Şirvan Maden Faciası Ön İnceleme Raporu

DİSK, KESK, TMMOB, TTB tarafından hazırlanan "Şirvan Maden Kazası Ön İnceleme Raporu" açıklandı. Raporda, facianın sebebinin işveren ve bakanlık yetkililerinin “doğal afet” açıklamasının aksine, daha fazla kar için zayıf zeminde kontrolsüz ve hızlı yapılan genişleme çalışması olduğu bildirildi

GÜNDEM 09.12.2016, 15:27 09.12.2016, 15:27
Şirvan Maden Faciası Ön İnceleme Raporu

Birgün de yer alan habere göre, DİSK, KESK, TMMOB ve TTB başkanları Siirt’in Şirvan ilçesine bağlı Madenköy’de açık işletme yöntemi ile işletilen bakır madeninde, 17 Kasım’da meydana gelen ve 16 kişinin yaşamını yitirdiği faciayla ilgili olarak bölgede yapılan inceleme sonrası oluşturulan ön inceleme raporunu açıkladı.

 

TMMOB genel merkez binasında gerçekleşen basın toplantısına DİSK Genel Başkanı Kani Beko, KESK Eş Başkanı Lami Özgen, TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz ve TTB Merkez Konseyi Başkanı Raşit Tükel katıldı.

Heyetin 23 Kasım’da facia bölgesinde yaptığı incelemeler sonrasında hazırladığı raporu kamuoyu ile paylaşan TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, bilirkişi raporunun incelenmesi sonrası daha kapsamlı bir raporun da hazırlanacağını belirtti.

 

Facia yaşanan madenin 2004 yılında yapılan özelleştirme ile Ciner Grubu bünyesinde faaliyet gösteren Park Elektrik Üretim Madencilik Sanayi ve Ticaret AŞ’ne devredildiğini söyleyen Koramaz, 800’ün üzerinde işçi çalışan madende faaliyetlerin dört ayrı taşeron firma eliyle yürütüldüğünü söyledi.

 

Rapordan önemli satır başları şu şekilde:

 

--İşletmede 25 Temmuz’da benzer bir kaymanın daha meydana geldiği ve bu olayda can kaybı yaşanmadığı, ancak iş makineleri ve kamyonların göçük altında kaldığı öğrenildi.

 

--Sahada yapılan gözlemlerde, maden sahasında alttan üste doğru bazalt, yeşil renkli kiltaşı ve kireçtaşı birimleri tespit edildi. Sahada çok eski tarihlerde, maden sahası işletmeye açılmadan önce bir heyelan meydana geldiği gözlemlendi, bu heyelanın en üstteki zayıf birimlerde oluştuğu tespit edildi.

 

--Faciaya neden olan kaymanın, saha üzerinde bulunan eski heyelan içerisindeki birimlere doğru yapılan genişleme kazıları sonucu meydana geldiği; yapılan genişleme kazılarının zayıf birimlerde basamak açmak amacıyla yapıldığı, ancak bu kazıların bölgedeki dengeyi bozduğu tespit edildi. Bozulan denge nedeniyle, çalışma basamaklarının üzerinde oluşan çatlakların kopması nedeniyle kaymanın yaşandığı gözlendi. Bu olay, zayıf zeminde kontrolsüz ve hızlı yapılan genişleme çalışmaları nedeniyle meydana gelmiştir. Hızlı ve yeterli etüt yapılmayan çalışma biçimi, özel sektör için yüksek kâr anlamına gelmekte ve tüm faaliyetler bu eğilimle gerçekleştirilmektedir.

 

--Heyetin yaptığı bilgi alışverişinde; olay bölgesinin üst kesimlerinde ve kaymanın gerçekleştiği bölgede denetimlerde rahatça görülebilecek, kaymanın habercisi olan çatlakların gözlemlendiği bilgisine ulaşılmıştır. Ocak içerisinde, kayma öncesi oluşan çatlakların kil ile doldurulduğu ve meydana gelen çatlakların önemsenmediği öğrenilmiştir. Bu bilgiler, şirket tarafından yapılan gözlem ve denetimlerin doğruluğu ve niteliği hakkında soru işaretleri oluşturmuştur.

 

--Uzmanlık alanlarımıza yönelik yaptığımız gözlemler ve incelemeler sonucu, bu facianın büyük ve önemli ihmaller nedeniyle meydana geldiği kesindir. Emniyet tedbirleri gerektiği gibi alınmamış, basamakların açıları ve yükseklikleri doğru belirlenmemiş, üretim hızını artırmak için işçilerin hayatı tehlikeye atılmıştır.

