“ Sayın Akbaşoğlu, mektubu buldum. Hani burada demiştiniz ya, "Trump'ın mektubunu buruşturup elimizle yere attık." demişsiniz ya, vallahi mektubu buldum, mektup burada. Mektup nerede biliyor musunuz? Bizim Adana Milletvekili Bilal Bilici Amerika'ya gitmiş, New York'a gitmiş, aramış, aramış, Trump Towers'da mektubu asılı olarak bulmuş. Ne diyor? Biliyorsunuz ne dediğini, Cumhurbaşkanına, bizim de onurumuza dokundu, Cumhurbaşkanımıza hakaret ediyor bu Trump. Sayın Akbaşoğlu, mektubu buldum yani buruşturup çöpe atmamışsın, New York'ta asılı bu mektup.”

Erdoğan, Netenyahu’yla beraber Trump’ı kutluyor!

“Şimdi, ayrıca, sizleri kutluyorum, hayırlı olsun çünkü yürekten desteklediğiniz Amerika Devlet Başkanı Trump seçildi, gözleriniz aydın, kutluyorum. Sayın Recep Tayyip Erdoğan da bir "tweet" attı, "Aziz dostum büyük mücadele sonunda Amerika Devlet Başkanı oldu." dedi. Tabii, başka "tweet" atanlar da var, "tweet" atanlardan birisi de yüzyılın katili Netanyahu. O da ne diyor? Benzer sözleri söylüyor. "Beyaz Saray'a tarihî dönüşünüzü kutluyoruz." diyor. O da "tweet" atıyor yani Sayın Erdoğan ile Sayın Netanyahu -"Sayın" demeyeyim- Netanyahu Trump'ı kutluyor.”

İsraile Gazzeli çocukları öldürmesi için destek veren Trump’ı tebrik ettiniz!

Bu Trump kim? Bir Trump'ı hatırlatayım size. Zaman zaman milleti motive etmek için, oy almak için diyorsunuz ya: "Kudüs bizim kırmızı çizgimiz." Bu Trump var ya, aziz dostunuz Trump, Kudüs'ü İsrail'in başkenti olmasını yapan ve tanıyan ilk devlet başkanı. Başka ne yapmış? İsrail'in işgal etmiş olduğu Suriye topraklarına işgalci "İsrail'in." demiş.


Başka ne yapmış değerli arkadaşlar, başka ne yapmış? Kampanyasının en önemli başlığı şuydu: "Siz merak etmeyin İsrailliler, iyi katliam yapıyorsunuz, Gazze'deki çocukları öldürüyorsunuz ama ben, daha fazla çocuk öldürmeniz için, daha fazla Gazzeliyi öldürmeniz için size destek vereceğim." demiştir. Değerli arkadaşlar, işte Trump bu. Sizin dostunuz olabilir ama katliama, mazlumlara silah satanlar, kurşun satanlar bizim dostumuz değil.

Erdoğan, “milletin cebinden tek kuruş çıkmayacak” dedi, milyarlar çıkıyor!

Şimdi, değerli arkadaşlar, konu yap-işlet-devret modeli. Şimdi "Milletin cebinden bir kuruş çıkmayacak." diyordunuz, hatta dev projelerde "Devlete gelir, millete konfor." diyordunuz ama arkadaşlar, öyle bir şey oldu ki milletin kanını emiyorlar, âdeta vampir! Biraz önce değerli hemşehrim, değerli milletvekili, Saadet Partisi milletvekili Sayın Çalışkan söyledi. Ya milletin bir yılını, beş yılını, on yılını değil, geleceğini ipotek altına almış durumdasınız. Tam bir vampir! Bakın, 2025 yılında toplam 202 milyar, 2025, 2026, 2027'de 668 milyar TL bu garanti yap-işlet-devret modeline para ödeniyor.

Ye-İç-Devret Milletin kanını emen Vampir Modeli!

Ye-iç-devret! Bakın, bu yaptığınızı var ya baba oğula yapmaz, baba oğula yapmaz! Ya, kime veriyorsunuz? Benzer müteahhitler. Bir taraftan fakir fukara yoksulluk içerisinde kıvranırken aynı isimler, Avrasya aynı isimler, yeni havalimanı aynı isimler, hastaneler aynı isimler. Tam bir devletin, milletin, fakirin fukaranın kanını içen bir vampir modeli.

Yap-İşlet-Devret ödemelerine 2025 bütçesinde 202 milyar ödenecek. 11 milyon asgari ücretlinin maaşı,16 milyon emeklinin maaşı demek!


“202 milyar ne anlama geliyor, onu anlatayım. 202 milyar, 11 milyon 882 bin asgari ücretlinin maaşına denk, 16 milyon 160 bin emeklinin maaşına denk yani toplam emeklilere verdiğimizden daha fazla parayı bunlara veriyoruz. Sadece para vermekle de kalmıyor, ne yapıyorsunuz? Vergi affediyorsunuz, vergi muafiyeti getiriyorsunuz. Kapitülasyonu geçti ama söyleyeyim. Eğer bunda sizin ortaklığınız yoksa ben de hiçbir şey bilmiyorum.”