Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek, Esenyurt Belediyesi’ne kayyum atanmasının ardından parti içerisinde başlayan ‘normalleşme’ eleştirilerine ilişkin “Sayın Özgür Özel’in izlediği politikanın çok doğru olduğunu ve vatandaşlarımız açısından da çok olumlu etkilere yol açacağını düşünüyorum. Bu politikanın çok doğru olduğunu ve bunun meyvelerini de ilk genel seçimde vereceğini düşünüyorum” dedi.
Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek, aylık değerlendirme toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Belediyenin çalışmaları ve projeleri hakkında bilgi veren Zeyrek, siyaset gündemini de değerlendirdi.
Kayyum tartışmaları ve CHP’nin içerisindeki ‘yumuşama’ eleştirilerine de değinen Zeyrek, normalleşme adımlarının uzun vadede halkın lehine olacağını söyledi.
“Hem Manisa’mıza hem de ülkemize olumlu bir poz olarak yansıdığını düşünüyorum”
Geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen kavşak açılışında eski MHP’li Manisa Büyükşehir Belediyesi Başkanı Cengiz Ergün’ü açılışa davet etmesi ve sarılarak poz vermesine ilişkin konuşan Zeyrek, şunları söyledi:
“Sayın Başkan’ı ben davet ettim açılışa. Çünkü Cengiz Bey’in döneminde başlayan ve bizim dönemimizde tamamlanan bir açılıştı Cumhuriyet Kavşağı. Ülkenin birlik beraberliğe bu kadar ihtiyacı olduğu bir dönemde Manisa’mda bu şekilde ayrılıkların doğru olmadığını düşünüyorum. Orada kucaklaşarak verdiğimiz pozun da hem Manisa’mıza hem de ülkemize olumlu bir poz olarak yansıdığını düşünüyorum. Biz ayrışarak değil birleşerek kazanacağız. Manisa’m için önemli bir fotoğraftı. Bu koltuklar gelip geçici. Ben kendime nasıl davranılmasını istiyorsam ben de önceki başkanımıza öyle davrandım.”
“Varsayımlar üzerinden bu şekilde atanmış bir kayyumun her zaman karşısındayım”
Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanmasıyla başlayan sürece de değinen Zeyrek, şu ifadeleri kullandı:
“Seçilmiş bir başkandır. Seçilmişe herkesin saygı duyması gerek. Bir suç unsuru varsa ve 10 yıldır takip edilen bir süreçse keşke temiz kâğıdı verilirken bunlar işlenseydi. Milliyetçilik tartışmaları çok oluyor bu konuda. CHP’nin altı okundan biri de milliyetçiliktir. Biz Atatürk milliyetçisiyiz. Biz, vatanın bir karış toprağına herkesten önce Atatürk milliyetçileri sahip çıkar. Bu şekilde kayyum atamaları çok yanlış. Dün, seçilmiş olan belediye meclis üyesinin, vergisini ödemek isteyen bir vatandaşın belediyeye alınmaması çok antidemokratik. Adaletin, hukukun ve güvenin olmadığı ortamlarda bu tip ayrışmalar her zaman olacaktır. Bizim ayrışmaya değil birleşmeye ihtiyacımız var. Bu kayyum atamaları… Eğer bir kişinin bir suçu varsa adli mercilerce yargılanır. Suçu reelse suçu tecelli eder. Ama varsayımlar üzerinden bu şekilde atanmış bir kayyumun her zaman karşısındayım.”
