İYİ Parti'den Esenyurt yorumu:Normalleşme süreci ile başlayan, gölge bakanlarını görevdeki resmi bakanlara yollayanlara sormak gerekir

İYİ Parti Grup Başkanvekili Buğra Kavuncu, "Esenyurt'ta olanları bence normalleşme süreci ile başlayan, gölge bakanlarını görevdeki resmi bakanlara yollayanlara, sürekli el yükselten CHP Genel Başkanı Sayın Özgür Özel'e sormak gerekir, bize değil. Bu soruyu 'umut hakkı'ndan bahseden, İmralı'daki vatan toprağını kirletmesi yetmiyormuş gibi Gazi Meclis'i de kirleten teröristbaşı Abdullah Öcalan'ı çağıran Bahçeli'ye sormak gerekir. Bu soruyu en can alıcı noktasında hiçbir gazetecinin uçakta sormaya cesaret edemediği, sürekli nabız yoklayan Cumhurbaşkanı'na sormak gerekir. Bu soruyu her fırsatta bizi yeterince muhalif olmamakla suçalayan, yeni anayasa pazarlığında seçmenlerini güdülecek koyun gibi gören DEM'e sormak gerekir" dedi.

SİYASET 31.10.2024, 15:14
İYİ Parti'den Esenyurt yorumu:Normalleşme süreci ile başlayan, gölge bakanlarını görevdeki resmi bakanlara yollayanlara sormak gerekir

İYİ Parti Grup Başkanvekili Buğra Kavuncu, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Kavuncu, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

"10 milyon abonenin elektrik faturaları iki buçuk üç katına çıkacak"

"Türkiye'de insanımızın canını acıtacak başka bir gelişmeyi sizlerle paylaşmak istiyorum ekonomi konusunda geçim derdini daha da arttıracak. EPDK'nın limitleri değiştirme hazırlığı var. Bu aslında apaçık gizli elektriğe bir zam yapılması anlamına geliyor. Yani yeni bir tarife uygulanıyor ve bu yeni tarifeyle elektrikte belirli bir tüketim miktarının üzerinde olan abonelerden devlet sübvansiyonu kaldırılıyor. Bu şu demek; bugün bin lira bin 200 lira elektrik faturası ödeyen herhangi bir ev varsa neredeyse 2 bin 500- 3 bine çıkacak. Bu durum özellikle esnafımızı çok ciddi bir şekilde etkileyecek. Ülkemizde yaklaşık 45 milyon konut ve elektrik abonesi var. Bu durumda etkilenecek olan toplam konut sayısı yaklaşık 10 milyon. Yani 10 milyon abonenin elektrik faturaları iki buçuk üç katına çıkmış olacak.

"Uyuşturucu sorunu artık bir milli güvenlik sorunu haline gelmiş"

Emniyet Genel Müdürlüğü 2024 yılıyla ilgili bir uyuşturucu raporunu açıkladı. Bu raporda 2023'te harcanan paranın yaklaşık 7 milyar TL olduğu, bir önceki yılda ise bunun 4 milyar TL olduğu belirtildi. Yani neredeyse uyuşturucuyla mücadele için harcanan para ikiye katlanmış durumda.  Türkiye adeta uyuşturucu ticaretinin trafiğinin merkezi haline gelmiş. 2022'de Türkiye genelinde 246 bin olaya müdahale edilmişken uyuşturucu ile ilgili 2023 yılında bu rakam 251 bine çıkmış. Kullanım oranlarına baktığımızda, bu merkezlere yapılan başvuru sayısı 16 bin civarında. Bu yıl tedaviye başvuranların yarısı çok çarpıcı bir rakam. Yani bu 16 binin yarısı ilk kez başvurmuş. Yani 8 bin kişi ilk defa bu illetten kurtulmak için tedaviye başvurmuş. Yatarak tedavi gören hastaların maddeye başladıkları yaş ortalaması da 22. Yani genç yaştaki insanlarımız bu kimyasalla kendilerini zehirliyorlar. Türkiye'nin uyuşturucu sorunu bu rakamlarla da net olarak görüldüğü gibi artık bir milli güvenlik sorunu haline gelmiş."

"Alın size proje, alın size dış güç"

Yeni çözüm süreci iddiaları ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan'a çağrısıyla başlayan tartışmalara değinen Kavuncu, şöyle devam etti:

"Bu bir süreç ve bu sürecin sinsi yönlerini ifşa etmeye çalışacağım. Devletimiz tarafından kırmızı bültenle aranan, PKK'nın birçok saldırısının emrini veren bir terörist var; Mazlum Kobani. 2019 yılında Sayın Cumhurbaşkanın bu şahıs için 'ABD bize teslim etmeli' dediği bir kişiden bahsediyorum. Bu terörist iki üç gün önce Fransız Haber Ajansı AFP'ye yaptığı açıklamada; 'bizimle Türkiye arasında siyasi ve askeri diyaloğu gerçekleştirmek için ara buluculuk yapılıyor' diyor. Kürt Barış Enstitüsünün programında ise ABD'nin eski Suriye özel temsilcisi James Jeffrey, 'Türkiye'de yeni bir açılım süreci desteklenmelidir' diyorlar. Hani yıllardır dış güçler vardı, bizlere bir sürü iftiralar atılmıştı? Alın size proje, alın size dış güç. Dış güçlerle kim iş tutuyormuş kamuoyunun takdirine bırakıyoruz.

