Türkiye'de çarpık yapılaşmanın ve çevresel tahribatın önlenmesi amacıyla Türk Ceza Kanunu’nun 184. maddesiyle düzenlenen imar kirliliğine neden olma suçu, sürdürülebilir kentleşme ve çevre koruma açısından kritik bir öneme sahiptir. Plansız ve ruhsatsız yapılaşmanın önüne geçmek amacıyla oluşturulan bu düzenleme, bireylerden kamu kurumlarına kadar geniş bir sorumluluk alanını kapsar.

İmar Kirliliğine Neden Olma Suçu Nedir?

İmar kirliliğine neden olma suçu, TCK 184. maddesinde üç temel fiil üzerinden tanımlanır:

  1. Ruhsatsız veya Ruhsata Aykırı Bina İnşası: Bir yapının, gerekli ruhsat alınmadan veya ruhsatta belirtilen şartlara aykırı şekilde inşa edilmesi durumunda, 1 ila 5 yıl arasında hapis cezası öngörülür.

  2. Şantiyelere Altyapı Hizmeti Sağlanması: Ruhsatsız inşaatların elektrik, su ya da telefon gibi temel altyapı hizmetlerine bağlanmasına izin veren kişiler, aynı şekilde cezalandırılır.

  3. Yapı Kullanma İzni Olmadan Faaliyete İzin Verilmesi: Kullanma izni alınmamış binalarda herhangi bir sınai faaliyetin gerçekleştirilmesine müsaade edenler, 2 ila 5 yıl hapis cezası alabilir.

Hukuki Boyut ve Uygulamalar

İmar kirliliği suçunun kapsamı, belediye sınırları içinde ve özel imar rejimine tabi alanlarda geçerlidir. Ancak sınai faaliyet izni verilmesiyle ilgili suçlar, ülke genelinde uygulanabilir. Yargıtay kararları da bu suçun kapsamını netleştirmiştir; örneğin, ruhsat alınmadan başlayan inşaat faaliyetlerinin, suçun oluşması için yeterli olduğu belirtilmiştir.

Etkin Pişmanlık: Cezaların Hafifletilmesi

Kanun, ruhsatsız ya da ruhsata aykırı yapıların imar planına uygun hale getirilmesi durumunda, açılan kamu davasının düşeceğini öngörmektedir. Böylece, bireylere yapılarının hukuki duruma uygun hale getirilmesi için bir fırsat tanınmaktadır. Ancak, bu düzenleme kötüye kullanılarak ruhsatsız yapılaşmaya teşvik yaratabilir mi sorusu da tartışma konusudur.

İmar Kirliliği ile Mücadele

Uzmanlar, imar kirliliğiyle mücadelede toplumun bilinçlendirilmesinin ve denetimlerin artırılmasının gerekliliğini vurgulamaktadır. Belediyeler ve kamu kurumları, kaçak yapılaşmanın tespitinde teknolojik sistemleri kullanmalı, vatandaşlar ise imar düzenlemelerine uygun yapılaşmayı benimsemelidir.