Yurt görevlisi, Aladağ'daki faciadan sonra 35 kilo etin peşine düşmüş

Adana’nın Aladağ ilçesinde Süleymancılar tarikatına bağlı olduğu belirtilen yurtta çıkan ve 11’i çocuk biri eğitmen toplam 12 kişinin hayatını kaybettiği yangından sadece iki gün sonra tutuklular arasında yer alan yurt görevlisi Mahmut Deniz’in, avukatı aracılığıyla yurttaki buzdolabında bulunan etleri aldırmak için savcılığa başvurduğu ortaya çıktı.

GÜNDEM 16.01.2017, 17:25 16.01.2017, 17:25
Yurt görevlisi, Aladağ'daki faciadan sonra 35 kilo etin peşine düşmüş

Diken.com.tr'den Rıfan Doğan'nın haberine göre, Aladağ’da bulunan Tahsil Çağındaki Talebelere Yardım Derneği Orta Öğretim Kız Öğrenci Yurdu’nda 29 Kasım akşamı çıkan yangınla ilgili başlatılan soruşturma kapsamında yurt müdürünün de aralarında bulunduğu yedi kişi tutuklanmıştı.

Savcılığa ‘et’ başvurusu

Deniz’in, avukatı Adem Metik aracılığıyla Aladağ savcılığına 1 Aralık günü başvurarak yangın izlerinin daha silinmediği yurtta bulunan buzdolabındaki etleri istediği dosyadaki emniyet tutanaklarına yansıdı.

Deniz’in savcılığa gönderdiği talep yazısında “Buzdolabında bulunan etlerin bozulma tehlikesi vardır. Buzdolabındaki etlerin derneğe teslim edilmesine karar verilmesini saygı ile dilerim” yollu ifadeleri yer aldı.

Savcılığın da bunun üzerine yazıyı gönderdiği emniyet müdürlüğü, etleri Metik’e teslim ederek, bununla ilgili tutanak tutarak imza altına aldı.

Savcılık emniyete bildirdi, etler teslim edildi

Etleri emniyet görevlileriyle birlikte teslim alan avukat Metik’in imzasının bulunduğu 1 Aralık saat 15.35 yazılı tutanakta şu ifadelere yer veridi: “01.12.2016 tarihinde saat 15.30 civarında Aladağ Polis Merkezi’ne bağlı 86500 kod nolu ile Aldağ Cumhuriyet Başsavcılığı 2016/447 su nosuna göre Aladağ Kız yurduna gidilmiş, bahse konu uyan yurt içerisinde derin dondurucu 2 adet buzdolabı ve yurdun arka dış duvarına yaslanmış buzdolabı içerisinde bulunan bozulacağı düşünülen tahmin, çözülmüş olarak (30-35) yaklaşık otuz beş kilo ağırlığındaki etler bahse konu şüpheli Mahmut Deniz müdafisi Adem Metik isimli şahsa teslim edilmiş, ayrıca derin dondurucu tabir edilen 2 adet buzdolabı içerisinde donmuş etler ise donmuş olmasından dolayı alev almamış ve dolap içerisinde kalmıştır. İş bu tutanak tarafımızdan mahalinde imza altına alınmıştır.”

‘İnsanlıktan nasibini almamış zihniyetin bir sonucu’

Konuyu Diken’e değerlendiren ve soruşturmayı takip eden Sosyal Haklar Derneği avukatı Ömer Gökhan Çelik “Bu insanlıktan nasibini almamış kişilerin tavrı bakış açısı bildiğiniz üzere sadece temin edecekleri menfaatleri çıkarları üzerine. Bu etme isteme konusu da bunun tabi bir sonucudur” dedi.

Aileleri taciz etmeye, davadan vazgeçirmek için ziyaretlere devam ediyorlar’

Süleymancıların, ailelerin peşini bırakmadığını ve taziye sırasında ekseriyetle 33 plakalı (Mersin) araçlarla ailelerin ziyaret edildiğine defalarca denk geldiklerini belirten Çelik, sürekli dini ritüelleri gerçekleştirmek üzere kuran okumak için cemaate bağlı ailelerin tekrar tekrar ailelerin evine geldiğini ve çocukların ‘eğitim şehidi’ olarak sayılarak, olayın üzerinin örtülmesi konusunda telkinlerde bulunduklarını ifade etti.

‘Etin iyi olan tarafını kendilerine, makbul olmayan yerleri çocuklara’

Çelik olaydan bir gün sonra kahvede konuştuğu bir kişinin ‘et’ konusuyla ilgili anlattıklarını şöyle aktardı: “Dosyada yer almış olması özellikle bu insanların bu ailelerin bizden taleplerini doğrular niteliktedir. Onların karşılaştıkları muamele devletin onları mecbur bıraktığı insanların tavrını resmeder bir bakış açısıdır. Olaydan bir gün sonra Aladağ’daki bir kahvede bir amcanın bana beyan ettiği olayı aktarmak isterim. Dört-beş yıl öncesine kadar kendisi kasaplık yapıyormuş, bağış olarak getirilen etlerden iyi olanları cemaat üyeleri kendilerine ayırıp, etin pek makbul olmayan yerlerini de çocuklara lahmacun yaptırmak üzere hususi olarak belirttiklerini söyledi. Benim bölge olan İskenderun’da aynı şeyleri duymuştum. Aynı tavır orada da var. Çocuklara daha azını kendilerine daha fazlasını makbul görmek, bunun bir sonucudur.”

Yorumlar (0)