 1954’te Millet Gazetesinin sahibi Fuat Arna sekiz ay hapse mahkûm oldu, Bedii Faik de Bakan Mükerrem Sarol’a hakaret etme suçundan hapse atıldı. [5]

 

Millet gazetesi başyazarı Nurettin Ardıçoğlu 3 sene 2 ay, yazı işleri müdürü Hüsnü Söylemezoğlu 2 sene 1 ay hapse mahkum oldu.

 

1956 yılının Temmuz ayında Demokrat Parti Hürriyet’in kağıt tahsisini yarı yarıya kesmiş  Selim Baban’a ait bir akşam gazetesini de husumet nedeniyle birdenbire kağıtsız bırakmıştır. [6]

 

1957 yılında da, sayfa sayısını sınırlayıcı kararname  bazı maddelerle yeniden düzenlenmiş, buna göre gazetelerin ikinci baskı yapması yasaklanmış ve gazetelerin aylık baskı ve iade miktarlarının her ay sonu basından sorumlu devlet bakanlığına bildirilmesine karar verilmiştir. Yıl sonuna doğru da, gazete ve dergi kâğıtlarının tek elden ithali yoluna gidilmiş ve Bakanlar Kurulu kararıyla ticari gazetelerin ilanları da dağıtıma tabi edilmiştir. Böylelikle, gazetelerin üzerinde tam bir ekonomik baskı oluşturulmuştur. Aziz Nesin, "Gazetenin kâğıdını kesmek, her şeyden önce gazetecinin ekmeğini kesmektir. Politikacılar böylece işin en kestirme yolunu bulmuş oluyorlar‛ sözleriyle, iktidarın bu uygulamasına yönelik tepkisini dile getirmiştir.[7]

 

24 Aralık 1955'te CHP’nin Ulus Gazetesi’ne el konuldu.

 

8 Şubat 1956 Ekonomik sıkıntılar nedeniyle gazetelerin sayfaları 6’ya indirildi.

 

Ekonomi;

 

1954 yılında başlayan ve birkaç yıl süren kuraklık nedeniyle ekonomi olumsuz etkilendi. Tarım ürünlerinde ihracat durma noktasına geldi. Asprin dahi karaborsaya düştü. Halk gaz depolarına koşup şeker stoku yapmaya başladı.[8] Enflasyon arttı, çuval, pulluk demiri ve kahve bulunamaz konuma geldi.Istanbul’da hane basına 100 gram kahve dağıtımına başlandı. [9] Kahve alanlar, muhtarların hazırladığı listeleri imzaladı. [10]

 

Yedek parça ithalatı yapılamadı bu nedenle çok sayıda traktör demir yığını haline geldi. 

 

195 yılında 345 milyon dolara kadar yükselen ihracat 1957 yılında 247 milyon dolar seviyesine geriledi. [11]

 

1950’de 22.3 milyon $ olan dış ticaret sadece 2 yıl sonra yani 1952’de 193 milyon $’a vardı. [12]

 

1955-57 arasında, mal kıtlığı nedeniyle fiyat artışları yılda ’ye yükseldi.[13]

 

1954’den itibaren enflasyon oranlarında genel olarak bir artış söz konusudur. Bu artış sabit gelirli olan memurların aleyhine oldu

 

Et sıkıntısını gidermek için Yeni Zelanda’dan koyun eti dışalımı yapıldı. 

 

17 nisan 1953'te ev kiralarına yüzde 100, dükkan kiralarına yüzde 150 zam yapıldı.

 

Yabancı Sermaye Yatırımlarını Teşvik Kanunu çıktı.

 

28 Eylül 1956'da Maliye, İstanbul’da hazineye ait 10 bin arsa ve 500 binayı satışa çıkardı.

 

ABD 300 milyon $’lık kredi anlaşmasını geri çevirmiş, buna gerekçe olarak da artan dış borçlar gösterilmiştir. Dış ödeme güçlüklerini gidermek için ihtiyaç duyulan kredilerin bir kısmı seçimlerin bir yıl önce yapılmasından da yararlanılarak 1958’de 1$ 9 TL’ye devalüe edilmiştir.  4 Ağustos 1958’de alınan istikrar tedbirleri hükümetçe açıklanmıştır. 

