Saymaz: Değerli Yalnızlık Artık Tehlikeli Bir Yalnızlık Halini Aldı

Dün gece Habertürk kanalında yayınlanan “Nedir Ne Değildir?” programında Türkiye’nin yürüttüğü Barış Pınarı Harekatı ve Trump’ın Türkiye’ye yazdığı mektup konuşuldu.

GÜNDEM 18.10.2019, 14:05
Saymaz: Değerli Yalnızlık Artık Tehlikeli Bir Yalnızlık Halini Aldı

Programa katılan gazeteci İsmail Saymaz, harekatla ve Amerika’nın ateşkes öncesi Türkiye’ye gösterdiği tehditkar tutumla ilgili dikkat çekici değerlendirmelerde bulundu. Trump’ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a gönderdiği ve kamuoyunda nezaketsiz olduğu gerekçesiyle tartışmalara yol açan mektupla ilgili gerekli tepkinin verilmediğini ifade eden Saymaz, “Trump’ın Cumhurbaşkanı’na gönderdiği mektup havada kaldı. Bu mektubun bir örneği Johnson mektubu var, ama o da Trump’ın mektubu yanında düğün davetiyesi gibi kalır. Cumhurbaşkanımıza hakaretamiz ifadeler olan bu mektubu biz durup dururken yedik. Geleneklerimizde bu gibi durumlarda büyükelçiler çağırılır, mektup iade edilir ve özür beklenirdi” diye konuştu.

“Türkiye bu süreci diplomatik olarak yönetemedi”

Deneyimli gazeteci, Trump’ın söylemleriyle Türkleri Kürt düşmanı olarak lanse etmeye çalıştığını ve Dışişleri’nden konuyla ilgili bir savunma beklemesine rağmen gelmediğini belirterek, “Trump Türkleri alenen Kürt düşmanı ilan etti. Ben Dışişleri’nden bir açıklama bekledim. Amerika’nın daha tarih sahnesinde olmadığı yıllarda Türkler ve Kürtler birlikte medeniyet kurdular. Bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak ben bunu kabul edemem. Ama mesela bu karşılıksız kaldı. Bununla birlikte sürekli tehditkar ifadeler kullandı. Ekonominizi yıkarım, parçalarım gibi. Tamam ilişkilerimiz bozulmasın da, biz bugün beğenmediğiniz Lozan’da bile topraktan önce iktisadi bağımsızlık mücadelesi verdik. Biz “Toprak kaybedilebilir yeter ki ekonomik bağımsızlığımız ayakta kalsın” dedik. Şimdi, o günden bugüne mi geldik? Adam rahat bir şekilde “Ekonomini yıkarım, şöyle yaparım” diyor ve bunlar karşılıksız kalıyor” dedi.

Türkiye’nin harekatın nedenlerini anlatma ve dünya kamuoyunu ikna etmede yetersiz kaldığına ve diplomatik süreci doğru yürütemediğine vurgu yapan Saymaz, “Türkiye’nin Suriye’ye ilk girdiğinde söylediği ‘Değerli yalnızlık’ hikayenin sonunda ‘Tehlikeli bir yalnızlık’ halini aldı. Bu süreç bize şunu gösterdi, müttefik diye bildiklerimiz müttefik değilmiş. Müttefik diye bildiklerimiz bizim düşmanlarımızın müttefikiymiş. İsrail ve Filistin ilk kez bir hususta anlaştı, o da Türkiye’nin düzenlediği Barış Pınarı Operasyonu’na karşı çıkmak. Türkiye’nin kendini neredeyse adadığı, bir türlü çıkamadığı Arap sokağının kendisi, Barış Pınarı Operasyonu’nda Türkiye’nin karşısında pozisyon aldı. İlginçtir, İran ile Suudi Arabistan, Yemen’de birbirine dalmış bu iki kudret ittifak etmiş, İsrail ile Filistin ittifak etmiş, Amerika ile Rusya ittifak etmiş. Türkiye Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni bile ikna edemediği bu süreçte arkasına yalnızca Macaristan’ı, Katar’ı ve bir kısım Türki Cumhuriyetleri alabildi. Türkiye bu süreci diplomatik olarak maalesef yönetemedi” ifadelerini kullandı.

Yorumlar (0)