"PKK diliyle konuşmak bu ülkenin yöneticilerinde alışkanlık haline gelmiş"

Oklar İran'a ve ciddi ölçüde bu bölgeye dönmüşken, Türkiye'nin çok dikkatli olması gereken bir sürece giriyoruz. Bu topraklarda başarılı olan milli bir devlet kimliğini koruyabilen tek milli devlet Türkiye. Dün Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş bir konuşma yaptı. 'Herkesin adil, eşit yurttaşlar olarak kendisini bu ülkeye ait  hissettiği bir birlik, kardeşlik ortamını tesis edeceğiz' diyor. Eşit yurttaşlık kavramına gönderme yapıyor. Eşitlikle ilgili bizim bununla ilgili bir sorunumuz yok. Eşit yurttaşlık kavramının getirdiği bambaşka bir algı var, bir etnisiteyi öne çıkartmak ve Türklüğü de bir etnisite gibi göstermek. Buradaki dert Anayasanın 66. maddesini tartışmaya açmak. Burada bir ırksal terim yok, vatan çerçevesindeki yurttaşlardan bahsediliyor. Türkiye devletinin kuruluş ilkeleri bunlar değildir. Vatandaşlığı bölünmesi ve yok edilmesini içeriyor. Devlet adamıyım diyenlerin kullanacağı  bir dil değildir. Bu açılım dilidir. PKK diliyle konuşmak bu ülkenin yöneticilerinde alışkanlık haline gelmiştir. Türklük bir tarihin adıdır. En başta bir garantidir. Bu milletle bir ve bütün olmanın garantisidir. Bugün ateşle oynama vakti değildir. 

"Hüseyin Yayman hakkında da işlem yapılması lazım"

Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in tutuklanmasını değerlendiren Kavuncu, şunları söyledi:

"Esenyurt'ta olanları bence normalleşme süreci ile başlayan, gölge bakanlarını görevdeki resmi bakanlara yollayanlara, sürekli el yükselten CHP Genel Başkanı Sayın Özgür Özel'e sormak gerekir bize değil. Bu soruyu umut hakkından bahseden İmralı'daki vatan toprağını kirletmesi yetmiyormuş gibi Gazi Meclis'i de kirleten teröristbaşı Abdullah Öcalan'ı çağıran Bahçeli'ye sormak gerekir. Bu soruyu en can alıcı noktasında hiçbir gazetecinin uçakta sormaya cesaret edemediği, sürekli nabız yoklayan Cumhurbaşkanına sormak gerekir. Bu soruyu her fırsatta bizi yeterince muhalif olmamakla suçalayan, yeni anayasa pazarlığında seçmenlerini güdülecek koyun gibi gören DEM'e sormak gerekir. Genel Başkanımıza hakaret eden, Esenyurt Belediye Başkanı'nın tutuklanmasına sebep olan terör örgütü üyesi olduğu iddia edilen kişiyle akşam yemek yiyen Hüseyin Yayman'a sormak gerekir. Esenyurt Beldiye Başkanı'nın tutuklanma gerekçeleri paylaşıldığı gibiyse Hüseyin Yayman hakkında da işlem yapılması lazım. 

"Türkiye'de adı konulmamış bir koalisyon söz konusudur"

Türkiye'de adı konulmamış bir koalisyon söz konusudur. Bu koalisyon Cumhurbaşkanı'nın görev süresi ve yeni anayasa süreci hakkında ciddi bir pazarlığın da tam ortasındadır. Bu aktörler Türkiye'yi bir pazarlık masasına çevirmiş durumdalar. Esenyurt'ta yaşananlar da bunun göstergesi. Varsa terörle iltisak gerekeni yapın dedik ama 10 yıldır ilişkisi olduğunu söyleyip belediye başkanı yaparsanız sonra yerine kayyum atarsanız bunun adı provokasyon olur. Dün birlikte normalleşiyorlardı bugün herkesin tepki göstermesini bekliyorlar. Dün çok mu demokratikti bu iktidar? Düne kadar herkese PKK'lı YPG'li diyordunuz bugün Öcalan'ı muhattap gösteriyorsunuz. Sizler neyin pazarlığı halindesiniz. 

"Esenyurt'ta yaşanan süreçten kimse kendisine kahramanlık çıkartmaya çalışmasın"

Bizim gördüğümüz resim şu; devlet şuurundan uzak bir yapı ile karşı karşıyayız. Bütün Türkiye o gün Bahçeli'nin yaptığı açıklamayı konuşuyor. TBMM'de ise tek bir parti mensubu ağzını açmadı. Siyasi partilerden tek bir cümle duymadık. Bu kadar önemli bir mesele TBMM'de gündeme gelmiyorsa bizim bilmediğimiz bir mutabakat vardır. Bugün Esenyurt'ta yaşanan süreçten kimse kendisine kahramanlık çıkartmaya çalışmasın. Bu bir rezalettir. Kimin ne yaptığı anlaşılmamaktadır. Kontrolün kaybedildiği bir ortamdayız. Önümüzdeki süreçte anayasa değişikliği başlığı altında bir yeniden aday olma sürecinin önünü açmak uğruna ülkenin ayarları ile oynanmaktadır" 

Yorumlar (0)