DP’nin on yıllık iktidarı boyunca borç veya hibe şeklinde sadece ABD’den aldığı tüm ekonomik yardım 1 milyar 583 milyon dolardır. DP iktidardan ayrılınca ise Türkiye’ye 12 milyar liralık bir dış borç yükü bırakmıştır.[14][15][16]

 

Dış bütçe açığı ve dış borç ödemelerinin sorun olması ve oluşan ekonomik krizden kurtulmak için IMF, Dünya Bankası ve OECD uzmanlarının önerdikleri istikrar önlemlerini uygulamaya koymak için Menderes Hükümetinin önünde başka seçenek kalmamıştır. [17]

 

Siyaset ;

 

Ekonomik durgunluk, yüksek enflasyon, yüksek işsizlik ve artan siyasi baskı ortamında muhalefet partileri Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) , Hürriyet Partisi (HP) ve Cumhuriyetçi Millet Partisi (CMP) seçim ittifakı için görüşmelere başladı. Bu ittifak söylentileri nedeniyle DP çeşitli tedbirler almaya girişti. CMP'nin lideri Osman Bölükbaşı'nın dokunulmazlığı kaldırılarak tutuklandı. Tutuklanan Bölükbaşı, 1957 seçimlerinde yeniden milletvekili seçilecek, ancak hapishanede olduğu için milletvekili yeminini Ankara Merkez Cezaevi 10. Koğuşu'nda diğer mahkumlar önünde edecekti. Osman Bölükbaşı Kırşehir’den tekrar milletvekili seçilince Kırşehir il statüsünden ilçe statüsüne düşürüldü. İsmet İnönü milletvekili seçilince seçim bölgesi Malatya ikiye bölünerek Adıyaman ili kuruldu. 

 

İktidar partisi Kırşehir Kanunu’yla aynı gün Seçim Kanunu’nu da değiştirdi. Kanun, hükümete 25 yılını dolduran Yargıtay, Danıştay ve üniversite profesörleri re’sen emekliye sevk etme yetkisi vermekle kalmıyor aynı zamanda görevi ne olursa olsun tüm memurları altı aylık bekletme döneminden sonra işten atabilme yetkisi tanıyordu. Üstelik bu işlemlere adli itiraz yolu da kapalıydı. [18]

 

Demokrat Parti'nin dört kurucusundan biri olan ancak 6 Eylül 1957'de DP'den istifa eden eski Dışişleri Bakanı Fuat Köprülü'nün adaylığı engellendi. Yapılan değişiklikle bir kişinin bir partiden istifasının üzerinden altı ay geçmeden başka partiden aday olması yasaklandı.

 

Demokrat Parti’den istifa ederek CHP’ye geçen Adnan Menderes’in yeğeni Özdemir Evliyazade, Cumhurbaşkanı Celal Bayar’a hakaret ettiği gerekçesiyle tutuklandı.

 

Dönemin Akis dergisinin 21 Aralık 1957 tarihli sayısında seçim öncesinde Said-i Nursi'nin yaşamakta olduğu Isparta'da kendisine hediye edilen Chevrolet marka otomobille köy köy gezdirildiği anlatılıyor. Akis, bu otomobilin ve bir inşaatın temel atma törenine katılan Said-i Nursi'nin fotoğraflarını da okuyucuları ile paylaştı.  DP'nin seçimlerdeki ana sloganı olan "Nurlu Ufuklara Doğru" kuşkusuz DP'nin nurculukla kurduğu ilişkiye de üstü kapalı bir göndermeydi. [19]

 

 6 Eylül 1955 gecesi İstanbul’da bazı gazetelerin Selanik’te Atatürk’ün evine bomba atıldığını yazması üzerine azınlıklara saldırılar başladı. Ağırlıklı olarak Rumlara karşı yönelen olaylarda resmi rakamlara göre 73 kilise, 8 ayazma, 1 havra, 2 manastır, 4 bin 340 dükkân, 110 otel ve lokanta, 21 fabrika ve 3 bin 600 ev saldırıya uğradı, biri papaz 15 kişi olaylar sırasında öldürüldü, yüzlerce kadın tecavüze uğradı. Provokasyonu başlatan “Ekspres” isimli DP tarafı gazete idi. [20]

