Gürsel Tekin'den Erdoğan'a: Siyasi etik yasasını neden çıkarmıyorsunuz?
Tekin, "Temiz eller konusu buna dair yasa tasarıları, taslaklar bugüne dek defalarca gündeme geldi. TBMM çatısı altındaki hararetli tartışmaların ardından da komisyon çalışmaları ya rafa kaldırıldı ya da yasa tasarıları kadük oldu. Hem de ta Hüsamettin Cindoruk'un TBMM Başkanlığı (1991-95) döneminden bu yana. Yani bu hikaye 30 yıldır konuşuluyor, hatta bazı dönemlerde parlamentodaki tüm siyasi partilerin grup başkanları altına imza koymuş olmasına rağmen çıkmıyor" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın geçtiğimiz günlerde yaptığı "Temiz Eller Operasyonu" sözlerini değerlendiren Gürsel Tekin, siyasetçiler için kapsamlı bir "Siyasi Etik Yasası" çıkarılması gerektiğini vurguladı. Tekin, böyle bir yasanın siyasetle mafya ilişkisini engelleyeceğini ve hukuk devletini güçlendireceğini savundu.
Tekin, "Temiz eller konusu buna dair yasa tasarıları, taslaklar bugüne dek defalarca gündeme geldi. TBMM çatısı altındaki hararetli tartışmaların ardından da komisyon çalışmaları ya rafa kaldırıldı ya da yasa tasarıları kadük oldu. Hem de ta Hüsamettin Cindoruk'un TBMM Başkanlığı (1991-95) döneminden bu yana. Yani bu hikaye 30 yıldır konuşuluyor, hatta bazı dönemlerde parlamentodaki tüm siyasi partilerin grup başkanları altına imza koymuş olmasına rağmen çıkmıyor" dedi.
Tekin, siyasi etik ve siyasetin finansmanı yasalarının, politikacıların sıklıkla söz ettikleri ama bir türlü hayata geçiremedikleri konuların başında geldiğini belirtti.
"Ben ve bazı milletvekili arkadaşlarım, Meclise sunduğumuz siyasi etik yasası bugün uyarlansaydı siyasetle mafya arasında ilişki kurmak mümkün olmazdı. Bugün şikayet edilen birçok şey yaşanmayacaktı bu ülkede. Siyasi ahlak yasası geçmiş olsaydı bugünkü büyük kaynak israfı olmazdı. Sayın Erdoğan'a çağrım kesinlikle bu işi ciddiye alması gerektiğidir diyen Tekin, siyasetin mutlak hesap verebilir olması gerektiğini vurguladı.
Batı'daki siyasetçilerin en ufak hatalarda dahi hesap verdiklerini hatırlatan Tekin, "Bizde ise ister milletvekili olsun ister belediye başkanı olsun hesap vermeme durumu var. "Kimse hesap vermek istemiyor. Bir ülkede yolsuzluk yüksek orandaysa o ülkede yüksek oranda yoksulluk var demektir. Bu etik kurallar aynı zamanda yoksulluğa da çare olacaktır" değerlendirmesini yaptı.
Tekin, "2004 yılında yapılan değişiklikle ihaleye fesat karıştıranlara 'En az 10 yıl ceza' verilirken, bu ceza son değişiklikle 3-7 yıla çekildi. Kamu ihalelerine fesat karıştıranlara verilen 5-12 yıl arasındaki hapis cezası 3-7 yıla indirildi. 'İhale sonucu kamu kurumu açısından zarar meydana gelmiş ise cezanın yarı oranında artırılacağı' hükmü de kaldırıldı. Zarar doğmadıysa, ceza 1-3 yıl arasına çekildi. TCK'nın 235. maddesinde yapılan değişiklikle siyasi yasaklı olma durumu bir nevi ortadan kaldırılmış oldu. Yapılan düzenlemelerle bırakın ceza vermeyi, İhaleye fesat karıştıranlara verilen cezaların indirildiğini, siyasi yasaklı olma hükümlerinin de kaldırıldığını görüyoruz.
Yolsuzluk ile yoksulluk arasındaki bağlantıya da dikkat çeken Tekin, "Bir ülkede yolsuzluk yüksek orandaysa o ülkede yüksek oranda yoksulluk var demektir. Bu etik kurallar aynı zamanda yoksulluğa da çare olacaktır" ifadelerini kullandı.
Vatandaşların devlete karşı sorumluluklarını yerine getirdiklerini ancak siyasetçilerin kuralsız davranışları sebebiyle isyan ettiklerini belirten Tekin, şunları kaydetti:
"Vatandaşın tamamı devlete karşı olan sorumluluklarını yerine getiriyor. Çocuğunu askere gönderiyor, vergisini ödüyor, hiçbir kuralsızlık içinde olmuyor. Ama siyasiler kuralsız davranınca vatandaş isyan ediyor ve partilere karşı ciddi bir kaygı ve kuşku duymaya başlıyor. Siyasetin mutlaka hesap verebilir olması lazım, bir etik kuralları olması lazım" çağrısında bulundu.