15.01.2018, 13:36

NAZIM HİKMET 116 YAŞINDA...

Yaşamak şakaya gelmez,
büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
bir sincap gibi mesela,
yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
yani bütün işin gücün yaşamak olacak.

Yaşamayı ciddiye alacaksın,
yani o derecede, öylesine ki,
mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda, 
yahut kocaman gözlüklerin,
beyaz gömleğinle bir laboratuvarda
insanlar için ölebileceksin,
hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,
hem de en güzel en gerçek şeyin
yaşamak olduğunu bildiğin halde.

Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı, 
yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,
hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil, 
ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
yaşamak yanı ağır bastığından...

 

‘Yaşamaya Dair’ Nazım Hikmet’in en sevdiğim şiirlerinden  biridir.  Oldukça uzun olduğundan sadece bir bölümünü paylaştım.

 

O kadar muhteşem şiirleri var ki... Mesela en umutsuz olduğum anlarda;

‘Yok öyle umutları yitirip karanlıkta savrulmak. Unutma; aynı gökyüzü altında, bir direniştir yaşamak’ dizeleri geliverir aklıma.

 

Bugün günlerden Nazım Hikmet, iyi ki doğdun büyük şair. Tek üzüntüm Vatanına hasret yumdun gözlerini.

 

Mekanın cennet olsun, bugün yıldızlara bol bol şiir fısıldaman dileklerimle.

 

 

••••••••••••••••••

 

SEVGİSİZLİK BİR VİRÜS GİBİ HIZLA YAYILIYOR...

 

Ne kadar sevgisiz, duyarsız bir toplum haline geldik.  Birkaç gün içinde olanlara şöyle dönüp bakınca, ayarlarım bozuluyor.

 

Yeni doğan bebeğe stajyer lise öğrencisinin yaptıkları akıl alır gibi değil. Sanki elinde sünger varmış gibi, bebeğin ağzını, burnunu sıkmalar ve bundan keyif alırcasına gülmeler. Üstelik özel bir hastanede oluyor tüm bu olanlar. Zaten miniğin canı ne kadar, Allah korusun ya  o anda hayatını kaybetseydi. Katil olup, hapsi boylayacaktın. Ne oldu çok mu eğlendin, şahane bir iş mi yaptın. Sadece rezil olmakla kaldın, belkide kariyerin başlamadan bitmiş oldu.

 

Ya Adana’da işitme engelli genci döven dört üniversiteliye ne demeli. Ne geçti elinize, çok merak ediyorum.  Bir gün sizin engelli olmayacağınız ne malum.   Garantisi var mı, yok. Azıcık empati çok mu zor.

Şimdi sizi gören yanınızdan koşarak uzaklaşacak. Biliyor musunuz, anormal olan dövdüğünüz genç değil. Asıl anormal olan sizlersiniz. 

 

Ben burada evlatlarınızı çok ama çok sevin diye defalarca yazdım. İşte! sevgisiz, ilgisiz evlatlar yetiştirilince olan ortada, lütfen sevgiyi esirgemeyin çocuklarınızdan. Esirgediğiniz zaman ya sapık olur, ya ruh hastası, ya hırsız, ya da katil. Ötesi yok!

 

 

••••••••••••••••••••

 

Yeni haftamız sağlıklı, enerjik, bereketli, bol paralı, huzurlu, gerçek dostlarlarımızla yanyana, rengarenk, keyifli mi keyifli, of değil oh dediğimiz, yıldızlar kadar parlak, sular gibi berrak, haris- haset - sevimsiz-vicdansız kimselerle karşılaşmadığımız, cesur,  şanslı, kısacası hayal ötesi bir hafta olsun hepimize pls Sevgili Evren.

 

 

Perşembe gününe kadar hoş kalın, hoşça kalın.

 

elvankaracay@gmail.com

Yorumlar (0)