banner773

Akşener: Vatandaş nohut yerken yazlık Saray inşaatları devam ediyor

TBMM'de bütçe maratonunun sona ermesinin ardından ilk grup toplantısını İYİ Parti gerçekleştiriyor. İYİ Parti lideri Meral Akşener, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulunuyor.

SİYASET 22.12.2020, 10:56 22.12.2020, 11:01
Akşener: Vatandaş nohut yerken yazlık Saray inşaatları devam ediyor

Akşener'in açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde;

Aziz milletim, değerli milletvekilleri, kıymetli basın mensupları;

Sizleri saygı ve sevgiyle selamlıyorum.

Sözlerimin başında,

Gaziantep’te bir üniversite hastanesinin, Covid-19 hastalarının tedavi edildiği yoğun bakım biriminde, oksijen cihazının patlaması nedeniyle çıkan yangında,

hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum.

Dava arkadaşlarım;

Bu hafta, Maraş katliamının yıldönümü.

Yitirdiğimiz vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum.

Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür. 

Yani insan hafızası unutur.

Ama bazı şeyler asla unutulmamalıdır.

Ülkeyi felaketin eşiğine getiren olaylar, asla unutulmamalıdır.

Bu olaylara sebep olan süreçler, asla unutulmamalıdır.

Çünkü, biz kavgalardan yana değiliz.

Çünkü, biz bu kavgalardan artık bıktık, bu kavgalardan artık usandık.

Siyasi rant için kavga çıkaranlardan artık tiksindik!

İsteyen istediğini söylesin.

Nefret ve düşmanlığa karşı,

Biz her daim, saygıyı ve dostluğu savunacağız.

Sizin İçin Seçtiklerimiz

Ad links from Vidyome

Ünlü İşadamı Servetini Bitcoin ile geri kazandı

Yatırım danışmanı uzmanlığında Bitcoin'e yatırım yap kazan

Reklam Yatırım Bülteni

İzmirli genç pandemi döneminde nasıl servet kazandı!

Reklam Bitcoin

Ayırmaya, ayrıştırmaya çalışanlara karşı,

Biz her daim, bir arada yaşamayı savunacağız.

Değerli milletvekilleri,

Türkiye, devleti şahsının mülkü, milleti de marabası zanneden bir yönetim anlayışının bedelini ödemeye devam ediyor.

Sözün de, kararın da millete ait olduğu demokrasimiz, kendisini milli iradenin üstünde gören bir zihniyetin vesayeti altında, tarihinin en zor zamanlarından geçiyor.

Türk Devleti, vizyonsuz bir dış politikayla,

Diplomasiyi, ülke liderleriyle kanka muhabbetinden ibaret zanneden bir cehaletin pençesinde, her geçen gün itibar kaybettiği, karanlık ve sisli bir yolda hızla ilerliyor.

Dış politika, bir ülkenin ön savunma hattıdır, güvenliğidir.

Ekonomik coğrafyaya hükmetme yeteneğidir.

Çatışmaların, silahsız olarak çözümlenmesine imkân verecek gücüdür.

Devletin prestijidir.

Sadece düşmanlara karşı değil; dost ve müttefiklere karşı da, ülkenin hak ve hukukunun koruyucusudur.

Sayın Erdoğan’ın ve cahil danışmanlarının elinde Türkiye, egemenlik hakkını kullandığı için, cezalandırılmak istenen bir ülke durumuna geldi.

Bu böyle gitmez.

Türkiye, bu vizyonsuzluğu, bu beceriksizliği daha fazla taşıyamaz.

Diplomasideki tehditler, slogan atarak bertaraf edilemez.

Devlet yönetmek ciddiyet ister.

Şartlara göre pozisyon almak başkadır, dayatılan her şartın şekline girmek başkadır.

Aziz milletim;

Hep uyardık:

“Diplomasi kurumsal bir disiplinle yürütülmelidir.” dedik.

“Eşi dostu büyükelçi yapmakla bu işler yürümez, işi ehline, liyakatli kadrolara bırakın.” dedik.

“Büyükelçilik, şahsa sadakatin karşılığında dağıtılacak bir ödül değil, tecrübe isteyen, ilim-irfan isteyen kıymetli bir makamdır.” dedik.

Dinlemediler.

Bildiklerini okumaya devam ettiler.

Nitekim, bugün geldiğimiz noktada;

Amerika Birleşik Devletleri’nin, S-400’ler nedeniyle aldığı yaptırım kararı,

İşte bu vizyonsuzluğun sonucudur.

