CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal’ın 1 Mayıs İşçi Bayramı açıklaması şöyle:
 

Ülkemizde 1 Mayıs İşçi Bayramı’nı yine hayat pahalılığı, zamlar, yoksulluk, açlık, işsizlik, kölelik düzenini andıran düşük ücretli istihdam koşulları gölgesinde buruk kutluyoruz.

Öncelikle İş cinayetine kurban giden, evine ekmek götürme çabası içerisindeyken hayatını kaybeden işçileri, tarihe ‘Kanlı 1 Mayıs’ olarak geçen 1977 1 Mayıs’ında Taksim’deki kutlamalarda hayatını kaybeden tüm emekçileri saygıyla anıyorum.

Adaletin, hoşgörünün, dayanışmanın, yardımlaşmanın, barışın hakim olduğu, emeğin ve alın terinin değer gördüğü 1 Mayıs’lara kavuşmanın arayışı içerisindeyiz.

Lakin 22 yıllık AKP iktidarında tuzu kuru yandaşlar, 5’li Çeteler dışında hiç kimsenin yüzü gülmüyor.

Sömürü düzeni normalleştirmek isteniyor.

ERDOĞAN’IN “İŞÇİ BULAMAMA SORUNU” İDDİASINA TEPKİ
 

Türkiye’de işsizler ordusu oluşturuldu.

İş bulabilme şansını yakalayan emekçiler, kölelik şartlarında ve açlık sınırının çok altındaki ücretle yaşamaya mahkum ediliyor.
 

Modern köleliğe itiraz edenler ise halen “iş beğenmiyorlar” nakaratıyla hedef alınıyor.

5 yıl sonra göstermelik olarak Saray’da toplanan Çalışma Meclisi’nin yemeğinde konuşan AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “En önemli sorunun işçi bulamama sorunu olduğunu” iddia etti.
 

Allah’tan korkun!

“İş beğenmiyorlar”, “İşçi bulamıyorum” gibi çıkışların kaynağı, para istifleyen sermaye çevreleridir.

Türk vatandaşlarına aylık maaş olarak önerilen üç kuruşla bir gün dahi geçinemeyecek olan Saray ahalisi, işçinin yanında durmak yerine patronların safında yer alıyor!

TOPLUMA MODERN KÖLELİK DAYATILIYOR
 

Üzülerek görüyoruz ki Saray iktidarı, Türk toplumuna modern köleliği dayatmaktadır.

Yani emekçilerin, ülke kaynaklarının büyük çoğunluğunu elinde bulunduran bir avuç azınlık adına yaşamaları, çalışmaları isteniyor.

AKP dönemi zenginlerine, ıstakozculara halkın kölelik yapması isteniyor. Bu durumu asla kabullenemeyiz!

İŞÇİLER NE İSTİYOR?
 

Peki işçiler, emekçiler 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü dolayısıyla ne istiyor?

Eşit ve adil ücret uygulanmasını talep ediyorlar.

Vergide adaletin sağlanmasını istiyorlar.

Yani az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınmalıdır.

Sendikal örgütlenme özgürlüğü istiyorlar.

Haklarının korunup geliştirilmesini istiyorlar.

İşverenlerin personel eğitimlerine önem vermelerini talep ediyorlar.

İş sağlığı ve güvenliği kurallarının eksiksiz uygulandığı çalışma ortamları talep ediyorlar.

BU 1 MAYIS MİLAT OLSUN
 

İçinde bulunduğumuz bu 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü, milat olsun.

Yani işçi cinayetlerinin engellenmesi adına gerekli, caydırıcı yasal düzenlemelere imza atmalıyız.

Kayıt dışı istihdamın önüne geçmeliyiz.

Ataması yapılmayan öğretmenler ve diğer meslek grubu mensuplarının istihdamını sağlamalıyız.

Gençlerimiz, işsiz, güvencesiz bırakılmamalıdır.

