Yılmaz Özdil'den dikkat çeken 'tutuklama' kıyaslaması: Aslında kabak gibi görülüyor

Sözcü yazarı Yılmaz Özdil, 2011 yılında yaşananlar ile 2020'de yaşanan tutuklamaları kıyaslayarak dikkat çeken bir noktaya değindi.

GÜNDEM 11.06.2020, 10:53
Yılmaz Özdil'den dikkat çeken 'tutuklama' kıyaslaması: Aslında kabak gibi görülüyor

Sözcü gazetesi yazarı Yılmaz Özdil, 2011 yılında yaşanan vakaları sıraladı. 

2020 yılında yaşanan tutuklamalara ve vakalara dikkat çeken Özdil, iki seneyi kıyasladı. Özdil, " 2011'e bak, 2020'yi oku. Şablon, aynı şablon. Aslında kabak gibi görülüyor… Ortalığın neden gene Yüksek Askeri Şura'dan hemen önce tozduman olduğunu merak etmek gerekiyor!" dedi.

Özdil yazısında şunları kaydetti:

2011 yılıydı.

Müyesser tutuklandı.

Peki 2011 yılında başka neler oldu?

– Hizbullahçıları sokağa saldılar.

– İnsanlık Anıtı'nı yıktılar.

– Arap Baharı patladı… Tunus'u 23 yıldır demir yumrukla yöneten hırsız diktatör Zeynel Abidin bin Ali, Suudi Arabistan'a kaçtı.

– Mısır patladı… Bizim hükümet, şeriatçı ihvancıların tarafını tuttu, Mübarek'i sırtından hançerledi. Halbuki o Mübarek, hep Türkiye'nin yanındaydı, Apo'nun Suriye'den çıkarılmasında arabuluculuk yapmıştı, Türkiye Cumhuriyeti Üstün Hizmet Madalyası almıştı.

– Mısır'da ordu yönetime el koydu, aynı gün, Türkiye'de orduya el kondu… 163 subay Balyoz'dan tutuklandı. Hakimler zart diye değiştirilmiş, subaylar zurt diye tutuklanmıştı.

– Askerler hapse tıkıldı, polisler askerlikten kurtuldu. Asrın liderimiz “yırttınız” dedi, emniyet genel müdürü teşekküre geldi, Osmanlı tuğralı 1903 yapımı tabanca ve polis rozeti hediye etti.

– Aynı gün… Ergenekon'dan tutuklanan teğmen Mehmet Ali Çelebi'nin cep telefonuna polisler tarafından dinci terör örgütü üyesine ait numaraların yüklendiği ortaya çıktı. Hangi polislerin yaptığı bile belliydi. “Sehven” denildi. Sehven denildi ama, bu korkunç iftira “delil” kabul edildi. Teğmeni 32 ay “sehven” yatırdılar!

– Soner Yalçın tutuklandı.

– Barış Terkoğlu tutuklandı.

– Barış Pehlivan tutuklandı.

– Libya patladı… Sayın hükümetimiz, Kaddafi'yi de sırtından hançerledi, “haçlı seferi”nde görev üstlendi, savaş gemileri gönderdi, savaş uçakları gönderdi, Kaddafi'nin linç edilerek öldürülmesinde ve Libya'nın bugünkü feci duruma gelmesinde bizzat aktif rol oynadı.

– Nedim Şener tutuklandı.

– Doğan Yurdakul tutuklandı.

– Profesör Yalçın Küçük tutuklandı.

– Ahmet Şık “İmamın Ordusu” isimli kitabını çıkarmak üzereydi, henüz basılmamış olan kitap suç kabul edildi! Ahmet Şık tutuklandı.

– Namuslu gazeteciler içeri tıkılırken, 14 yaşındaki kız çocuğuna cinsel istismardan 13 yıl hapis yiyen dinci gazeteci serbest bırakıldı.

– Madalyalı MİT'çi Kaşif Kozinoğlu hakkında “kaçma şüphesi var” dediler, o sırada Afganistan'daydı, isteseydi buhar olurdu, koşa koşa geldi, tutuklandı, duruşmaya çıkmadan susturdular, şehit oldu.

– Profesör Zekeriya Beyaz'ın evi basıldı, polis saatlerce arama yaptı, misyonerlikle alakalı kitaplar bulunduğu açıklandı. İlahiyat profesörünün evinde din kitabı değil de, Red Kit mi bulunacaktı birader? Mesaj belliydi… Ergenekon davasında sahte haham'ları konuşturanlar, çağdaş ilahiyatçıları susturmaya çalışıyordu.

– İbrahim Tatlıses vuruldu, polis dört tane özel ekip oluşturdu, Irak'tan Suriye'ye kadar arama yaptı, helikopterler, hatta dalgıçlar bile kullanıldı, MİT devreye girdi, başbakan, bakanlar ziyaret etti.

