Cumhuriyet Gazetesi'ni sorumluluğa çağırıyoruz

Üzerindeki tüm baskılara rağmen gazetecilik mesleğini inatla sürdürmeye çalışan Cumhuriyet gazetesinde son günlerde yaşanan işten çıkarmalar, meslektaşlarımız için yıkıcı, mesleğimiz için kaygı verici, kamuoyu için de üzücü olmuştur.

MEDYA 08.09.2019, 09:36 08.09.2019, 11:33
Cumhuriyet Gazetesi'ni sorumluluğa çağırıyoruz

Üzerindeki tüm baskılara rağmen gazetecilik mesleğini inatla sürdürmeye çalışan Cumhuriyet gazetesinde son günlerde yaşanan işten çıkarmalar, meslektaşlarımız için yıkıcı, mesleğimiz için kaygı verici, kamuoyu için de üzücü olmuştur. Emek haberlerini, emekçilerin haklı mücadeleleri çerçevesinden görerek istinasız her gün sayfalarına taşıyan Cumhuriyet'in, yaşadığı anlaşılabilir ekonomik zorlukların faturasını "küçülme" diyerek emekçilerden çıkarması hiçbir şekilde haklı gösterilemez. Cumhuriyet gazetesinin, sermaye basınından farkı, haberleri kadar çalışan politikası da olmalıdır. Günümüzde bir gazetecinin işten çıkarılması, yansıtılmak istendiği gibi teknik bir istihdam konusu değildir, gazetecilik mesleğiyle doğrudan ilgili bir karardır. Bu gerçek, her kurum için olduğundan daha çok Cumhuriyet gazetesi için geçerlidir. Çalıştıkları kuruma, mesleğe ve kamuoyuna karşı sorumluluklarını yerine getirmek için düşük ücretlere karşın özveriyle çalışan meslektaşlarımızın işten çıkarılması, aynı zamanda gazetecilik mesleğinin daraltılması anlamına gelmektedir. Cumhuriyet gazetesi yönetiminin bunu bilmediğini düşünmek mümkün değildir. "Ekonomik küçülme" gerekçesiyle çalışanları işten çıkarma yoluna gitmek, gazetecilik konusunda da küçülmeye gitmektir. Cumhuriyet gazetesi, 11'i kadrolu 1'i telifli 12 kişiyi işten çıkararak, sermaye medyasında görmeye alışık olduğumuz bir tutum sergilemiş; medyanın büyük bölümünde şahit olduğumuz ve tepki gösterdiğimiz mesleki sorunların yaşandığı bir düzleme kaymaktadır.

Ağırlığı İstanbul olmak üzere çeşitli illerdeki çalışanlarını işten çıkaran Cumhuriyet gazetesi, aynı zamanda sendikal ve mesleki örgütlenmeyi baltalamaktadır. Bunların yanında, Cumhuriyet gazetesi Ankara Temsilciliğinin süreçteki tutumuna özel olarak değinmek gerekmektedir. Ankara büro yöneticileri, uzunca bir süredir İstanbul’daki gazete yönetimi tarafından kendilerine “işten atılacaklar listesi” gönderildiğini dile getirerek çalışanların bir kısmını sürekli işten çıkarmakla tehdit etmekte ve çalışma atmosferini dağıtmaktadır. Son olarak, Ankara Şube Yönetim Kurulu Üyemiz ve meslektaşımız Şeyma Paşayiğit’in işten çıkarılmasında da bu yöntem izlenmiştir. Paşayiğit, İstanbul yönetiminin Ankara bürodan beş kişinin çıkarılmasını talep ettiği (ve buna rağmen Ankara’daki yöneticilerin bu sayıyı bir kişiyle sınırlı tutmak için ellerinden geleni yaptığı!) söylenerek işten çıkarılmıştır fakat gazetenin en üst düzey yöneticileriyle yapılan görüşmelerde bu bilgi kendileri tarafından doğrulanmamıştır. Paşayiğit, uzunca bir süredir baskıya ve ayrımcılığa maruz kalmış, yıldırılmaya çalışılmış, istifa ederek kendi iradesiyle ayrılması sağlanamayınca, Cumhuriyet’te bugünlerde yapılan işten çıkarmaların içine Ankara yöneticileri tarafından adeta zorla dahil edilmiştir. Ankara’da “küçülme”, uzun bir dönem ücretsiz sonrasında düşük telifler ve ardından asgari ücretle, üstelik oldukça ağır şartlarda çalıştırılan Paşayiğit’in işten çıkarılmasıyla sağlanmıştır!