“Yıllarca kavga ettik, bunun sıkıntısını vatandaşlar olarak hepimiz çektik”
Kayyum atamaları ile CHP içerisinde başlayan ‘normalleşme’ eleştirilerine de yanıt veren Zeyrek, şöyle konuştu:
“Bir yumuşama, normalleşme süreci bu ülkenin olmazsa olmazı. Ülkenin böyle fotoğraflara, birlik ve beraberliğe ve ortak akılla çözüm üretme yöntemine geçmesi gerekiyor. Sayın Özgür Özel’in izlediği politikanın çok doğru olduğunu ve bunun meyvelerinin de önümüzdeki süreçte vatandaşlarımız açısından da çok olumlu etkilere yol açacağını düşünüyorum. Çünkü kavga ederek maalesef bir şeyin çözümüne ulaşamıyorsunuz. Yıllarca kavga ettik, bunun sıkıntısını vatandaşlar olarak hepimiz çektik. Ama birleşerek, uzlaşarak ve ortak akıl oluşturarak ama kendi bildiğinizden de şaşmadan bunu sağlayabildiğiniz noktada da bunun meyvesini bütün vatandaşlar yiyor. Bu politikanın çok doğru olduğunu ve bunun meyvelerini de ilk genel seçimde vereceğini düşünüyorum.”
“Müteahhit firmayla oturduk ve sabit ödeme koşulu koydurduk”
Kentte devam eden Spilkent Toplu Konut Projesi’nde yaşanan sorunların da çözüldüğünü belirten Zeyrek, şunları kaydetti:
“Devlette devamlılık esastır. Spilkent’e geldiğimizde şunu gördük. Orada sadece talep toplanmış. Bir temel atma yoktu. Öncelikle talepleri değerlendirdik ve yasaya uygun olmadığını gördük. Noterden geçmesi lazımdı, geçmemiş. Arkadaşları çağırdık ve bunları yasalaştırdık. Orası bir sosyal konut projesi ve önceliğin ihtiyaç sahiplerinde olması lazım. Ama içlerinde daha önceden evi olan ve ihtiyaç sahibi olmayan kişiler de vardı. Önce bunları arındırdık ve kura çekimi yaptık. Sözleşmede faiz oranında bedeller artırılır diyordu. İlk kez bir eviniz olacak ama ne kadar para ödeyeceğinizi bilmiyorsunuz. Bu kabul edilebilir bir durum değildi. Müteahhit firmayla oturduk ve sabit ödeme koşulu koydurduk. Bir protokol yaptık. 36 ay gibi bir süre var evlerin teslimiyle ilgili.”
“Manisa olarak ben bu sisteme asla tek başıma geçmem”
Kent içi ulaşımda atılacak adımlardan biri olan tramvay projesine de değinen Zeyrek, şunları söyledi:
“Manisa’da özellikle sanayileşmenin büyümesiyle toplu ulaşım kaçınılmaz oldu. Zamanında vizyon projesi olarak görünen tramvay projesi, bugünün vazgeçilmezi. Keşke bizden önceki belediye başkanlarımız buna öncülük etmiş olsaydı da de biz de böyle bir sorun yaşamak zorunda kalmasaydık. Bununla ilgili İstanbul Metro A.Ş. ile çalışmalarımıza yaklaşık 2-3 ay önce başladık. Bütün yol güzergahları, durakları belirlendi. Şu anda fizibilitesi çıkıyor. Ondan sonra da bizi şöyle bir şey bekliyor. ART diye bir sistem var. Bu sistemde, bütün tramvay konforunda ama bir rayda değil, kendi dinamolarında, tekerlekler üzerinde giden bir sistem. İstanbul yaklaşık 250 adet alacak. Manisa’ya 20 tane lazım. Denizli 15 tane, uşak 5 tane alacak. Ama Manisa’nın tek başına bu sistemi alması… İleride kırmızı otobüslerde olduğu gibi teknolojik sıkıntılar yaşayabiliriz ama İstanbul, Denizli ve diğer kentlerin bu sisteme geçmesiyle birlikte Manisa da bu sisteme geçecek. Bu aracın bir rayda gitmemesi güzergâh esnekliği sağlıyor, dönüş çaparı tramvayda yaklaşık 22 metreyken bu, 13 metre çapında dönüyor. İstediğiniz zaman güzergahını değiştirip başka hatlara da verebiliyorsunuz. Ama Manisa olarak ben bu sisteme asla tek başıma geçmem. Ülkenin böyle bir talebi olması lazım. ART olmaz ise… Tramvay için de fizibilite çalışması yapılıyor. Dünya Bankası ve İller Bankası ile birlikte bir kredilendirme sürecine gireceğiz. Manisa’da tramvayın olmaza olmaz olduğunu biliyorum. Ayrıca TCDD’den yeni bir ray hattı istedik ve onlar, hızlı trenin gelmesiyle birlikte bize bir hat açabileceklerini söylüyorlar. Bu hattı açabilirsek tramvaya alternatif olarak şehri saran demiryollarını ben ulaşım için kullanmak istiyorum. Trafiği rahatlatmanın tek yolu toplu taşımadır.”