– Bedri Baykam bıçaklandı, polis arama filan yapmadı, saldırganın arkadaşı telefonla ihbar etti, gene kimse aramadı, saldırgan kendi kendine teslim oldu, hükümetimizden kimse ziyaret etmedi. Artık böyleydi… Muhalifsen, sanatçı da değildin, insan da değildin!

– Milyarlık vergi cezalarıyla bunaltılan Aydın Doğan, Milliyet ve Vatan gazetelerini Demirören'e sattı, yakında Hürriyet'i de verecekti.

– Çılgın proje açıklandı, Karadeniz'le Marmara'yı birbirine bağlayan kanal kazılacak, Boğaz'dan geçen gemiler bu kanalı kullanacaktı.

– Mhp kasetleri internete sürüldü… Deniz Baykal kasetle imha edilmiş, sıra Mhp'ye gelmişti, baraj altında kalması için “belaltı” vuruluyor, yatak odalarından gizli kamera görüntüleri servis ediliyordu.

– Devlet Bahçeli “püskevit” dedi. Akp medyası püskevit'le alay etmeye kalktı. Devlet Bahçeli “bisküvi demesini de biliriz, Allah şehide kelle dedirtmesin” dedi, Akp medyası bir daha püskevit'ten bahsetmedi!

– Kemal Kılıçdaroğlu her çıktığı mitingte Kayseri'yi kurcalıyordu, Kayseri Büyükşehir Belediyesi'nde yolsuzluk yapıldığını anlatıyordu. Kayseri öyle mi… Şak diye İzmir Büyükşehir Belediyesi basıldı, İzmir'in neredeyse bütün yöneticileri yolsuzluk iddiasıyla tutuklandı.

– Çok hoş tesadüftü… Binali Yıldırım, İzmir'den milletvekili adayı yapılmıştı, “İzmir projelerimizi 2 Mayıs'ta açıklayacağız” demişti, İzmir Belediyesi tam 2 Mayıs'ta basıldı!

– Harp Akademileri Komutanı Bilgin Balanlı tutuklandı. Tutuklanan ilk muvazzaf orgeneral'di. Emekli albaylarla ufak ufak başlayan süreç, muvazzaf orgenerale kadar gelmişti.

– Hava Harp Okulu Komutanı tutuklandı.

– Hava Kuvvetleri İstihbarat Başkanı istifa etti.

– Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker ve Danıştay Başkanı Mustafa Birden, yaş haddinden emekli oldu. Nazım Kaynak, Yargıtay Başkanı seçildi, Hüseyin Karakullukçu, Danıştay Başkanı seçildi, ikisi de Bülent Arınç'ın arkadaşıydı, Bülent Arınç “kurban olduğum Allahım, verdikçe veriyor” dedi. Bağımsız yargı (!) artık buydu.

– Silivri'de tutuklu bulunan Profesör Mehmet Haberal ve Mustafa Balbay CHP'den, Engin Alan MHP'den milletvekili seçildi. 2007 seçiminde, hapisteyken milletvekili seçilen Sabahat Tuncel serbest bırakılmıştı, bu defa öyle olmadı, tutuklu milletvekilleri bırakılmadı.

– Kamuoyu araştırmacısı Adil Gür, seçimden önce sustu, seçimden sonra açıkladı: Pkk'lı teröristlerin törenle karşılandığı Habur rezaleti yüzünden Akp yüzde 32'ye inmişti, CHP 28'e, MHP 18'e fırlamıştı, Akp'nin iktidarda oturma ihtimali kalmamıştı, Chp ve Mhp kaset operasyonlarıyla infaz edilince, Akp iktidarını kurtarmıştı!

– Hatip Dicle'nin milletvekilliği düşürüldü.

– Şike bombası patladı, Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım tutuklandı. Gündem değişiverdi… Şike operasyonunu yürüten savcılar, Ergenekon ve Balyoz savcılarıydı.

– Cüppeli Ahmet tutuklandı.

– Kuzey Irak'tan katırlarla giriş yapan kaçakçılar, Şırnak Uludere yakınlarında F16'larla bombalandı, aralarında çocukların da bulunduğu 34 kişi hayatını kaybetti.

– Asrın liderimiz İsrail'e atıp tutarken, sayın ahalimiz İsrail'e küfür ederken, Malatya Kürecik'e İsrail koruyacak NATO radarının döşendiği ortaya çıktı.

– Kıbrıs Rum Kesimi, İsrail'le anlaşma imzaladı, Akdeniz'de petrol ve doğalgaz sondajına başladılar. Sayın hükümetimiz gıkını çıkarmadı.

