Gürsel Tekin yazılı açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Son yıllarda apartman ve site aidatları asgari ücret ve kiralarla yarışır hale gelmiş durumda. Başta İstanbul olmak üzere pek çok yerde suç örgütleri, site yönetimlerini ele geçirip, çıkar sağlama peşin düşmüş durumda. Artan aidatlar yüzünden birçok ev sahibi ve kiracı yaşadıkları konutlardan taşınmak, bütçelerine uygun semtlere göç etmek zorunda kalıyor. Bu durumu gören iktidar ise, asıl sorunu çözmek yerine dikkatleri başka bir yöne çekerek halkın taleplerini geçiştirmeye çalışıyor. Site yönetimlerine giren mafya grupları yargının karşısına çıkarılamıyor. Bu yeni düzenlemeyle sanki aidat artışlarının tek sebebi yönetim firmalarının yetkisizliğiymiş gibi bir algı yaratılıyor. Oysa aidat artışlarının esas nedeni enerji, bakım-onarım, güvenlik gibi kalemlerde yaşanan genel maliyet artışları ve enflasyondur.

Aidat artışlarının asıl sebebi, ülkemizde yaşanan yüksek enflasyon ve özellikle enerji maliyetlerindeki artışlardır. Aşağıdaki veriler, enerji maliyetlerindeki artışı açıkça gözler önüne sermektedir:

•Elektrik Fiyatları: 2019 yılında konut aboneleri için elektrik birim fiyatı 0,285 TL/kWh iken, sanayi aboneleri için 0,315 TL/kWh idi. Ancak 2024 yılına geldiğimizde, konut ve sanayi aboneleri için tarife birim fiyatı 2,77 TL/kWh seviyesine yükseldi. Bu, %900’ün üzerinde bir artış anlamına gelmektedir.

•Doğalgaz Fiyatları: 2019’da konut aboneleri için doğalgaz birim fiyatı 1,024756 TL/m³, sanayi aboneleri için ise 1,434224 TL/m³ olarak belirlenmişti. Ancak 2024 yılında bu fiyatlar konut aboneleri için 6,709546 TL/m³, sanayi aboneleri için ise 11,178906 TL/m³ seviyesine yükselmiştir. Doğalgazda yaşanan bu ciddi artışlar, doğrudan aidatlara yansımaktadır.

•Su Fiyatları: Su fiyatları illere ve abone gruplarına göre değişiklik gösterse de genel olarak 2019 yılında ortalama 4,53 TL olan su birim fiyatı, 2024 yılında ortalama 17,17 TL’ye yükselmiştir.

Bu fiyat artışları site ve apartman yönetimlerinin, özellikle enerji tüketimi yüksek olan binalarda daha yüksek aidat taleplerine neden olmaktadır. Isınma, aydınlatma, güvenlik gibi hizmetlerde enerji maliyetleri büyük bir yük oluşturmakta, bu maliyetler doğrudan aidatlara yansıtılmaktadır. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ise bu gerçeği göz ardı ederek tüm sorumluluğu yönetim firmalarına yükleme çabası içindedir.

Bakanlık, apartman ve site yönetim firmalarına yönelik yetki belgesi zorunluluğunu getirerek aidat artışlarının kontrol altına alınabileceğini ima etmektedir. Ancak, yönetim firmalarının yetkilendirilmesi, mevcut ekonomik koşullar değişmediği sürece aidatlarda herhangi bir düşüş sağlamayacaktır. Türkiye’de yaşanan ekonomik kriz, enerji fiyatlarının hızla yükselmesi ve enflasyonist baskılar aidat artışlarının temel kaynağıdır. Bu maliyetlerin kontrol altına alınmaması halinde, hangi düzenleme yapılırsa yapılsın aidatlarda düşüş beklemek gerçekçi değildir.

Özellikle büyük sitelerde iskân sorunu yaşanması, fahiş aidat artışlarının bir diğer nedenidir. İskânsız olarak kullanılan çok sayıda TOKİ ve Emlak Konut projesinde, siteler halen yüksek bedellerle şantiye elektriği kullanmaktadır. İskân alındığı takdirde konut tarifesine geçiş sağlanarak maliyetlerde düşüş sağlanabilirken, bu projelerde iskân alınamaması yüzünden site sakinleri yüksek maliyetlere katlanmak zorunda kalmaktadır. Bu durum, aidatların yükselmesine doğrudan etki eden bir diğer faktördür. Ancak Bakanlık, bu soruna çözüm bulmak yerine, sorunun kaynağını görmezden gelerek tüm yükü yönetim firmalarına yüklemektedir.

Apartman ve site aidatlarında yaşanan fahiş artışların çözümü için yapılması gereken, sadece yönetim firmalarına yetki belgesi vermek değil, aidatları artıran temel maliyet kalemlerinde iyileştirmelere gitmektir. Elektrik, doğalgaz, su gibi temel enerji ve hizmet maliyetlerinde düzenlemeler yapılmadığı sürece, aidatların düşmesi mümkün olmayacaktır. Enflasyonist baskılarla başa çıkmak, enerji maliyetlerini dengelemek ve iskân sorununu çözmek aidat artışlarına kalıcı bir çözüm sağlayabilir.

Özetle, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın attığı bu adım, halkın gerçek sorunlarına çözüm getirmekten uzaktır. Aidat artışlarının asıl sebeplerini görmezden gelerek yetki belgesi zorunluluğuyla sorunu çözmeye çalışmak, kamuoyunun dikkatini başka yöne çekme çabasıdır.” Dedi.