Saadet Partisi yükselen yıldız mı ?
AK Parti, hem kayıpları, hem yaşadıkları, hem de olası yaşayacakları ve olası kayıpları göz önüne alarak artık “Milli Siyaset” gütme mecburiyeti hissetti.
Çözüm süreci ortamı çok geride kaldı, artık unutulsun isteniyor. Ak Parti Q’e kendi başına ulaşamayacağını biliyor. Demirtaş'ın içeriye atıldığı, HDP milletvekillerinin dokunulmazlıkları düşürülüp soruşturmalar başlatıldığı bir dönemde HDP ile ittifak mümkün değildi. AK Parti MHP’nin çağrılarına uyma zorunluluğu hissetti, siyasal milliyetçilere ihtiyaç duydu.
Bu ittifak AK Parti için baştan itibaren başarısızlıktır. MHP için ise baştan itibaren bir başarı. MHP içindeki çatlak ve bu çatlağın doğurduğu İYİ Parti MHP'de baraj sorunu yarattı. Oysa şimdi MHP belki de ittifak ile iktidar ortağı olacak ve bu peşinden makamlar, mevkiler, atamalar, imkanlar getirecektir. Belki de Devletin başına Devlet ittifak ile gelecektir.
Temel Karamollaoğlu kim ? [1] [2]
Aslen Sivas'ın Gürün ilçesinden olan Temel Karamollaoğlu, 1941 yılında Kahramanmaraş'ta doğdu.
İlk ve orta öğrenimini çeşitli illerde tamamlamasının ardından 1960'lı yıllarda burslu olarak gittiği İngiltere'de Manchester Üniversitesi Bilim ve Teknoloji Enstitüsü Tekstil Teknoloji Bölümünden 1964 yılında mezun oldu.
1967 yılında aynı üniversitede yüksek lisans eğitimini tamamladı.
1975 yılında Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Teşvik ve Uygulama Genel Müdürü olarak görev yaptı.
1977 yılında Millî Selamet Partisi'nden Sivas Milletvekili seçildi.
1989 yılında Refah Partisi'nden Sivas Belediye Başkanlığına seçildi. Bir dönem Belediye Başkanlığı yaptıktan sonra 1994 Mahalli İdareler Seçimlerinde aynı ilde yeniden Refah Partisi'nden Belediye Başkanı seçildi. (Madımak Katliamı sırasında Sivas Belediye Başkanıydı.) [3]
1995 Genel Seçimlerinde Refah Partisinden Sivas Milletvekili olarak Parlamentoya girdi.
Refah Partisi’nin Anayasa Mahkemesince kapatılmasından sonra Fazilet Partisine katıldı. 1999 seçimlerinde Sivas’tan yeniden Milletvekili seçildi.
Mayıs 2000 tarihinde yapılan Saadet Partisi kongresinde Genel İdare Kurulu Üyeliğine seçildi ve Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı görevine getirildi.
30 Ekim 2016 tarihinde gerçekleştirilen Saadet Partisi 6. Olağan Kongresi'nde 891 delegenin 871'inin oyunu alarak Saadet Partisi Genel Başkanlığı görevine seçildi.
İyi derecede İngilizce bilen Karamollaoğlu, evli ve 5 çocuk babasıdır.
Saadet Partisi Faktörü
Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüştüğü ve Refah Partisi'ndeyken birlikte siyaset yaptığı Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'na bizzat "ittifak" önerisi götürdü. [4]
Aydınlık gazetesi yazarı Sabahattin Önkibar, Recep Tayyip Erdoğan’ın Saadet Partisi’ne '2 bakanlık, 20 milletvekilliği ve maddi yardım vaadinde’ bulunduğunu iddia etti. [5] İddianın doğru olduğunu düşünüyorum çünkü Temel Karamollaoğlu bir açıklamasında "Hükümetin aleyhinde konuşanlar yarın hapse atılıyor, işinden oluyor. Böyle bir ülke olmaz. Şimdiden 'Gelin Cumhur İttifakı'na katılın' diyorlar. Ya ben deli miyim ki böyle bir mesuliyetin altına gireyim? Bu millet, 20 tane, 120 tane değil 250 tane milletvekilliğine bile satılamaz" dedi.[6]
Erdoğan olumlu yanıt almasa da, bununla yetinmedi, TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop'u "ikna" için gönderdi.[7]
Afrika gezisi sırasında Karamollaoğlu ile görüşmesinden çıkan sonucun sorulması üzerine “Ben görüşmeyi yaptım, hatta Sayın Şentop’u da tekrar gönderdim. Ama oradan henüz maalesef bir ses çıkmadı. Önümüzde daha vakit var. Muhataplarımızdan karşılık gelmesi halinde onu da değerlendiririz. Biz bütünleşelim istiyoruz” dedi.
