"Doktorlara bu kanunla yapılan düzenlemenin adı bir depo mazot düzenlemesidir"

Sağlık Bakanının özel hastane sahibi olduğu bir ülkede doktorların müşteki, hastaların da müşteri olması normaldir; bu, bir Çin atasözü değil, bir Türkiye gerçeğidir.  

GÜNÜN HABERLERİ 16.06.2022, 15:35
"Doktorlara bu kanunla yapılan düzenlemenin adı bir depo mazot düzenlemesidir"

CHP Ordu Milletvekili Dr. Mustafa Adıgüzel Meclis’te sağlık kanununda konuştu. Adıgüzel şunları söyledi:

 

Sağlık Bakanının özel hastane sahibi olduğu bir ülkede doktorların müşteki, hastaların da müşteri olması normaldir; bu, bir Çin atasözü değil, bir Türkiye gerçeğidir.  

Anadolu'da bir hastane kapısı, gecenin dördünde yola çıkan insanlar sabah altıda kuyruğa giriyorlar; hastalar, yaşlılar, hamileler; oturacak bir yer bile yok, kapılarında da bir asma kilit. Hastane kapısında kuyruk, evde telefon başında kuyruk, ameliyat sırasında kuyruk, herkes tamamlayıcı sağlık sigortası yapıyor çünkü hastanelerde randevu almak, muayene olmak artık bir hayal. "Hastane önünde incir ağacı" bir acının türküsü idi AKP de hastane önünde bir sancının türküsüdür, bir öyküsüdür!

Bir doktorun cep telefonunun ekran görüntüsünü göstereceğim, burada bir internet sitesi var: Almanya'da doktorluk. Geçen yıl 1.400 üyesi vardı, şimdi 14 bin üyesi var. Sabahın yedisinde tam 221 doktor burada çevrimiçi. Sabahın yedisinde 221 doktor burada ne arıyor? Çalışmak için yurt dışında yer arıyor.

Peki, neden? Doktorlar "Geçinemiyorum!" dedi, Erdoğan da kapıyı gösterdi. 250 bin kişiye bir tane kardiyoloji uzmanı gönderemeyen Erdoğan, doktorları kapıya gönderdi. Bir doktor mesaiden hariç; gece nöbeti, hafta sonu nöbeti, icap nöbeti dâhil neredeyse ömrünü hastanelerde geçiriyor, ailesi ve çocuklarıyla vakit dahi geçiremiyor; standart yaşam kalitesini bırakın, çocuklarına bir gelecek kurmayı bırakın, yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Pratisyen hekim 6.900 lira, bir uzman hekim yaklaşık 7 bin lira alıyor; memurlardan daha az ücret alıyorlar. Bu toplumun en zeki çocuklarından olacaksın, lise mezunundan daha az maaş alacaksın, neden 2 fakülte okuyasın ki? Düşünün, bir doktor, yanında çalışan sözleşmeli tıbbi sekreterden daha az alıyor; ben size daha ne anlatayım?

4'üncü maddede -sadece hekim ve diş hekimlerine olan, sabit ek ödemede aralık ayındaki düzenlemede var olan- uzman hekimler ve eğitim görevlisi hekimler pas geçilmiştir. Yine, burada eczacıları da yok saymışsınız. Hekim ve diş hekimleriyle aynı şekilde atanan, nöbet tutan, stratejik bir personel olan eczacıların da görmezden gelinmesi izaha muhtaçtır. Hekimler için sabit ek ödeme ise hem aralık ayındaki düzenlemeden çok daha geride hem de burada bir alicengiz oyunu var. Ek ödeme, vergiye tabi olmayan 375 sayılı KHK'den çıkarılıp 209 sayılı vergili kanununa tabi tutulmuştur. Bu şekilde üst vergi dilimleriyle verdiğiniz farkı da kuşa çevireceksiniz.

Madde 3'te bir disiplin durumu döner sermayeye kıstas olarak konulmuş; neye göre disiplin, kime göre disiplin? Yine, kamudan emekli olmayan, SGK mevzuatındaki değişiklikler nedeniyle haktan yararlanamayan hekimler için bir düzenleme yapılmamıştır. Atama bekleyen sağlık personeline söz verdiğiniz atamaları yapmıyorsunuz. Olmayan camiye imam atıyorsunuz ama sağlıkçıya gelince atama yapmıyorsunuz.

Aralık ayında âdeta bir orta oyunu gördü bu ülke. Erdoğan, Mecliste grup toplantısı sonrası basın mensuplarına Sağlık Bakanını göstererek dedi ki: "Ne dedi? Ne dedi? Para pul söyledi mi?" Sağlık Bakanı: "Vallahi bir şey demedim, siz izin vermeden bir şey söyler miyim efendim?" dedi. Hatırlıyorsun değil mi onları, sanki dünyaları bağışlıyordu doktorlara. Peki, ne oldu şimdi? Şu getirdiğiniz hiç rahatsız etmiyor mu sizleri? Vere vere 1.600 TL, 1 depo mazot verdiniz hekimlere. Madem kendi sözünüze saygınız yok, bari şu Meclise bir saygınız olsaydı. Burada oy birliğiyle geçmiş bir kanunu ve Meclisi yok saydınız ve vere vere 1 depo mazot verdiniz. İşte, burada, 60 litre mazot 1.671 lira yapıyor değerli arkadaşlarım.

Hekimlik andında -Fahrettin Koca da bu hekimlik andını yaptı- "Hekimlik mesleğinin onurunu koruyup geliştireceğime, mesleği bana öğretenlere ve meslektaşlarıma hak ettikleri saygıyı ve minnettarlığı göstereceğime onurum üzerine ant içerim." der. Bu Hükûmetin doktora saygısı yok, hastaya saygısı yok, hastadan da geçtim ölüye saygısı yok. Son iki yıldır Türkiye Cumhuriyeti'nin ölüm istatistikleri açıklanmamaktadır. Dilimizde tüy bitti. Dünyada hiçbir ülkede böyle bir şey yok. Sadece Covid ölümlerinden bahsetmiyorum, bütün ölümlerin sayıları açıklanmamaktadır. Neden korkuyorsunuz, kimden korkuyorsunuz ve neyi saklıyorsunuz? Türkiye çünkü önlenebilir ölümler yaşıyor arkadaşlar.

Bu sayıları açıklamamalarının sebebi, evde telefon başında ölen, şehirlerarası yoğun bakım yatağı ararken yollarda ölen insanlar var, bunların sayılarını söylemek istemiyorlar. İşte, ölüye de saygısı yok, doktorlara da saygısı yok. Sayın Fahrettin Koca, meslektaşlarına ve hastalara saygın varsa istifa et. Sayın Erdoğan, sen istifa etme, sakın istifa etme. Doktorlar ve sağlık çalışanlarıyla birlikte seninle sandıkta hesaplaşacağız. Ve Sayın Erdoğan, tarih seni hastane kapılarında hastalara konulan bu asma kilitlerle hatırlayacak, bunu da tarihe not düşüyorum.

Yorumlar (0)