Ebru Güneş ilk kitabı Nefson'u anlattı

Ebru Gündeş kendine ve son kitabı Nefson'a dair Gazetekritik'e açıklamalarda bulundu.

KÜLTÜR-SANAT 19.03.2017, 22:10 19.03.2017, 22:10
Ebru Güneş ilk kitabı Nefson'u anlattı

 

Ebru Güneş kendine ve ilk kitabı Nefson'a dair Gazetekritik'e açıklamalarda bulundu.

 

İşte Ebru Güneş'in o açıklamaları:

 

Ebru GÜNEŞ kimdir? Kendinizi bizlere kısaca tanıtır mısınız?

 

1981 Iğdır doğumluyum. Lise öğrenimim bitene dek Iğdır da yaşadım.1998 yılında Ankara Çankaya Üniversitesi Matematik Bilgisayar bölümünü kazandım, fakat yarım bırakarak, ikinci yıl Konya Selçuk Üniversitesinde Ziraat Mühendisliği bölümünü kazanarak eğitime devam ettim. Tamamladığım bölüm eğitimini, Yüksek Lisans ile devam ettirdim. Şimdi ise, Ziraat Yüksek Mühendisi olarak görev yapmaktayım. Kuşadası’nda yaşıyorum. Evli ve bir kız çocuğu annesiyim.

 

 

Bu romanı yazmaya sizi sürükleyen sebep nedir?

Önümde 29 adet puzzle parçası vardı. Bunlarla oynamak istedim.

 

 

 Nefson ne demektir?

Romanın ana karakteri, hayatına aldığı karakterlerle ‘’ Tanrıyı, hayatı, zamanı, yalnızlığı…’’ sorguluyor, kısaca karakter, neyi sorgulamak istiyorsa onu yaşıyor ve yaşatıyor.

 

Ana karakter, yani Kutay hayatına aldığı kadınlara kendi isim veriyor. Kutay için ne ifade ediyor iseler, onları kısaltıyor ve o isimle hitap etmeye başlıyor. Nefson ise onlardan biri, fakat neden Nefson o kısım, kitabın sürpriz sonu olacağı için okuyucuya bırakmamız gerekiyor.

 

Okuma oranının maalesef düşük olduğu ülkemiz de, yeni bir yazar olarak okuyan ile okumayan insanı nasıl tanımlarsınız?

 

Bu sorunuza, kitabımdan bir söz ile cevap vermek istiyorum.

“Bence, okuyan ile okumayanın kesiştiği tek bir nokta vardır. O da her ikisinin de insan olması. Sonrasında, okumayan doğrusuyla sadece nokta biriktirirken, okuyan o noktadan sonsuz sayıda doğru geçirir.”

 

Kitabınızda geçen karakterlerin ve şehirlerin gerçek hayatınızdaki yeri nedir?

Karakterlere, yaşamak isteyip de yaşamadığım yahut yaşayamadıklarımı yaşattım diyebilirim. Örneğin bir şehrin ışıklarına uzaktan bakıp, bir ışık seçip kapısını çalmak gibi… Veya sokakta farklı ideolojilerin belli bir karar için toplandıkları stantlara gidip, bütün kararlara imza atıp, hangi stant da daha iyi imza attım yarışına girmek gibi… Fakat kitapta geçen il ve ilçelerin hepsinde en az üç yılımı geçirmişimdir. Bir karakter hayal edilebilir, fakat bir şehrin oksijenini yazacak kadar solumadıysanız, okuyucuya sadece karbondioksitini solutursunuz.

Yorumlar (0)