Farklı sesler kesiliyor

Ankara’da bir vakfın gecesinde konuşan Anayasa Mahkemesi (AYM) eski Başkanı Haşim Kılıç, Türkiye’deki demokrasiden siyasi iklime kadar pek çok konuda manifesto niteliğinde açıklamalar yaptı. “Türk siyasi hayatı raydan çıktı” diyen Kılıç, "İfade özgürlüğü suç kapsamına sokularak farklı sesler kesiliyor." ifadelerini kullandı.

GÜNDEM 07.10.2019, 09:09
Farklı sesler kesiliyor

Ankara'da düzenlenen Özgürlük Araştırmaları Vakfı'nın 5'inci yıl kutlama töreninde konuşan Anayasa Mahkemesi eski Başkanı Haşim Kılıç, özgürlükler üzerine, çarpıcı açıklamalar yaptı. Kılıç, Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan'ın kuracakları partiler için, “İnsanlar kendilerine yeni bir yurt, yeni bir mahalle arıyor” değerlendirmesi yaptı ve yeni oluşuma destek verebileceğini söyledi. Haşim Kılıç, şu değerlendirmeleri yaptı:

YARGI İŞGAL EDİLDİ: Yargı dünyası 2016 yılında bir terör örgütü niteliğine bürünecek olan cemaat yapılanmasının işgali ile karşı karşıya kaldı. Sonuçta kurgu ve kumpas nitelikli davalar Anayasa Mahkemesi'nin hak ihlali kararları ile çökertilerek daha fazla hayatların karartılması önlenmiş oldu. Yargıyı işgal eden yeni aktörlerin niyetleri çabuk deşifre edilerek tarihi tasfiye başlamış oldu.

KRONİK HASTALIK: Cezaevlerinde 300 bine yakın tutuklu ve hükümlü barındıran başka bir ülke var mı bilmiyorum. Demokrat bir ülkede ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilen söz, beyan ve düşüncelerin bizim ülkemizde devlet büyüklerine hakaret, terörü övme, terörü teşvik suçları kapsamına sokularak, farklı olanların seslerini kesme aracı olarak kullanılması, cumhuriyet tarihinin kronik hastalığı olmaya devam etmektedir.

ONAYLAMADIM: Başından beri Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle ilgili yapılan düzenlemelerin hiçbirini onaylamadım. Sorunların çıkacağı belliyken bunu ısrarla ve inatla yaptılar ve bugün de ciddi bir darboğaz ile karşıya kaldılar. Yüzde 51 uygulaması, küçük partiler tarafından büyük partileri esir alma yoludur. Türk siyasi hayatını yolundan çıkartmış bir yapıyla karşı karşıyayız. Yüzde 51 şartı da kaçınılmaz olarak gündeme gelecekti. Sistemin ismi değil, kuvvetler ayrılığının yerli yerine oturtulması çok önemli. Bundan dolayı çok büyük sıkıntı yaşayacağız.

KİM MUTLU: Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine ilişkin yapılan değişiklikler birlikte değerlendirildiğinde, dindar yöneticilerin adalet ve özgürlük alanlarına yaptıkları katkının sadece kendi mahalle sakinlerinin bir bölümünü mutlu ettiği, toplumun büyük bölümünün yaşadığı adalet ve özgürlük sorunlarını ise görmezden geldiğini belirtmek de vicdani bir sorumluluktur.

SİYASİ GÖÇ BAŞLADI: 2003 yılından sonra ortaya çıkan siyasi iradenin güçlenerek uzun yıllar iktidarda kalmasının tek ve tartışmasız nedenlerinden birisi de dayatmacı ve militan laiklik anlayışının çektirdiği acılardır. Artık tüm siyasi mahallelerden bir göç hareketi başlamıştır. Bu ne beyin göçü ne de savaş göçüdür. Gönül göçü olarak niteleyebileceğimiz bu taşınmayı başlatanlar, kendilerine yeni bir yurt yeni bir mahalle aramaktadırlar.

YENİ PARTİLER: Benim için siyaset konusunda verilmiş karar yok. Ama bu arkadaşların hareketlerine bakarız, ilkelerime uygun ve bana ihtiyaç duyacakları noktada olursam  destek vermeye çalışırım. Kadrolar, tüzükler, programlar, ne yapmak istedikleri önemli.

Yorumlar (0)