Bizim için milli bir mesele olan İdlib’deki gözlem noktalarımızın, iktidar ve küçük ortakları tarafından, sessizce terkedilmiş olması,

İşte bu beceriksizliğin sonucudur.

Doğu Türkistanlı kardeşlerimize zulmeden Çin’e, tek bir söz söyleyememek, işte bu kifayetsizliğin sonucudur.

Tepeden tırnağa haklı olduğumuz Doğu Akdeniz’de,

“Sana ne?” diye posta koydukları Avrupa Birliği’nden, arabuluculuk istemek zorunda kalmak,

İşte bu cehaletin, bu iş bilmezliğin sonucudur.

Dava arkadaşlarım;

Ülkemizi yönetenlerin yetersizliğinin sonucu da olsa,

İYİ Parti olarak, Türkiye’ye yöneltilen her tehdidin, her yaptırımın, her düşmanca adımın karşısındayız.

Çünkü Ak Parti iktidarının, haklı olduğumuz konularda bile, bizi haksız duruma düşürmeyi becerebilen akılsızlığının faturasının, milletimize ve kurumlarımıza çıkarılmasına göz yumamayız.

Darbe meraklısı, vesayetçi Dışişleri Bakanı inanmak istemese de;

Milletimiz, sandıkta yetkiyi bize verdiği vakit, yönetme sorumluluğunu aslanlar gibi alacağız.

Bundan kimsenin şüphesi olmasın.

İYİ Parti iktidarında, Türkiye’yi dünya sahnesinde yeniden hak ettiği itibarlı konuma ulaştıracağız.

Bunu, iş bilmez birkaç atanmışla değil, Türk Hariciyesi’nin yetiştirdiği çok değerli diplomatlarımızla yapacağız.

O kutlu gün gelene kadar ise, bıkmadan, usanmadan, yapılan hataları söylemeye, doğru yolu göstermeye devam edeceğiz.

Aziz milletim,

Türkiye zengin bir ülke.

Türkiye potansiyeli olan bir ülke.

Allah’ın bize bahşettiği verimli topraklar üzerinde yaşıyoruz.

Genç bir nüfusumuz var.

Dünya’nın en gelişmiş ülkelerinden biri olabilmek için, ihtiyacımız olan her şeye sahibiz.

Yeter ki Türkiye, akılla, liyakatle, dürüstlükle yönetilsin.

Yeter ki, yönetenlerin önceliği, eş, dost, yandaş yerine, milletimizi zengin etmek olsun.

Yeter ki, “önce millet, önce memleket.” diyenler, iş başına gelsin.

Türkiye’nin 2021 yılı bütçe görüşmelerini, hep birlikte takip ettik.

Öncelikle, bütçe görüşmelerinde, milletimizin hakkını-hukukunu savunan, bu uğurda, büyük mücadele veren milletvekillerimizi, tebrik ediyorum.

Milletimiz, vekaletinin hakkını verdiğinize şahittir.

Allah hepinizden ayrı ayrı razı olsun.

Bu mücadeleyi, normal şartlarda vermediniz.

Bu mücadeleyi, üç-beş atanmışın, darbecilerin şımarıklığını aratmayan tavırlarına karşı verdiniz.

Bu mücadeleyi, milletin vekillerini, sarayın memurlarına ezdirmeye kalkan bir küstahlığa karşı verdiniz.

Emin olun ki;

Milletimiz, vekillerine, dolayısıyla kendisine yapılan saygısızlıkları unutmayacak.

Sandık günü geldiğinde, bunun faturasını, iktidarın önüne koyacak.

Aziz milletim;

İYİ Parti olarak, mecliste milletvekillerimizle, memleketin dört bir yanında, iyi ve cesur kadrolarımızla, içinde Millet olmayan bu bütçeye “hayır” dedik.

Hayır demekle kalmadık, kalem kalem, doğrusunun ne olması gerektiğini söyledik.

Milletimizin dertlerine derman olacak, esnafımıza, çiftçimize, emekçimize nefes aldıracak somut öneriler getirdik.

Bütün önerilerimiz, Tek önceliği sefa sürmek, eşi dostu zengin etmek olan iktidarın, bir kulağından girdi, diğerinden çıktı.

Ülkemiz açısından çok zorlu geçen bir yılı geride bırakıyoruz. 2020’de en çok ne yaptınız diye sorsalar?

