CHP, mesleki eğitim veren kurumlarda yaşanan iş cinayetlerinin nedenlerinin araştırılması amacıyla verdiği Meclis araştırma önergesinin diğer önergelerin önüne alınarak görüşülmesi için TBMM Genel Kurulu'nda grup önergesi verdi. Önergenin gerekçesini CHP İstanbul Milletvekili Suat Özçağdaş açıkladı. Özçağdaş, son 1 yılda 336 çocuğun Mesenlerde kaza geçirdiğini, 9 çocuğun da hayatını kaybettiğini belirtti.

Özçağdaş, MESEM kapsamında çalışırken hayatını kaybeden çocukları tek tek sayarak "Bu çocuklar ölüyorlar, 15,16,17 yaşında ölüyorlar. Sizin de çocuklarınız var. Rica ediyoruz, 840 bin çocuğumuz var her ay neredeyse bir çocuk ölüyor. Bunun iktidarı, muhalefeti mi var? Bu çocuklar 8 gün çalışıyorlar. Yine reddedeceksiniz. Bir kişi bile tutuklanmadı. 17 yaşında evladı olan vekillere sesleniyorum. Sürekli bu araştırma önergelerini reddediyorsunuz. Bu çocuklar sizin çocuklarınız değil diye yapıyorsunuz. Bu çocuklar fakirin fukaranın çocukları. Bu çocuklar iş gören olarak değil iş öğrenen çocuklar olarak orada olmalı. Hayatta siyaset önemli siyasi partiler de önemli. Raconu kesin ama bu çocukların hayatla bağını kesmeyin. Bu çocuklar hepimizin çocukları. Siyaseti neden, kimin için yaptığımızı unutmayalım" dedi.

Özçağdaş’ın TBMM Genel Kurulu’nda önerge üzerine CHP Grubu adına yaptığı konuşma şöyle:

Sayın vekiller, Alperen Enez Ural 17 yaşındaydı, Soma'da yaşıyordu. Dün ailesini ziyaret ettim... Değerli vekillerim, hepimizin evlatları var; 10 yaşında, 13 yaşında, 15 yaşında, 17 yaşında çocuklarımız var. Sizlerden bu araştırma önergelerini dinlerken "Bir siyasi partinin önergesidir, racon böyledir, reddedelim." diye dinlememenizi rica ediyorum. Alperen'nin babasıyla konuştum, annesi gözlerimin içine bakamadı. Alperen 17 yaşındaydı, 18 Mayıs Cumartesi günü kaza geçirdi. MESEM'lere bakarsanız dört gün iş yerinde, bir gün okulda olması gerekiyor. Bu çocuk cumartesi günü 2'nci katta ne yapıyordu? Sonuç itibarıyla, Alperen beş gün can çekişti, hayata tutunmaya çalıştı, hayatını kaybetti.

Türkiye’de Mesleki Eğitim Merkezleri’nde kayıtlı 840 bin 810 öğrenci bulunuyor. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin araştırmasına göre ise 2013-2022 yılları arasında toplamda 616 çocuk iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Hayatını kaybeden çocukların 211’i 14 yaş ve altında, 405’i ise 15-17 yaş grubundadır. Son bir yılda MESEM’lerde 336 öğrenci çıraklık yaptırılırken iş kazası geçirmiş, en az 9 çocuk da iş cinayetlerinde hayatını kaybetmiştir.

17 yaşındaki Alperen Enes Ural, 18 Mayıs Cumartesi günü doğalgaz borusu döşerken düştü ve 5 günlük hastane tedavisi sonucunda 23 Mayıs’ta hayatını kaybetti.

17 yaşındaki Murat Can Eryılmaz, Kilis’te çalıştığı inşaatın 8. katından düşerek 4 Şubat 2024’te 72 gün süren yaşam mücadelesi sonucunda hayatını kaybetti.

14 yaşındaki Arda Tonbul, 9 Ocak 2024’te, İstanbul’da bir metal fabrikasında MESEM kapsamında çalışırken başının makineye sıkışması sonucu 7 gün süren yaşam mücadelesinin ardından 16 Ocak’ta hayatını kaybetti.

15 yaşındaki Erol Can Yavuz, 23 Ocak 2024’te Kütahya'da çalıştırıldığı mobilya atölyesinde üzerine sunta blokları devrilerek hayatını kaybetti.

15 yaşındaki Ömer Çakar, 29 Aralık’ta Diyarbakır’da klima montajı için götürüldüğü sitede, çatı katından düşerek hayatını kaybetti.

