CHP 9 Eylül Birliği:CHP'nin Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu olmalıdır

Aralarında eski milletvekilleri,belediye başkanları,örgüt yöneticileri ve kurultay delegelerinin bulunduğu bir grup CHP'linin oluşturduğu "CHP 9 Eylül Birliği'den "CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı konusunda bir çağrı geldi.

SİYASET 30.06.2021, 11:01 30.06.2021, 11:15
CHP 9 Eylül Birliği:CHP'nin Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu olmalıdır

Gazetekritik/İstanbul- CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, geçtiğimiz haftalarda bir gazetecinin "Cumhurbaşkanı adayı olacak mısınız" sorusuna "Aday olup olmama konusunda bir kararım yok. Dışarıdan bir isim olarak da kafamızda bir isim yok. Cumhurbaşkanı adayımızla birlikte ittifakı oluşturan bütün partilerin devlet yönetiminde görev alması lazım" yanıtını vermişti.

CHP'de taban hareketlerinden bir olan "CHP 9 Eylül Birliği" bir açıklama yaparak CHP'nin Cumhurbaşkanı adayının Kemal Kılıçdaroğlu olması gerektiği açıkladı.

İşte o çağrı bildilgesi:

Cumhuriyet Halk Partisi Yönetimi ve Örgütlerine Çağrımızdır…

Bizler, kendisini Partinin öz gücü ve evladı olarak tanımlayan, siyaset yapma motivasyon ve enerji kaynağı olarak, tam bağımsız, kalkınmış, hukuk devleti ilkeleri ile yönetilen bir Türkiye idealini özümsemiş, makam değil dava insanı olma arzusu ile bir araya gelen parti emektarlarıyız. Salgın koşullarında imkanlar doğrultusunda düzenli toplantılar yaparak, ülke ve dünya gündemini değerlendirip, partimizin politikalarına dair görüşler oluşturmaya çalıştık.

Ülkemizin çok zorlu bir dönemden geçtiğinin farkındayız. Bir yanda ABD, diğer yanda Rusya gibi kendilerini bölgenin hamisi ve sahibi olarak gören güçlerin çevrelediği, kuşattığı, bölgesel çatışma ve paylaşım savaşının ortasında kalmış bir ülkenin yurttaşları olduğumuzu asla unutmuyoruz. Ana vatan ve Mavi Vatan olmak üzere ülkemiz kaynaklarının, ülkemiz insanlarının menfaat ve gelecekleri için kullanılabilmesi için, devletimiz ve demokrasimizin eş düzeyde güçlü olması gerektiğine inanıyoruz. Temel İnsan Hakları ve Adalet duygusunun oluşmadığı ve demokrasinin güven vermediği bir güçlü ve kudretli olamayacağını düşünüyoruz. Küresel rekabetin gelişmesi, dünyada liyakatlı insanların yönetimlerde hesap vermesini zorunlu kıldı fakat ülkemizde liyakat ve meritokrasi yerini nepotizme bırakmıştır. Sadece ülkemizde değil, tüm dünyada; küresel gelir adaletsizliğinin arttığı, demokratik sistemlerin güç kaybettiği, iklim krizlerinin yaşandığı ve göç hareketlerinin küresel krizler yarattığı bu dönemde, tüm toplumlarda, merkeziyetçi ve korumacı siyasi akımlar ortaya çıkmış durumdadır.

Anadolu ve Rumeli Müdâfaa-i Hukuk Cemiyetlerinin verdiği Milli Mücadele esnasında, savaş meydanlarında kurulan Cumhuriyet Halk Partisi’nin gelişimi ve dönüşümü Türkiye Cumhuriyeti’nin gelişimine paralel sürmüştür. CHP, devrimin partisidir. Mücadelenin, kadın haklarının, emekçi haklarının, insan haklarının partisidir. Her partili, her parti yöneticisi verdiği mücadelenin başlangıcında bu ülke toprakları için akıtılan terin, gözyaşının ve kanın olduğunu bilir ve bilmek zorundadır. Her Cumhuriyet Halk Partili, Mustafa Kemal Atatürk ile birlikte, Sakarya’da, Çanakkale’de, Halep’te, Anafartalar’da, Libya’da savaştığını ve Mustafa Kemal’in Askeri olduğu bilir ve emperyalizme karşı mücadelenin olmazsa olmaz olduğunu kabul eder.

