Tamer Yazar'dan Özgür Özel yazısı:Kediniz Şero’ya üzülmeyi bir kenara bırakıp, ülkeniz için üzülmeye başlamanızı tavsiye ediyorum size
Sendika.org yazarı Tamer Yazar kaleme aldığı yazıda CHP Genel Başkanı Özgür Özel'i sert bir dille eleştirdi.
İşte Sendika.org yazarı Tamer Yazar'ın o yazısı:
ABD’de, New York’un Demokrat Partili Belediye Başkanı Eric Adams hakkında Türkiye bağlantılı başlatılan soruşturma, aslında, Türkiye’yi son 22 senedir yöneten, MHP destekli AKP hükümetini hedef alıyor almasına da, biz niye CHP’yi tartışıyoruz? Soruşturmaya dahil edilen ve “İşadamı-1”, “İş adamı-2”, “İş adamı-3”, “İş adamı-5”, “İş kadını”, “Organizatör”, “Havayolu Yöneticisi” ve “Türk yetkili” olarak tanımlanan isimlerin Ankara bağlantısı nerelere kadar uzanıyor, bunu da bilmiyoruz henüz ama, CHP lideri Özgür Özel’in bu konu kendisine Amerika’dayken sorulduğunda, “Böyle bir şey olamaz dercesine” savunma durumuna geçmesi yüzünden, CHP’yi tartışıyoruz!
New York’taki Türkevi binasının, güvenlikle ilgili denetlemelerden geçmeden açılmasını sağladığı iddia edilen Eric Adams’a dair “Türkiye adresli isimlerden rüşvet aldı” suçlamalarını ülkesi (!) adına (!) reddeden CHP Genel Başkanı Özgür Özel, ne demişti?
“Burada böyle bir bina yapılırken, Türkiye, ABD’de rüşvet vermeye ihtiyaç duyacak bir ülke değil…”
Haklı!
Türkiye, rüşvetçi bir ülke değil!
Ama,
…rüşvet çarkıyla beslenen ciddi bir kalabalığın da olduğu bir ülke!
Zaten suçlanan da ülkenin kendisi değil, bu kalabalık!
Özgür Özel’in tepki çekmesi en çok da bundan!
O kalabalığı savunma çabasından!
ABD’de, görevdeki belediye başkanın; üst düzey Türk diplomatlar, Türk kurumlarının ABD’deki temsilcileri ve Türk iş insanlarıyla girdiği karşılıklı çıkar ilişkilerinin yer aldığı bir federal ceza davasında, CHP liderinin neden bu anlamsız ve garip çıkışı yaptığını anlamaya çalışırken, parti içinde homurdanmalara rağmen kimsenin ayapa kalkıp da “Bu yanlış” diyemediği bir anda konuşan isim, uzun yıllar Özel ile yan yana çalışan, Kemal Kılıçdaroğlu oldu…
Sosyal medya hesabından paylaştığı kısa notta, “Cumhuriyet Halk Partisi; rüşveti aklayacak, rüşvet verenleri devlet olarak isimlendirecek ve bu çarka payanda olacak bir parti asla değildir” diyerek, hem açıklamaya hem de parti yönetiminin aldığı sessiz/yorumsuz tavra tepki veren Kılıçdaroğlu, yapılması gerekene de işaret etti!
“Halkın büyük umutlarla sıkı sıkıya bağlandığı CHP’nin kurumsal sorumluluğu, iktidarla normalleşme adı altında yapılan yanlışlıklara göz yummak, işlediği suçlara ortak olmak değildir…”
İşin garibi,
…parti içinde tüm bunlar olurken, Özgür Özel bir mesaj paylaştı, gündemin tozu dumanını umursamadan!
“Genel Merkez binamızın yapımı sürecinden itibaren bizlerle olmuş, partimize neşe ve enerji katmış sevgili kedimiz Şero’yu, maalesef, ileri yaşa bağlı sağlık sorunları nedeniyle kaybetmiş olmanın büyük üzüntüsü içerisindeyiz…”
Ne diyelim ki, başı sağ olsun, geridekilere sabır dileyelim hatta da…
Olmuyor be Sayın Özel!
Bu liderlik olmuyor!
İşlemiyor!
Demem o ki;
“Kazanan” ceketi giyip ortalıklarda dolaşmanızla beraber iyiden iyiye gözden düşen liderliğiniz, ne CHP’ye ne de CHP temelinde biriken umuda omuz verenlere yetmiyor! Solu sağ yapan politikalarınızın yalnızlığında, altılı masaya bile almadığınız sol düşüncenin bu kadar uzağında kalan bir CHP, artık Anadolu’yu da kucaklayamıyor!
Amerika’da, Türkiye kaynaklı, rüşvet içerikli bir federal ceza davasına dair konuşurken, AKP ve MHP bile henüz bu konuda tepki göstermemişken, onlara ihtiyaç duyulmayacak ölçüde savunma yapmanızın hayal kırıklığını duyan, hisseden ve artık yeter diyenler için “son kullanım tarihinizi” çok öne aldınız! Yine de şaşırdığım bir diğer konu, bu açıklamayı, deneyimli bir diplomat olan Namık Tan eşliğinde yapmanız… Sizi uyarması gerekenlerin, destek verir hali… “O kadar da değil” demesi gerekenlerin, “susan ve izleyen” hali… Bu konu “çok derin” demesi gerekenlerin, savunma hattında poz verir hali…
Peki, ne mi olacak?
Ne mi olmalı!
Kediniz Şero’ya üzülmeyi bir kenara bırakıp, ülkeniz için üzülmeye başlamanızı tavsiye ediyorum size… Bu ülkenin muhalefetinin önemli isimlerinden biri olmanız gerekirken, iktidar avukatlığını bir kenara bırakın da diyorum hatta!
Zira değişiminiz, daha düne kadar Erdoğan’a sert muhalefeti ile tanınan bazı muhalif (!) isimlerin, şimdilerde badem bıyıkları ve benzer söylemlerle ortalıkta dolanmasına benziyor!