CHP'Lİ ÖZKOÇ:“ŞENTOP, KILIÇDAROĞLU’NUN AKP TROL İFŞASINI DOĞRULADI”

Özkoç, Şentop'u, bu trollerden bir kısmının hedef aldığının anlaşıldığını belirterek, “Sayın Meclis Başkanı’na sesleniyoruz: kimin yaptığını biliyorsanız, millete açıklayın. Hangi grubun trolüymüş herkes bilsin” şeklinde konuştu.

SİYASET 21.04.2022, 17:36
CHP'Lİ ÖZKOÇ:“ŞENTOP, KILIÇDAROĞLU’NUN AKP TROL İFŞASINI DOĞRULADI”

CHP Grup Başkanvekili, Sakarya Milletvekili Engin Özkoç, TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un AKP’nin trolleriyle ilgili sözlerini değerlendirirken, “Şentop, AKP’nin trol ağını itiraf etti. Genel Başkanımızın AKP’nin trolleriyle ilgili ifşasını doğruladı. Demek ki; AKP’de bir trol ağı varmış. Bu ağ, saray trolleri, pelikan trolleri, Soylu trolleri diye ayrışıyormuş...” dedi. Özkoç, Şentop'u, bu trollerden bir kısmının hedef aldığının anlaşıldığını belirterek, “Sayın Meclis Başkanı’na sesleniyoruz: kimin yaptığını biliyorsanız, millete açıklayın. Hangi grubun trolüymüş herkes bilsin” şeklinde konuştu.

Özkoç, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun sabah saatlerinde elektriklerinin kesildiğini ifade ederek, özetle şunları kaydetti:
KILIÇDAROĞLU, SAAT 21’DE TÜRKİYE’YE SESLENECEK

“Sayın Kılıçdaroğlu'nun evinin elektrikleri kesildi. Nedeni ne? Kemal Kılıçdaroğlu elektrik parasını ödemedi. Ödeyemediği için mi? Hayır. Peki böyle bir şeyi Kemal Kılıçdaroğlu neden yaptı? Çünkü siyaset yaptığı ve çok sevdiği ülkesinde 3,5 milyon abonenin elektriği borçları yüzünden kesildi. Peki o, o insanlar karanlıktayken bu konuyu en etkin biçimde gündeme taşımadan, evinin bütün ışıklarını yakıp, rahat rahat huzur içerisinde hayatına devam edebilir miydi? Tıpkı saraydakiler gibi, 1000 odalı saraylarının ışığını yakıp şatafatlı hayatlarına devam ettikleri gibi, bunu Kemal Kılıçdaroğlu yapabilir miydi? Yapamazdı. O, tüm Türkiye'nin dikkatini buraya çekmek ve bu konuda mağdur olan insanların mağduriyetini gidermek için bir eylem gerçekleştirdi ve bunun sonucunda Kemal Kılıçdaroğlu'nun elektriğini kestiler. Yapmaları gereken şuydu: ‘Milletimize yüzümüzü dönelim. İnsanlarımız neden elektrik faturalarını ödeyemez duruma geldiler? Biz ülkeyi neden bu kadar kötü yönettik ve ülkemizde yaşayan insanlarımızı neden karanlığa mahkum ettik?’ diye kendilerine sorup, çare arasalardı, bunu yapmazlardı.  Ama onların derdi çare değil, onlar bildiklerini okumaya devam ediyor. Bizim derdimizse milletimiz. Milletimizin sesi olmaya devam edeceğiz. Sayın Kılıçdaroğlu bu akşam saat 21:00’de konuyla ilgili evinde çekeceği bir videoyla Türkiye’ye seslenecek.”

