12.12.2018, 19:48

KARPUZ TOHUMUNDAN KAZIK DARBESİNE

Hani nostalji yaşasın insanlar diye sokaklardaki yapraklar bir süre daha süpürülmemiş sokaklara misafir olmuştu ya işte daha üç beş gün önce iri iri yerlerde güzel bir seremoni oluşturmuştu ceviz ağaçlarının geçtiğimiz yaza ait kostümleri yani yaprakları da...

*

Ömründe ceviz ağacı görmemiş üniversite öğrencisi arkadaşım yıllar önce üniversiteyi okuduğu yerde ceviz ağacı görünce sormuştu bu ne ağacı diye. https://www.bonus-vacanze.org Ben de muziplik olsun diye yeşil yeşil olan cevizleri göstererek karpuz ağacı, bunlar tohum olarak ekiliyor ve karpuz oluyor demiştim. İnanmıştı safiyane. Tabi sonra şaka yaptığını söyledim.

*

Ayşe teyzeyi bilirsiniz, hani bizim evin üst tarafındaki eski evin sahibi.

Hatırladın mı onun ceviz ağacını. Hatırlamalısın diyeceğim ama hatırlayamazsın çünkü daha sen doğmamıştın. Ancak evi bilirsin ve oradaki ceviz ağacını da.

Ayşe teyzenin komşusu Şükriye teyzeyi de bilirsin. Yıllar önce Ayşe teyze ve komşuları, arsalarının bahçelerinin sınırlarını belirlemek için ölçüm yaptırırlar. Ölçüm yapanlar gittikten sonra Ayşe teyze onların çaktığı kazıkları söker Şükriye teyzeden tarafa doğru birer metre kaydırır ve kazıkları oraya çakar. Bu çabuk fark edilir ve kazıklar eski yerine alınır.

Ancak Ayşe teyze kazıkların yerinin orası olduğunda ısrarlıdır ve ne zaman fırsat bulsa kazıkların yerini değiştirir.  Şükriye teyzenin ve çocuklarının Ayşe teyzeye anlatmaları, söylemeleri hiç fayda vermez, her seferinde tamam dese de fırsat bulduğu ilk anda yine kazıkların yerini değiştirir.

Bu meseleden bıkan çocuklar kendileriyle de ara ara eğlenen, makara yapan Ayşe teyzeye kızar beddua ederler. Şükriye teyzenin gönlü yine de razı olmaz bu sözlere, komşuyuz kırmayalım üzmeyelim birbirimizi, komşu hakkı çok önemlidir der ve çok kızdığınızda ‘Hasbunallahu ve ni'mel vekil, ni'mel Mevla ve ni'me'n nasîr’ ‘Allah Teâlâ, bize yeter, O ne güzel vekildir. Ne güzel Mevla ve ne güzel yardımcıdır.’  deyin Allah'a havale edin der. Onlar da öyle yapar her ne kadar kızıp beddua etmek içlerindeki kızgıyı hafifletse de beddua etmeyip Allah'a havale ederler.

Gel zaman git zaman ceviz ağacı büyür, cevizler yeni sezon mahsullerini vermeye başlarlar.

Ağaçta merdivenle ve çırpma sırığıyla uzanılamayan yerlerde bir hayli ceviz kalmıştır.

Ayşe teyze onları ağaçta bırakacak değildir elbette. İş başa düştü der ve yaşına başına bakmadan çıkar ceviz ağacına. Uzanır çırpar, uzanır koparır cevizleri. Çocuklarının uyarılarını dikkate almaz ve son olarak az daha, bir adım daha der ilerisindeki cevizleri almadan inme niyetinde değildir.

Son bir hamle…

Ve işte olan olur benim de altını çizmek istediğim de tam burasıdır. O son uzanış Ayşe teyzenin eceli olur. Son hamlede ağaç kırılır ve Ayşe teyze komşularının payına doğru kaydırıp da oraya çıktığı ağaç kazığın üzerine düşer.

Ayşe teyze kader yolundaki taşları kendi elleriyle döşemiş, bir şekilde zulmettiği insanların havalesi de yerini bulmuş olur. Havale edilen makam icraatını birkaç cevizi sebep kılarak yerine getirir. Ayşe teyzenin zulmü yanına kar kalmaz ve vadesi, hayat yolculuğu, kader yoluna kendi elleriyle döşediği sebeple son bulur.

Bugün için de aynı şey geçerlidir. Kim ki zulüm altındadır her şeye gücü yetene işi bırakmalı, hakkını almasını ondan istemelidir.

Bu demek değildir ki, hukuken hak araması yapılmasın. Elbette hukuken de hak araması yapılacaktır ancak bazen olur ki, çeşitli kaygılarla hukuk çare bulamaz, hak yerine getirilmez, bütün sebepler bitmiş olur ve mazlum masum olarak kalır insan. İşte o zaman gerekli havale yapılmalı, ‘Hasbunallahu ve ni'mel vekil, ni'mel Mevla ve ni'me'n nasîr’ ‘Allah Teala, bize yeter, O ne güzel vekildir. Ne güzel Mevla ve ne güzel yardımcıdır.’  Demelidir.

Zalim kendi menfaati odaklı hazırlamış olduğu zulüm çarkına, kendi inşa ettiği yoldan gider ve elini kolunu hatta kafasını gövdesini kaptırarak kendini paramparça eder. Bu hak alındı demek değildir, ama ibretlik bir son olur. Hak alımı ise ötelerdeki büyük mahkemede sonuçlandırılır.

Ayşe teyze mi?

Sizlere ömür. Düştüğünde aldığı kazık darbesinden sonra toparlanamayarak dost ve akrabalarınca şehir mezarlığına defnedilir.

***

Bir dörtlük:

Ah aldıkça kalkıyorsan şaha

Sanma ki yarıyor mazlumun ahı, kalkmaya şaha

Ah-ı eninler dokunursa Gayretullah’a

Dönersin eşekten düşmüş karpuza

 

Yorumlar (0)