CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, haftalık değerlendirme raporunu yayınladı.
Raporda, "İktidar ittifakı, kitlelerin acil ve yakıcı sorunlarına çözüm üretmek, toplumsal gerginlikleri azaltmak yerine kavga ve çatışmadan beslenen tarzı sürdürmek istiyor!" dedi.
YENİ EKONOMİK MODEL İNSANCA YAŞAM OLANAKLARINI ORTADAN KALDIRDI
Küresel piyasa araştırma ve yatırım kurumları, uygulanan ekonomi modelinin yabancıları memnun ettiğini ancak halkın ağır mağduriyet yaşadığını belirterek modele toplumsal destek olmadığını vurguluyor. Kredi kartı borcundan dolayı yasal takibe girenlerde rekor artış bunu teyit ediyor!
Küresel kurumların yanı sıra Reuters, Bloomberg vb. uluslararası ekonomi ajansları yaptıkları Türkiye analizlerinde, ekonomi yönetiminin bir yıla yaklaşan uygulamalarının ‘yüksek ve risksiz kazanç’ olanaklarıyla yabancıları memnun ettiğini, Türk halkının bu programla sosyal ve ekonomik açıdan ezilerek mağdur edildiğini dile getiriyor.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in uyguladığı ekonomik model, bir yılda geniş toplumsal kesimlerin insanca yaşam olanaklarını ortadan kaldırdı. Yüksek enflasyon karşı kitlelere doğru düzgün koruma sağlamayan model, milyonlarca kişinin gündelik yaşamını bile sürdüremez hale getirilerek her türlü harcama ve tüketimini kısmasını, bu yolla enflasyonun düşürülmesini hedefliyor. Yabancı para ve sermaye sahiplerine ise yüksek faiz, borsa, hazine kağıtlarıyla vergisiz-sorgusuz kazanç olanakları sağlanıyor.
Temmuz döneminde asgari ücret, memur ve emekli aylıklarında enflasyona karşı koruyucu bir zam ve refah artışının söz konusu olmayacağı iktidar tarafından sıklıkla vurgulanarak, ortaya çıkan ekonomik ve sosyal bedeli ödemesi isteniyor. Son olarak çay ve hububat taban fiyatlarındaki düşük zam kararlarıyla milyonlarca üretici, ağır bir bedelle acı reçetenin kurbanları arasına dahil edildiler.
3 yıl sonrası için enflasyonda düşüş vaatleri veren iktidar sözcüleri, ihtiyaç kredisi ve kredi kartı ile yaşamını idame ettirmeye çalışan kesimlere soluk alma imkanı bırakmadı. Kredi ve kart faizlerindeki yüklü artışlar, asgari ödeme limitlerinin yükseltilmesi, kredi kartından nakit avans olanağının kaldırılması ve taksit sayısının indirilmesi kart borcu olan dar gelirliyi icra-haciz-e-haciz ve banka hesaplarının bloke edilmesiyle karşı karşıya bıraktı.
Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Risk Merkezi’nin Nisan 2024 verilerine bu yılın ocak-nisan döneminde yasal takibe alınanların sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 70 artışla 251 binden 429 bin kişiye ulaşarak rekor kırdı. Bireysel kredi borcundan dolayı yasal takibe alınanların sayısı ise yüzde 32,5 artışla 267 binden 355 bin kişiye yükseldi. Hem kredi kartı hem de bireysel kredi borcunu ödeyemez hale gelenlerin sayısı ilk dört ayda yüzde 42,5 artarak 422 bin kişiden 650 bin kişiye yükseldi. Haziran sonu itibarıyla toplam kredi ve kredi kartı borcu 3 trilyon TL’yi aşarken ödenemeyen kredi kartı ve bireysel kredi borçlarının tutarı 1 trilyon TL dolayında.
Milyonlarca kişiyi soluksuz bırakan ekonomik modelin tüm bedelinin dar gelirli, ücretli, maaşlı kesimlere, üreticiye ödetilmesi adaletsiz ve sürdürülemez bir yöntemdir. Kredi kartı ve bireysel kredi borç faizlerinin enflasyona endeksli şekilde silinmesi, ana para borçlarının 24 ay taksitlendirilip takibe düşen yurttaşlara nefes alma, borçlarını çevirebilme olanağı sağlanması, maaş hesaplarına ve kartlara konulan bloke ve e-hacizlerin kaldırılması hayati önemde ve elzemdir!