“2023 HEDEFLERİ YALAN OLDU, YENİ HEDEF 2053

Engin Özkoç, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 10 yıl önce 2023 için koyduğu hedefleri tek tek sıralayarak, ülkenin bütün hedeflerde geriye gittiğini belirtti ve “2023 hedefleri yalan oldu, yeni hedef 2053” dedi. Özkoç, özetle şunları söyledi:
“İnsanlar Recep Tayyip Erdoğan'a inandılar. Erdoğan, 10 yıl önce iktidarının Türkiye için 2023 hedeflerini açıkladı. Dedi ki; “Türkiye yeni bir anayasa ile ileri bir demokrasiye kavuşacak.” Türkiye tüm dünya ülkeleri arasında en fazla otoriterleşen ülkeler arasına girdi. Maalesef tek bir kişinin iki dudağı arasından geçen her şey, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi olarak yürürlüğe giriyor. Peki, bu söylediği gerçekleşti mi? Hayır.  ‘Bir Türkiye hayal ediyorum; bu gök kubbe altında kardeşliğini pekiştirmiş.’ Sonradan bu dediğinin üstüne ‘Ben kindar bir nesil istiyorum’ dedi. Doktorlara ‘defolun gidin buradan’ dedi. Memurları aşağıladı, öğretmenleri aşağıladı. Dediğini yaptı mı gerçekten? Hayır. Tam tersini yaptı, Türkiye'yi ayrıştırdı, kamplara böldü. ‘Bir Türkiye hayal ediyorum; vatandaşları mutlu, müreffeh ve özgür.’ Gerçekten Türkiye’de vatandaşlar, 2023'ün arifesinde müreffeh mi? 3,5 milyon kişinin elektriği kesildiği için ana muhalefet partisi başkanı ‘ben elektrik paramı ödemem, bunu düzeltin’ diyor. Onun da elektriği kesiliyor. Asgari ücret açlık sınırının altında, 45 milyon vatandaş yoksul. Böyle bir Türkiye mi hayal ediyordu acaba Recep Tayyip Erdoğan? ‘Bir Türkiye hayal ediyorum; dünyanın en büyük 10 ekonomisinden birisi olmuş.’ Şu anda Türkiye dünya ekonomisinde 21'inci sırada. Hedefi gerçekleştirmiş mi? Yarısını bile gerçekleştirememiş, sıralamada geriye düşürmüş.  ‘Bir Türkiye hayal ediyorum; milli geliri 2 trilyon dolara ulaşmış.’ Şu anda milli gelir 803 milyar dolar. Yarısını olsun gerçekleştirdi mi Recep Tayyip Erdoğan? Hayır, sözlerinin hiçbir tanesini tutmadı.  Bir tane gerçekleştirdiğiniz hedefi söyle, bir tane tuttuğunuz sözü söyle, ayakta alkışlayalım. Ama yandaşlarına verdiğiniz sözlerin tamamını tuttun. Saray efradına verdiğin sözlerin tamamını tuttun... Hiçbir hayalini gerçekleştiremeyen Erdoğan’ın yeni hedef olarak 2053’ü gösteriyor. Peki,  hedefler gerçekleşmeyince ne olur? Seçim nasıl kazanılır? Ne yapılır? Hangi yollara başvurulur? Eğer Milliyet İttifakı söz konusuysa fitne fesat söyleyerek paramparça etmek gerekir. Yalanlarla bir Türkiye'yi yönetmek gerekir. Bir kaos ortamına Türkiye'yi sürüklemek gerekir.”

“SALDIRILARIN FAİLLERİNİ DERHAL BULUN, ÜLKEYİ KAOS’A SÜRÜKLEMEYİN” 

Engin Özkoç dün Bursa’da, bugün İstanbul’da meydana gelen terör saldırılarına ilişkin Türkiye’nin 7 Haziran-1 Kasım 2015 seçimleri arasında yaşadığı kaos dönemine işaret etti ve ülkenin tekrar bir kaos ortamına sürüklenmesine izin verilmemesi gerektiğini belirtti. Faillerin derhal bulunmasını istediklerini vurgulayan Özkoç, özetle şunları söyledi:
“Dün bir bombalı terör saldırısı gerçekleşti Bursa'da. Bir infaz memuru arkadaşlarımız şehit düştü. Bugün İstanbul’da TÜGVA'nın önünde bir bomba patlatıldı. Soylu'ya soruyorum: Sen muhalefete laf yetiştirmeye, sarayın tetikçiliğini yapmaya çalışacağına, Türkiye'de terör bitti demiştin ya, bu terör olayları ile ilgili kendi istihbaratını, emniyetini, jandarmanı harekete geçirip önüne geçsene. Türkiye tıpkı 7 Haziran seçimlerinden sonra, 5 ayda 1 Kasım seçimine kadar sürüklendiği terör kaos ortamına tekrar mı sürüklenmek istiyor? Türkiye'de tekrar bombalar mı patlayacak, masum insanlar mı öldürülecek? Ve Türkiye bunun ardından olağanüstü bir hal yaratılıp, bir kaos ortamı mı çıkartılacak? Beklenti bu mu? Bu faillerin derhal yakalanmasını istiyoruz. O bombayı koyanın bir kadın olduğu kameralarda tespit edilmiş. Derhal o kişi kimse ve arkasında kimler varsa, bulun ve görevinizi yapın. Sarayın tetikçiliğini değil, İçişleri Bakanlığını yapın. Uyuşturucu baronlarıyla, kara para aklayanlarla kol kola dolaşmayı bırakın, görevinizi yapın. Aksi takdirde Türkiye'yi böyle bir ortam içerisine sürüklemek, buna buna göz yummak, Türkiye'nin geleceğiyle ilgili bir beka sorunu yaratır, bu sorunu yaratan Cumhur İttifakı olur.”

