Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), 'Vergide adalet, gelirde adalet, insanca yaşanabilir bir ücret' için İzmir'de yarım gün iş bırakarak sokağa indi. DİSK, “Zam, zulüm, işkence işte AKP”, “Zafer direnen emekçinin olacak”, “Vergide adalet, gelirde adalet” sloganlarıyla Basmane Meydanı'ndan Cumhuriyet Meydanı'na kitlesel yürüyüş düzenledi. Yürüyüşe DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, DİSK Genel Sekreteri Adnan Serdaroğlu, DİSK Genel Başkan Yardımcısı Remzi Çalışan, DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Konak Belediye Başkanı Abdül Batur, DİSK'in şube başkanlarıyla işçiler katıldı.

DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu yürüyüş sonrası Cumhuriyet Meydanı'nda açıklama yaptı. Çerkezoğlu, şöyle konuştu:

“Bugün bu meydanı dolduran sevgili sınıf kardeşlerim, sendikalarımızın, demokratik kitle örgütlerimizin, siyasi partilerimizin değerli başkanları, yöneticileri, çok sevgili İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız, değerli belediye başkanlarımız, sevgili mücadele arkadaşlarımız, iş yerlerinden, belediyelerden, fabrikalardan aklını, yüreğini, bilincini alıp DİSK'in bayrağıyla bu meydanı dolduran sevgili sınıf kardeşlerim, mücadele arkadaşlarım, gelirde adalet, vergide adalet diyenler, emeğine, ekmeğine sahip çıkanlar, patronundan daha fazla vergi ödemeye hayır diyenler, asgari ücretin altında, açlık sınırının altında emekli maaşı olmaz diyenler, taşeron zulmüne karşı mücadele veren, başta belediye şirket işçisi arkadaşlarım olmak üzere kadro adaletsizliğine karşı duranlar, insanca yaşayacak bir ücret isteyenler, şu an evlerinde, iş yerlerinde, televizyonlarında, radyolarında bizi dinleyen sevgili sınıf kardeşlerimiz, sevgili yurttaşlarımız öncelikle hepinizi Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu DİSK adına sevgiyle saygıyla selamlıyoruz. DİSK Yönetim Kurulu adına genel başkan yardımcımız ve genel sekreterimizle birlikte sizleri, sevgiyle, saygıyla, coşkuyla ve mücadelemizin umuduyla selamlıyoruz. Hoş geldiniz sevgili arkadaşlar, sefalar getirdiniz.

“1 MAYIS İÇİN ADALET, TAKSİM İÇİN ADALET”

Günlerdir, aylardır gelirde adalet, vergide adalet mücadelesi veriyoruz. Bizler adalet yürüyüşünü yaparken İzmir'de, iş yerlerinde, İzmir'in bütün sokaklarında, İzmir-Ankara yolunda yürüyüşü selamlayan İzmirli sınıf kardeşlerim, yoldaşlarım hepinizi tekrar sevgiyle saygıyla selamlıyoruz. Gelirde adalet, vergide adalet, ülkede adalet diyoruz. Bu ülkede, bu topraklarda, Cumhuriyet'imizin ikinci yüz yılına girdiğimiz bu süreçte demokrasinin bütün kırıntılarını ortadan kaldırmaya çalışanlara karşı ülkede adalet diyoruz ve bugün işçi sınıfı için çok önemli bir karar açıklandı. Önce onu sizlerle paylaşmak istiyoruz. İşçi sınıfı mücadelesinin çok önemli tarihsel kazanımlarından biri. DİSK'in mücadelesiyle kazanılmış Taksim Meydanı'nın 1 Mayıs olduğuna dair Anayasa Mahkemesi kararı bugün Resmî Gazete'de yayımlandı. DİSK'in kararlılığı, işçi sınıfı mücadelesi bugün yargı tarafından da bir kez daha tescillendi. Onun için diyoruz ki; işçi sınıfı için adalet, 1 Mayıs için adalet, Taksim için adalet.