Ülkemizde yapılan siyasi araştırmalar, halkın mevcut iktidardan memnuniyetsizliğini açık bir şekilde ortaya koyarken, toplumun siyasi partilere olan güvenlerinin sarsıldığını da belirtiyorlar. Medyaya yansıyan mafya-siyaset- ticaret ortaklığı bireylerin politik meselelere dair beklentilerini dönüştürmektedir. Siyasi kurumların özellikle siyasi partilerin, ülkede oluşan artı değerin yönetilmesi ve bölüştürülmesi noktasında şeffaf, verimli politikalar ortaya koyamamış olması, Temiz Siyaset- Temiz Toplum beklentilerini hüsrana uğratmaktadır.

Türk tipi başkanlık sistemi, Türkiye’nin mevcut potansiyelinin ortaya çıkmasını engellemiş, kamu yönetimi verimsiz, bürokratik oligarşik bir yapının kontrolüne geçmiştir. Seçilenlerin değil, sorumsuz atananların yönettiği bu yapı, 150 yıllık demokrasi birikimimize zarar vermekle birlikte, milletin taleplerinin ve temsilcilerinin yönetim kademelerinde etkin olmasına vesile olmuştur. Bizler, bu yapının ülkemiz yarınları için fayda değil zarar getireceğini söyledik ve söylemeye devam edeceğiz. Bununla birlikte itiraz ettiğimiz, kişilere bağlı, sorumsuz merkezi yönetim modellerinin siyasi partiler ve yerel yönetimler başta olmak üzere ülkenin tüm kurumlarına bir hastalık gibi yayıldığının farkındayız. İtiraz ettiğimiz sisteme benzeşerek, bu sistemi değiştiremeyeceğimizin farkındayız.

2023 seçimleri ülkemizin sıkıştığı ekonomik ve siyasal sorunları aşmak için bir fırsat niteliğindedir. Birbirimize benzeyerek değil, farklılıklarımızla var olarak yöneteceğimiz bu süreç, toplumsal barış ve ekonomik kalkınma için bir başlangıç olabilir. Korkunun değil, umudun örgütlendiği bir kampanyanın başarısız olması için bir sebep yoktur. 2019 yerel seçimlerini başarı ile yürüten CHP, 2023 seçimlerini kazanabilecek birikim ve deneyime sahiptir. 100 yıllık bir birikim ve deneyime sahip bir yapının mensuplarına düşen görev, sorumluluk içinde, akıl ve bilimle 2023’e hazırlanmaktır. CHP Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, 2019 seçimlerinde ortaya koyduğu liderlik ile, ülkemizin farklı kesimlerini bir arada tutabilmiş, önemli başarının kazanılmasını sağlamıştır. Ülkemizin kahramanlara değil, sorumluluk sahibi devlet adamlarına, liderlere ihtiyacı vardır. Partimiz ve ülkemizin geleceği birbirine bağlıdır. Cumhuriyet Halk Partisi’nin varlığını sürdürebilmesinin ve ülkemize hizmet edebilmesinin tek yolu, Parti olarak iddiasını ortaya koymaktır. Bu hassas süreçte, dikkatli ve sorumluluk içinde hareket etmek, Sayın Genel Başkan’ın liderliğine güvenmek, bu süreci sabote edecek, tutum ve davranışlardan kaçınmak hepimizin, özellikle kamu yönetiminde görev almış seçilmiş siyasilerin görevidir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Vatanını en çok seven görevini en iyi yapandır ” vecizesinin ışığında önce işimizi en iyi şekilde yapacağız.

Son cümle olarak, bizlerin beklentisi CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı olmasıdır. Parti içi demokratik mekanizmaların amasız işletildiği, ön seçimlerin yapıldığı, ülkemizi yarınlara hazırlayacak projelerin sunulduğu bir atmosferde başarı kaçınılmazdır. Biz partimize, birikimine ve kadrolarına güveniyoruz.

Yorumlar (0)