“ERDOĞAN İÇİN DOLAR BAŞKADIR…
Engin Özkoç, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dün grup toplantısında dile getirdiği “İsrail ile ekonomik ilişkiler başkadır, Filistin meselesi başka” sözüne atıfta bulunarak, şu değerlendirmeyi yaptı:
“İsrail ile ilişkilerini sürdürebilirsin evet ama Filistin meselesinde dik duracaksın. ‘One minute’ deyip de kabadayılık yaptıktan hemen birkaç saat sonra, ‘Ben bunu Sayın Peres için söylemedim, moderatör için söyledim’ diye kıvırmayacaksın.  Papazla ilgili: ‘Ben bu fakir burada olduğu müddetçe gerekeni yaparım, kimse onu oradan alamaz’ deyip, mesele iş dolara geldiği zaman kıvırmayacaksın. ‘İnsanları enayi zannediyorlar, Kaşıkçı cesedi nerede?’ diye hesap sorduğun Suudi Arabistan'a davayı devretmeyeceksin.  Türkiye Cumhuriyeti'nin egemenlik ve hukuk hakkından, dolar için vazgeçmeyeceksin.  Bu kafa, dolar kafasıdır... Dolar başka ama Mavi Marmara şehitleri için giderken ‘bana mı sordunuz?’ diyerek onları arkana dönmek… Dolar için bunu yapmak tam Recep Tayyip Erdoğan kafasıdır. Tam  saray anlayışıdır. Dolar başka, sığınmacılar ensar olmak ya da göndermek işi başkadır; ‘sığınmacıları bir gün buradan göndermeyeceğiz, yarın da göndermenin yollarını arıyoruz’ diyerek lafını yemek de başkadır. 

“ŞENTOP, KILIÇDAROĞLU’NUN AKP TROL İFŞASINI DOĞRULADI”

Tayyip Erdoğan bu dolar kafasından kurtulamadığı müddetçe hayallerini gerçekleştiremez. Ama onlar gerçekleştiremedikleri hayalleriyle ilgili Türkiye de başka bir şey yapıyorlar; trollerle bir algı yaratmaya çalışıyorlar. Bunu ilk defa Kemal Kılıçdaroğlu açıkladı, dedi ki: ‘AKP trollerle algı yaratıyor ve gündemi belirlemeye çalışıyor.’ Genel Başkanımız tek tek saray trol çetesini ifşa etti. Trol ağının Türkiye'deki bize olan maliyetini, tek tek açıkladı. Yani bir trol gerçeğini Türkiye'nin kamuoyunun önüne koydu. Şimdi bu trol şebekesi kendi evlatlarını vurmaya başladı. Neden? ‘Ayrıştırmıyoruz’, ‘birlik ve beraberlik içinde bir Türkiye’ demişti  ya Recep Tayyip Erdoğan; kendi kurdukları trol çetelerini de ayrıldılar. Nasıl? Bunu kim ortaya çıkarttı? Kim söylüyor? Şimdi mağdur duruma düşen Sayın Şentop söylüyor. Sayın Şentop kendisini eleştiren kişinin bir trol olduğunu, AKP ekiplerinden olduğunu ve kimin adamı, yani kimin trolle olduğunu da bildiğini söylüyor. İşte bu bir itiraftır. Bizzat TBMM Başkanı bir itirafta bulunuyor ve neyi doğruluyor? Kemal Kılıçdaroğlu'nun sözlerini doğruluyor. Demek ki, AKP'de bir trol ağı varmış. Bu ağ, saray trolleri, pelikan trolleri, Soylu trolleri diye birbirinden ayrışıyormuş. Sayın Şentop'u bu trollerden bir kısmı hedef almışlar, alırlar... 

