Uğur Dündar'dan dikkat çeken tespit!

SÖZCÜ yazarı Uğur Dündar, ortaya atılan mafya-siyaset ilişkisi iddiaları karşısında suskun kalınmasına sert tepki gösterdi, iktidara ve iddialarda adı geçenlere "Siz temiz olmalısınız, siz hesap verebilir olmalısınız, bu ithamlar karşısında asla suskun kalmamalısınız! Çıkın meydana ‘Hodri meydan’ deyin. Çıkın!” diye seslendi. Dündar, konuşmasında dikkat çeken bir tespitte de bulundu.

MEDYA 08.06.2021, 08:17
Uğur Dündar'dan dikkat çeken tespit!

SÖZCÜ yazarı Uğur Dündar, Tele1'de Anında Manşet programının konuğu oldu. Organize suç örgütü liderliğinden hüküm giymiş Sedat Peker'in gündeme getirdiği siyaset-mafya-medya ilişkisi iddiaları için Dündar, “Hiç kimsenin üzerinde durmadığı bir tespiti paylaşmak istiyorum” diyerek, “İktidarın büyük bir medyası var. İktidarın sesini yansıtmak, tek sesle kitleleri etkilemek ve propaganda yapmak için oluşturulan muazzam güç, sosyal medya aracılığıyla, bir kamera, bir tripod ile berhava ediliyor. Hiçbir işe yaramadığı ortaya çıktı” tespiti yaptı.

İddiaların merkezindeki İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun, ‘Kaldırın benim dokunulmazlığımı, yüce divanda yargılanmak istiyorum, hesabını veremeyeceğim hiçbir eylemim söz konusu değildir' demesi gerektiğini belirten Dündar, “Adı geçen herkes bunu yapmalıydı” diye ekledi.

“HESAP VERECEKSİNİZ KARDEŞİM!”

“İddialardan kaçmaya çalışanlar prangaları nedeniyle artık bir adım atamazlar” diye devam eden Dündar, “Çünkü ayaklarına pranga takıldı. O prangayı çözmenin tek yolu aklanmaktır. Hakikat krizinden kurtulmanın tek çaresi hesap vermektir. Hesap vereceksiniz kardeşim, kaçamazsınız bundan! Bu çok büyük bir rezalet. Türk siyaset tarihinde görülmüş en büyük rezalet. Üstelik bununla da sınırlı kalmayacağı anlaşılıyor” dedi.

“HALKTAN ESİRGEDİĞİNİZ PARAYI NE HAKLA VERİYORSUNUZ?”

Ziraat Bankası'nın Doğan Medya grubunun satın alınması için verdiği kredinin geri ödenmediği iddiasına ilişkin Dündar, Ziraat Bankası'nın görevinin çiftçiye, köylüye, üreticiye düşük faizli, uzun vadeli kredi vermek olduğunu hatırlatarak, “Sen 10 milyon çiftçiye vereceğin krediyi Demirören'e iktidar yanlısı yayın yapsın diye, Aydın Doğan'ın malına adeta çökercesine veriyorsun ve faiz almıyorsun. Ziraat Bankası bir açıklama yapmadı. O para halkın parası. Halktan esirgedikler parayı gidip Demirören'e veriyorlar. Ne hakla veriyorsunuz?” şeklinde konuştu.

“NİÇİN SUSUYORSUNUZ?”

Dündar, “Demokrasi hesap verme rejimidir. Bunun hesabı sandıkta sorulur. Ondan sonra bağımsız yargıda mutlaka sorulur” diyerek, “Ben bir tweet atsam beni buradan çıkarken alırlar. Çok sayın ve değerli savcılarımız, niçin susuyorsunuz? Temsil ettiğiniz kuruma zarar verdiğinizin, bu suskunluğun zarar verdiğinin farkında değil misiniz? Elinizi kolunuzu bağlayan bir güç mü var?” yakınmalarında bulundu.

“ÇIKIN MEYDANA, ‘HODRİ MEYDAN’ DEYİN”

İddiaların emniyet mensuplarınca izlendiğini ve önemli kadrolardaki emniyet mensuplarının ‘Ben polis çocuğuyum, bizim evimize haram ekmek girmedi' diye tepkiler göstermeye hakkı olduğunu belirten Dündar, “Sokakta binlerce tertemiz polis var. Onlara örnek olacaksınız siz. Onlar size bakarak geleceklerinde nasıl bir rota izleyeceklerini düşünecekler. Siz temiz olmalısınız, siz hesap verebilir olmalısınız, bu ithamlar karşısında asla suskun kalmamalısınız! Çıkın meydana ‘Hodri meydan' deyin. Çıkın!” diye seslendi.

“BÖYLE BİR YOZLAŞMA GÖRMEDİM”

Dündar, konuşmasının devamında bir organize suç örgütü liderinin Youtube üzerinden yayımladığı her kirli iddiayı izleyerek karamsarlığa düşen gençlerin durumuna, onların gelecek kaygılarına şu ifadelerle dikkat çekti:

*Gelenekleri olan, hafızası sağlam olan, koskoca Türkiye Cumhuriyeti devletinde siz kim oluyorsunuz da halkın parasıyla tüyü bitmemiş yetimin hakkıyla böylesine babanızın çiftliğinden geliyormuşcasına oynayabiliyorsunuz? Nereden alıyorsunuz bu cesareti? Yetti be! Yağmaladınız.

*Ülkeye çöktünüz be! Ülkeye çöktüler! Ben hayatım boyunca böyle bir çürüme, böyle bir kokuşma, böyle bir yozlaşma görmedim. Sistemi götürüyorlar…Bundan sonra gelecek olan iktidarların altındaki zemin de kayıyor. Bunu toparlayabilmek çok büyük değişikliklerle, devrim niteliğinde yasalarla falan mümkün olabilecek. Ama Türkiye bu arınma sürecine er ya da geç girecek. Bundan çıkış yok.

“O ÇOCUKLARIN GELECEĞİNİ NASIL ÇALARSINIZ?”

*‘Ben geleceğimi yurt dışında aramak durumundayım' diyen Z kuşağının ahı bunların enselerindedir kardeşim! O çocukları vatanlardan siz kopartıyorsunuz! Ne hakla kopartıyorsunuz? O çocuk geleceğini bu cennet vatanda niçin aramıyor da, gidip orada 3. sınıf insan muamelesi görecek konumlarda çalışmayı bir gelecek, istikbal parlak imkan olarak değerlendiriyor.

*Nasıl çalarsınız o çocukların geleceklerini? Sizin bu har vurup harman savurduğunuz, yandaşlara peşkeş çektiğiniz milyar dolarlar, Z kuşağının hayatı boyunca ödeyeceği borçlar olarak sırtlarına yükleniyor. Sizin ne hakkınız var o çocukların geleceğini ipotek almaya?

*Bundan daha güzel bir ülke yok. Dünyayı karış karış dolaştım. Buradan daha güzel bir ülke yok. Bu çocuklarımız niye cennette ev bark sahibi olmasınlar? Vatanları için yaşamasınlar? Doğup büyüdükleri topraklardan niçin kaçsınlar? Kimin hakkı var bunu yapmaya? Bu çocuklarımıza yazık değil mi? Kendi çocuklarınızı gönderip okuttunuz dünyanın en iyi okullarında. Çocuklar kayıp, bir kuşak kayıp. Kayıp kuşak yaratıyorsunuz. Bunun sorumlusu sizsiniz!

Yorumlar (0)