Beyin göçünü önlemeliyiz.

Kamu kurum ve kuruluşlarında çalıştırılan tüm taşeron işçiler, kadroya alınmalıdır.

En düşük emekli aylığı, asgari ücret düzeyine yükseltilmelidir.

Çocuk işçiliğine karşı mücadeleyi arttırmalıyız.

KANAYAN YARAMIZ MEVSİMLİK TARIM İŞÇİLİĞİ
 

Türkiye’nin kanayan yaralarından biri de mevsimlik tarım işçiliğidir.

Mevsimlik tarım işçiliği denince akıllara ilk Şanlıurfa ilimiz gelmektedir.

En çok mevsimlik tarım işçisi, GAP’ın başkenti olarak bilinen Şanlıurfa’dan çıkmaktadır.

Şanlıurfalılar, mart ayından aralık ayına kadar Ankara, Adana, Afyon, Bursa, Eskişehir, Konya, Kayseri, Hatay, Manisa, Yozgat, Aksaray ve Ordu başta olmak üzere Türkiye’nin neredeyse tüm illerine mevsimlik tarım işçisi olarak dağılmaktadır.

Mevsimlik tarım işçiliği için yollara düşen Şanlıurfalı aileler, çocuklarıyla birlikte derme çatma çadırlarda yaşam mücadelesi vermektedir.

Şanlıurfa ilimiz, verimli topraklarına rağmen varlık içinde yokluk yaşamaktadır.

Şanlıurfa’da mevsimlik tarım işçiliğinin yaygınlaşmasına iktidarın yanlış, etkisiz ve öngörüsüz politikaları yol açmaktadır.

Her yıl 100 binlerce Şanlıurfalı, ekonomik sebeplerden dolayı mevsimlik tarım işçisi olarak yollara düşmektedir.

Şanlıurfalı tarım işçileri, aileleriyle birlikte gittikleri yerlerde kötü ve zorlu şartlar altında ayakta kalmaya çalışmaktadır.

Hiçbir güvenlik tedbiri alınmadan balık istifi şeklinde araçlara bindirilen mevsimlik tarım işçilerinin trafik kazası sonucu yaşamlarını yitirdiği yönündeki haberler, sıradanlaşmaktadır.

İnsan onuruna yakışmayan tarzda çadırlarda barınan, güneşin altında tarlada çalışan mevsimlik tarım işçisi aileler, temiz ve sağlıklı gıdaya, içme suyuna, sağlık olanaklarına erişememektedir.

Üç kuruşa sabahtan akşama ırgatlık yapan mevsimlik tarım işçileri, kimi zaman da ayrımcılığa ve zorbalığa maruz kalmaktadır.

Mevsimlik tarım işçiliğiyle geçimlerini sağlayan aileleriyle birlikte giden çok sayıda Şanlıurfalı öğrenci, okullarından ve eğitimlerinden uzak kalmaktadır.

Ailelerinin yanında tarla başına giden küçük yaştaki çocuklar, her türlü haktan yoksun bırakılmaktadır.

Mevsimlik tarım işçilerinin içinde bulunduğu durum, iktidarın çarpık, hatalı politikalarının sonucudur.

Geleceğimizin teminatı çocuklarımızı okutmamız gerekmektedir.

Yoksulluğu ancak eğitimle yenebiliriz.

Yoksulluğun panzehiri eğitimdir.

Varlık içinde yokluk yaşayan Şanlıurfa’yı kalkınmış, istihdam olanakları gelişmiş bir kenti haline getirmeliyiz.

Hep birlikte mevsimlik tarım işçiliği sorununa çözüm bulmamız gerekmektedir.
Mevsimlik tarım işçiliği, ırgatlık, Şanlıurfalıların kaderi haline gelmemelidir.
Mevsimlik tarım işçiliğinin önüne geçmek için bölgede tarım ve sanayi ağırlıklı iş imkanları yaratılmalıdır.