“VERGİDE ADALET OLMADAN GELİRDE ADALET OLMAZ”

Vergide adalet istiyoruz. Cumhuriyet tarihinin ürettiğimiz değerin bölüşümü açısından en kötü sürecini yaşıyoruz. İkinci yüzyıla girdiğimiz bu süreçte, emeğin milli gelirden aldığı pay en düşük düzeyde. Bir taraftan yüksek enflasyon karşısında, her gün daha fazla yoksullaşıyoruz. Diğer taraftan ağır vergi yükü altında ücretlerimiz veriliyor. Dünyada başka hiçbir ülke yok ki işçiler, patronundan daha fazla vergi versin. Dünyada başka hiçbir ülke yok ki işçilerin ücreti yıl içerisinde, vergi dilimleri nedeniyle giderek daha fazla düşsün. İşte biz vergide adalet istiyoruz, vergide adalet olmadan gelirde adalet olmaz diyoruz. Bunun için mücadele veriyoruz ve DİSK olarak adaletli bir vergi sistemi için hazırladığımız 5 maddelik kanun teklifini, İstanbul'dan Ankara'ya yaptığımız yürüyüş sonrasında Meclis'e verdik. Ana muhalefet partisi bu kanun teklifini Meclis'e sundu ve bu sürecin takipçisi olmak için günlerdir yine yollara düştük. Pazartesi günü Edirne'den başladık. Ardından Kırşehir, Mersin ve Antalya'dan sonra bugün İzmir Cumhuriyet Meydanı'ndayız. Hep birlikte bir aradayız, tekrar hoş geldiniz. Emeğine, ekmeğine sahip çıkanlar, bu meydanı dolduranlar...

“DAHA FAZLA VERGİ ALMAK İSTİYORSANIZ KAR REKORLARI KIRAN ŞİRKETLERE BAKIN”

Vergide adalet için yürüyoruz. Ülkeyi yöneten syasi iktidara buradan sesleniyoruz, o sermayeden, şirketlerden vergi almayan, alamayan, yandaş şirketlerin vergi borçlarını bir gecede affedenlere sesleniyoruz: Eğer daha fazla vergi almak istiyorsanız artık işçinin, emekçinin cebine bakmaktan vazgeçin. Etrafınıza bakın, etrafınıza. O kar rekorları kıran şirketlere bakın, kat be kat kar bilançoları açıklayana bankalarınıza bakın. Bir kuruş bile vergi ödemeden kur korumalı mevduattan milyonlar kazananlara bakın. Yeter artık, yeter! Çekin elimizi soframızdaki ekmekten, çekin elinizi işçinin, emekçinin, çocuğumuzun geleceğinden.

DİSK'TEN MİLLETVEKİLLERİNE ÇAĞRI

Vergide adalet istiyoruz ve Meclis'e sunduğumuz 5 maddelik kanun teklifinin, yani az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınan adil bir vergi sistemi için bugün buradan hep birlikte Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne seslenelim. Meclis'teki bütün siyasi partileri, 600 milletvekilini Meclis'e sunduğumuz adil bir vergi sistemi için kanun teklifini oy birliğiyle Meclis'ten geçirmeye çağırıyoruz.

“ÜRETTİĞİMİZ DEĞERDEN PAYIMIZI İSTİYORUZ”

Gelirde adalet istiyoruz. Hepimiz çalışıyoruz, hepimiz üretiyoruz. Bizim alın terimizle büyüyor bu ülke ve ürettiğimiz değerden payımızı istiyoruz. Kimseden sadaka istemiyoruz, hakkımız olanı istiyoruz ve hakkımız olanı alana kadar da mücadele edeceğiz. Onun için alanlarda, meydanlardayız. İşte şimdi 2024 yılı asgari ücreti belirlenecek. Türkiye'de asgari ücret, bir ortalama ücret. Çalışanların yarısından fazlası asgari ücretle hayatını sürdürüyor. Özel sektörde asgari ücretle çalışanların oranı yüzde 70'e dayandı. O nedenle öncelikle Türkiye'nin bir asgari ücretliler toplumu olmaktan kurtulması için, yani sendika hakkımız için, grev hakkımız için, toplu sözleşme hakkımız için mücadele ediyoruz.

