Muharrem İnce'den yeni müfredata Atatürk ve İnönü tepkisi

CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce, Milli Eğitim Bakanlığı’nın açıkladığı yeni müfredata tepki gösterdi

GÜNDEM 16.01.2017, 15:03 16.01.2017, 15:03
Muharrem İnce'den yeni müfredata Atatürk ve İnönü tepkisi

Birgün’de yer alan habere göre, Kendisi de öğretmen olan Muharrem İnce, Atatürk ve İnönü’nün müfredattan kaldırılarak yerine din diye hurafe bilgilerin yerleştirilmesini eleştirdi. “Türkiye Cumhuriyeti eninde sonunda bu bataklığı kurutarak yoluna kaldığı yerden devam edecektir” diyen İnce yazılı açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

Anayasalar ülkelerin yaşamak istediği ideal düzenin ilkelerini temel çerçevesini çizer. Özellikle zorunlu eğitimin müfredatları da bu ideal düzeni daha ileriye taşıyacak yeni nesilleri yetiştirmenin temel araçlarından biridir.

O nedenle AKP iktidarının eğitim müfredatlarını değiştirmeyi gündemine koyduğu ve sonrasında da durmaksızın değiştirip durduğu 2004 yılında “ilköğretim müfredatları bir ülkenin Anayasasından önemlidir” diyerek, asıl olanın müfredat değiştirmek değil, müfredat geliştirmek olduğunu söylemiştim.

Ve her fırsatta milletimize şu çağrıda bulundum: “Çocuklarınızı bu Milli Eğitim Bakanlığından koruyunuz.”

2004 yılında, devrim olarak tanıtılan müfredatların akıl dışılığı zamanla bir bir ortaya çıktı. Ne var ki egemen zihniyet bunları bir uyarı olarak almak yerine her defasında daha olumsuz örnekler sergilemeye devam etti.

Şu anda sil baştan yeniden oluşturulan müfredatlar da öncekilerden sadece yaratacağı sonuçlar bakımından farklı olacaktır. O fark da eğitimde gericileşme, çağdışılaşma bayrağını daha ileriye taşımak olacaktır.
Başarı elde etmek istiyorsanız eğitim müfredatını değiştirmeden önce kendinizi, sonra da siyasal, toplumsal ve ekonomik alanı çağdışılıktan, toplumsal ve ekonomik eşitsizliklerden, hukuk dışılıktan çıkarın. Belki o zaman başarılı bir müfredat hazırlayabilirsiniz.


Çünkü bir toplumsal sistem sorunluysa, toplum, toplum olmak yerine topluluklar haline gelmiş ve kutuplaşmış ise, dünyadaki en ideal eğitim sistemini getirip uygulamaya çalışsanız dahi başarılı olamazsınız.

Toplumun tümünü bir eko sistem olarak kabul ederseniz, bu eko sisteme dışarıdan girenler ya kendini uyumlu hale getirir, ya da yok olur.

Türkiye’nin eğitimdeki başarısızlığının tek başına sorumlusu okullarımızdaki öğretmenler, öğrenciler ya da müfredat değildir. Sorumlu olan okulu, kendi özgün koşullarında bırakmak yerine kendine dönüştürmek, toplumsal alanda egemen kılmaya çalıştıklarını okula taşıyarak, egemen zihniyetin bir parçası yapmaya çalışanlardır. Kısacası egemen kıldıkları ekosistemde nefes almaya zorlayanlardır.

O nedenle, eğitimimizi, çocuklarımızı kurtarmak için asıl yapılması gerekenler ne yazık ki okulun dışında bulunmaktadır. Toplumsal değişimin yönünü ideal bir toplum olmaya doğru çeviremediğimiz sürece öğretmenlerle, okul yönetimleriyle, müfredatlarla oynayarak bir yere varamayız.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın yapmış olduğu yeni müfredatlar, AKP iktidarının kendisiyle gayet uyumludur. Atatürk’ü, İnönü’yü çıkarmak, din diye hurafe öğretmek tam anlamıyla kendilerine yakışan bir iştir. Hatta yerine koymada biraz eksiklikler var, zamanla tamamlarlar diye düşünüyorum.Yakın tarihimizi 19 Mayıs 1919’dan başlatmak yerine 15 Temmuz 2016 başlatmalılar. Ülkenin kurucu kurumu olarak TBMM yerine Saray’ı koymalılar.

15 Temmuz’a giden süreç anlatılırken 17-25 Aralık yolsuzluk haftası, Ne istediler de vermedik gibi bilgiler de yer almalı. Türkçe olimpiyatlarda yapılan konuşmalar da kitaplara girmeli.

Kendilerinden öncekilerin “Abdest suyu alyuvar sayısını arttırıyor” mucizesi de mutlaka yeniden kitaplara girmelidir.
Mesela satrancı okullarda mutlaka yasaklamalılar.

Kısacası yapılanların eğitimle bir ilgisi yoktur. Tamamen siyasal olanın eğitime yansımasıdır.

Yapılanların sürdürülebilirliği yoktur!

Türkiye Cumhuriyeti eninde sonunda bu bataklığı kurutarak yoluna kaldığı yerden devam edecektir.

Yorumlar (0)