İlk söylenecek sözlerden biri “Tasarruf yaptık.” olurdu.

Hepimiz tasarruf yapmak zorunda kaldık.

Ev kadınlarımız tasarruf yaptı.

Gençlerimiz tasarruf yaptı.

Çalışanlarımız, emeklilerimiz tasarruf yaptı.

Esnaflarımız tasarruf yaptı.

En küçüğünden en büyüğüne, tüm işletmelerimiz tasarruf yaptı.

İşini kaybedenler, iş bulamayanlar, tasarruf etmenin yanında, desteklerle ayakta kalmaya çalıştı.

İşte o nedenle, benim de 2021 yılı bütçesinden en büyük beklentim oydu:

Tasarruf.

Çünkü; Bütçe millet için yapılır. Milletin refahı için yapılır. Millet tasarruf ediyorsa, hükümetin de tasarruf etmesi gerekir.

Olması gereken budur.

İşte o nedenle;

83 milyon tasarruf ederken,

Hükümetin de, 18 yıldır yaptıklarını yapmaktan, har vurup harman savurmaktan vazgeçeceğini ümit ettim.

83 milyondan utanacaklarını ümit ettim.

Heyhat!

Olmadı…

Utanmadılar.

Önümüze böyle bir bütçe koymaktan zerre sıkılmadılar.

2021 yılı bütçesinin özeti şudur:

“Kendilerine ballı börek, vatandaşa kuru ekmek.”

Yazıklar olsun!

Dava arkadaşlarım;

Bütçe yapmanın formülü aslında basittir.

Ya gelirini artırırsın,

Ya da harcamalarını kısarsın.

Şirketlerimiz yıllardır giderlerini kısarak ayakta durmaya çalışıyor.

Asgari ücretli çalışanlarımız, enflasyona karşı kemer sıkarak ayakta durmaya çalışıyor.

Milletimiz, doğalgaz faturası vermemek için evde montla oturuyor, gece 2 kat yorganla yatıyor.

Ev kadınlarımız, et yerine nohut alıyor, bulgur alıyor.

Memlekette herkes, bir şekilde masraflarını kısıyor, ama bir tek, devleti yönetenler masraflarını kısmıyor.

Mesela saray mensupları, lüks araç kiralamaktan vazgeçmiyorlar.

Mesela, saray inşaatlarını, yazlık inşaatlarını, ballı yandaş ihalelerinin ödemelerini ertelemiyorlar.

Mesela bakanlarımız, Kıbrıs’a 7 ayrı özel uçakla gitmekten utanmıyorlar.

Ama iş milletimize geldiğinde, hep bir ağızdan, “acı reçete” diyorlar.

Yandaşları zarar etti mi, devlet bankalarından kredi veriyorlar.

Beş müteahhidin işleri ters gitti mi, borçlarını ödüyorlar.

İcap etti mi, ihale arsızı adamların vergi borcunu bile siliyorlar.

Ama iş milletimize geldiğinde, “kapat dükkanını, ne halin varsa gör.” diyorlar.

Evine ekmek götüremeyen kardeşime, alay eder gibi, “al keyif çayı iç.” diyorlar.

Böyle olmaz!

Bu düzen böyle devam edemez!

Buradan Sayın Erdoğan’a sesleniyorum;

Millet tasarruf ediyorsa, sen de tasarruf edeceksin.

Millet zorluk çekiyorsa, sen de zorluk çekeceksin.

Millet kemer sıkıyorsa, sen de kemer sıkacaksın.

Bu kadar basit.

Dava arkadaşlarım;

2021 yılı bütçesinde, tasarruf tedbirleri olmadığı gibi, ciddiyet de yok.

Hedeflenen bütçe açığı 245 milyar lira.

Yani bütçenin yüzde 18’i kadar açık var.

Ayıptır.

Hangi akla hizmet böyle bir bütçe yapabiliyorsunuz?

Devlet yönetmekten bu kadar mı acizsiniz?

Gerçeklikten bu kadar mı koptunuz?

Koyduğu hedefleri tutturmakla ünlü olduğunu söyleyemeyeceğim iktidarın,

Hedeflediği bütçe açığı, 245 milyar lira ama;

Mesela, son 6 aydaki görev zararları, 3.4 milyar lirayı bulan kamu bankalarından,

Bütçeye, 40 milyar liralık temettü geliri yazılmış.