“Şehirlerin ölçekli büyümesi gerektiğini düşünüyorum”
Kente yatırımcı çekme noktasında ‘sanayileşme’ uyarısı yapan Zeyrek, şunları söyledi:
“Manisa şu anda lojistik olarak baktığınızda artık tam bir Ege’nin ortasında sanayinin merkez noktası haline geldi. Ben şehirlerin ölçekli büyümesi gerektiğini düşünüyorum. Manisa; sanayisi, tarımı, doğası ve kültürüyle oluşan bir şehir. Eğer sanayinin önünü kesmezseniz yaşayan vatandaş içerisinde sanayinin artmasından kaynaklı yaşam alanlarının kısıtlandığını görüyoruz. Manisa Merkez olarak artık sanayileşmenin en son kalan 7-8 milyon metrekare alanla kısıtlı kalması gerektiğini düşünüyorum. Ama yeni gelen yatırımcılara ben hep şunu söylüyorum. Bizim başka Organize Sanayi Bölgesi alanlarımız var. Akhisar, Soma, Salihli var. Buradaki alanlara yatırım yapmaları gerekiyor. Artık Manisa Büyükşehir Belediyesi’nin de organizasyonunu yaptığı çok büyük bir lojistik merkeziyle, Alsancak Limanı’na değil de Çandarlı ve Aliağa Limanı’na inecek yeni bir demiryolu hattı ile yen organize sanayi bölgelerinin Manisa Merkezi aratmayacak nitelikte olmasını ve o sanayileşmeyle birlikte de oralarda da yaşam kalitesinin yükselmesi noktasında yönlendirmeler üzerine kurulu. Manisa, tarım alanlarını biraz daha yok görsün derseniz… Ben orada yokum. Ben ülkenin geleceğinin sanayi olduğu kadar tarım olduğunun da farkındayım.”
“O çocuklara dokunmak ve onları geliştirmek benim asli görevimdir”
Kentte öğrenciler için de bazı projelerin hayata geçeceğini duyuran Zeyrek, şu ifadeleri kullandı:
“Manisa, varlar ve yoklar şehri. Sanayi var ama beyaz yakalı yok denecek kadar az. Üniversite var ama içinde öğrenci yok. Tarım var. Ama tarımı destekleyen yok. Tarih, kültür var, tarih var, doğal var. Ama bir tane turist yok. Bu da şehrin yöneticilerinin bunları dertlenmemesinden kaynaklandığını düşünüyorum. Manisa'da bir öğrenci neden şehir içine gelsin? Onlara verebileceğimiz kültürel bir alan maalesef yok. Sosyal yaşantı alanları maalesef çok kısıtlı. Bunları sağlayabilmek için şu anda bir tane kültür merkezi tasarımım var. Öğrencilerin sosyal hayatını geliştirebilecek olan kafelerin olabileceği bir tane yeni bir AVM ve cadde projemiz var. Ekonomik şartlarda ne zorluklar yaşadıklarını biliyorum. Her gün iki bin öğrencimize sıcak bir çorba dağıtıyorum. Ulaşımda abonman sistemi geliyor öğrencilere. 100-200 biniş biletler alacaklar ve çok uygun fiyata alacaklar. Derslerinde çalışabilecekleri yeni kütüphane alanları oluşturmak için projelerimiz var. Yeni kahve arabalarımız var. Bir tane çamaşır kafe projem vardı. Üniversitede bir çamaşır kafe kuralım, gelsinler ücretsiz olarak biz yıkayalım onların çamaşırlarını. Gerçi Rektör Hanım böyle bir şeyin gerek olmadığını söyledi. Ama ben gerekliliğini hala görüyorum. Daha başka bir yer bulursam oraya da yapacağım. Liseli öğrencilerimize önümüzdeki hafta başlıyoruz. Onlara ücretsiz internet hizmeti vereceğiz. Ücretsiz kahve vereceğiz. Ücretsiz kütüphane imkanları sağlayacağız. Önümüzdeki ay konservatuvarımız açılıyor. Manisa’da konservatuvar eğitimi verecek hiçbir kurum yok. Bu arkadaşların kendi yeteneklerini hayata geçirebilmesi için belediyemiz yanlarında olacak. Sinema ofisimiz açılıyor. Bunları yaparken bir kuruş bile almıyoruz. Çünkü para değil, hizmettir. O çocuklara dokunmak ve onları geliştirmek benim asli görevimdir.”