Ortak mirasımız, ortak sorumluluğumuzdur

Cumhuriyet, kuruluşumuzun ardından neredeyse doğal şekilde örgütlendiğimiz bir gazete olmuştur. Cumhuriyet’te çalışan meslektaşlarımızın geçtiğimiz yıllar içerisinde Derneğimizi adeta “doğal örgüt” olarak görmüş olmaları bizler için oldukça önemli, geliştirici ve mutluluk vericidir. Bununla da sınırlı kalmayacak şekilde ÇGD, başta ismi Cumhuriyet gazetesiyle özdeşleşmiş Mustafa Ekmekçi olmak üzere bu gazeteye uzun yıllar emek vermiş Rafet Genç’in, Mahmut Tali Öngören’in başkanlık görevini üstlendiği bir dernektir. Bu isimler hem Cumhuriyet gazetesinin hem ÇGD’in ortak değeri, geçmişi ve mirasıdır. Ayrıca yıllar içinde, Cumhuriyet gazetesinde çalışan çok sayıda gazeteci, örgütlü mücadelemize dernek kurullarında sorumluluk üstlenerek de katkı sağlamıştır. Tüm bunlar sebebiyle ÇGD ile Cumhuriyet gazetesi arasındaki ilişki de herkes tarafından “doğal” olarak görülmüştür, görülmektedir. Bir kez daha vurgulamalıyız ki ÇGD olarak bu ilişkiden oldukça memnunuz ve herkes gibi biz de biliyoruz ki gazetecilik mücadelesinde, Cumhuriyet gazetesinin varlığı ve Cumhuriyet çalışanlarının geçmişteki değerli katkısı kimse tarafından yadsınamaz. ÇGD olarak bizler için bu durum, yalnızca mirasımızın ayrılamaz bir parçası değil aynı zamanda bugünümüzün de önemli bir sorumluluğudur.

İşte tam da bu nedenlerle, bugünkü Ankara büro yöneticilerinin ÇGD yöneticisi çalışanlarını yalnızca “ÇGD yöneticisi seçilmeleri” nedeniyle “bu işin sonuçları olur" diyerek, adeta tehdit etmesi, edebiliyor olması asla kabul edilemez. Yukarıda bahsettiğimiz miras bizim için, basit romantizm değil, gerçek bir güç ve sorumluluktur. Cumhuriyet gazetesi yöneticilerine de bu sorumluluğu hatırlatıyoruz.

ÇGD olarak, “ÇGD’ye başkanlar vermiş Cumhuriyet” gazetesinin,çalışanlarını “ÇGD yöneticisi oldukları” için, en hafif deyimle 'uyaran' Cumhuriyet gazetesine dönüşmesine de göz yummayacağımızı, bu değerli gazetenin böyle savrulmasına sessiz kalmayacağımızı, Cumhuriyet gazetesinin bahsettiğimiz karakterini gerekirse yöneticilerine rağmen yine bizim savunacağımızı da ifade ediyoruz.

ÇGD olarak, başta Ankara Şube Yönetim Kurulu Üyemiz Şeyma Paşayiğit olmak üzere, işten çıkarılan tüm meslektaşlarımızın haklarının takipçisi olacağımızı, Cumhuriyet’te yaşanan süreci en yakından takip ediyor olduğumuzu bir kez daha vurguluyoruz. Bu bizim hem meslektaşlarımıza hem örgütümüze hem de Cumhuriyet gazetesine karşı sorumluluğumuzdur. 

Son olarak ve bir kez daha belirtiyoruz ki, Cumhuriyet gazetesindeki işten çıkarılan çalışanların işlerine dönmeleri sağlanmalı, olası yeni işten çıkarmalar durdurulmalıdır.

Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Yönetim Kurulu

Yorumlar (0)