Sil baştan anayasa yapmak sakıncalıdır

AKP ve MHP'nin yeni Anayasa çalışması yaptığı dönemde AKP Ankara Milletvekili Tuğrul Türkeş'ten çıkış geldi. Türkeş, Türk Devlet ve Toplulukları Dostluk, Kardeşlik ve İşbirliği Vakfı'nın (TÜDEV) sitesinde Anayasa çalışmalarını değerlendirdi. “Anayasa Dükkanı Talan Ediliyor?” başlığıyla bir makale yayınlayan Türkeş şu görüşleri savundu:

SON DERECE SAKINCALI: Anayasalar ihtiyaçlara göre onarılabilir. Ancak anayasaların her 3-5-10 veya 20 yılda bir sil baştan değiştirilmesi veya değiştirilmek istenilmesi hadisesi hem dünyada eşine az rastlanır bir durumdur hem de son derece sakıncalıdır. 1982 Anayasası'nın çok büyük bir kısmı zaten değişmiş vaziyettedir.

KİMSENİN HADDİ DEĞİL: 21. yüzyılda kalıcı ve toplumu onlarca yıl yönlendirecek bir anayasayı hazırlamak; ne mazilerinde maluliyet bulunan hukuk adamlarının işidir, ne de meclisin herhangi bir döneminde herhangi bir partiden meclise girmiş, kadrolarının işi değildir. Bu hiçbir şekilde bu şahısların hakkı da haddi de değildir.

‘KURUCU KOD' VURGUSU: Siyaset kurumu, 2023'te Cumhuriyetimizin 100'üncü yılında yeni bir anayasayı dokumak istiyorsa, kültür kökü ve siyasi felsefesiyle birlikte Türk milletinin kurucu kodlarını ihya etmekten başka bir çaresi bulunmamaktadır.  Anayasa canımız sıkılınca değiştirebildiğimiz, çöpe attığımız, bağışladığımız bir elbise değildir. Dileyenin; kafasına her estiğinde Anayasa dükkânını talan etmesinin önüne geçmeli ve bu soruna kalıcı bir çare getirmeliyiz.

ATATÜRK OLMASAYDI NAMAZ KILAMAZDIN

Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, Habertürk TV'de Veyis Ateş'in moderatörlüğünde Nagehan Alçı, Nihal Bengisu Karaca ve Şaban Sevinç'in sorularını yanıtladı. Gündemi değerlendirdi. İnce, Ayasofya'da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bulunduğu törende Atatürk'e lanet okuyan imam Mustafa Demirkan'a ateş püskürdü… İmamı ve iktidarı hedef alan İnce şöyle konuştu:

“Egemenliğimizi simgeleyen biri bayrağımız, iki ezanımızdır. Selaniklilere laf edenlere sesleniyorum. ‘Selanikliler evlad-ı Fatihanıdır torunlarıdır, sen kimin torunusun merak ediyorum' dedim. İstanbul'u işgalden kurtaran kim? Atatürk değil mi? Kurtuluş Savaşı'nı kazanana, Ayasofya'yı işgalden kurtarana rahmet edilir, dua edilir. Siz küfrediyorsunuz. Bunların Müslümanlık bilgeleri de yok. İşgal altındaki topraklarda Cuma namazı kılınır. Adamlar kin kusuyorlar. Nasıl din adamı bunlar. Sonra ‘ben bunların arkasında namaz kılmam' dediğimde kızıyorlar. Rıfat Börekçiler de var, Dürrizade gibiler de var. Sayın Bahçeli müftüye laf ediyor. Sen müftüye laf edeceğine desteklediğin Cumhurbaşkanı o caminin içinde. Müftüye ‘Sen ne diyorsun, ne demek istiyorsun' demelisin. Atatürk olmasaydı o ezanı okuyamazdın, o namazı kılamazdın. ‘Ayasofya'nın ibadete açılmasına ne diyorsunuz' dediler. Davet gelirse giderim dedim. Diyanet İşleri Başkanı, siyaset yaptı, topa girdi, ‘namaza davet olmaz' dedi. Sonra da aradı. ‘Neden siyaset yaptın, sen nasıl din adamısın' dedim. O gün Sultanahmet'e gittim. Burası bize ait bir yerdir. Egemenlik hakkı Türkiye Cumhuriyeti'ne aittir. Yunanistan'dan, Rusya'dan talimat alacak değiliz.”