 

28 Haziran 1956’da hükümetin, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nu çıkararak siyasi partiler üzerindeki baskıyı iyice arttırdığı görülmektedir. Kanun, siyasi partilerin sadece “seçim dönemi” olarak belirlenen 45 günlük zaman dışında açık hava toplantıları yapmasını yasaklıyordu. Kapalı salonlar içinde yapılan toplantılar 48 saat önceden yörenin en büyük mülki amirinden izin alınarak yapılacaktı. İzin alınmadan gösteri yapılması durumunda kolluk kuvvetlerine “ hedef göstermeksizin ateş açma” yetkisi bile verilmiştir.  Bu kanunun uygulandığı ilk isim CHP Genel Sekreteri Kasım Gülek olmuştur. Sık sık yurt gezilerine çıkan Gülek, Haziran 1956'da çıktığı Karadeniz gezisi sırasında defalarca toplantı yasasına muhalefetten gözaltına alınıyor, nihayet Ağustos ayında Rize Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 6 ay hapse mahkum ediliyordu. [21]

 

Toplantı ve gösteri yürüyüşü kanunu DP tarafından o derece hoyratça kullanılıyordu ki, 30 Ağustos 1956'da Anıtkabir'e çelenk koymak isteyen Hürriyet Partisi yöneticilerinin Anıtkabir'e girişleri yasaklandı.

 

Millet Partisi irticai faaliyet gerekçesiyle kapatıldı, mallarına el kondu.

 

1956 yılının Haziran ayında tüm yargı üst yönetimi Yargıtay Birinci Başkanı dahil pek çok üst düzey yargıç emekliye sevk edildi.

 

Demokrat Parti Konya İl Kongresi’nde fes, çarşaf ve Arap harflerinin serbest bırakılması istendi.

 

Demokrat Parti İzmir Belediye Başkanı Rauf Onursal, CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’nün Halife Abdülmecit gibi sınır dışı edilmesini istedi.

Kırşehir’de Atatürk büstü saldırıya uğradı. Atatürk’ün heykel ve büstlerine karşı ülke düzeyinde yaygınlaşmış olan saldırıları kınamak için yurdun çeşitli yerlerinde protesto mitingleri yapıldı.

Hükümet, Halkevlerine el koydu.

Balıkesir’e giden CHP lideri İnönü’yü Vali kent dışında karşılayarak, kente girmemesini, girerse olaylar çıkabileceğini ve kendisinin sorumluluk almayacağını belirtti. İnönü gezisinden vazgeçti.

Profesörlerin politika ile uğraşmalarını yasaklayan kanun kabul edildi.

 

Mersin’de seçim konuşması yapan ana muhalefet lideri İnönü DP’lilerin saldırısı ile engellendi, İnönü alandan zorlukla kaçırılıp kurtarılabildi.

 

Demokrat Parti kendi kadrolarını kurmak için devlette tasfiyeye yöneldi. Yeni çıkarılan bir yasayla hükümete, 60 yasını ya da 25 hizmet yılını doldurmuş yargıç ve profesörleri emekliye ayırma yetkisi verildi.

 

20 Temmuz 1955'te polis CHP Isparta Il Kongresini dağıttı. Genel Sekreter Kasım Gülek kürsüden indirildi.

 

Cumhuriyet Halk Partisinin mallarına el konuldu.

 

20 Aralık 1955'te Demokrat Parti’den ayrılan 19 milletvekili, Hürriyet Partisi’ni kurdular.

 

CHP Genel Sekreteri Kasım Gülek, TBMM’nin manevi şahsına hakaret ettiği gerekçesiyle 1 yıl hapse ve 4 ay Bursa’da ikamete mahkum oldu.

 

Ordu, Giresun ve Trabzon’da Cumhuriyet Halk Partililerin siyasi toplantı yapmalarına izin verilmedi.