Bir gazetecinin “Kapı kapanmadı değil mi?” diye sorması üzerine de Erdoğan “Hayır bizim açımızdan kapanmış değil, yasal olarak kapanmadığı ana kadar” dedi.[8]
Ancak Karamollaoğlu, bu görüşmelerde, "ittifakın şu anda gündemlerinde olmadığını" belirtti ve daha sonrada Cumhur İttifakı içinde yer almayacağını net olarak ifade etti.
Star Gazetesinin köşe yazarı Hüseyin Gülerce "Sayın Erdoğan’ın Saadet Partisi ısrarı, yüzde 50+1 hesabının ötesinde bir ısrar." diyecektir.[9]
Peki bu ısrar niye ? Saadet Partisini "kilit parti" yapan ne ?
Saadet Partisinin 2015 Genel Seçiminde oy oranı %2,06 bu 963.264 oy anlamına geliyor.[10]
Recai Kutan’ın genel başkanlığında 2004 yerel seçimlerinde yüzde 4’ü geçen parti; “Harun Gibi Gelip Karun Gibi Gitmeyeceğiz” sözleri ile gündeme gelen Numan Kurtulmuş’un genel başkanlığındaki 2009 yerel seçimlerinde, genel seçimlere göre oyunu yaklaşık yüzde 90 arttırarak yüzde 5.13’ü yakalamıştı. Bu sonuçlarda Saadet Partisinin bir kitlesinin olduğunu gösteriyor. [11]
MHP ile Cumhur İttifakı'nı oluşturan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2019 seçimlerini "iki cepheli" olarak tasarladı. Yanına MHP ve BBP alarak milli ve yerli bir cephe oluşturmak istedi, bu cepheyi sağlamlaştırmak için Milli Görüş'ü temsil eden muhafazakar çizgideki SP'yi ittifakına katmak istediğide açık. SP'nin AKP'nin de tabanını oluşturan "muhafazakar" seçmen üzerinde etkisi büyük.
Saadet Partisi'nin durumuna değinen Gezici Araştırma Şirketi Başkanı Murat Gezici, Saadet Partisi'nin AKP tabanını etkileyebildiğine dikkat çekerek, "Saadet Partisi'nin oy oranı yüzde 1 veya yüzde 2 görünse de AKP içerisinde yüzde 8'lik bir kitleyi etkileyebilme gücüne sahip ve AKP'ye oy veren her 3 kişiden birinin sadık seçmen olmadığı ortada. MHP’nin yüzde 80’lik kitlesinin Saadet Partisi’ne olumlu baktığını görüyoruz. MHP’li seçmene ‘Saadet Partisi’ne oy verebilir misiniz?’ dediğimizde, evetlerin oldukça yüksek olduğu görülüyor” diye konuştu.[12]
Polimetre.com’un kurucusu M. Günal Ölçer, AKP’nin ittifak ısrarının Saadet Partisi’nin yüzde 6-7 olan gerçek oy oranından kaynaklandığı iddiasında bulundu. “Barajı geçemeyeceğini düşünen Saadet Partililer (SP) oylarını AKP’ye verdi” diyen Ölçer, 2015 seçim sonuçlarının SP’nin görünen oyu olmadığını ifade etti ve “SP’nin gerçek oyu yüzde 6-7 civarında. Biz bunun AKP oyu içinde olduğunu zannediyoruz. AKP yüzde 49 ise SP’nin 6 puan oyu çıkarıldığında yüzde 43’tür” diye konuştu. [13]
Saadet Partisi yetkilileri 16 Nisan'da yaptığı bir açıklamada partinin üye sayısının ise son iki ayda yaklaşık 20.000 arttığına dikkat çekti. [14]
Yeni Akit Gazetesinin "Saadet Partisi'nin oyu yüzde 5'e yaklaştı" başlıklı haber yapmasıda ilginç, haberin linki ; https://www.google.com.tr/amp/s/m.yeniakit.com.tr/amp/haber/449221/saadet-partisinin-oyu-yuzde-5e-yaklasti
Temel Karamollaoğlu'nun kişiliği de Saadet Parti'sinin son zamanlarda konuşulmasında önemli faktör. Sosyal medyadaki popülaritesi özellikle de sol ve sosyal demokrat kesimde artmaya başladı. Makam aracının camından sağ elini çıkarıp devrimci yumruğu yaparak partilileri selamladığı fotoğraftan yola çıkarak "Comandante Temel" diyen de oldu "Şeriat Dede" diyen de. Kuşkusuz sosyal medyada da en çok konuşulan kişi. Temel Karamollaoğlu Capslerin lideri de olmuş durumda.
