Saadet Partili hukukçu Ali Aktaş'ın geçen hafta Ahmet Altan'la görüşmesi

Hukukçu Aktaş, Ahmet Altan'la görüşmesini anlattı: Kılıçdaroğlu'nu çok beğeniyor

SİYASET 10.08.2019, 16:58

Saadet Partili hukukçu Ali Aktaş tutuklu gazeteci Ahmet Altan'la Silivri Cezaevi'ndeki görüşmesini anlattı.

TV5'te Suat Toktaş'ın sunduğu Düşünme Vakti'ne konuk olan Aktaş, Altan'ın CHP lideri Kemal Kılçdaroğlu ve Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'nu beğendiğini söyledi. Aktaş ayrıca Altan'ın Kürt meselesini Türkiye'nin en büyük sorunu olarak gördüğünü belirterek, "Saadet Partisi ancak belki bunu aşabilir ve siz 
'Veda Hutbesi'ni bir siyasal dile dönüştürerek bu meselede öncü olun" dediğini aktardı.

Eren Erdem alışmış, Selçuk Kozağaçlı neşeli

Aktaş'ın konuşması şöyle:

Silivri Cezaevi'nde bir müvekkilim vardı. Gitmişken dokuz numaralı cezaevinde olduğunu bildiğim için Ahmet Altan'ı, SelçukÖzağaçlı'yı ve Eren Erdem'i ziyaret ettim. Eren Erdem şimdiye kadar hep tahliye bekliyordu ancak alışmış cezaevine. Erdem görüşmemizde "Artık normal ritmimi sağladım burada bir mahkum gibi yaşıyorum" dedi. Selçuk Özağaçlı zaten çok alışkın cezaevine, neşeli gözüküyor.

Saadet Kürt meselesini çözebilir

Ahmet Altan'ı yakınlarda Ertuğrul Günay da ziyarete gitmiş. Zaten siyasete çok ilgili. Babacan'ın ve Abdullah Gül'ün hareketlerini takip ediyor. Kürt meselesine ilişkin tahlilleri var. Askeri vesayet rejiminin Kürt meselesine ilişkin dilinin geçmişteki savaşçı ve milliyetçi dilinin bugün AK Parti tarafından aynen sahiplenildiğini söylüyor. Hatta Türkiye'deki milliyetçi dilin, HDP'nin şeytanlaştırılmasının mutlaka aşılması gerektiğini çünkü bunun Türkiye için en büyük tahribat unsuru ve Türkiye'nin en büyük sorunun bu olduğunu ifade ediyor. Hatta çok ilginç bir biçimde, Saadet Partisi ancak belki bunu aşabilir ve siz 'Veda Hutbesi'ni bir siyasal dile dönüştürerek bu meselede öncü olun gibi bir cümle kullandı. Kılıçdaroğlu'nu çok beğeniyor. Hatta son dönemdeki CHP'nin, son üç-dört yıldaki Kemalist ve ulusalcı bir takım akımlarını veya figürlerini elimine ettiğini ve demokratik bir CHP meydana getirdiğini söylüyor. Saadet Partisi Genel Başkan Temel Karamollaoğlu'nu da bu anlamda övüyor. Şöyle bir şey söylemişti: "Türkiye'deki problem, çocukluğumuzda babamla bir oyun oynuyorduk. Bir çember var, çemberin içinde noktalar vardı. Soru şuydu: Kalemi hiç kaldırmadan içerdeki tüm noktaları birleştireceksiniz ama insan psikoloji bir türlüçemberin içinden çıkmazsızın noktaları birleştiremiyor. Sonra anladık ki, son noktayı birleştirmek için çemberin dışına çıkmak lazım. Ordan şöyle bir yorum getiriyor. Türkiye'deki bugün siyasetin ürettiği çember veya üçgen var. Bu çemberin dışına çıkmamız lazım. Bu milliyetçi dil, savaş dili, ötekileştiren dil, şeytanlaştıran, halkın yarısını terörist ilan dilin aşılmasını gerektiğini söylüyor". Tabii herkesin siyasete ilişkin beklentileri var. Mesela Eren Erdem, siyasi bir tutkulu olduğunu söylüyor. Yani normal şartlar altında tahliye edilmesi gerektiğini....

Özağaçlı iki yıl sonra tahliye edileceğini düşünüyor

Selçuk Özağaçlı'nın bu süreçte yargı reformu gibi bir takım gelişmeler olacağına dair bir değerlendirmesi var: FETÖ'den tutuklu alt kademedeki bir takım insanları, Silivri'de 10-15 bin insan olduğunu, bunları tahliye edecekler daha sonra iki yıla kadar sıra bize gelir.

Üçünde de bir demokratikleşme beklentisi var. Nereye varacak bilmiyorum.

Yorumlar (0)