“Manisa’da çok fazla dolaşmıyor ya da büyükşehir belediyesinin yaptığı hizmetlerden haberi yok”
AK Parti Manisa Milletvekili Mücahit Arınç’ın “Ferdi Zeyrek döneminde hayata geçirilen projelerin MHP döneminde uygulanmaya başladığı” yönündeki sözlerine de yanıt veren Zeyrek, şunları kaydetti:
“Bugüne kadar halk mandırası vardı da biz mi peynir almadık? Sıcak çorba dağıtıyordu da ben mi içemedim? Kendisi Manisa’da çok fazla dolaşmıyor ya da Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı hizmetlerden haberi yok. Kent Lokantası Manisa’da yoktu. Hak Ekmek bazı ilçelerimizde vardı ama Manisa genelinde yoktu. Anne Kart birçok büyükşehirde vardı ama Manisa’da yoktu. Ya Mücahit vekil bunun Manisa’da olmadığını bilmiyor. Bunun için Manisa’da daha çok kalması lazım. Ben bunları siyaset olsun diye yapmıyorum. Şehrin hizmet alması için yapıyorum. Ben başka bir şehre gittiğimde hep ‘Niye Manisa’da yok’ diye özeniyorum. Ben artık Manisa’nın özenen değil özenilen bir şehir olmasını istiyorum. Kent Lokantası’nda günde 500 yemeğimiz çıkıyor. İki saat içerisinde bitiyor. Hal Mandıra’da dolabımız üç saat içerisinde boşalıyor. Halk Ekmek büfesi günde yaklaşık 4 saat açık kalıyor ve bütün ekmekler bitiyor. Belediye bir ticarethane değil. Bu harcadığım da benim cebimin parası değil. Hepimizin parası. Halkımın vergileri ve devletimin bana emanet ettiği para. Evet çoğu projede zarar ediyor ama bu, belediyemizin asli hizmetlerini yerine getirmesine engel olmuyor.”
“Bu parayı şeffaflıkla her yerde paylaşırız”
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda Fazıl Say konserin belediyeye maliyeti üzerinden başlayan tartışmalara da değinen Zeyrek, konserin maliyetiyle ilgili şu açıklamayı yaptı:
“Fazıl Say’ın kaşe ücreti 1 milyon 300 bin liradır. Sahnesi 500 bin lira kadar. Toplamda 1 milyon 800 bin lira kadar bir maliyeti var. Ama yarattığı etki… Konser çıkışı biri bana şunu söyledi. ‘Biz arabeskten Fazıl Say’a geçtik. İşte değişim budur’ dedi. Bu parayı şeffaflıkla her yerde paylaşırız. Bir sanatçı için cüzi bir rakam. Biz zaten her ay yaptığımız harcamaları her ay canlı yayınlıyoruz. Biz şeffafız. Çünkü benim harcadığım her kuruşta dağ köyünde yalın ayak dolaşan o çocuğun vebali vardır. Ben o vebale asla girmeyeceğim.”