Zeki Müren’in az bilinen halıları!

Şarkıları, sesi, renkli kişiliğinin yanı sıra çizim yeteneği ve yaratıcılığıyla da tüm zamanlara imzasını atan sanatçı Zeki Müren’in rengarenk desenlerle bezeli halıları yabancıların gözdesi oldu.

KÜLTÜR-SANAT 19.04.2019, 15:12
Zeki Müren’in az bilinen halıları!

Üretkenliğiyle, çok yönlülüğüyle sanatın her dalına silinmez izler bırakmayı başaran nadir isimlerden biri Zeka Müren... Sesi ve şarkıları bir yana birbirinden özel kostüm ve desen tasarımlarıyla da akıllarda hatırı sayılır bir yer edinmeyi başardı. Tekstil Tasarımı Eğitimi alan Sanat Güneşiokuldan sonra da resimle, çizimle olan bağını hiç koparmadı. Resimlerini ve çizimlerini sergiler düzenleyerek insanlarla buluşturdu. Müren’in ardında bıraktığı izlerden biri de kendi tasarladığı halılar... 1968’de, İstanbul’daki evinde kullanmak üzere Isparta’da bir dokuma ustasına 12 adet halı sipariş eden sanatçı, bu halıların üzerinde bulunan desenlerin tamamını kendi çizmekle kalmadı, her birine ayrı isimler vererek üstlerine imzasını da attı.  2014’te Zeki Müren’in resimlerinden, desenlerinden ve muhteşem çizimler içeren halılardan oluşan özel bir sergi açıldı.

“Mora Bayılırdım – Zeki Müren Desenleri” isimli sergide tasarımları kadar onlara verdiği isimler de dikkat çekti: “Örümceğin Vefası”, “İhanetin Şimşek Şimşek”, “Nereye Kaçtın Sen?”, “Kezban’ın Çilesi”, “Mora  Bayılırdım Seni Tanımadan”,  “Kırıldım Bıldırcınlara”

Gerek motiflerinin zenginliği gerek incelik gerektiren dokuma yöntemleriyle halı şüphesiz ki Türk kültürünün en önemli değerlerinden biri. Avrupa’nın bu el emeği göz nuru dokumaları keşfetmesi ta 16. yüzyıla dayanır. Osmanlı’nın dünyaya yayılmasıyla birçok Avrupa sarayı ve önemli isimlerin evleri Türk halıları ile bezenir, halılar müzelerde sergilenir hale gelir. Hatta bununla da kalmaz Rönesans ressamları Türk halılarına olan hayranlıklarını eserlerinde yer vererek gösterirler.

PEKİ YA ZEKİ MÜREN HALILARI?

Büyük Selçuklu ve Anadolu Selçuklu döneminin kendilerine has üslup ve motifleri vardı. Osmanlı öncesinde geometrik motifler ve doğa betimlemeleri yer alıyordu. Sonrasında ise İran ve Mısır etkileri görülmeye başlandı. Ve sonrasında halı günümüzdeki şeklini aldı... Peki ya Zeki Müren? Onun halı motiflerinde göze çarpan neydi?

Milanolu antika halı meraklısı David Sorgato bunun cevabını şöyle veriyor; “Ultra modern, çağdaş ve sofistike...” 

Milano’da sergilenen Sartirana Textile Show’da “Zeki Müren’in İlhamı” sergisini ve ardından galerisinde satış sergisinin küratörlüğünü yapan Sorgato, tam bir Zeki Müren hayranı. Hem de Müren’in ülkemizdeki hayranlarından farklı olarak, Sanat Güneşi’nin halı tasarımlarının sevdalısı... Zeki Müren’in kendi kıyafetlerini tasarladığını çok kişi bilir de, ona ait halı desenlerinin olduğunu hele ki dünyaca bilinir olduğunu bilmez.

'EKSANTRİK VE ŞEHVETLİ KİŞİLİK'

Sorgato’nun Müren halılarına ilgisi 1990’ların sonlarında başlamış. Ancak sergiyi yıllar sonra gerçekleştirebildiği için “Ben şimdi bu eksantrik, tuhaf ve şehvetli kişiliğin bu ultra modern, çağdaş, sofistike ve farklı halı koleksiyonunu yaratmayı başardım...” ifadesini kullanıyor.

Müren imzalı halıların peşine düşmüş bir başka isim ise İngiliz yazar Malika Browne. Browne, Zeki Müren ile ilgili kaleme aldığı “Oh so Zeki!” isimli yazısında “O şimdi özgür ve Elton John’la buluştu... 1996 yılındaki cenazesine doksan bin hayranı katıldı. Türkiye’de bugün bile isminden söz edilmesi gözlerin nostalji ile dolmasına neden oluyor. Şarkıları hala dinleniyor. 1980’lerde bir gazeteye duygularını şöyle ifade etmişti; ‘Bir şirket tasarımlarımdan 7’sini halı olarak dokumaya uygun buldu. Tasarımlarımı halı şeklinde büyüdüğü an çok mutlu oldum. Bu yedi tasarım çocuklarım gibiydi. Bu tasarımları çizdiğim gün, onların halı olarak  dokunacağını asla hayal edemezdim’” satırlarına yer verdi.

DESENLER KOZMİK FANTEZİLERİ ÇAĞRIŞTIRIYOR

Browne’ın halılara olan ilgisi, ilk 2014’te İstanbul’da yaşarken Müren’in sahne kostümlerinin ve basit bir açıklaması olan üç çarpıcı modern halıyı içeren hatıra sergisini ziyaret ettiği zaman başlamış. Bunun peşine düştüğünde umduğundan çok daha az bir bilgiyle karşılaşmış. Fakat sonra Zeki Müren koleksiyonu 500’den fazla olan Hüseyin Kaplan’la tanışmış.  “Kaplan’ın bu halılara olan özel tutkusu Sultanahmet’teki mağazasında cesur ve parlak kilimler açarken bulaşıcı hale geliyor” diyor ve şunları ekliyor Browne: “Bazıları geleneksel madalyon halılarından esinlenilmiş mücevher benzeri geometrik desenlere sahipken, diğerleri renkli cesur soyut şekillere sahip ve birçoğunda belirgin bir orta nokta var. Psychedelic denizyıldızı desenleri, şık ekran koruyucular gibi görünen kozmik fantezileri çağrıştırıyor. Ve elma yeşili, hardal sarısı ve fuşya gibi renkler harika...” 

Yazısının sonunda ise Sorgato ve Kaplan’ın sabır ve tutkularının, Müren’in halılarını abartılı gizlilikten kurtardığının altını çiziyor.

Yorumlar (0)