Eray Güçlüer: Yurt içinde PKK tehdit olmaktan çıkmıştır

TERÖR uzmanı Dr. Eray Güçlüer, ABD Başkanı Donald Trump'ın Ulusal Danışmanı John Bolton'un açıklamalarının provokatif ve maksatlı olduğunu söyledi. Dr. Güçlüer, "Türkiye’nin olası operasyonunda, PKK/PYD silahlı gücünü önemli oranda kaybedecektir, PKK'nın yurt içinde ise artık eylem kabiliyeti kalmadı ve Türkiye için tehdit olmaktan çıktı, adeta örgütçüğe dönüştü" dedi.

SİYASET 10.01.2019, 16:18 10.01.2019, 16:18
Eray Güçlüer: Yurt içinde PKK tehdit olmaktan çıkmıştır

Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi(ASAM) Terör Uzmanı Dr. Eray Güçlüer, ABD Başkanı Donald Trump'ın Ulusal Danışmanı John Bolton'ın açıklamaları ile ABD'nin bölgeden çekilmesi sonrası olası süreci ve Türkiye'nin operasyonuyla bölgedeki güç dengesinin nasıl şekilleneceğini değerlendirdi.

'BOLTON'UN AÇIKLAMALARI MAKSATLI'

Bolton'ın açıklamalarının provokatif olduğuna dikkat çeken Dr. Güçlüer, "Artık ABD’nin dış politikasını çeşitli söylemler üzerinde analiz etmemeyi öğrendik. Bolton'un saha gerçekliğiyle örtüşmeyen, genel olarak ABD'nin dış politikasını yansıtmayan açıklamalarını konjonktürelsiyasi taktikler olarak görüyorum. Bolton, İsrail'den aldığı icazet doğrultusunda yanlı ve maksatlı bir açıklama yaptı. Ancak Türkiye doğru strateji izliyor, saha sosyolojisini çok iyi okuyor ve geliştiriyor. Dolayısıyla alana hâkim. Bolton tarzı açıklamalar ise Türkiye'nin stratejisini ve operasyon kararını değiştiremez" diye konuştu.

'BEYAZ SARAY'DA BOLTON'U DİKKATE ALMIYOR'

PKK/PYD'nin hala terör örgütü değil de bölgedeki Kürtlermiş gibi yansıtılıp, Türkiye tarafından saldırıya uğrayacakları yönündeki söylemlerin doğru olmadığını ve kabul edilemeyeceğini belirten Dr. Güçlüer, "Bu yaklaşım son dönemde ABD'nin dış politikasıyla da örtüşmüyor, doğru değil, kabul edilemez. Bolton'un açıklamalarından sonra Beyaz Saray Sözcüsü, 'Trump'ın açıklamaları doğrultusunda ABD Suriye'den çekilecek' şeklinde açıklama yaptı. Yani bu açıklama aslında, Bolton'un açıklamalarının dikkat alınmadığını, başkanTrump’ın çekilme kararının dikkate alınması gerektiği yönünde güçlü bir mesaj içeriyor. Türkiye'nin Trump ve ekibini siyasi muhatap olarak alması doğru bir yaklaşım olacaktır" ifadelerini kullandı. 

'TÜRKİYE BÖLGEYİ KISKACA ALDI'

Nihai hedefi Çin olan İran’a yönelik operasyon için, körfez ülkelerini dizayn etmek ve bu bağlamda küresel hedeflerine ulaşabilmek için Türkiye’ye yakınlaşmak durumunda olan ABD'nin Suriye'den çekilmek durumunda olduğunun altını çizen Dr. Güçlüer, sözlrini şöyle sürdürdü;