 

--İşveren yetkilileri ve ilgili bakanlıklar yaşanan facianın öngörülmeyen doğal etkenlere bağlı olduğu algısını yaratmaya çalışmaktadır. Bu ön gözlem aşamasında dahi, kazanın kamuoyuna sunulduğu gibi doğal afet olmadığını söylemek mümkündür. Ocak içerisinde yapılan hareket izleme çalışmalarında, altı dakikada bir ölçüm alındığı söylenmektedir. Eğer zeminde hareket tespit edilememişse ya ölçüm aleti arızalıdır ya da alınan ölçümler doğru değerlendirilmemiştir.

--Soma ve Ermenek maden facialarındaki kurtarma faaliyetleri sırasında yaşanılan organizasyon ve koordinasyon sorunları bu faciada da gözlenmiştir. Kurtarma faaliyetlerinin sağlıklı yürütülememesinin en önemli nedeni, kadrosunda yeterli sayıda ve uzman mühendis bulunmayan AFAD’dır. AFAD bu anlamda hızla yeniden yapılandırılmalıdır.

 

“Zemin hareketlerini ölçen cihazın uyarı verdiği doğru mudur?”

 

Heyet, yapılan gözlem ve alınan bilgiler ışığında acilen cevaplanması gereken soruları şöyle sıraladı:

 

--İlk çatlak oluşumları ne zaman gözlenmiştir?

--Hareket izleme ölçüm aleti kalibre edilmekte midir?

--Gözlenen çatlak oluşumları için ne tür önlemler alınmıştır?

--Çatlak oluşumlarının gözlenmesi sonrasında deneyimli bir ekip tarafından şev stabilitesi (duraylılığı) çalışmaları yapılmış/yaptırılmış mıdır?

--Eğer bu çalışmalar yapılmışsa, eski heyelan malzemesinin varlığı saptanmış mıdır?

--Bilimsel ve teknik veriler toplanmadan, yapılan ölçümler ve arazi gözlemleri uzman gözüyle değerlendirilmeden madende çalışma yapılmasına neden izin verilmiştir?

--Daha önce yer altı işletme yöntemi ile çalışan sonra açık işletmeye dönüştürülen ocağın işletme projesi uygun mudur?

--Eğer uygun ise projeye uygun çalışılmakta mıdır?

--Hazırlanan ÇED raporunda; yer altı suyu, yağış miktarı, kayaç yapısı, topoğrafik durum vb. gibi parametreler dikkate alınmış mıdır?

--Temmuz ayındaki basamak kaymasında zemin hareketlerini (kayma, çatlak) ölçen cihaz raporları detaylı incelenmiş midir?

--İncelendi ise buna uygun tedbirler alınmış mıdır?

--Olay günü saat 16.00’da zemin hareketlerini ölçen cihazın uyarı verdiği doğru mudur?

--Doğru ise olayın olduğu saat 20.30’a kadar ne gibi önlemler alınmıştır?

--Ocakta en son ne zaman müfettiş denetimi yapılmıştır. Denetim raporlarında bu durumlar belirtilmiş midir?

--Olayın gerçek sorumluları araştırılacak mıdır, yoksa geçmiş olaylarda yaşandığı gibi mühendisler günah keçisi ilan edilerek bu olay da kapatılacak mıdır?

 

“İşveren kadar hükümet de sorumludur”

 

“Soma, Ermenek, Çöllolar, Zonguldak ve benzer diğer toplu cinayetlerin nedeni, özelleştirmeye bağlı hizmet alımı ve taşeronlaştırma uygulamalarıdır” diyen Koramaz, sözlerini şöyle sürdürdü:

 

“Facianın sorumluğunun, diğer facialarda ve iş cinayetlerinde olduğu gibi çalışan birkaç mühendise yıkılması doğru değildir. İşletmenin sorumluluğu kadar, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile siyasi iktidarın da sorumluluğu vardır. Madencilik hizmetleri mühendislik bilim ve tekniğine uygun olarak planlanmalı ve bu planlamalara uygun üretim yapılmalıdır.

 

Ölümlere, yaralanmalara ve maddi kayıplara neden olan kazaların, faciaların ve meslek hastalıklarının önlenebilmesi amacıyla, gerekli olan düzenleme, araştırma ve geliştirme programlarının doğru şekilde yapılandırılabilmesi için, ilgili bakanlıkların, madencilik kurum ve kuruluşlarının, üniversitelerin, sendikaların ve madencilik sektörünün, bilgi ve birikimini bünyesinde taşıyan Ulusal İşçi Sağlığı ve Güvenliği Kurumu kurulmalıdır.DİSK, KESK, TMMOB ve TTB insani gerekleri sağlayan bir çalışma yaşamı oluşturulması için yasal düzenlemelerde yapılacak iyileştirme ve önleme çalışmalarında aktif olarak yer almaya devam edecektir.”

Yorumlar (0)