Temel Karamollaoğlu'nun bazı dikkat çeken ve ilgi gören açıklamaları şöyle :
Vatandaşlarımızı uyandırmak lazım. Bazı kesimlerde üzülerek söylüyorum; Körü körüne bir hastalık var. Bir bağlılık var iktidara. Bunlar bir gün muhakkak uyanacaktır. Tek temennimiz bugün ki yaşadığımız sıkıntılardan daha fazlası gelmeden uyanmalarıdır. Zaten ekonomide tahmin ettiğimiz sıkıntı gelirse bundan payına düşmeyen kalmayacak. 3-4 tuzu kuru insanın ve grubun dışında.
Açıklanan tarih, erken seçim değil baskın seçim tarihidir. Bu seçim tarihi, Ak Parti ve cumhur ittifakının ne kadar paniklediğinin işaretidir. Açıklanan tarih, erken seçim değil baskın seçim tarihidir. Bu seçim tarihi, Ak Parti ve cumhur ittifakının ne kadar paniklediğinin işaretidir. Maalesef bu iktidar hiçbir işi normal yollardan gerçekleştiremiyor. Hep anormal şeyler yapmak ve milleti şaşırtmakla meşguller. Biz söyledik, yine söylüyoruz: Hangi tarihte olursa olsun biz seçime hazırız. Ülkemize hayırlı olsun.
"PYD ile görüşülebilir mi?” sorusuna verdiği cevap : Suriye’deki her grupla görüşülmeli. Ben olsam PYD’ye de gider kendi davana değil başkasına hizmet ediyorsun derdim. Dinlerdi dinlemezdi ayrı. Ama denerdim. Her işimizi silah sıkarak mı halledeceğiz?
Tayyip Bey söylemini değiştirsin, tabandaki bazı insanlar aynı saatte “Hakikaten doğru diyor.” deyip anında yüz seksen derece dönüş yaparlar.
Şeker fabrikalarını özelleştirip pancar üreticisini de bitirecekler. Bir Kızılderili değişiyle bu arkadaşlara seslenmek istiyorum: “Son Fabrika satıldığında, son üretici toprağını terk ettiğinde, ‘Beyaz AK Partili Adam,’ beton ve asfaltın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak!”
İttifak teklifini kabul etsek bizi yere göğe sığdıramayacak olanlar, bugün bizi yıpratmak için her türlü yalan ve iftiraya başvuruyor.
Bizim bütün partilerle diyaloğumuz var. AK Parti’lilerle de, CHP’li seçmenle de, MHP’lilerle de, HDP’lilerle de diyaloğumuz var. Türkiye’de bu diyalog kurulmadan barış olmaz.
İktidar, seçime gidilirken karşısında güçlü bir muhalefet görmek istemiyor. O nedenle CHP ile görüşmemiz rahatsız ediyor. Bizim görüşmemiz ortamı yumuşatıyor diye istemiyorlar. Oysa biz CHP ile görüşünce kendi ilkelerimizi çiğneyeceğiz diye bir şey yok. CHP’li olabilir, doğru söylüyorsa kayıtsız mı kalacağız? İktidar kayıtsız mı kalacak?
Medya padişahınsa sosyal medya bizimdir.
Furkan Vakfı eğer AK Parti’ye karşı bir tavır sergilemeseydi, acaba böyle bir muameleye maruz kalır mıydı? Davranışları tasvip edilmeyen ama hükümete yakın kuruluşlar var ve kimse onlara dokunamıyor.
Biz bir şeylerin değişeceğine dair bir işaret göremiyoruz ki. Bakın Tayyip Bey’in bir özelliği var. Arada vatandaşa “Allah beni affetsin, şurada yanlış yaptım.” diyor ama sonrasında bir şey değişmiyor. Mesela “Eğitimi başaramadık.” diyor ama devamında bir şey değişmiyor. “İstanbul’u mahvettik, benim de vebalim var.” diyor ama bir şey değişmiyor. “Bu FETÖ’cüler beni de aldattı. Bunların altı ibadet, ortası ticaret, üstü ihanettir.” diyor ama gidiyor ibadet dediği kesimle ihanet dediği kesimi aynı kefeye koyuyor.
Hükümet algı operasyonunu çok iyi yönetiyor. Bugün yolsuzluklar almış başını gidiyor, hatta buna fetva veriliyor. İnançlı insanlarda hep “Biz iktidar olduğumuzda adalet olacak, ekonomi iyi olacak, güzel bir Türkiye olacağız.” düşüncesi vardı. Bugün gördüler ki her şey eskisinden daha kötüye gidiyor. Peygamberimiz döneminde sahabe İslam’ı yaymak için dünyanın dört yanına gitmiş, ticaret yapmıştır. Gittikleri yerde öyle örnek bir hayat sürmüşler ki, onları görenler “Siz neye inanıyorsunuz?” diyerek Müslüman olmuşlar. İslam, savaşla kılıçla yayılmadı. Bugün namaz kılmayan birine “Gel, birlikte namaz kılalım.” dediğinizde “Aman, benden uzak dur da…” diyor. Güvenmiyor çünkü.
