banner773

İmamoğlu'ndan Soylu'nun yardımcısına sert çıktı!

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı'nın sözlerine tepki gösterdi. İmamoğlu, "O liyakatsiz şahsiyet bakan yardımcılığını yapsın. Ahlaksızlığa doğru adımlar atmasın" diye konuştu.

GÜNDEM 04.02.2022, 16:59 04.02.2022, 17:11
İmamoğlu'ndan Soylu'nun yardımcısına sert çıktı!

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu,  restorasyonu tamamlanan Üsküdar Meydanı'ndaki 3. Ahmet Çeşmesi'nin açılışını gerçekleştirdi.

Açılışın ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

MOBESE İŞİ, CİDDİ BİR İŞTİR”

- İstanbul'da o kar fırtınasının yaşandığı günlerde, akşam yemeğinde büyükelçiyle buluşmanızla ilgili MOBESE kamerası görüntülerinin servis edilmesi yönünde bir şikayetiniz ve savcılığa suç duyurusunda bulunmuşluğumuz var. Bununla ilgili, İçişleri Bakan Yardımcısı’na da bir soru soruldu bugün. Kendisinin bir yanıtı oldu sizinle ilgili. “Liyakatsizliklerini, beceriksizliklerini cambaza bakmak…”

“Hangi liyakatsız söylüyor bunu. Adını da söylerseniz.”

- İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı, bugünkü basın bilgilendirme toplantısında, “Liyakatsizlik, beceriksizlik. ‘Cambaza bak’ denilerek kırk sekiz saat görev yapan askerimizi, polisimize bu iftirayı atmasınlar. İftira atmayı bırakıp, kendi işlerine baksınlar” şeklinde bir açıklaması oldu…

“İşte bu tür liyakatsizlere, ben diyorum ki; ‘Bakın ben burada dua ettim, Allah'a kulluk etmek için.’ O liyakatsiz şahsiyet, bakan yardımcılığını yapsın. Ahlaksızlığa doğru adımlar atmasın. Bakan yardımcısı. Bu da bize hakaret ediyor. Bakan yardımcılığını yaparsa, liyakatli olduğunu ispat eder. Ama burada, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne hem laf yetiştiriyor hem de hadsiz bir biçimde askerimize, polisimize laf etmekten bahsediyor. Kim askere, polise laf etmiş? Hangimiz ‘cambaza bak’ diyormuş? Kendi sözlerine dikkat etsin. Muhatabım değil. Onun bakanı da muhatabım değil. Ben, gerekli muhatap olunan bütün yargı mensuplarına çağrımı yaptım. Anlaşılıyor ki, bakanlık bu işin sorumlusu. Ben, valimize buradan çağrı yapmıştım, emniyet müdürüne, o masanın başında bulunan memura; 3-4 kişiye buradan çağrı yapmıştım. Bakan yardımcısı muhatap olduğuna göre, demek ki bu işin sorumlusu, bakanlık. Sayın Bakan, derhal bu densizle ilgili işleme başlasın. Bu hadsiz ve liyakatsiz bakan yardımcısıyla ilgili işleme başlasın. Ve bizim sorularımıza cevap versin. MOBESE işi, basit bir iş değildir.”

Bir cevap geldi mi?

“Cevap gelmedi. İşte diyorum ya, ‘Ben Allah'a kulluk ediyorum.’ Kime kulluk eden var ise, henüz oradan herhalde bir onay almadılar ki, cevap veremiyorlar. Ancak böyle kahramanlık peşinde koşan zavallı cevaplar vermekle meşguller. Zavallılıklarına devam etsinler. MOBESE işi, ciddi bir iştir. MOBESE işinin kimin başına geleceği belli olmaz. Herhangi bir vatandaşın, herhangi bir kişinin, yetkilinin, görevlinin başına gelebilir. Bu önemli bir meseledir. İşine baksın, işini yapsın.”