"ABD askeri birliklerini Amerika’ya götürmüyor, Irak'a kaydırıyor. Hedefte İran var Çin var ancak İran’la Çin arasındaki kadrajda Rusya’da var. O yüzden ABD bu süreçte Türkiye’yi yanına çekebilmek için patriot, teröristlerin başına ödül konulması, F-35 tesliminde sorun olmayacağı açıklamaları gibi pek çok kartı masaya koydu. Tabi bu arada Türkiye’de sahadaki gücünü arttırdı. Türkiye İdlib-Kandil hattında bölgeyi kıskaca almış durumda. Irak’ın kuzeyinde daha önceden PKK’nın kontrolündeki 10’dan fazla bölgeyi kontrol altına aldı. ÖSO adeta bir düzenli ordu gibi kurumsallaşmada çok önemli mesafeler kat etti. Neredeyse sahadaki bütün etnik, dini ve mezhepsel gurupları Suriye’nin toprak bütünlüğünü sağlama ve demokratik Suriye devletini kurmak için bir araya getirmeyi başardı Türkiye. Artık ne ABD'nin ne de diğer aktörlerin Türkiye’ye rağmen sahada farklı askeri kapasiteler ve seçenekler oluşturabilmeleri kolay değil. Fırat'ın doğusunda ABD’nin 16 tane askeri üssü ve 2 bin askeri var, plana göre bunlar Suriye'den ayrılacak. Orta Doğu'da maalesef siyaset silahsız olmuyor. ABD bölgeden ayrıldığında Türkiye'nin olası operasyonunda PKK/PYD'nin büyük bir silahlı güç kabına uğrayacağı açıktır."  

'ABD'NİN TÜRKİYE'YE İHTİYACI VAR'

Türkiye'nin bölgede Kandil'den İdlib'e kadar stratejik konvansiyonel konuşlanmalar yaptığını söyleyen Dr. Güçlüer, "Bu da ABD'yi bölgede hareketsiz kıldı. ABD'nin küresel çıkarları için bölgede Türkiye'ye ihtiyacı var. Türkiye sahaya girdikçe eli daha da güçlendi. Türkiye, sadece patriotlarla bölge hava savunma sistemi kuramaz. Bunlar noktasal atış yapan sistemlerdir. Bu nedenle Türkiye S-400 hava savunma sistemlerini almalıdır ve ayrıca halen milli ve yerli imkanlarla geliştirilen Siper orta ve yüksek irtifa hava savunma sistemlerinin üretimlerine hız vermelidir" diye konuştu.

100 GÜN İÇİNDE TÜRKİYE BÜYÜK ORANDA SAHADA OLUR

Çekilmenin nasıl olacağı yönünde de bilgi veren Dr. Güçlüer, "Çekilme, ABD çekilecek Türkiye bölgeye girip, PKK/PYD'yi temizleyecek şeklinde olmayacak. 60 günlük 100 günlük takvim, Türkiye'nin değil, ABD'nin takvimidir. ABD’nin çekilmesiyle koordineli olarak Türkiye'de alana girecek. Yani 60 gün 100 gün sonra muhtemelen Türkiye sahaya büyük bir oranda girmiş olacak. Bu da PKK/PYD'nin alanda belki 4 ay içerisinde büyük bir oranda temizlenmesi sürecini başlatabilir. Bolton ve diğer aktörlerin asıl endişesi budur. Bunca yıl besleyip, büyüttüklerinin 120 gün içerisinde özellikle silahlı güç anlamında ortadan kalkma ihtimalinin ortaya çıkması, bunların sinir ucu haline geldi. O yüzden bu kadar yüksek tepki gösteriyorlar. Bu yüzden silahlı gücünü kaybetse bile Suriye’nin geleceğinde PYD/PKK’nın siyasi figür olarak kalabilmesini sağlamaya çalışıyorlar" dedi

ÇEKİLMENİN KOORDİNELİ OLMASINA İHTİYAÇ VAR

Çekilmenin birden olmasının zararlı olacağına dikkat çeken Dr. Güçlüer, "Çekilmenin koordineli olmasına ihtiyaç var. TSK çok yönlü ve çok boyutlu operasyonlar yapıyor. Böyle karmaşık bir ortamda ABD, Rusya ve bölgedeki diğer dost unsurlarla istenmeyen karşılaşmaların olmaması için koordinasyon şart, çekilmenin birden olması da zararlıdır. Ortaya çıkan boşlukları farklı terör örgütleri doldurabilir" diye konuştu.