 

Sokakların muhalefete kapandığı bu dönemde CHP genel sekreteri Kasım Gülek, Karadeniz gezisi sırasında tutuklandı. CHP’nin bütün toplantıları engellenirken Rize’de mahkemeye verilen Gülek, “Bazı dükkan sahiplerinin sıra ile ellerini sıkma sureti ile bir gösteri yürüyüşü yaratmak” suçu ile altı ay hapis cezası aldı. [22]

 

CHP’nin İnönü şerefine vereceği ziyafet yasaklandığı gibi, CMP’nin Giresun Kongresi’nde Bölükbaşı’yı alkışladıkları için delegeler karakola götürüldü, Hürriyet Partisi il başkanlarının Ankara toplantısı ise yasaklandı. Siyasal Bilimler Fakültesi dekanı Turan Feyzioğlu’nun açılış konuşmasındaki sözleri siyaset yapmakla suçlandı. Bu uygulamayı protesto için öğretim üyeleri istifa ederken, mülkiyeli öğrenciler dersleri boykot ettiler. [23]

 

İstanbul, Ankara, Eskişehir, Adana ve Bursa’da isçi sendikaları kapatıldı.

 

Rus yazarların kitaplarının okul kütüphanelerinden çıkarılmasına karar verildi.

 

Arap harfleriyle tedrisat yapmak için gizli ya da aleni dershane açanlar hakkında 23 Eylül 1931 gün ve 12073 sayılı kararnamedeki yasaklama kaldırıldı.

 

20 Ekim 1957 tarihinde İsmet İnönü'nün Taksim'de yapacağı miting için meydanda 300 bini aşkın insan toplanmıştı. Aksiliğe bakın ki İnönü'nün konuşma yapacağı kürsüye bir türlü elektrik temin edilemedi. İnönü, bunun üzerine mitingden vazgeçip, basın toplantısı ile yetinmek zorunda kalmıştı. [24]

 

VE 1957 SEÇİMLERİ

 

Seçimlere sayılı günler kala 5 binden fazla gencin Ankara'nın Kızılay Meydanı'nda ellerinde Atatürk resimleriyle yapmış oldukları ve marş söyledikleri yürüyüş polis saldırısına maruz kalmış, yüzlerce genç gözaltına alındı.

 

Bazı muhtarlar kütüklerin DP lehine hazırlanmasından, bunlara itirazın kabul edilmemesine kadar bir dizi başlıkta DP memuru gibi hareket ettiler. CHP Genel Başkanı İsmet İnönü'nün dönemin İçişleri Bakanı Namık Gedik'e "kütük bakanı" demesi sürecin en fazla akılda kalan olaylarından biridir.

 

Oy kullanma süresi sabah 8:00 akşam 17:00 olan 27 Ekim seçimlerinde henüz oylama sürerken saat 14:00'te Radyo'dan seçim kanununa aykırı şekilde Demokrat Partinin seçimleri açık ara kazandığı ilan edilmeye başlandı. Muhalif seçmeni hayal kırıklığına uğratarak sandığa gitmesini önlemek ve sandıktan uzaklaştırmak amaçlandı. [25]

 

İstanbul’da büyük tartışmalar ve oyların sayımı esnasında olaylar çıktı. Beyoğlu’nda mühürsüz oy torbaları itirazlara yol açtı. Bazı sandıklarda oy verme gece yarısına dek sürdüğü halde, radyonun kesin sonucu çok önceden ilan ettiği basına yansıdı. CHP, seçimler esnasında kanunsuz müdahalelerin yapıldığı ve sayım devam ederken seçim sonuçlarının açıklandığı gerekçesiyle, başka illerle birlikte, İstanbul seçimlerine de itiraz etti. İl Seçim Kurulları, CHP’nin itirazını Bilecik ve Diyarbakır’da kabul etti, İstanbul’da reddetti.[26]

 

En vahim olaylar Gaziantep’te yaşandı, seçimi ilk önce CHP’nin kazandığı ilan edildi, sonra bu karar değiştirildi. Sonra oyların yer aldığı Adliye binasında yangın çıktı. Bu olayın yarattığı tepkiler iki gün sonra CHP’lilerin Cumhuriyet Bayramı kutlama alanına sokulmaması nedeniyle doruğa çıktı adeta kentte ayaklanmaya dönüştü. Olayları yatıştırmak amacıyla askerî uçaklara kent üzerinde alçak uçuş yaptırıldı. Aralarında Ali İhsan Göğüş ve Cemil Sait Barlas gibi önde gelenlerin de bulunduğu CHP’liler tutuklandılar ve 5,5 ay hapiste kaldılar.