BURS YANITI: “53 BİN İNSAN BAŞVURU YAPTI; HAK ETTİLER VE ALDILAR”

- Bir de burs meselesi var. Dün akşam Meclis’te de tartışıldı. CHP'li milletvekilleri gündeme getirdiler. AK Partili vekiller cevap verdi. Burs konusunda sizin aldığınız bir cevap, soruşturmada ilerleyen bir durum ya da yeni isimler var mı?

“Şimdi bakınız; biz, soruşturmamızı yaparız. Yeni bir mesele değil, biliyorsunuz. Daha önce de gündeme getirildi bununla ilgili başlattığımız soruşturma gereği. Şimdi de bunun geri tahsilatıyla ilgili işlem başlattı arkadaşlarımız. Biz, burs vermeyi şöyle anlarız: Burs, ilana çıkar. Bunu hak ettiğini düşünen insanlar, buna başvurur. Ve o başvurudan da insanlar seçilir. O insanlar da bu burstan faydalanır. Örnek mi? 53 bin insan, burs aldı İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden. Bir kişi bile, tek bir insan bile, insanların önünde diyebilse ki, ‘Benim ismimi Ekrem İmamoğlu verdi veya benim ismimi işte Doğan Subaşı verdi veya bir başkası’ o zaman biz de aynı haksızlığı yapmış oluruz. 53 bin insan, başvuru yaptılar. Hak ettiler ve aldılar. Geçmişe dair ben şuna bakarım: O gün de söyledim. O burs alan vatandaşlarımız ya da hangi görevdeyseler bakan, milletvekili; o dönemde o burs ilanı verilmiş midir? Burs ilanı verildiğinde, belki sizlerin yaşıtları da olabilir hanımefendiler ya da beyefendiler, siz bundan haberdar oldunuz mu? Böyle bir bursa başvurdunuz mu? O kişiler nasıl tercih edildi? Bu kadar yüklü miktarda burs verilmesinin altlığı nedir? Bunu yargı, hukuk sorgulayacaktır. Kamu vicdanı sorgulayacaktır.”

“AZ PARALAR DEĞİL”

“Az paralar değil. Yani 100 bin dolarlar, 150 bin dolarlar, 130 bin dolarlar gibi rakamlar. Bunlar az rakamlar değildir. Ve bunların kamuda da usulü vardır. Biz, usule uygun verilmediğini düşünüyoruz. Bunlarla ilgili hukuksal işlem yürütüyoruz. Bu hukuksal işlemimiz, başka hangi husus varsa da devam edecek. Yani biz bunları yutkunacak değiliz. Teftişi devam edenler var. Teftişimizin engellendiği dosyalar var. Yeni teftişlerimizle ulaşabildiğimiz hangi husus varsa, onlarla ilgili başlatacağımız yeni dosyalarımız var. Var. Nasıl ki biz teftiş ediliyoruz; geçmişe dair teftiş yönünde ihmal edilmiş bir dönem varsa, o dönemi de biz teftiş ediyoruz şu anda. Bizi de teftiş ediyorlar. Bir konuyla ilgili geliyor bir teftiş memuru, bakıyorsun o konunun dışında 10 tane daha konuyu teftiş etmek istiyor. Biz de haya ediyoruz. Buyurun edin yani. Kurumumuz, zaten kamu kurumu. Şeffaflık, bizim olmazsa olmazımız olmalı zaten. Bu yönüyle hareket ediyoruz. Geçmişe dair de teftişlerimiz devam edecek.”

- Peki sizin bu teftişlerinizde, burs konusunda kamuoyunun yakından tanıdığı başka yeni isimler var mı tespitleriniz arasında?

“Ben, kamuoyu ne kadar yakından, ne kadar uzaktan tanır; onu bilemem. Amacımız; birilerinin deşifre olması da değil. Hangi husus var ise, biz zaten bunu açıklıyoruz. Diğerinin takdiri, kamuoyuna kalmış.”

Yorumlar (0)