Gazeteciler tükenmişlik sendromu yaşıyor

7 gün 24 saat süren haber döngüsü, sosyal medyanın körüklediği aciliyet hissi, trafik ve gelir getirecek içerik üretme baskısı ve gazetecilere yönelik saldırılar ve baskılar. Gazetecilerin günlük yaşamının özeti bu.

MEDYA 07.12.2018, 20:08 07.12.2018, 20:08
Gazeteciler tükenmişlik sendromu yaşıyor

John Crowley gazetecilerin yeni çalışma koşullarını, Avrupa Gazetecilik Merkezi’nin medya sektöründeki yenilikler ve yeni yönetim biçimlerini araştırmak için Nisan 2018’de başlattığı “News Impact Network” (Haber Etkisi Ağı) projesi dahilinde araştırdı.

’65 gazeteciye sordu’

The Wall Street Journal, Newsweek ve the International Business Times gibi yayınlarda dijital medya editörü olarak çalışan Crowley, dokuz ay boyunca Avrupa çapında 65 gazeteciyle anket çalışması yaptı.

Crowley’in ulaştığı sonuca göre gazetecilerin yarısından fazlası, iş günü boyunca işlemek zorunda kaldıkları bilgi miktarının büyüklüğü nedeniyle kendilerini tükenmiş hissediyor. Bazıları anksiyete gibi rahatsızlıklar yaşıyor.

Bu şartlarda gazetecilerin sadece yüzde 7’si günlük bilgi akışının “tamamen kontrolleri altında olduğunu” söylüyor.

Araştırmada, bazı gazeteciler tüm gereksiz uygulamaları telefonlarından sildiklerini, bazıları mail sistemine bir filtreleme getirdiklerini, bazıları da Twitter hesabını “sürekli bir akış yerine bir okuma listesine” indirdiğini ifade etmiş.

Türkiye’deki gazetecilerin Avrupa’daki meslektaşlarından daha zorlu şartlarda çalıştığı ise kolaylıkla tahmin edilebilir.

‘Türkiye’de durum’

Eylül 2018 itibariyle bia Medya Gözlem Raporu’na göre 123 gazetecinin hapiste olduğu, 85 gazetecinin istifaya zorlandığı ya da işsiz bırakıldığı, sadece Temmuz-Eylül arası 37 gazeteciye hakaret davasının açıldığı, Sınır Tanımayan Gazeteciler Basın Özgürlüğü Endeksi’ne göre 180 ülke arasında 157’nci olan Türkiye’de gazetecilik yapıyorlar.

‘Kuleli: Gazetecilere ücretsiz psikolojik destek vereceğiz’

Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Sekreteri Mustafa Kuleli de zaten “2019’da gazetecilere ücretsiz psikolojik destek sağlayacağız” diyor.

Avrupa Gazetecilik Merkezi’nde yapılan araştırmayı “Avrupa’dan çok daha yoğun bir bilgi, veri, haber ve yorum bombardımanı altındayız” sözleriyle değerlendiren Kuleli, Türkiye’de durumun daha zor olduğunu şöyle açıklıyor:

“Türkiye gibi kutuplaşmış ülkelerde özellikle haber ve yoruma ihtiyaç daha fazla dolayısıyla tüketim de fazla. Haber ve yorum tüketimi bu kadar arttığı zaman bunu üreten meslek grubu olan gazeteciler de çok yoğun bir tempo altına giriyorlar. Araba üretimi gibi düşünürsek, araba ihtiyacı artınca fabrikalar çok çalışmak üretmek zorunda kalırlar. Gazetecilik de böyledir.”

‘Maddi durumlardan ötürü’

Kuleli üyelerinin TGS’ye bu tip şikayetlerle geldiğini ve psikolojik destek almak isteyen birçok gazeteci olduğunu söylüyor:

“‘Gazeteden çıktım, eve gittim, sağlıklı ve mutlu bir ailem var. Ama gözümü twitterdan alamıyorum’ diyorlar. Çok da sağlıklı bir model olmuyor bu. Eşiyle boşanma eşiğine gelen var, uyuyamayan var, işine konsantre olamayan var, birçok sebepten ötürü psikolojik sıkıntılarla beraber mide ağrıları çekenler var.