OYALAMA OLURSA TÜRKİYE OPERASYON YAPAR

Türkiye'nin olası operasyonda başarılı olacağının altını çizen Dr. Güçlüer, "ABD Türkiye'yi tekrar oyalama ve zaman kazanma sürecine girerse, Türkiye operasyonu yapar. Çok net de başarılı olur. Türkiye operasyon kararını, ABD oradan çekileceğini açıklamadan önce deklare etti. Bu operasyonu da çok rahat yapar" diye konuştu.

'PKK'NIN EYLEM KABİLİYETİ KALMADI'

Yurt içinde PKK veya diğer terör örgütlerinin ciddi sayılabilecek eylem imkan ve kabiliyetlerinin kalmadığını söyleyen Dr. Güçlüer, "Çünkü bitirildi, 2018 yılı PKK’ya en düşük katılım oldu, neredeyse katılım sıfır. Aralık ayı raporuna göre yurt içinde toplam terörist sayısı 600'ün altında, 10 binlerden bu rakamlara gelindi. Örgütün bölgede toplumsal tabanı ve hareket kabiliyeti kalmadı, ancak saklanarak kendi varlıklarını idame ettirmeye çalışan bir örgütçük haline dönüştüler" ifadelerini kullandı.

'YURT İÇİNDEKİ PKK ARTIK RİSK TEŞKİL ETMİYOR'

PKK'nın toplumsal tabanının kalmadığını da kaydeden Dr. Güçlüer, sözlerini şöyle tamamladı:

"Coğrafyamızda bu kadar önemli gelişmeler olurken, PKK’nın her hangi bir etki ortaya koyamamış olması, terörle mücadelede Türkiye’nin başarısını ortaya koyan önemli bir işarettir. Bunda, yerli ve milli teknoloji üretimi, FETÖ'nün içimizden temizlenmesi, güvenlik bürokrasisindeki uzmanlaşma ve branşlaşma ile bölgede ciddi şekilde yürütülen sosyal devlet uygulamaları etkili oldu.Bu nedenle Türkiye'nin Suriye'de terör örgütlerine yönelik olası operasyonlarında PKK’nın artık yurt içine yönelik herhangi bir tehdit üretebileceğini sanmıyorum."  

S BİLİŞİM DANIŞMANLIK: PKK, 2018'DE AĞIR DARBE ALDI 

S Bilişim Danışmanlık,1 Ocak 2019 tarihinde yayınladığı ‘Siyasi Risk İzlekleri Geçici Raporlama-PKK’ başlıklı raporunun ikinci bölümünde PKK/YPG’nin terörist sayılarını mercek altına aldı. Rapora göre Suriye’de halen 44 bin PKK/YPG’li bulunuyor. Türkiye’de bulunan PKK’lı sayısı ise 2017 yılında 11 bin iken 2018 yılında bin 600’e düştü. Yine rapora göre PKK, 2018 yılında Türkiye’de eylem koyamayacak ölçüde ağır kayıp yaşadı. Kırsalda eylem kapasitesi ve varlığı geriletilen PKK, Irak’ta da Türkiye sınırına yaklaşık 40 kilometre mesafedeki sahayı kaybetti. Raporda, “Deyrezor- Rakka genişlemesi müstesna tutulursa, 2018’de PKK saha hâkimiyeti daralmış, Afrin ve Türkiye kırsalı bir yana en kritik yer Kuzey Irak’ta ağır yitime uğratılmıştır” denildi.   Bölge halkının da PKK ile arasındaki mesafeyi açtığı kaydedilen raporda TSK’nın Suriye’de PKK/YPG’ye karşı son derece başarılı olduğu vurgulandı. Raporda şöyle denildi; “Türkiye’nin CENTCOM-ABD eklemli PKK riskleri, cari dönemde kayda değer ölçüde azalmıştır. Türkiye’nin PKK riski, Suriye ve Irak’ta CENTCOM faktörüne rağmen, içeride mücadeledeki yüksek performans,  Kuzey Irak’ta da saha hakimiyeti tesisiyle gerilemiştir.”

İSTANBUL, (DHA) 

Yorumlar (0)