Orhan Bursalı: 'Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala’nın gecikmeden bırakılacağını göreceğiz'

Cumhuriyet Gazetesi yazarı Orhan Bursalı, Saray iktidarının reform girişimlerini ve olası sonuçlarına köşesinde yer verdi.

SİYASET 26.11.2020, 10:44
Orhan Bursalı: 'Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala’nın gecikmeden bırakılacağını göreceğiz'

Cumhuriyet gazetesi yazarı Orhan Bursalı, MHP lideri Devlet Bahçeli'nin, tutuklu bulunan HDP'nin eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve iş insanı Osman Kavala için yaptığı açıklamaların sonrasında Bülent Arınç'ın feda edildiğini belirtt.

Orhan Bursalı,  "Saray, 1 $: 10 TL’yi engelleyemeyeceğini, daha büyük çöküşlerin kapıda olduğunu görünce “reform /iyileştirme şart” gerçekleriyle yüzleşti. “Ekonomik kötülüklerin” günah keçisi olarak Berat Albayrak’ı görevden aldı ve “yeni dönem” açtığını ilan etti.Kesin bilgidir ve savunup duruyorum: Buradan geri dönüşü olmaz. Bir şeyler yapmak zorunda. Ve yapılacakları ortağının engellemesi söz konusu değil. Sessiz veya sesli destekleyecek." ifadeleriyle son gelişmeleri değelendirdi. 

Orhan Bursalı'nın Demirtaş ve Kavala serbest kalır: ‘Yargıya talimat verilemez’ başlıklı yazısı şöyle oldu: 

“Küçük ortak”ın, Arınç’ın Kavala ve Demirtaş ile ilgili yaptığı açıklamalara şiddetli yanıtı ile iktidar cephesinde patlayan “güncel anlaşmazlık”, Bülent Arınç feda edilerek giderildi. Salı günkü yazımda ortaklığın bozulması konusunda “zamanı gelince” demiştim. Seçimlere 2.5 yıl olduğuna göre, önümüzdeki 1.5 yıl belirleyici olacak. Bu konuyu sürdüreceğim, bazılarını çok sinirlendirse bile!

Küçük ortağın, üstelik depremsi şiddette, Cumhur İttifakı’na ve hükümete sahip çıkması, Cumhur İttifakı’na en çok onların ihtiyacı olduğunu gösterdi.

Kim kontrol ediyor?

Oysa Cumhurbaşkanı’nın, parlamenter sisteme geri dönme ve bu çerçevede yeni ittifaklar kurma fikri, iktidarda kalmak için en son seçenek olsa dahi var.

Şu ortak kanaate katılmıyorum: “Küçük ortak” iktidarı kontrol ediyor, ipleri elinde tutuyor!

Hayır, bence ipler RTE’nin elinde. “Küçük ortağı” iktidarı için elinde tutuyor. Yeni bir olasılık (henüz) yoksa bu ittifakı sürdürecektir. Arınç gibi tavizler de vererek.

Ama iktidarının devamı için şart olan pek çok şeyi de gerçekleştirmek için ortağını peşinden sürükleyecektir.

Ana fikir gözden kaçmasın

İktidar ekonomiyi batırdı, dış politikasında da Türkiye’nin dış ekonomik-mali ilişkiler açısından tamamen bağlı olduğu Batı (Avrupa ve ABD) ile pek çok konuda çatışma halindedir; ilişkilerin sıfır ve sıfırın altına inmesi durumu ortaya çıkarsa bunun ekonomiye etkisi iki kat batmak olacaktır.

Saray, dış siyasi ilişkileri sürdürülebilir tutmak ve ülkeye sermaye akışını sağlamak zorunda. Ekonomik ve sosyal düzeni en azından biraz ayağa kaldırmanın tek yolu bu.

Bunun yolu da ekonomide, yargı /hukukta ve demokraside, en azından Batı’ya umut verici adımlar atmaktan geçiyor. Ve dış ilişkilerde iyileştirmelerden.

‘Ortak’ engelleyemez

Saray, 1 $: 10 TL’yi engelleyemeyeceğini, daha büyük çöküşlerin kapıda olduğunu görünce “reform /iyileştirme şart” gerçekleriyle yüzleşti. “Ekonomik kötülüklerin” günah keçisi olarak Berat Albayrak’ı görevden aldı ve “yeni dönem” açtığını ilan etti.

Kesin bilgidir ve savunup duruyorum: Buradan geri dönüşü olmaz. Bir şeyler yapmak zorunda. Ve yapılacakları ortağının engellemesi söz konusu değil. Sessiz veya sesli destekleyecek.

Çünkü “yapılacaklar” aynı zamanda Saray iktidarının sürmesi veya çökmesi ile ilgilidir. Yani hayat memat meselesi! Ortağın, çok sevdiği ortaklığının sürmesi de buna bağlıdır. Bu nedenle Arınç (ve başka küçük şeyler) ile yetinecek.

Kavala ve Demirtaş bırakılır

RTE, dünkü konuşmasında “Bütçe görüşmelerinin ardından kapsamlı reformları birer birer hayata geçireceğiz. Hukuk reformlarını da hızlandırıyoruz. Yargı Reformu Stratejisi Belgesi’yle ilgili 3 paket Meclisimizde kabul edildi. Diğer reformları da paketler halinde Meclis’e taşıyacağız. İnsan Hakları Eylem Planı’na ekonomide güven iklimini artıracak şekilde genişleterek son halini vereceğiz” dedi.

Neler içeriyor bu “reformlar” bilmiyoruz, ama tatmin edici adımlar atmak zorunda, ortağı da destekleyecek.

RTE, bunun için de yargıya seslendi: “Değerli yargı mensupları anayasanın 138. maddesi beni ne kadar muhatap alıyorsa aynı şekilde benim dışımdakileri de muhatap alıyor. 138. maddeyi eze eze kullananlara karşı gereğini neden yapmıyorsunuz? Gereken adımları neden atmıyorsunuz? Size birilerinin talimat verme hakkı var mı?”

RTE, yargıya kimse size ne yapacağınız konusunda talimat veremez, yasalara ve anayasaya uygun kararlarınızı verin diyor.

Bu bağlamda, hukuksuzluğun simgesi haline gelen, çok yaygın hukuksuzlukların önde gelen isminin, Selahattin Demirtaş ve Kavala’nın da gecikmeden bırakılacağını göreceğiz.

Bu durumdan tamamen sorumlu olan iktidar, yeni politika gereği, “özgür, yasalara bağlı yargı”nın gereğini yapmasını istemektedir. Ve şunu da ekleyerek: Reform gündemini Cumhur İttifakı olarak hayata geçireceğiz.

‘Mafya rol model olamaz’

Bir nokta daha: Saray’ın “first leydi”si Emine Hanım dün “Mafya babaları, zorbalar rol model olmaz” diyerek küçük ortağa karşı görüş açıkladı. Bu, RTE’nin müttefikine yanıtıdır. Emine Hanım’ın karşısında bir muhatap olmadığı için bu paylaşımı yanıtsız kalacaktır. Ama ortaklar arasında durum budur.

Not: Bahçeli Bey, salı günkü yazımı anarak, hiçbir demokratik siyasal anlayışa sığmayacak “alışık” laflar etti. Hem bana hem Cumhuriyet’e. Bu ifadeleri şiddetle kınıyorum ve hepsini geri çeviriyorum. Belki yazımdaki “satar” ifadesinin yerine, siyasi bir sözcük, mesela “ittifakı bozar” vb. kullanmalıydım.

Yorumlar (0)