“Ama maddi durumlarından ötürü bu pek mümkün olmuyor. Biz TGS Akademi olarak belli aralıklarla psikologlarla birlikte gazeteciler için öz bakım seminerleri yapıyoruz, gazeteciler kendi öz bakımlarını nasıl yapabilirler diye. Bunu da ilk bianet’e söyleyeyim, 2019’da birkaç psikologla anlaşarak, gazetecilerin düzenli destek almalarını sağlayacak bir model sunacağız.”

‘Kızılkaya: Bilginin ulaşım hızı 150 yılda milyarlarca kat arttı’

Hürriyet gazetesinde çalışan gazeteci Emre Kızılkaya ise meslekte tükenişe neden olan hızı şöyle açıklıyor:

“150 yıl önce mektup taşıyan bir atlı, bilgiyi saniyede 0.003 bit hızla transfer ediyordu. 50 yıl önce bu hız, 1960’lardaki teknolojik gelişmeler sayesinde saniyede 300 bite çıktı, yani 100 bin kat arttı. Bugün ise tüm dünyayı saran telekom kablolarından saniyede milyarlarca bit bilgi transfer etmek mümkün. Kısacası bilginin ulaşım hızı son 150 yılda milyarlarca kat arttı. Bunun da ötesinde eskiden herkes mektup yazmaz, yazsa da çok sık yazmazdı. Oysa bugün sadece bu tür yazılı iletişim değil, video dahil her tür veriyi milyarlarca kişi sürekli işliyor ve naklediyor. Veriyi süzüp kamuya faydalı bilgi haline getirmek ve onu yaymakla görevli gazeteciler doğal olarak bu süreçte eskiye kıyasla çok daha fazla yıpranıyor.”

‘Teknolojiyi doğru kullanmak’

Kızılkaya’ya göre iş yükü getiren teknoloji çözümünü de getiriyor:

“Teknoloji getirdiği yüklerle birlikte bu yükleri hafifletmenin bazı imkanlarını da sunuyor. Elbette bu imkanları bile bilinçli kullanmak gerekiyor. Örneğin sosyal medyayı haber için sürekli taramaya kimse yetişemez ama Nuzzel gibi uygulamalar bunu kolaylaştırıyor. Bu uygulamaları kullanırken dikkat edilmesi gereken en önemli nokta ise bir filtre balonunun içine hapsolmamaktır.”

Kuleli ve Kızılkaya’nın aktardıkları, John Crowley’in Avrupa için yaptığı araştırma Türkiye’de yapılsa aslında çok farklı sonuç çıkmayacağını gösteriyor. Sonuçta mesele 2019’da gazetecilerin iş yükünden fırsat bulup TGS’nin vereceği psikolojik destek programı için zaman ayırıp ayıramayacağında kilitleniyor. (SO/HK)

Tükenmişlik Sendromu (Burnout Syndrome) nedir?

Tükenmişlik sendromu, günlük hayatta gerek iş gerek özel hayatta aşırı yorgunluk, monoton bir hayat, gerekli istirahatleri yapamama, kronik zorlanma ve hayata karşı verdiği mücadelenin karşılığını alamama durumlarında ortaya çıkmaktadır. Sendromun belirtileri arasında, duygusal belirtiler olarak adaptasyon ve motivasyon kaybı, sinirlilik ve olaylara karşı tahammülsüzlük, hayata karşı isteksizlik ve çaresizlik duygusuna kapılma, iştah ve uyku bozukluğu gibi belirtiler görülürken, fiziksel belirtilerinin arasında da güçsüzlük, yorgunluk halsizlik enerji kaybı, yıpranmışlık gibi belirtiler gözlenmektedir.

Yorumlar (0)