GÖSTERMELİK TASARRUF TEDBİRLERİ
TBMM’ye getirileceği açıklanan 500 milyar TL'lik yeni vergi paketi, yılsonuna kadar hedeflenen 2,1 trilyon liralık borçlanma hedefinin dörtte biri. İktidarın göstermelik tasarruf tedbirlerinden sonra vergi paketleriyle istikrar sağlanacağına ikna çabası, günü kurtarmanın ötesinde bir şey değildir!
Bütçede vergi gelirleri içerisindeki payı yüzde 70’i aşan dolaylı vergilerle gündelik hayatın her alanında yüksek gelirli kesimlerle dar gelirli kesimlerden aynı oranda vergi alan iktidar, şimdi de 500 milyar TL gelir hedeflediği yeni bir vergi paketini TBMM’ye sunmaya hazırlanıyor. Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) küresel varlıkların büyük kısmını elinde bulunduran şirket ve kurumlar için önerdiği yüzde 15 oranındaki asgari kurumlar vergisini yeni paketle uygulamaya hazırlanan ekonomi yönetiminin bu alandan beklediği toplam gelir 190 milyar TL. Öncelikle yeni vergi paketiyle hedeflenen toplam ek gelirin Gayri Safi Yurt İçi Hasıla’nın (GSYİH) binde 7’si düzeyinde belirlenerek 500 milyar TL tutarında olması, Türkiye ekonomisinin trilyon doları aşmasıyla övünen iktidarın gösteriş amaçlı bir girişime hazırlandığını gösteriyor. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın Haziran-Ağustos dönemi üç aylık iç borçlanma programının tutarı bile 670 milyar TL ve propagandası yapılan yeni vergi paketinden 170 milyar TL daha fazla. Vergi almak yerine borç almayı, kayıt dışı ekonomiye göz yummayı benimseyen iktidarın şimdi vergi paketiyle ortaya çıkması, IMF’nin küresel düzeyde üye ülkelerden talep ettiği asgari kurumlar vergisinin hayata geçirilmesini öngören bir adım. Açıklanan vergi düzenlemeleriyle sağlanması öngörülen ek gelirin milli gelirin binde 7’si düzeyinde olması bile bu paketin ciddiyetsizliğinin göstergesi.
Meclise sunulacak vergi düzenlemelerine göre ülkede faaliyet gösteren küresel şirketlerden 40 milyar TL, yurt içi holding ve şirketlerden de 150 milyar TL ek asgari kurumlar vergisi alınacak. Böylece küresel ve yurt içi şirketlerden toplanan ek vergi miktarı 190 milyar TL olacak. Buna ilave olarak doktor, diş hekimi, avukat, mali müşavir ve mimarlar vb. serbest meslek faaliyetinde bulunan özel şahıslar ve işletmelerinden 40 milyar TL ek gelir vergisi tahsil edilecek. Bu meslek gruplarının faaliyetleri yakın izlemeye alınacak. Yatırım fonu şirketlerinden 7 milyar TL ek vergi tahsil edilmesi yeni vergi paketinde öngörülüyor. Son dönemde giderek yaygınlaşan kurye hizmetlerindeki artış ve kayıt dışılık göz önünde tutularak, kayıt dışı çalışan motor kuryelerin kayıt altına alınıp, vergilendirmeye tabi tutulmasından beklenen ek vergi geliri ise 4 milyar TL. Küçük işletmelerin ödemelerde kart yerine IBAN üzerinden ödemeye yönelmesine karşı alınan önlemler genişletilerek, IBAN'la para transferi ve ödemelerde uygulanacak para cezalarının 3 kat artırılması öngörülüyor. Bu cezalardan da yeni vergi paketinde 1,5-2 milyar TL tutarında bir para cezası geliri bekleniyor.
Geniş kesimlerin üzerindeki dolaylı vergi ve ücretlilerin gelir vergisi yükünün azaltılmasını içermeyen bu vergi paketi, iktidarın yıllardır servet aktardığı kesimlere yönelik toplumsal tepkiyi hafifletip dikkatleri başka yöne çekerek gündemi değiştirmek amacıyla hazırlanmış bir günü kurtarma paketidir!