– MİT'ileaks patladı… Asrın liderimizin “görüştüğümüzü iddia edenler şerefsizdir” dediği günlerde, meğer, MİT'in Pkk'yla Oslo'da resmen masaya oturduğu anlaşıldı, ses kayıtları internete düştü.

– Suriye patladı… ABD başkanı Obama, asrın liderimize telefon etti, o telefondan hemen sonra, asrın liderimiz çıktı, “Suriye bizim iç meselemiz, gereğini yapacağız” dedi, o güne kadar “kardeşim” denilen Beşar Esad, o telefondan hemen sonra “katil Eset” oldu.

– Yüksek Askeri Şura'ya bir hafta kala, Ege Ordu Komutanı, Genelkurmay İstihbarat Başkanı ve Genelkurmay Adli Müşaviri hakkında yakalama kararı çıktı.

– Emekli Orgeneral Hasan Iğsız hakkında yakalama kararı çıktı.

– Cumhuriyet tarihinde bir ilk yaşandı. Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner istifa etti.

– Kara Kuvvetleri Komutanı Erdal Ceylanoğlu istifa etti.

– Hava Kuvvetleri Komutanı Hasan Aksay istifa etti.

– Deniz Kuvvetleri Komutanı Eşref Uğur Yiğit istifa etti.

– Peki ya, Jandarma Genel Komutanı Necdet Özel istifa etti mi? Hayır… Hiç istifini bozmadı, koltuğunda oturmaya devam etti. Apar topar Kara Kuvvetleri Komutanı yapıldı. Üç gün sonra Genelkurmay Başkanı yapıldı!

– Hava Kuvvetleri'nde tutuklanmayan orgeneral kalmamıştı, lojistikten bir korgenerali mecburen “or” yapıp, kuvvet komutanlığına oturttular.

– Komuta kademesi a'dan z'ye imha edildi, fetocuların önünü açmak üzere dizayn edildi.

– Emekli orgeneral Hurşit Tolon tutuklandı.

– TSK imha edilirken, Deniz Feneri'nden tutuklu olan herkes serbest bırakıldı. Deniz Fenercileri tutuklayan savcılar görevden alındı, pek yakında sanıkları tanık, savcıları sanık yapacaklardı.

– İznik'te “müze” olarak kullanılan Ayasofya, kurban bayramı namazıyla birlikte yeniden “cami” olarak kullanılmaya başlandı.

– Genelkurmay Başkanlığı'ndan istifa eden Işık Koşaner'in ses kaydı internete düştü, “emir komuta birliğini sağlayamıyoruz, tim komutanlarımız çatışma anında silahını mevziye bırakıp kaçıyor, sınır karakollarımız hatalı yapılmış, halimiz kepazelik” diyordu.

– Ertesi gün “varan iki” anonsuyla, gene ses kaydı yayınlandı. Bu defa “içimizden hainler çıktı, maalesef helal süt emmemiş arkadaşlarımız çıktı, neyimiz var neyimiz yok çaldırmışız, ne konuşuyorsak adamların elinde var, namerdin eline malzeme verdik” diyordu.

– TSK darmadağın olmuşken, 30 Ağustos'ta bir ilk yaşandı. Akp'nin cumhurbaşkanı tarihte ilk kez Genelkurmay Karargahı'ndaki Zafer Bayramı törenlerinde “başkomutan” sıfatıyla ev sahibi oldu. Bu teklif, Akp'nin genelkurmay başkanı Necdet Özel'den gelmişti.

Yıl 2020…

– Barış Terkoğlu gene tutuklandı.

– Barış Pehlivan gene tutuklandı.

– Murat Ağırel tutuklandı.

– Kaşif Kozinoğlu ve Oslo pazarlığı yüzünden gündemin ilk maddesi olan Milli İstihbarat Teşkilatı, gene gündemin ilk maddesi oldu.

– Mısır'da Libya'da Suriye'de Kıbrıs'ta o günlerde yediğimiz hurmalar, bugünlerde gene tırmalıyor.

– İzmir'i gene Chp üzerinden kaşıyorlar.

– İstanbul'daki “müze” Ayasofya'nın gene “cami” olması tartışılıyor.

– Chp milletvekili Enis Berberoğlu'nun milletvekilliği düşürüldü, hapse atıldı.

– Hdp milletvekilleri Leyla Güven ve Musa Farisoğulları'nın milletvekilliği düşürüldü, hapse atıldılar.

– İsmail Dükel gözaltına alındı.

– Müyesser Yıldız gene gözaltına alındı.

2011'e bak.

2020'yi oku.

Şablon, aynı şablon.

Aslında kabak gibi görülüyor… Ortalığın neden gene Yüksek Askeri Şura'dan hemen önce tozduman olduğunu merak etmek gerekiyor!

Yorumlar (0)