Arkadaşların öngörüsüne göre;

2020’de milyarlarca lira görev zararı yazan bu bankalar,

2021’de öyle büyüyecek, öyle bir kar edecekler ki;

Devlete 40 milyar lira gelir sağlayacaklar…

Öngörüye bakar mısınız?

Dahası var;

Mesela, işsizlik rekor seviyelere çıkmışken,

maaşlardan kesilen gelir vergisinde, yüzde 21 artış bekliyorlar.

Bir de utanmadan buna inanmamızı bekliyorlar…

Aziz milletim,

İşin en acı yanı ne biliyor musunuz?

Hedeflenen bütçe açığı, bütün bu akıl dolu öngörülere rağmen, 245 milyar lira.

Güler misin, ağlar mısın?

Peki sizce, neden bu kadar büyük bir bütçe açığı oluşuyor?

Esnafa destek verdiler de, ondan mı oluşuyor?

Tarıma destek verdiler de, ondan mı oluşuyor?

İşsiz kalan vatandaşlarımıza hibe yardımı yaptılar da, ondan mı oluşuyor?

Aşı çalışmalarına milyarlar harcadılar da, ondan mı oluşuyor?

Hayır.

Bunları toplasanız, o açığın onda biri etmiyor.

O zaman bu koca açık neden oluşuyor?

Çünkü, bir kuruş tasarruf etmek akıllarına gelmiyor da, ondan oluşuyor.

Çünkü, sürdükleri sefalarından bir adım geri atmıyorlar da, ondan oluşuyor.

Çünkü, sizi değil, eşi dostu yandaşı düşünüyorlar da, ondan oluşuyor.

Böyle bir bütçeyi, bir şirket genel müdürü masaya koysa, kulağından tutup kapının önüne koyarlar.

Üzülerek ifade etmek istiyorum ki;

2021 yılı bütçesi, milletimizin derdine derman olmayacak,

tam tersine, sırtındaki yükü artıracak bir bütçedir.

Bu bütçe, vergi adaletsizliğini, artırarak devam ettiren bir bütçedir.

Bu bütçe, insanımıza, kuru ekmeği reva gören bir bütçedir.

Bu bütçe, faiz ödeneklerinin yüzde 31 artırıldığı, çiftçimize doğrudan desteğin ise yerinde saydığı bir bütçedir.

Bu bütçe, çalışan yoksulları görmeyen, vicdansız bir bütçedir.

Bu bütçe, emeklilere sefaleti reva gören, vefasız bir bütçedir.

Bu bütçe, atanamayan öğretmenlerin, atanamayan sağlıkçıların, işsiz üniversite mezunlarının umutlarını yıkan, insafsız bir bütçedir.

Bu bütçe, annesinden babasından para istemekten utandığı için, gündüz uyuyup, gece uyumayan gençlerin onurlarını kıran, düşüncesiz bir bütçedir.

Bu bütçe, EYT’liye, mağduriyetin devam etsin diyen, fütursuz bir bütçedir.

Bu bütçe, devlette saltanatın, şatafatın bütün haşmetiyle devam ettiği, bir israf bütçesidir.

Bu bütçe, bir borçlanma ve faiz bütçesidir.

Bu bütçe, saray fedailerinin beş maaş aldığı, bir yandaş bütçesidir.

Bu bütçe, içinde millet olmayan, refah olmayan, umut olmayan, bir saray bütçesidir.

Ez cümle;

Bu bütçe, Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nin iflasının bütçesidir.

Dava arkadaşlarım;

Biz söyleyince oralı olmuyorlar.

O nedenle bu kürsüyü, her hafta esas sahibine, yani milletimize bırakıyoruz.

Emeklilerimiz, öğretmenlerimiz, işsiz gençlerimiz, sağlık çalışanlarımız,

Zorluk çeken tüm vatandaşlarımız geliyor, derdini anlatıyor.

İktidarın duymak istemediği gerçekleri, bu kürsüden tüm Türkiye’ye duyuruyoruz.

İktidar bu sesi duyana ve gerekeni yapana kadar da bıkmayacağız, usanmayacağız.

Bu kürsüden, milletimizin sesini duyurmaya devam edeceğiz.

Milletin Kürsüsü’nde bu hafta, aramızda bir esnaf kardeşimiz var.

Ankara esnafının en eski kurumlarından,

İtfaiye Meydanı Esnaf Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’nden, Sayın Turgut Uslu aramızda.

Buyurun Turgut Bey, kürsü sizindir.

Ayrıntılar geliyor...

Yorumlar (0)