Her Şey Seninle Güzel'in yıldızları Mert Fırat ve Hazar Ergüçlü'den samimi açıklamalar

Bu filmi izlemek için sinemaya giden herkesin gündelik sıkıntılarından ve stresten uzaklaşacağı söyleniyor, doğru mu?
Hazar Ergüçlü: Kesinlikle doğru. Çünkü İzmir’in bir fotoğrafına bile bakılınca, onun dinlendirici etkisi hemen hissedilir. İzmir’in görüntüleri çok güzel ve sımsıcak, kıpır kıpır, ilham verici bir yaz filmi bu. Herkese iyi gelecek bir film.
Mert Fırat: Bir işi yapma biçimi, o işin duygusunu da etkiliyor. Filmin yönetmeni Cem Karcı, yakın dostumuzdur. Senaryoya imzasını atan İlksen Başarır’ı hepimiz tanırız ve severiz. Yakın arkadaşların yaptığı bir film oldu bu. Hepimiz bir tatile çıktık, üstüne de film çektik. İzmir’in her bölgesinden çok hoş görüntüler elde ettik. Filmi izleyen herkes o süre içinde kendisini İzmirli hissedeceği için, doğal olarak sıkıntılarını unutup streslerinden uzaklaşacak.

KALABALIKLARI SEVMEM

Peki sizler gündelik stres ve sıkıntılarınızdan nasıl kurtuluyorsunuz?
Hazar Ergüçlü: Kendi gerçeklerimle yüzleşirim. Sıkıntıyı yaratan şeyleri hayatımdan çıkarırım. Fazla sosyal medya kullanmadığım için sıkıntılarım streslerim kendiliğinden azalıyor. Kalabalıkları sevmem, çok konuşmam. Hayatı sadeleştirmek, mutluluk için çok sıkı bir ilk adım olabiliyor.
Mert Fırat: Ben de Hazar’ın tam tersi bir hayatın içindeyim, buna mecruburum da aynı zamanda. Üç tiyatro oyununda birden oynuyorum. Elbette kendimle de baş başa kalıyorum. Ben ‘gece kuşuyum’… Günün yoğunluğundan sonra, geceleri kendime zaman ayırmayı seviyorum. Biraz kitap okuyorum, biraz film izliyorum. Bu arada sivil toplum çalışmaları yapmak da bana iyi geliyor.

HAYAL GİBİ AŞKLAR VAR

Filmle ilgili ‘Hayal gibi bir aşk hikayesi’ tanımlaması dikkatimi çekti… Günümüzde kaldı mı böyle aşklar?
Mert Fırat: Bana göre hayal gibi aşklar elbette var, buna inanıyorum. Dünya değişirken insan da değişiyor. Ancak bazı ilkeler değişmiyor. Bunların içinde yer alan aşk da değişmeyenler arasında. Aşk, verdiğin emek oranında gelişiyor, büyüyor, güzelleşiyor.
Hazar Ergüçlü: Biz aşkı peşinden koşulacak, bir anda olacak bir şey sanıyoruz. Aşkın, emekle üretileceğini düşünmüyoruz nedense.
Mert Fırat: Aşk, önce bir etkiyle kendini hissettiriyor. O etkinin devamında bir emek harcarsan o aşka dönüşüyor. Sonra pek çok sınav yaşanıyor. Bu sınavlar bazen kısa, bazen bir ömür sürüyor.

Spor yazarı Emre, nasıl bir karakter?
Mert Fırat: Emre, mesleğini çok seviyor. Bana göre mesleğini seven herkes başarılı olabilir. Mesleğe duyulan sevgi, onu saygın hale getirir. Emre de bunun farkında. İsteklerinin, arzularının peşinde koşmaktan vazgeçmiyor. Mesleğine tutkun, ilişkisine bağlı, arkadaşlarına değer veren birisi.

Hayatında hiç spor yazarı olmak aklından geçti mi?
Mert Fırat: Spor yazarı olmayı hiç düşünmedim ama spor yayınlarını her zaman izledim, izlerim de… Spor hayatımda her zaman oldu. Ankara’da babamın (Nihat Fırat) katkısıyla Gençlerbirliği’nin yıldız futbol takımında oynadım. Daha sonra kürek çekmeye başladım ve milli oldum.

