banner758

Nadira Kadirova'nın abisi konuştu: Cinsel saldırı iddiasında Ünal'ın DNA'sı alınmadı!

23 yaşında genç bir kadının iktidar mensubu bir siyasetçinin evinde, üstelik onun silahıyla ölümü ve soruşturma dosyasının bir yargılamaya dönüştürülmeden “intihar” denilerek kapatılmasının yankıları hâlâ sürüyor. Peki, Nadira’nın ölümünde kafa karıştıran, aydınlatılmayı bekleyen noktalar neler?

GÜNDEM 22.05.2020, 12:25
Nadira Kadirova'nın abisi konuştu: Cinsel saldırı iddiasında Ünal'ın DNA'sı alınmadı!

"Nadira Kadirova’nın intihar ettiği kabul edilse dahi şüpheli Şirin Ünal maktule dönük cinsel saldırılarıyla onun intiharına sebebiyet vermiştir. Şayet şüpheli ünlü ve güçlü bir siyasi aktör olmasaydı onun hakkında hem cinsel saldırı hem de adam öldürme suçundan veya en azından intihara sebebiyet vermekten dolayı kamu davası açılırdı. Adalet herkes içindir. Herkese eşit uygulanmalıdır. Failin güçlü biri olması suçların takipsiz kalmasına yol açmamalıdır."

Cumhuriyet'ten Tuğba Özer'in haberine göre Nadira Kadirova’nın ailesinin avukatı Prof Dr. İlyas Doğan itiraz dilekçesine yukarıda yazılanları not düşmüş. Doğan, soruşturmanın en başından itibaren eksik ve intihar olgusu üzerinden yürütüldüğünü düşünüyor. 

23 yaşında genç bir kadının iktidar mensubu bir siyasetçinin evinde üstelik onun silahıyla ölümü, soruşturma dosyasının bir yargılamaya dönüştürülmeden ‘intihar’ denilerek kapatılmasının yankıları hâlâ sürüyor. Peki, Nadira’nın ölümünde kafa karıştıran, aydınlatılmayı bekleyen noktalar neler?

PARMAK İZİ YOK

Olayda şüphe uyandıran durumların başında Kadirova’nın ölümüne yol açan Şirin Ünal adına kayıtlı Beretta marka silahta parmak izinin tespit edilememesi geliyor. Savcılığın takipsizlik kararına da giren, Ankara Emniyet Müdürlüğü Olay Yeri İnceleme Şube Müdürlüğü tarafından verilen raporda silahta parmak izine rastlanmadığı belirtiliyor.

Ankara Polis Kriminal Laboratuvarı Biyolojik İnceleme Şube Müdürlüğü’nün raporunda ise silah tetiği üzerinden ve olay yerinden alınan swap örneklerinin, halıdan alınan kan örnekleri ile uyumlu olduğu, bunun Nadira Kadirova’ya ait olduğunun tespit edildiği ifade ediliyor. Ankara Polis Kriminal Laboratuvarı Kimyasal İnceleme Müdürlüğü’nce düzenlenen raporda ise, Nadira, Şirin Ünal, kızı D.Ü. ve evde çalışan diğer Özbek işçi Hilal’den alınan el swaplarında ve bant numunelerinde artış artıklarına rastlanılmadığı belirtilmiş.

CİNSAL SALDIRI İDDİASINDA ÜNAL’IN DNA’SI ALINMADI

Nadira’nın ölümüne ilişkin aydınlatılmayı bekleyen hususlar arasında cinsel saldırı iddiası önemli bir yer tutuyor. Avukat Doğan tarafından savcılığa sunulan itiraz dilekçesinde bu iddia sıkça vurgulanıyor.

Nadira Kadirova’nın ağabeyi Muhammet Ali Kadirova, “Sorularımız yanıtlanmadı. Olay günü ve sonrasında yaşanan birçok şüphe araştırılmadı ve buna rağmen dosya kapatıldı” demişti. 

İddianın temelini oluşturan husus ise Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanan bir rapora dayanıyor. Raporda, Kadirova’nın anal bölgesinden alınan örneklerde PSA’nın (prostat spesifik antijen) bulunduğu ifade ediliyor.

