Pandemi Sonrası Ulaşım Yönetimi!

Pandemi sonrasında ortaya çıkan koşulların en fazla etkileyeceği sektörün toplu ulaşım olması beklenmektedir.

GÜNDEM 03.06.2020, 15:20
Pandemi Sonrası Ulaşım Yönetimi!

Sosyal mesafenin korunma zorluğu ve bulaşma riskinin yüksek olması nedeni ile toplu taşıma kurallarında yaşanacak değişim tüm ulaşım yapısını etkileyecektir. Toplu taşımada yaşanması beklenen yoğunluk veya gecikme endişesi bireysel ulaşım türlerini kuvvetlendirecek ve kent genelinde önemli bir trafik sorunu yaratacaktır.

Dünyanın diğer büyük kentleri için de geçerli olan pandemi sonrası ulaşım yönetimi sorununun çözümü için yerel özelliklerin de oldukça önemli olduğu unutulmamalıdır. Bugüne kadar Avrupa uygulamalarının yerel özellikleri dikkate almadan taşınması yöntemi ile gerçekleştirilen uygulamaların gerçek hayata dokunan ve başarı ile sonuçlanan örnekleri olmadığı bilinmektedir. Bu neden ile doğru yöntem henüz çok da fazla olmayan dünya örneklerini inceleyip analiz ederek kentin ve kentlinin yerel davranış özelliklerine uygun şekilde özgün çözümler üretmek olmalıdır.

Bu kapsamda öncelikle çevremizdeki örneklerde neler yaşandığına da bakmak gerekir.

Salgın etkilerinin yoğun yaşandığı İtalya’da kentiçi toplu taşıma vasıtaları için bekleme süresi içinde yolcu alma ve bırakma işlemleri için kapı açıklıklarında sosyal mesafeyi koruyacak önlemler alınmıştır. Yoğun saatlerde seferler sıklaştırılmıştır. Araç içinde 1m mesafe şartı getirilmiş ve kurala uyulmadığında sürücüye seferi gerçekleştirmeme yetkisi verilmiştir. Kalabalık durak ve istasyonlarda termal kameralar ile vücut sıcaklığı ölçümü ve sosyal mesafe kontrolü yapılmaktadır. Dezenfeksiyon işlemleri ile hijyen sıklığı artırılmış, farklı türlerdeki kağıt bilet, para vb uygulamalar sonlandırılmıştır.

İngiltere’de ise karantina döneminde yetkililer toplu taşıma ve yürüyüşten kaçınmayı tavsiye eder iken kullanmak zorunda olanlar için de kalabalık araçlardan kaçınmayı, sosyal mesafeyi (2m olarak belirtilmiştir) korumaya özen göstermeyi ve açık pencere ile ortamın havalandırılmasının önemini vurgulamıştır. İngiltere Global Sağlık Enstitüsü uzmanlarından Dr. Lara Goscemetro, 2018 yılında yaptıkları araştırma sonuçlarına göre düzenli metro kullanan yolcuların çok daha sık grip benzeri semptomlar gösterdiğini açıklamıştır. Bu nedenle zirve saatler dışında toplu taşıma kullanılması, az yoğun hatların tercih edilmesi ve asgari düzeyde aktarma yapılması tavsiye edilmektedir.

Avrupa genelinde ortak bir çağrı da her toplu taşıma yolculuğu sonrasında en az 20 saniye olmak üzere ellerin yıkanması ve yolculuk esnasında elin yüz ile temas ettirilmemesidir. Yine ortak bir çağrı olarak fiziki temastan kaçınmak ve yüz yüze irtibatı en uzak mesafede gerçekleştirilmesi olarak söylemek mümkün.

İspanya ve Avusturya’da da benzer önlemler uygulanır iken yolcular için sıklıkla anons ve mobil uygulamalar aracılığı ile uyarılar ve hatırlatmalar yapılmaktadır.