15 yaşındaki Ömer Girgin, Kocaeli Körfez’de bir kaporta atölyesinde çalışırken ısınmak için sobayı yakmak isterken parlayan tinerin alevinden ağır yaralandı. 30 Kasım 2023’te 11 gün yoğun bakımda kalan Girgin 11 Aralık’ta hayatını kaybetti.

17 yaşındaki Ulaş Dumlu, 7 Aralık 2023’te Konya'da fabrikada elektrik kablosu hattı çekerken, arıtma havuzuna düşerek hayatını kaybetti.

16 yaşındaki Zekai Dikici, 26 Eylül 2023'te Manisa’da çalıştığı inşaatın 5. katından düşerek öldü.

17 yaşındaki Yiğit Zaman is, 27 Ağustos 2023’te çalıştığı inşaatta başına vinçte taşınan malzemenin düşmesiyle hayatını kaybetti.

Alperen'in annesi bana dedi ki: "Ramazan ayında oruç tutuyordu, oruç tuttuğu halde iftara gitmesine izin vermediler." Bu çocuklar 7 gün çalışıyorlar. Bakın nereden düştü Alperen? Buradan düştü, bu demirler kırıldığı için düştü ve böyle olduğu biliniyordu, ustası biliyordu. Sayın vekillerim, yine reddedeceksiniz, bu çocuklar orada, ustaları dışarıda değildi ve 1 kişi bile tutuklanmadı, 1 kişi bile tutuklanmadı. 17 yaşında evladı olan vekillere sesleniyorum: Sürekli bu araştırma önergelerini reddediyorsunuz. Bu çocuklar sizin çocuklarınız değil diye yapıyorsunuz. Bu çocuklar fakirin fukaranın çocuğu. O ustalar, başlarında duran ustalar, işi onlar yapmalı, bu çocuklar iş gören olarak değil, iş öğrenen çocuklar olarak orada olmalı. Dört gün işte, bir gün okulda olmaz. Asgari ücretin yüzde 30'una, ucuz iş gücü olarak 840 bin çocuğu çalıştırıyorsunuz.

Peki Sayın Milletvekilleri ne olsaydı Alperen Eren ölmezdi? Ben söyleyeyim:

İşveren 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’na göre Alperen Enes’e temin etmesi gerektiği paraşüt tipi emniyet kemerini temin etseydi böyle bir kaza olmazdı.

İşveren 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği kanununa göre Alperen Enes’e kullanımı zorunlu olan baretini temin etseydi ölümle sonuçlanan bir kaza olmazdı.

Alperen Enes 14-17 Mayıs tarihleri arasında 4 gün sahada çalışmış olmasına rağmen 18 Mayıs Cumartesi günü de çalıştırılmasaydı bu kaza olmazdı.

Alperen Eren’in çalıştığı balkondaki balkon demirlerinin çürük olduğu tespit edilmesine rağmen çalışmasına müsaade edilmeseydi böyle bir kaza olmazdı.

İşveren MEB tarafından hazırlanan sözleşme taahhütnamesindeki 10. maddedeki 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’ndan doğan yükümlülükleri yerine getirmeyi kabul ediyorum maddesine riayet etseydi böyle bir kaza olmazdı.

Sadece Usta Öğretici gözleminde çalışması gereken Alperen Enes yalnız çalıştırılmasaydı böyle bir kaza olmazdı. Alperen Enes’e şirketin bağlı olduğu Ortak Sağlık Güvenlik Birimi tarafından gerekli eğitimler verilseydi böyle bir kaza olmazdı.

Tesisat döşeme işlemi dışarıdan içeriye doğru değil de içeriden dışarıya doğru yapılsaydı Alperen Eren böyle bir kaza sonucunda vefat etmezdi.”

Sevgili vekiller, hayatta siyaset önemli, siyasi partiler de önemli. Geçen hafta burada polislerle ilgili yasa teklifi konuşulurken iktidar partisinin Grup Başkan Vekili "Racona ters. Biz getirirsek olur." dedi. Raconu kesin ama bu çocukların hayatla bağını kesmeyin. Gelecek ay yine 15 yaşında, 16 yaşında, 17 yaşında bir evladımız öldüğünde tekrar burada konuşmayalım. Bu çocuklar hepimizin çocukları, fakir fukaranın çocukları. Bunlar burada çalışmak zorunda olduklarını düşündükleri için varlar. Size istirham ediyorum, siyaseti neden yaptığımızı asla unutmayalım, kimin için yaptığımızı unutmayalım, bu teklife bir kez olsun "evet" diyelim.