Avukat Doğan, erkeklerde bulunduğu bilinen PSA’nın kime ait olduğunun araştırılmadığını, bir karşılaştırma yapılmak üzere Ünal’dan DNA örneği alınmadığını söylüyor ve şu notu düşüyor: “Her erkekte bulunan PSA antijeni için şüpheli hakkında delil elde etmek yerine 1/milyon olasılıkla kadınlarda da bulunduğu görüşüne itibar edilmesi oldukça dikkat çekicidir.”

Doğan, görüşünü şöyle açıyor: “Adli tıp raporunda ‘PSA’dan hareketle, kime ait olduğunu bulamayız’ deniliyor ama uluslararası bilimsel dergilerde PSA’dan hareketle kime ait olduğunu bulma oranı yüzde 70 olarak gösteriliyor. Siz yüzde 70 oranda gerçeğe ulaşma ihtimalini bir kenara itiyorsunuz. Burada iki erkeğin ismi geçiyor; biri Nadira’nın erkek arkadaşı, diğeri de Şirin Ünal. Bunlara ulaşmak o kadar zor değil ki.”

Avukat Doğan sözlerini şöyle sonlandırıyor: “Sonuna kadar götüreceğiz hukuki süreci. Genç bir insan hayattan kopmuş, ya da koparılmış. AYM’nin bu aksaklıkları eksik soruşturma gerekçesiyle göreceğini ümit ediyorum. Kimi kimsesi olmayan genç bir insanın hayattan koparılışına ilişkin gerçeğin ortaya çıkarılması gerekiyor.”

HTS KAYITLARI İNCELENMEDİ

Olay günü evde bulunan Şirin Ünal ile kızı ve eşinin yanı sıra evde çalışan bir diğer Özbek kadın Khlola Onarboeva’dan (Hilal) hiçbirinin cep telefonu ve evde bulunan bilgisayarların imajları alınmadı. İtiraz dilekçesinde bu kayıtların alınmamasıyla bir nevi delillerin kaybolmasına izin verildiği ifade ediliyor.

Açılımı Historical Traffic Search olan HTS, arama trafiği tarihçesi ya da arama trafiği kayıtları olarak isimlendirilebilir. HTS kaydı içerisinde arayan ve aranan bilgileri, arama zamanı, konuşma süresi, arama yeri ve sinyal alınan baz istasyonları gibi bilgiler yer alıyor.

Peki, HTS kayıtları neden önemli? Eğer kayıtlar alınmış olsaydı olay gününe ilişkin yapılan telefon görüşmeleri incelenebilecekti. Örneğin, olay günü Şirin Ünal’ın gerçekten bir uçak yolculuğu yapıp yapmadığı bilgisi gibi.

Öte yandan 112 acil servisinin saat kaçta ve kim tarafından arandığı bilgisine de yine HTS kayıtları incelenmediği için netlik kazandırılamıyor. 112’nin aranma saati olarak saat 20.50 görünse de arama kayıtları olmadığı için net bir saatten söz edilemiyor. Nadira’nın cep telefonundaki mesajlardan sadece yazılı olanların çözümlenmiş olması, WhatsApp ve Telegram üzerinden yapılan sesli mesajlaşmaların çözümlenmemiş olması da soruşturmaya ilişkin eksiklikler arasında gösteriliyor.

Nadira Kadirova’nın, Şirin Ünal’ın Meclis’teki odasında çekilmiş fotoğrafı dosyaya girmişti.

ŞİRİN ÜNAL CEPHESİ NE DİYOR?

Tüm bunlar olurken AKP’li Ünal, konuyla ilgili konuşmaktan hep geri durdu. Kadirova’nın ölümünün ardından ilk kez TBMM Genel Kurulu’nda bir açıklamada bulunan Ünal, Kadirova’nın 2-3 aydır psikolojik yapısının bozuk olduğunu, bu nedenle evine ikinci eleman aldıklarını söyledi. Ünal, “Onu gönderemeden kendisini gönderdi. Allah bu duruma hiçbirinizi düşürmesin” dedi. Dosyaya ilişkin sorularımızı Şirin Ünal’ın avukatı Didem Sağın’a yönelttik.