“ŞENTOP’A SESLENİYORUM; KİMİN YAPTIĞINI BİLİYORSAN AÇIKLA!”

Ve Sayın Şentop bir mağdur edasıyla ‘bunu kimin yaptığını biliyorum ve ben bunu açığa çıkartacağım ‘diyor. Biz de buradan Sayın Meclis Başkanına sesleniyoruz: Kimin yaptığını biliyorsanız, millete açıklayın, millet de bilsin. Hani 10 bin dolar rüşvet alan siyasetçinin kim olduğunu biliyorsunuz, açıklamıyorsunuz ya hala... Soylu size söyledi, hala millete söylemiyorsunuz ya... Hiç olmazsa burada millete söylediğiniz sözün arkasında durun, bu hangi grubun trolüymüş açıklayın, bunu da herkes bilsin.”

HASKOLOĞLU NE YAPTI?
Engin Özkoç, Gazeteci İbrahim Haskoloğlu’nun tutuklanmasını eleştirerek, “Ne yapmış Haskoloğlu? "Kişisel veriler bu şekilde ele geçiriliyor ve kullanılıyor" demiş. Bunu yaparken önce devlete karşı olan sorumluluğunu yerine getirmiş, ilgili kurum ve kuruluşları bilgilendirmiş. Ama şimdi kendi mesleğine olan saygısı var, gazetecilik saygısı var, onu da yerine getirmesi gerekiyor. Onu da yerine getirmiş, kimseden ses çıkmayınca bunu kamuoyuna duyurmuş ve derhal tutuklanmış. Tutuklayın... Konuşan doktorlar olursa tutuklayın, EYT'liler olursa tutuklayın, milletvekillerini tutuklayın, yazarları, gençleri tutuklayın, Boğaziçi Üniversitesi'ndeki öğrencileri tutuklayın... Doğruyu söyleyen muhabirleri tutuklayın. Televizyonların ekranlarını karartın, insanlarına parmağınızı sallayın. Gerçek yüzünüzü gösterin, göstermeye devam edin. İstediğimiz tek bir şey var: Demokratik olarak Türkiye'yi kaosa sürüklemeden bir an önce sandık milletin önüne gelsin, millet bu dertten kurtulsun” diye konuştu.

“AYM’NİN KURALAR ÇEKİLMEDEN KARAR VERMESİNİ BEKLİYORUZ” 

Özkoç,  Anayasa Mahkemesi’nin CHP’nin seçim kanunuyla ilgili yaptığı itirazı esastan görüşme kararı almasına yönelik soruya, şu yanıtını verdi:
“60 yıldan beri bu ülke en kıdemli hakimlerin, il ve ilçe seçim kurulları başkanlığıyla süreci yönetiyorlar. Burayı karıştırmak, hakimleri bir torbanın içerisine sokup alan yaratmaya çalışmanın hukuksuzluğunu Anayasa Mahkemesine ilettik, hakkımızı, milletin hakkını savunmak istedik. Anayasa Mahkemesi de ‘bunu görüşelim’ dedi. Parlamenter sistem zamanında başbakanın ve bakanların seçim yarışında devletin imkan ve kabiliyetlerini kullanması yasaklanmıştı.  Değişiklikle başbakan çıkartılıyor ancak yerine Cumhurbaşkanı ve Cumhurbaşkanı yardımcıları konulmuyor. Cumhurbaşkanı ve Cumhurbaşkanı yardımcıları için devletin imkan ve kabiliyetlerini, sarayın imkan ve kabiliyetlerini kullanarak hareket etme serbestliği oluşturuluyor. Bu doğru değildir dedik. Anayasa Mahkemesi de bunu ciddiye aldı. Görüşecek. Ama Anayasa Mahkemesi’nden bir tek talebimiz var; kurullar oluşturulmadan, kuralar çekilmeden bir an önce karar vermesi.”

Yorumlar (0)