Türk Hemşireler Derneği Başkanı: Şartlarımız ağır ancak mücadelemizi sürdüreceğiz

''Bilim Kurulu'nda 194 bin hemşireyi temsil edecek meslektaşımızın olmasını istiyoruz"

GÜNDEM 06.04.2020, 09:05
Türk Hemşireler Derneği Başkanı: Şartlarımız ağır ancak mücadelemizi sürdüreceğiz

Türk Hemşireler Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Sevilay Şenol Çelik, Türkiye'de bin kişiye iki hemşirenin düştüğünü belirterek, "Risk altındaki binlerce meslektaşımın şartları ağır. Ancak mücadelemizi sürdüreceğiz" dedi. Koronavirüs Bilim Kurulu'nda 194 bin hemşireyi temsil edecek meslektaşlarının olmasını istediklerini ifade eden Çelik, koruyucu ekipman konusunda da uyardı. "Hâlâ lokal düzeyde de olsa bu konuda eksiklikler olduğu mesajları geliyor" diyen Çelik, ilk olarak sağlık çalışanlarının kendilerini güvende hissetmeleri gerektiğini belirtti. 

Sözcü'den Hande Zeyrek'e açıklamalarda bulunan Çelik, "Onların endişelerini en aza indirmek için koşullarının düzeltilmesi gerek” diyerek şunları kaydetti:
– Sahada görev yapan hemşirelerimizin durumuyla ilgili bilgiler neler?

Dünyada pandemi ilanı yapıldıktan sonra, mart ayında ilk vakamızın görülmesiyle tüm hastanelerde hazırlığa başlandı. Yoğun bakımlarda ya da Covid-19 olmayan hastaların bakımından sorumlu meslektaşlarımız bu salgınla birlikte kendi hayatlarını riske atarak, hastalara nitelikli güvenli hizmet vermeye çalışıyorlar.

"Çalışma koşulları çok insani değil"
– Çalışma koşulları nasıl?

Hemşireler Derneği 1933 yılında kurulan bir dernek. Ameliyathane hemşireliği, yoğun bakım hemşireliği gibi 30'a yakın dal var. Bize gelen sorunlardan 24 saat çalışıp ertesi gün ya da iki gün sonra gelme şeklinde. Bu çok insani değil. Özellikle yoğun bakım gibi ünitelerde dikkat gerekiyor, enerji gerekiyor. Yorgun olmamak gerekiyor. Hata yapma riskini artırabilir. Bunu kesinlikle önermiyoruz.

"Yoğun bakımda hemşire sayısı 15 bin ama bu yeterli değil"
– Yoğun bakım hemşire sayımız nedir?

15 bin ama bu sayı yeterli değil. Yoğun bakıma çok ihtiyaç olmaz diye ümit ediyoruz. Halkımızda tedirgin olmasın. Bizler her halükarda kendi sağlığımızı tehlikeye atsak bile onlar için çalışırız.

– Hemşire sayımız Avrupa ülkelerine göre çok geride…

Türkiye'de toplam 190 bin hemşire var. Akademisyen olarak çalışanlarla 200 bin diyebiliriz. 100 bini aşkın da atama bekleyenler var. İtalya'da bin kişiye 5.49 hemşire düşüyor. Hollanda'da bin kişiye 10.29 hemşire. Bizim ülkemizde bin kişiye iki hemşire düşüyor.

"Sizler alkışlayın bizim yanımızda olun o bize yeter"
– Vatandaşlar olarak alkış dışında onlar için ne yapabiliriz?

Bir meslektaşımız mesaj yazdı ‘bu alkışlar yaşadığımız sorunların yanında çok hafif geliyor' diye. Daha sonra ailesiyle görüntülü konuşurken balkondaki o alkış seslerini o kadar heyecanlı duyunca ‘iyi ki varlar' demişti. Sizler alkışlayın bizim yanımızda olun o bize yeter. Lütfen tedirgin olmayın sizin yaşamanız için her türlü zorluklarla baş edeceğiz. Bu savaşı birlikte kazanacağız.

"Bilim Kurulu'nda 194 bin hemşireyi temsil edecek meslektaşımızın olmasını istiyoruz"
Bilim Kurulu'nda 194 bin hemşireyi temsil edecek meslektaşımızın olmasını istiyoruz. Çalışma koşulları, koruyucu ekipman ve kendi ailevi durumunu yazanlar var. Özellikle yoğun bakımlarda 12 saat 24 saat çalıştırılıp daha az dinlendirilerek tekrar çalışma şeklinde uygulamalar görüyoruz. Salgında başarılı olan ülkelere baktığımızda yoğun bakımlarda özellikle çalışma saati 4 saatle sınırlandırılıyor.

"Koruyucu ekipman eksiklikleri hâlâ çok"
Koruyucu ekipmanlarla ilgili Sağlık Bakanımız açıklama yaptı. Ama hâlâ lokal düzeyde de olsa bu konuda eksiklikler olduğu mesajları geliyor. İlk olarak meslektaşlarımızın kendilerini güvende hissetmeleri gerekiyor. Bu nedenle yöneticilerin de aslında çok rol düşüyor. Bizlere şunu vermeliler ‘sizin hayatınızı tehlikeye düşürecek hiçbir girişim yapmayacağız. Sorunlarımızla baş etmeye çalışacağız ve elimizden geleni yapacağız.'

Çalışma koşullarının aile bütünlüğünü bozmayacak şekilde yapılmasına özen gösterilmesi gerekiyor. Evlerine giden meslektaşlarımız ulaşımla ilgili sorunlar yaşayabiliyor. Servisler bulaşımı engellemek adına kalktı. Ama toplu taşıma sayıları da azaldığı için bazen binemiyorlar ve işe yetişememe kaygısı yaşayabiliyorlar. Birçok yerlerde kendi imkanlarıyla gidiyorlar. Onların yaşam  kalitesini arttıracak girişimlerde bulunmak gerekiyor.

Yorumlar (0)