“GÖSTERMELİK MASA BAŞI PAZARLIKLARINA HAYIR DEMEK İÇİN ALANLARDAYIZ”

Asgari Ücret Tespit Komisyonu pazartesi günü ilk toplantısını yaptı, milyonların gözü, kulağı o masada. Ama yarım saat sürdü toplantı, yarım saat. İşte biz bugün, asgari ücretin belirlenmesi sürecinde o masada olmamamıza rağmen, göstermelik masa başı pazarlıklarıyla milyonlarca işçinin, emekçinin, onların çocuklarının hayatı hakkında karar verilmesine hayır demek için buradayız. Bir ortalama ücret olan asgari ücretin, 15 kişinin bir masanın etrafında toplanıp milyonların hakkında karar verdiği bu sürece hayır demek için alanlardayız. Evet, biz bu önemli sürecin gerçek bir toplu pazarlıkla belirlenmesi için alanlardayız. Ülkeyi yöneten siyasi iktidar sürekli diyor ki; 'Çalışanları enflasyona ezdirmedik, ezdirmeyeceğiz'. Enflasyon doğru ölçülüyor mu? TÜİK'in açıkladığı enflasyon rakamlarına biz inanıyor muyuz? Bizim enflasyonumuz, çarşıda, pazarda yaşadığımız fiyat artışlarıyla TÜİK'in enflasyonu arasındaki makas giderek daha fazla açıldı. O nedenle buradan diyoruz ki; TÜİK'in o düzmece, akıl dışı, hukuk dışı enflasyon rakamlarıyla değil, gerçek enflasyon karşısındaki kaybın giderilmesi lazımdır.

“2 KİŞİNİN ÇALIŞTIĞI EVE YOKSULLUK SINIRI KADAR GELİR GİREBİLMELİDİR”

Geçen hafta bir rapor açıklandı, belki gözünüzden kaçmıştır. Bütün dünyada, OECD ülkeleri içerisinde, en yüksek gıda enflasyonu Türkiye'de. Yani dünyanın en yoksek enflasyonunun olduğu bu ülkede, milyonların bu enflasyona ezdirilmemesi için bu mücadeleyi veriyoruz ve asgari ücretin gerçek enflasyon karşısındaki kaybın giderildiği, işçilerin aileleriyle birlikte yaşayabileceği bir ücret olarak belirlenen ve büyümeden, milli gelir artışından payını alan ve açlık sınırı, yoksulluk sınırına bakıldığında bir evde en azından 2 kişi çalıştığı zaman o eve bir yoksulluk sınırı kadar gelir girebilmelidir diyoruz. Bunun mücadelesini veriyoruz.

“ARTIK ASGARİ ÜCRETTE RAKAM PEŞİNDE KOŞMAK İSTEMİYORUZ, İNSANCA YAŞAYACAK BİR ÜCRET İSTİYORUZ”

DİSK olarak biliyorsunuz her yıl bir asgari ücret rakamı açıklarız ve bunu söyleriz. Bu yıl ilk kez bir rakam söylemiyoruz. Çünkü bizim Aralık ayı başında açıklayacağımız rakam, 1 Şubat'ta zamlı asgari ücreti aldığımızda uçup gidecek. Bu yüksek enflasyon koşullarında, artık biz asgari ücrette rakamların peşinde koşmak istemiyoruz. İnsanca yaşayacak bir ücret istiyoruz ve enflasyon tek haneli rakamlara düşene kadar asgari ücretin yılda kez güncellenmesi gerektiğini söylüyoruz.

