İTO’da önceki dönem yönetim kurulu üyelerinin de olduğu 19 Barış Akademisyeni’ni akademiden ihraç eden Kocaeli Üniversitesi Rektörü Saadettin Hülagü hakkında soruşturma açmak suçlamasıyla açılan dava, bugün Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi’ndeki 27. Asliye Ceza Mahkemesi’nde başladı. İTO yöneticileri, duruşma öncesinde adliye önünde açıklama yaptı.

“MESLEK ODALARININ BÖYLESİ BİR HAKKI ASLA ELİNDEN ALINAMAZ”

İTO Başkanı Nergis Erdoğan, oda yöneticilerinin disiplin soruşturması görevini yerine getirdiği için yargılanacağını vurguladı. Erdoğan, şunları söyledi:

“Tabip odalarının görevleri arasında, meslektaşların hak ve menfaatlerini korumak, halk sağlığını korumanın yanı sıra meslektaşlar arası münasebetleri düzenlemek de yer almaktadır. Hiçbir meslektaş, diğeri hakkında onur kırıcı, zemmedici sözler edemez. Meslektaşını uğradığı haksız fiiller karşısında savunmak zorundadır. Burada bugün görülen davada, Saadettin Hülagü ismindeki meslektaşımız, bir başka meslektaşımızı haksız bir fiil karşısında korumadığı gibi tam tersine bu haksız fiilin cezalandırıldığı kurulun içinde ve hatta başında yer almıştır. Tabip Odası, bununla ilgili görevini yaptığı için soruşturulmaktadır. Oysa Tabip odasının bu hakkı, kesinlikle elinden alınamaz. Çünkü bu hak bize kanunla, Türk Tabipleri Birliği yasasıyla, Deontoloji Tüzüğü'yle ve hekimlik meslek etiği kurallarıyla verilmiştir. 20 yıldır süren bu haksız, hukuksuz uygulamaların bu ilki değildir elbette ama sonuncusu olduğuna inanıyoruz. Meslek odalarının böylesi bir hakkı asla elinden alınamaz. Böyle bir hakka saldırıda bulunulması, meslek etiğine son derece aykırı olup aynı zamanda bir kanuni suçtur. Bundan böyle hiçbir şekilde böylesi hukuksuz uygulamaları kabul etmeyeceğimizi, tabip odasının elinden bu yetkisinin alınamayacağını hepinizin önünde ifade ediyorum. Bunun için sonuna kadar mücadele edeceğimizi ifade ediyorum.”

“MESLEKTAŞLARIMIZIN ATILDIĞI ÜNİVERSİTELERDE SORUMLULAR REKTÖRLERDİR”

Pınar Saip de tabip odalarının görevinin, meslektaşlarına deontolojik açıdan yanlış yapanların soruşturulmasını sağlamak, halk sağlığı ve mesleki iyi hekimlik değerlerini korumak olduğunu belirtti. Saip, şunları söyledi:

“Ocak 2016 tarihinde ‘Bu suça ortak olmayacağız’ metnine imza atan akademisyenler, meslektaşlarımız bazı üniversitelerden atılmış, bazılarında ise hiçbir soruşturmaya uğramamıştır. Meslektaşlarımızın atıldığı üniversitelerde sorumlular, o dönemin yöneticileri yani rektörlerdir. Bu konuda ilk müdahaleyi Kocaeli Üniversitesi Rektörü yapmıştır. Hemen kendilerini YÖK’e bildirmiş, suçlu olarak da ilan etmiş, yememiş içmemiş ve o günkü Kocaeli Üniversitesi’nde bu metne imza atan 5 meslektaşımızın ihraç edilmesine neden olmuştur. İhraç edilmek; işsiz kalmak, aç kalmak, kamuoyu önünde sizin pozisyonunuzu küçük düşürmek demektir. Bütün bunlara imza atan Hülagü, maalesef daha sonra bu konuyu biz yönetim olarak deontolojiye uygun davranmadığı için, soruşturma açtığımız için hemen bizi savcılığa şikâyet etmiş durumda. Sanki yetkilerimizi kötüye kullanmışız gibi savcılığa bize bildirmiş durumda.

“ÜNİVERSİTELERİNDEN ATILAN AKADEMİSYENLERİMİZ BERAAT ETTİ”

Oysa Hülagü, bu savcılığa verdiği metinden sonra kendisi kısa sürede Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı olmuş, şu anda AK Parti’den de milletvekili adayıdır. Yani bu şekilde davranarak kendisi mesleki kariyerinde değil ama siyasi kariyerinde büyük yükselmeler kaydetmiştir. Bu haksız yere mesleklerinden, üniversitelerinden atılan akademisyenlerimiz şu anda hepsi beraat etmiştir. Bunları bu hâlde tutan, buna neden olan üniversite yöneticilerinin de yargılandığı bir gün gelecektir ve bugün çok yakındır. Hepimizi ben bugünkü davadan da beraat edeceğimize gerek kalmadığını söyleyeceklerini biliyorum. Çünkü yargımızın az da olsa güvenilir hakimleri olduğuna inanıyorum.”