ŞİDDETİN SPORA SIÇRAMASINI ÖNLEMELİYİZ

Spor yazarı olsaydın, olaylı biten Galatasaray ile Fenerbahçe maçına nasıl bir başlık atardın?
Mert Fırat: Korkunç final… Şiddetin spora da sıçramasını mutlaka önlemeliyiz.

Mert Fırat (solda) ve Hazar Ergüçlü

Biraz da filmdeki Melisa’yı konuşalım…
Hazar Ergüçlü: Melisa mimarlık eğitimi alıyor. Sevgilisine uyum sağlamaya çalışıyor.

Oyunculuk dışında düşündüğün bir meslek oldu mu?
Hazar Ergüçlü: Psikolog olmayı düşündüm.

Günümüzün en geçerli mesleklerinden…
Hazar Ergüçlü: Başarılı da olabilirdim. Psikoloji kitapları okumayı severim.
Mert Fırat: Bana göre oyuncu olmak isteyenlere verilecek en önemli tavsiye psikoloji okumaları olabilir. Her karakter farklı bir dünyadır çünkü.

Gerçek hayatta sevgilini elinden almaya kalksalar nasıl tepki gösterirsin?
Hazar Ergüçlü: Evet, filmde Melisa sevgilisini kaybetme tehlikesi yaşıyor. Aynı olay benim başıma gelse, öncelikle neler olup bittiğini anlamaya çalışırım. Sonra da çeker giderim. Ama duruma göre de değişir.

Filmde şarkılar söyleyen Mert Fırat, gerçek hayatta da müzikle iç içe, konserler de veriyor.
Mert Fırat: Filme adını veren Her Şey Seninle Güzel adlı şarkı, gerçekten de kalbe dokunuyor. Çiğdem Talu ile Melih Kibar’ın zamana meydan okuyan ölümsüz şarkılarından birisi. Bu şarkıyı babam da (Mert Fırat) söylerdi. Ben de Jülide Özçelik’le birlikte sahnede söylüyorum bu şarkıyı. Filme çok güzel oturdu.

Yıllar önce, dönemin ünlü ses sanatçısı olan baban Nihat Fırat’a “Keman çalmak istiyorum” demiştin. Sonrasını senden dinleyelim…
Mert Fırat: Babam, okulumu ihmal etmemi istemediği için bana keman almadı, her hangi bir enstrüman çalmama da karşı çıktı. O kendinden pay biçti tabii. Müzik babamın büyük tutkusuydu ve bu uğurda Ankara Radyosu’ndan TRT’den gelen teklifleri kabul etmeyerek, kendi müziğinin peşine düştü, kendi kariyerini yarattı. Hiç kolay değildi, çok zahmetler çekti. O yüzden ‘Okulunu oku sen’ dedi. Ona her zaman büyük saygı duyuyorum, nur içinde yatsın.

MÜZİK GENLERİMDE VAR

Hayatında bir enstrüman var mı?
Mert Fırat: Biraz gitar çalabiliyorum. Babamın sayesinde müziğin her zaman içinde oldum. Ankara’da o yıllardaki pek çok genç gibi Hikmet Şimşek okulundan ben de geçtim. Müzik genlerimde olduğu için, baba mirasını sürdürmek istiyorum.

Müslüm filmi vizyonda… Bu filmde Müslüm Gürses rolü sana da teklif edilmişti galiba…
Mert Fırat: Üç dört yıllık bir projedir Müslüm filmi. Yapım şirketi değişti, oyuncu kadrosu değişti ve benim de dizi çalışmam başlayınca Müslüm Gürses rolünü oynayamadım.

Filmi izledin mi?
Mert Fırat: Film çok etkileyici. Zor bir hayatın hikayesini anlatıyor.

Size göre seyirci Her Şey Seninle Güzel filmine neden gitmeli?
Hazar Ergüçlü: İlham veren bir konudan ilham alabilmek için bu filme gidilmeli. Düşündüren, duygulandıran, sinemadan çıktıktan sonra da sizinle birlikte evinize gelecek bir film bu.
Mert Fırat: Sinemaya giden herkese bu film hediyedir, evinize de götürebilirsiniz (gülüyor). Hayatının her dönemini sorgulamak isteyen her yaştaki insanın izlemesi gereken bir film.
Hazar Ergüçlü: Herkese iyi seyirler diliyoruz…