Bugünkü baskın seçimin temel sebebi ekonominin duvara toslamış olması ve denizin bitmesidir. Herkes bilmeli ki özellikle bütün vatandaşlarımıza seçmenimize sesleniyorum; Eğer bu iktidar kazara devam edecek olursa emin olun önümüzdeki aylardan itibaren tahmin edemeyeceğiniz kadar büyük sıkıntıların içerisine girersiniz. Bütün imkanları tükettiler borç bile bulamıyor. Ama iktidarda da kalmakta ısrarlılar. Ranta dayalı politikalarını da değiştirmiyorlar.
16 yıldır takip ediyoruz. Ne yazık ki hiçbir sahada ülkemizi içerisinde bulunduğu sıkıntılardan kurtaracak bir adım atmadılar. Sık sık soruluyor ‘Efendim hiç mi iyi bir şey yapmadılar?' diye. Doğrudur bazı güzel adımlar da attılar ama Türkiye sadece bir iki konunun halledilmesiyle düzeltilecek bir ülke değil. Dış politikada istikrarları hiç yok bu arkadaşların. Bugün birisini dost, stratejik müttefik görüyorlar yarın da en büyük hasım olarak karşılarına alabiliyorlar. Hala bir istikrara kavuşturamadılar dış politikayı.
Sadece iktidar da bulunmalarından dolayı, aynı zamanda Cumhurbaşkanın parti başkanlığı üstlenmesinden dolayı kendilerine gaz verilmeye çalışılıyor. Ama artık bunlar tükendi. Tükenen bir yerde siz gaz vermeye çalışsanız da orada enerji alamazsınız. Kendileri ifade ettiler; ‘metal yorgunluğu var' dediler. Sadece metal yorgunluğu teşkilatlarında zannettiler ancak şimdi gördüler ki sadece teşkilatlarda değil, Ak Parti'de de bir tükenmişlik var. Bundan dolayı ısrarla kendi bekalarını ülkenin bekası gibi göstermeye çalışıyorlar. Ama bu da inandırıcılığını yitirdi artık. Milletimiz iş istiyor. Milletimiz adalet istiyor.
Biz, fitre parasına muhtaç hale getirilmiş 6 milyon asgari ücretliyle ittifak yapacağız. yoksulluk sınırı altında ücret alan memurlarla, yarı fiyatına satılan şeker fabrikalarının işçileriyle, pancar ve tütün üreticileriyle ittifak yapacağız. Biz tarlasını ekemeyen çiftçi ile bylock mağduru, zoka mağduru, mor beyin mağduru, khk mağdurlarıyla ittifak yapacağız. Sizi taşeron köleliğinden kurtarıyoruz denilerek kandırılan 4c’lilerle ittifak yapacağız. Evine ekmek götürmekte zorlanan emeklimizle memurumuzla siftah yapamadan dükkânını kapatmak zorunda kalan esnafımızla ittifak yapacağız.
Bakın OHAL ile ne oldu?
- Kanun gitti, kararname geldi.
- Seçilmişler gitti, atanmışlar geldi.
- Bakanlar gitti,danışmanlar geldi.
- Ortak akıl gitti, tek akıl geldi.
- İstişare gitti,talimat geldi.
- Meclis gitti, Külliye geldi.
- Adalet gitti, mağduriyet geldi.
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu son olarak sosyal medya hesabından esprili bir yaklaşımla partilere ayrılacak hazine yardımlarını eleştirdi. Karamollaoğlu bir tablo paylaşarak mesajında, “Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa; Yaşasın, kefenimin kefili karaborsa! Görüyorsunuz, anlatmaya gerek yok!” ifadelerine yer verdi.
[1] http://www.saadet.org.tr/genel_baskan.php
[2] https://tr.wikipedia.org/wiki/Temel_Karamollaoğlu
[7] http://www.hurriyet.com.tr/gundem/son-dakika-ak-parti-ile-sp-arasinda-surpriz-gorusme-40758197
[8] https://www.yenisafak.com/gundem/erdogandan-saadet-partisine-secim-ittifaki-icin-acik-kapi-3164756
[10] http://www.hurriyet.com.tr/secim-2015/dynamic-main-page/
[11] https://www.google.com.tr/amp/www.yurtgazetesi.com.tr/haber/amp/87681
[12] http://m.t24.com.tr/haber/gezici-arastirma-saadet-partisinin-oyu-yuzde-1-etkisi-yuzde-10,567756
[13] http://www.cagdasses.com/siyaset/saadet-partisinin-akp-icindeki-oy-orani-belli-oldu/12316/
- - - -