“TÜRKİYE İŞÇİ SINIFI İÇİN, DİSK İÇİN BU İŞ BURADA BİTMEZ”

Şimdi bir de diyorlar ki; 'Bir asgari ücret belirleyeceğiz ve bu işi burada bitireceğiz'. Yani aralık ayı sonunda açıkladıkları asgari ücretin, ta bir dahaki Aralık'a kadar geçerli olacağını söylüyorlar. Buradan DİSK olarak çok açık ve net bir biçimde söylüyoruz, bir asgari ücret belirleriz ve bu işi burada bitiririz diyenlere, asgari ücret artışını enflasyon karşısında hiç etmeye çalışanlara diyoruz ki; Türkiye işçi sınıfı için, DİSK için bu iş burada bitmez! Hep birlikte emeğimize, ekmeğimize sahip çıkmaya devam edeceğiz. İş yerlerinden, alanlara, meydanlara kadar bu mücadeleyi hep birlikte büyüteceğiz. O nedenle insanca yaşayacak bir asgari ücret için, gelirde adalet, vergide adalet için, ülkede adalet için mücadele veriyoruz. İstanbul'dan Ankara'ya yola çıkarken demiştik ki; bu yolda yalnız yürümeyeceğiz. Gerçekten de öyle oldu sevgili kardeşlerim. Attığımız her adımda, yürüdüğümüz her metrede, her kilometrede sesimiz, soluğumuz ve mücadelemiz daha da büyüdü. Umudu büyütüyoruz dedik ve her adımda umudu hep birlikte büyüttük. Umut bu meydanda. Biz varsak umut var, işçi sınıfı varsa umut var, DİSK varsa umut var diyoruz ve umudu hep beraber büyütüyoruz.

Son olarak; hepimiz çalışıp hepimiz üretiyoruz ve hepimizin çalışarak ürettiği toplam değer bu ülkenin 85 milyon insanını, işçisini, emeklisini, kadınını, çocuklarını, gençlerini insanca yaşatmaya yeter. Yeter ki tercihler değişsin, yeter ki zihniyet değişsin. Yani neyi üreteceğimize, nasıl ürettiğimize, ürettiğimizi nasıl bölüşeceğimize hep birlikte karar verdiğimiz gerçek bir demokrasiyi kuralım ve biz biliyoruz ki artık ülkemizde korunacak bir demokrasiden değil, kurulacak bir demokrasiden söz ediyoruz. Eşitliği de, adaleti de, barışı, kardeşliği de, özgürlüğü de ve demokrasiyi de bu ülkede yeniden kuracak olan başta işçi sınıfı olmak üzere tüm toplumla yan yana, omuz omuza büyüttüğümüz mücadelemiz olacaktır. İşte bu bilinçle bizler iş yerlerinden başlayan bu mücadelemizi bugün İzmir'de, Cumhuriyet Meydanı'nda bir kez daha bir araya geldik ve bir kez daha ifade ediyoruz. Önümüzdeki hafta Edirne'den başlayan bu yürüyüş ta Artvin'e ulaşacak. DİSK Yönetim Kurulu olarak aralık ayında il il, meydan meydan ülkemizin her yerinde olacağız. Biliyoruz ki Türkiye'nin dört bir yanında bu mücadeleyle, bu taleplerle buluşan milyonlarca sınıf kardeşimiz var. İşte burası umudun meydanı, işte burası işçi sınıfının meydanı, bu meydan Türkiye'nin geleceğinin meydanı arkadaşlar. Tekrar sizleri bir kez daha sevgiyle, saygıyla selamlıyoruz. Bugün bizi yalnız bırakmayan herkese çok çok teşekkür ediyoruz. Yan yana omuz omuza mücadeleyi, umudu büyüteceğiz. Yolumuz açık olsun”