Oya Ersoy: " Ekonomik kriz diyaliz tedavisi gören yurttaşların hayatını riske atıyor!"

Ersoy; döviz kuru artışı ve ekonomik krizin diyaliz merkezlerinde ciddi sorunlara neden olduğunu dile getirdi. Ülke genelide 300’ün üzerinde diyaliz merkezi pandeminin yarattığı sorunlar ve ekonomik krizi neticesinde kapanmanın eşiğine geldiğini ifade eden Ersoy; diyaliz merkezlerinde yaşanan bu sorunun aynı zamanda yaklaşık 65.000 diyaliz hastasının da hayatını tehlikeye soktuğunu ifade etti. 
Ersoy; ülke genelinde diyaliz tedavisi görmesi gereken yaklaşık 65.000 hastanın %63’ünün bu tedaviyi diyaliz merkezleri aracılığı ile aldığını ifade etti. Ersoy; diyaliz merkezlerinin Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan aldığı bir seans diyaliz ücretinin 345 TL olmasının karşında şu an faaliyette olan diyaliz merkezlerinin bir seans için harcadığı tutarın yılbaşından sonra 520 TL’yi aşmış durumda olduğunu ve özellikle yılbaşından bugüne yaşanan enflasyon ve döviz kuru artışı ile bu tutarın daha da artmış olacağının ortada olduğunu belirtti.
Ersoy TTB Genel Sekreteri Vedat Bulut’un açıklamalarına önergede yer verdi:
“Türk Tabipler Birliği Genel Sekreteri Vedat Bulut açıklamasında diyaliz merkezlerinin durumunun sağlıkta yaşanan çöküşün bir göstergesi olduğunu dile getirmiştir. Bulut, tıbbi malzemelerin, ilaçların ve protezlerin ülkede bulunmadığını, diyaliz merkezlerinde kullanılan malzemelerin de yurtdışından getirildiğini ve bu yüzden döviz kurunda yaşanan yükselmenin bu malzemelerin alımlarında ve diyaliz merkezlerinin durumunda sorun yarattığını belirtmiştir. Ayrıca Bulut, bu merkezlerin bir süre sonra zararına çalışmayacağı için hasta kabul edemez duruma geleceğini belirtmiştir.”
Böbrek hastaları tedaviye ulaşamayacak!
Ersoy ayrıca Bağımsız Diyaliz Merkezleri Derneği (DİYAMER) Başkanı Dr. Bünyamin Altundal’ın açıklamalarına yer verdi:
“Bağımsız Diyaliz Merkezleri Derneği (DİYAMER) Başkanı Dr. Bünyamin Altundal da Türk Lirası’nın değer kaybetmesinin malzeme alımı ve maliyet artması sorunlarına neden olduğunu ve  bu durumda yurttaşlara hizmet sağlanamayacağı tehlikesinin ortaya çıktığını belirtmiştir.”
Diyaliz tedavisi kamu hastanelerinde yaygın şekilde yapılsın!
Diyaliz tedavisinin hayati önemde olduğunu ifade eden Ersoy; hastaların hayatını riske atmamak için bu hastaların ve tedavilerinin koruma altına alınması gerektiğini dile getirdi ve şunları ekledi:
“Diyaliz tedavisi gören hastalar haftanın 2 veya 3 günü 8 saati bulan tedavileri düzenli şekilde almak zorundadır. Diyaliz merkezlerinde yaşanan sorunlar böbrek yetmezliği yaşayan kişiler için hayati risk taşımaktadır. Öte yandan bu tedavinin kamu hastanelerinde yeterli kapasitede yapılmaması ve hastaların özel merkezlere yönlendirilmesi yaşanan ekonomik krizlerde hastaları ciddi şekilde etkilemektedir. Hayat boyu sürecek bir tedavi kamusal bir sağlık hizmeti olarak yurttaşlara sunulmalıdır. Diyaliz hastaları diyaliz tedavisi alabilmek için sırada beklemek zorunda kalmakta, tedavi için kilometrelerce yol gitmek zorunda kalmaktadır. Öte yandan diyaliz tedavisi bu kadar hayati bir noktadayken yurttaşların özel merkezlerin finansal zorlukları ile karşı karşıya bırakılması ve mağdur edilmesi sağlığa erişim ve yaşam hakkının ihlal edilmesi demektir. 
SGK ödemeleri ile ayakta kalan bu tip kurumlara hastalar için yapılan ödemelerin yeniden düzenlenmesinin yanı sıra kamu hastanelerinde yurttaşların kolaylıkla erişebileceği ve sağlık hizmetinden faydalanabileceği düzeneklerin kurulması şarttır.”
Ersoy; Sağlık Bakanlığına şu soruları yöneltti:
Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından diyaliz merkezlerine bir seans için ne kadar ödeme yapılmaktadır?
Türk Lirasının hızlı değer kaybetmesi ve enflasyon artışının etkileri göz önünde bulundurulduğunda SGK’nın bu merkezlere ödediği seans ücretinde bir düzenleme yapılması düşünülmekte midir?
Diyaliz tedavisi için sırada bekleyen kaç yurttaş bulunmaktadır?
Diyaliz tedavisi alabilmek için il ya da ilçe değiştirmesi gereken kaç yurttaş bulunmaktadır?
Diyaliz tedavisine ulaşamadığı için yaşamını kaybeden kaç yurttaş bulunmaktadır?
Kamu hastanelerinin kaçında diyaliz tedavisi uygulanmaktadır?
Diyaliz tedavisi verilmeyen kamu hastanelerine diyaliz tedavisi verilebilmesi için herhangi bir çalışma bulunmakta mıdır?