12.11.2018, 05:59

MENFAAT

Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez;

Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez.  

*

Dünden daha çok bugün birlik ve beraberliğe ihtiyacımız var, bunu herkes bilir ve söyler. Ancak uygulamada sıkıntılarımız vardır ki bu söylemi muhtelif etkenler engeller.

Korku, menfaat, beklenti, umursamazlık, nemelazımcılık, nifak gibi birçok etken birlik ve beraberliğimizi etkileyen etkenlerdir.

Toplumdaki bölünmüşlükler, siyasi fikirlerin parçaladığı fikir ve zihin yapıları, ötekileştirmeler, benim partimden olmayana benim fikrimde olmayana tahammülsüzlük, birlik ve beraberliğimizi etkileyen etkenlerdendir.

Atatürk’ün, İsmet Paşanın tartışılması, andımızın okutulup okutulmamasının bugün tartışılmasının ülke menfaatlerine hiçbir menfaat sağlamayacağı hal, üstümüze boca edilmektedir. Bunlar gibi, ama bilerek ama gafletle gündeme getirilen ve gündem oluşturulan birçok yapmacık gündem vardır ki onlar da birlik ve beraberliğimizi etkileyen etkenlerdendir.

Hukuk sisteminin, eğitim sisteminin, sağlık sisteminin ve daha hangi sistem varsa hepsinin güvenilmez ve tartışılır hale gelmesi, getirilmesi birlik ve beraberliğimizi etkileyen etkenlerdendir.

Yer yer ortaya atılan, sünni alevi, laik anti laik tartışmaları birlik ve beraberliğimizi https://www.paralipokeroyna.com etkileyen etkenlerdendir.

Türk Kürt gibi vedia-ı İlahi olan unsurların tartışılması ve üzerlerinden toplum şekillendirmelerinin yapılması birlik ve beraberliğimizi etkileyen etkenlerdendir.

Tarikat cemaat tartışmaları, din yerine konan kavramlar, dindar görünüp dincilik yapılması, dinin siyasete alet edilmesi, dinin ticarete alet edilmesi, siyasal İslamcılık gibi kavramlarla gözlerin boyanması birlik ve beraberliğimizi etkileyen etkenlerdendir.

Hak adalet deyip masumların zulme uğratılmasına kayıtsız kalınması, bebelerin, anaların babaların bir hiç uğruna özgürlük mezarlarında çürümeye mahkûm edilmesine göz yumulması, ses çıkartılmaması birlik ve beraberliğimizi etkileyen etkenlerdendir.

‘Ye’sin, ümitsizliğin içimizde hayat bulup dirilmesi, sıdkın hayat-ı içtimâîye-i siyasiyede ölmesi, adâvete muhabbet, ehl-i imanı birbirine bağlayan nuranî rabıtaları bilmemek, çeşit çeşit sarî hastalıklar gibi intişar eden istibdat, menfaat-i şahsiyesine himmeti hasretmek’ diyor maneviyat doktoru Hutbe-i Şamiye müellifi.

Yani; bugünümüzden ve geleceğimizden ümit kesmemiz, sadakatin siyasette ve halk içinde ve hatta toplumun yapı taşı denilen ailede ölmesi, düşmanlıklara, kötülüklere hayran olmak sevgi duymak, ümmet olarak bizi birbirimize bağlayan bağları bilmemek, farkında olmamak, her türlü baskının artması yayılması ve dahi destek bulması, maddi manevi her şeyi şahsi menfaate tercih etmek, bizi ve milletimizi yokluğa iten birlik ve beraberliğimizi etkileyen etkenlerdendir.

 *

Fizikte kuraldır, duran cisimleri hareket ettiren, hareket eden cisimleri durduran cisimlerin şeklini ve hareket yönünü değiştiren etkiye kuvvet denir, bir cisme birden fazla kuvvet etki ederse, cisim bileşke kuvvet yönünde hareket eder. Yani bir cisim ne kadar güçle çekilir ya da itilirse o istikamete doğru ilerler. Çeken ya da iten güç sayısı arttıkça cismin gideceği yön de ona göre ortalama bir şekil alır ve en güçlü tarafa doğru kayar.

 *

Şehir manzaraları, ya da manzara yüksek bir yere çıkılarak seyredilir etraf oradan en güzel şekilde temaşa edilir. Çünkü öndeki engeller aradan çıkarılır.

Toplumun hali ve manzarası ise toplum içinde gözlem yaparak tespit edilir.

Kendi kendime etrafıma baktım konuşmalara kulak verdim. Tespitim sadece ve sadece şahsi menfaatlerin insanların hayatına şekil vermesi. Her şeyin menfaatlere feda edilmesi.

*

Partisini savunanda da, ahlaki değerler, dini duygular deyip dini ve ahlakı kullananda da hep menfaat şekil vermektedir hayata. Partisini savunan partisinin uygulamaları menfaatine dokununca ona sırt dönüp eleştirmekte, hatta önümüzdeki seçimlerde ona oy vermeyeceğini söylemekte, dini ahlakı savunan ise din ve ahlak kurallarını sadece lafta kaldığını uygulamalarında göstermekte menfaatine gelen şekliyle uygulamaktadır. Mesela faizi eleştirir faizli işler yapar, faizli kredi alır, hak yemeyin, zulme razı olmayın uyarılarına sırt döner olanları görmezden gelir. Hele ki bu haksızlıklar sevdiği taraf olduğu partisince yapılıyorsa uyarıcı değil alkışlayan olur. Zira menfaati bunu gerektirmektedir. Ya da sessiz kalır sükûtun ikrar olduğunu bile bile.

*

Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez;

Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez,

Demekte Merhum Akif, fakat bugünlerde o tefrikanın şahsi menfaatler şeklinde toplumumuzu tehdit ettiğini, düşmana kapıları açtığını belki tahmin bile etmeden.     

Kalpler aynı istikamette atar mı herkes kendi menfaatine ayarlı hayat yaşarsa? Yani yürekler toplu vurur mu şahsi menfaat hayat tarzı olursa? Herkesin menfaati hayat tarzı olmuşsa tefrika girmiş olmaz mı hayatımıza?

Toplu vurmuyor yüreklerimiz zira aynı yöne, aynı doğrulara, aynı ufuklara, aynı umutlara bakmıyoruz, paramparça olmuşuz, acılarımıza birlikte üzülemiyor, sevinçlerimizi birlikte paylaşamıyoruz. Hepsinde bir karabasan olarak şahsi menfaatlerimiz karşımıza çıkıyor. Hep birilerini ötekileştiriyor öteliyor itip kakıyoruz, dışlıyoruz tecrite itiyoruz. İnsani haklarından dahi mahrum etmek istiyor, edilmesine göz yumuyoruz. Yani içimize tefrika girmiş, demek ki düşman da içimize girmiş ya da girecek top da bizi sindirecek.

Kendimize gelip bu sıkıntıları çözmezsek! 12.11.2018

*

Soru: Fizik kuralına göre şimdiki istikamet nereye?

*

Pir söz: Bana vicdansız bir medya verin, size bilinçsiz bir toplum vereyim. Goebbels

 

Yorumlar (0)