- Dosyanın kapatılması tepkilere neden oldu. Bu tepkilere ne diyorsunuz?

Dava açılmadığı için ortada bir sanık yok. O nedenle biz bir savunma yapmak mecburiyetinde değiliz. Olay gecesi intihardan sonra ben de hemen olay yerine gittim. Kapıyı da zaten polisler açtı. İnsanlar bunları konuşmuyor. Bu süreçte bizim tarafımıza çok fazla hakaretler, küfürler edildi. Biz hep bu kesin kararı bekledik ki bunlarla ilgili biz de harekete geçelim.

- Soruşturmanın baştan savma yapıldığı, delillerin yeterince toplanmadığı iddiası var?

Mümkün değil. Hatta ben savcıya “İnsanlar bu kadar saldırırken dava mı açılacak, takipsizlik kararı mı verilecek bu konuda net bir kararınızı verin ki bu süreç bitsin” demiştim. Savcı da bana ‘Ne olur ne olmaz biz her şeyi yapalım ki akıllarda tereddüt olmasın’ demişti. O yüzden ben bu soruşturmanın baştan savma yapılmadığını düşünüyorum.

- Dosyayı incelerken dikkatimi çekti. Olay yeri inceleme raporunda ‘Delil güvenliği sağlandı’ maddesi işaretlenmemiş örneğin.

Bu memurların kaybıdır. O gece 02.00’ye kadar savcı da oradaydı. Bir milletvekilinin evinde olay yeri incelemesi yapıyorsunuz, bir kutunun tıklanmamış olmaması kadar normal bir durum yok. Tamam bunu unutmaları onların eksikliği ama yapılan işte genel olarak çok iyilerdi.

‘SOSYAL MEDYA YAYDI’

- Olay günü ikamette bulunanların HTS kayıtlarının alınmadığı görülüyor. Bunun soruşturmayı olumsuz etkilediğini düşünüyor musunuz?

O gün vekil İstanbul’dan geldi. Savcıda saat açısından hiçbir tereddüt olmadı. Zaten hangi uçakla, saat kaçta geldiği belli. Vekilin dokunulmazlığı var, hiçbir şey vermeyebilirdi. Telefon görüşmesi kayıtlarının istenmemesi ne gibi bir eksiklik doğurmuş olabilir anlamıyorum. Eğer ifadelerde bir tereddüt, istikrarsızlık olsaydı o zaman zaten savcı isterdi. Zamanlamalar örtüşüyor. Çok net söyleyeyim bu dosyada HTS kaydı alınmasına gerek yok.

- Savcılığa sunulan itiraz dilekçesinde cinsel saldırı iddiasında bulunuluyor. Daha önce de bir tanık taciz iddialarını ortaya atmıştı. Yine dilekçede Şirin Ünal’ın DNA örneği vermemesi de şüpheli bir durum olarak gösterilmiş.

Cinsel saldırı konusu bizim dehşete düştüğümüz bir konu. Bu iddiayı konuşmak gibi bir niyetimiz de yok zaten. Bu PSA maddesi bulunduktan sonra savcı ne olduğunu araştırmak için tekrardan Adli Tıp’a gönderdi. Adli Tıp’ın raporunda örnek kıza ait çıktı. Savcı ihtiyaç duysa DNA örneği isterdi, vekil de verirdi. Bu iddiayı tamamen sosyal medya ortaya yaydı. Böyle bir şey mümkün değil.

VEKİL KONUŞMAZ

- Ünal bu konuda hiç konuşmadı.

Vekil böyle bir şeyi konuşmaz bile. Gerek yok. Var dese ne olacak yok dese ne olacak! Böyle bir şeyin tartışılması ayıptır.

- Sizin anlatımlarınıza bakacak olursak Nadira’nın orada çalıştığı dönemde ortada bir sorun yoktu. Peki, o zaman Şirin Ünal neden Nadira hakkında ‘psikolojik sorunları vardı’ dedi?

Evin içindeki durumu Şirin Bey’e sormak lazım. İnsanların ruh hallerini bilemeyiz. İnsanlar buraya para kazanmaya geliyorlar. Ben hiçbirinin psikolojik olarak yeterince iyi olduğunu düşünmüyorum.

Yorumlar (0)