 

Seçim günü Mersin’de bir CHP’linin öldürülmesi olayına yayın yasağı konuldu.

 

Yeni meclisin toplanacağı gün başta meclisin çevresi tanklarla çevrildi, kentin tüm önemli noktalarına askeri birlikler yerleştirildi.

 

Başbakan Adnan Menderes'in  "Allah bir daha bana böyle bir gün yaşatmasın" dediği 1957 erken seçimi iktidarı salladı. Sonuç olarak 27 Ekim günü yapılan seçimleri Demokrat Parti kazandı ve tekrar iktidar oldu ancak 1954'te aldığı V,6 olan oy oranını 47,9 'a düşürdü koltuk sayısı 79 azaldı ve 424'e indi. Buna karşılık CHP, aldığı A'lik oy oranı ile sandalye sayısını 147 artırarak 31'den 178'e çıkardı. 

 

Bu erken seçim Demokrat Parti için sonun başlangıcı oldu. 1957 seçim sonrası muhalefet ve basın üzerindeki baskı dahada arttı, üniversiteler hareketlendi ve gelişen olaylar sonucunda Demokrat Parti 27 Mayıs Askeri Müdahalesi ile iktidardan indirildi. 

 

[1] http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/42/476/5543.pdf                     

[2] http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/42/476/5543.pdf

[3] H. TOPUZ, a.g.e., s. 193.

[4] 80. KOLOOLU, a.g.e., s. 69.

[5] http://www.journals.istanbul.edu.tr/iuifd/article/view/1019004828/pdf)

[6] (Baban, 1970: 311).

 [7] (Aktaran Kavaklı, 2005: 164)

[8] (Bilinmeyen Menderes Mükerrem Sarol Cilt 1 Syf 391 )

[9] (Resmi Tarihi Değiştirecek Gerçekler Syf 115 Recep Şükrü Apuhan)

[10] (Resmi Tarihi Değiştirecek Gerçekler Syf 115 Recep Şükrü Apuhan)

[11] (http://www.politics.ankara.edu.tr/dergi/cilt67-sayi2-6_abdullah_takim.pdf

[12] https://www.mevzuatdergisi.com/2004/04a/02.htm

[13] https://www.mevzuatdergisi.com/2004/04a/02.htm

[14] (http://dergipark.gov.tr/download/article-file/289658

[15] (Eroğul, 2003: akt. Takım, 2012:179)  

[16] (Ekzen, 1980; akt. Balcı, 2007:97)

[17] (Tokgöz, 2004; akt. Balcı, 2007:99). 

[18] . http://www.johschool.com/Makaleler/1474614864_12. Adem Özküçük.pdf

[19] Tuğrul Sarıtaş Arka Bahçede Neler Olsu ? syf 117

[20] https://turkiye.net/gorusler/alternatif-bakis-gorusler/sahi-kimdi-bu-adnan-menderes/

[21] http://www.johschool.com/Makaleler/1474614864_12. Adem Özküçük.pdf

[22] (http://www.acarindex.com/dosyalar/makale/acarindex-1423881147.pdf)

[23] http://www.acarindex.com/dosyalar/makale/acarindex-1423881147.pdf)

[24] (http://haber.sol.org.tr/toplum/1957-secimleri-oy-verilirken-sonuclari-radyodan-ilan-edilen-usulsuz-bir-secim-193383)

[25] http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/23/2069/21468.pdf

[26] (https://www.yenisafak.com/secim-1957)

-

Yorumlar (0)