Toplu taşıma sistemi özellikle de kalabalık kentlerin yönetimi için çok önemli bir işleve sahiptir. Kentte trafik probleminin kontrol altına alınması, ulusal kaynakların daha tasarruflu kullanılması, çevrenin korunmasına ve gürültü kirliliğine pozitif katkı sağlaması gibi sayısız avantaja sahiptir. Ancak bu salgın hastalık döneminde virüsün bulaşma riskinin de oldukça yüksek olduğu bir ortam oluşturmaktadır. Avrupa ülkelerinden farklı olarak ülkemizde özel taşımacılık gerçeğini de gözden kaçırmamak gerekir. Ülkemizde kamu kurumları mali nedenler sebebi ile toplu taşıma görevini doğrudan yerine getirmek yerine çoğunlukla özel taşımacılara yaptırmaktadır. Ülkemizde; otobüs temini, garaj yeri ve bakım alanları gibi yatırım maliyetleri ile şoför çalıştırma, bakım, temizlik, yakıt gibi diğer işletme giderlerinden kaçınarak toplu taşıma sektörü ilk özelleştirilen sektörlerden biri olmuştur. Bu alan özelleştirilmesine rağmen yerel yönetimlere de yasal bir görev ve sorumluluk olarak da tanımlanmış durumdadır. Bu altyapı içinde yerel yönetimler özelleştirilmiş toplu taşıma sistemini böyle dönemlerde yönetmekte zorluk çekmektedir. Toplu taşıma araçlarında yolcu sayısı kısıtlanması, hijyen ve bakım standartlarının yükseltilmesi gibi maliyet artırıcı unsurlar özel işletmeciler tarafından karşılanamamakta, işletmenin sürdürülebilir yapıda çalışma imkanı kalmamaktadır.

Tüm bu gerçekler altında toplu taşımadan vaz geçemeyeceğimiz ve yerel özellikleri de dikkate almamız gerektiğinden Türkiye için bazı yerel özellikleri de barındıran önlemler listesi hazırlamak ve yürürlüğe almak gerekir.

Toplu taşımada yolcular için sosyal mesafeyi korumak ve bulaşma riskini azaltmak için sınırlama yapılması durumunda Merkezi idare tarafından yerel yönetimlere ve özel taşımacılara doğrudan mali destek verilmesi gereklidir. Bu destek sadece boş kalan otobüsün yolcuları için değil durakta bir sonraki seferi beklemek zorunda kalan yolcular için temin edilmesi gereken yeni toplu taşıma araçları veya kapasitesi daha geniş toplu taşıma araçlarının temini için de gereklidir. Bu destekleme olmadan kapasite kısıtlı toplu taşımayı sürdürülebilir kılmak mümkün olmayacaktır.

Destek yapılmaz ve mevcut durum içinde çözüm aranacak olur ise;

  • Mevcut otobüslerin kapasitesinden fazla yolcu alması engellenmeli
  • Otobüslere binişte maske dışında siperlik kullanımı zorunlu kılınmalı, mümkünse bu hizmet sunulmalıdır.
  • Termal kameralar ile araç içleri, duraklar ve istasyonlar kontrol edilmelidir.
  • Sürücülere kurallara uyulmaması durumunda seferi yapmama imkanı tanınmalıdır.
  • Tüm durak ve istasyonlarda el hijyeni sağlayacak ekipmanlar yerleştirilmelidir.
  • Yetkililerce kontrol ekipleri oluşturulmalı ve tam yetki ile sık kontroller yapılmalıdır.

Bunların dışında akıllı kent uygulamaları ile salgının kontrolü ve bulaşma riskinin kontrol altına alınmasını sağlayacak uygulamalar kullanılmalıdır. Toplu taşımada ücret toplama sistemi kartlarına yolcuların cep telefonlarındaki merkezi sağlık uygulaması ile eşleştirme zorunluluğu getirilmelidir. Böylelikle hastalık çıkması durumunda bindiği toplu taşıma araçlarının tespiti ve temas ettiği kişiler belirlenerek telefonlarına uyarı gönderilmelidir.

Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de zorlu bir süreç yaşanmaktadır. Aklın ve bilimin bizlere sunduğu imkanları hastalığın kontrolü ve yayılmasını önlemek adına kullanmak için bu ve bunlara benzer önlemlerin alınması büyük bir önem taşımaktadır. Tamamen ulaşım sektörü açısından yapılan bu değerlendirme bile bu sürecin daha kolay aşılmasına katkı sunacaktır.

Yorumlar (0)