Ekrem İmamoğlu: “Değişim ve dönüşüme gösterilen direnci kırma noktasında ısrarcı olacağız”

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve Avrupa Birliği (AB) tarafından hayata geçirilen İstanbul Sürdürülebilir Kentsel Ulaşım Planı (SKUP), kamuoyuna tanıtıldı. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Bir mahalleden diğerine giderken, belki yürüyeceğiz, belki de kilometre uzunluğunu ve güvenliğini her geçen gün artırdığımız bisiklet yollarını tercih edeceğiz. Bizim, kentimizde insanlarımızla yarattığımız değişim ve dönüşümlerde yaşadığımız en önemli problemlerden birisi de var olan bir kısım alışkanlıklardan vazgeçme yönündeki insanlarımızın direnci. Bu direnci kırma noktasında ısrarlı olacağız” dedi.

GÜNDEM 12.12.2023, 13:44
Ekrem İmamoğlu: “Değişim ve dönüşüme gösterilen direnci kırma noktasında ısrarcı olacağız”

İstanbul Sürdürülebilir Kentsel Ulaşım Planı (SKUP), İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da katıldığı toplantıyla kamuoyuna tanıtıldı. Harbiye’de bir otelde düzenlenen SKUP toplantısında sırasıyla; İBB Genel Sekreter Yardımcısı Gürkan Akgün, GIZ International Services İdari Müdürü Siegfried Leffler, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı AB ve Dış İlişkiler Genel Müdürü Burak Aykan, AB Türkiye Büyükelçisi Nikolaus Meyer-Landrut ve İmamoğlu birer konuşma yaptı. Konunun paydaşlarıyla birlikte çıkılan uzun bir yolculuğun duraklarından birinde olduklarını aktaran İmamoğlu, şunları söyledi: 

“İSTANBUL, BÜYÜK BİR DÖNÜŞÜMÜN EŞİĞİNDE: Sürdürülebilir bir dünyanın ve geleceğimizin peşinde; adil, yaratıcı ve yeşil bir İstanbul hedefimizi gerçekleştirme yolculuğu 2020-24 İstanbul Büyükşehir Belediyesi Stratejik Planı doğrultusunda hazırlanan Türkiye'nin ilk sürdürülebilir kentsel ulaşım planı, bugün sizlerle paylaşılacak. İstanbul'u geleceğe taşımak, çok önemli bir sorumluluk. Tam da bu yönüyle bu büyük dönüşüm projesinde heyecan verici uygulamaları hayata geçireceğimiz ve sizlerle paylaşacağımız bir noktaya geldiğimizi bütün hemşerilerimle, bütün ülkemizle ve tabii ki Avrupa'yla paylaşmak, bizim için de çok çok anlamlı. Belediyemizce kente değer katmak üzere planlanan ve hayata geçirilen raylı sistem hatları, bisiklet ve yaya yolları, Tarihi Yarımada gibi kentimizin ön vitrini olan çok değerli bir bölgenin, bu merkezi noktanın alanlarını araçlardan arındırmak ve birçok planlanan ulaştırma yatırımlarını, stratejik bir çerçeveyle insanlarımızla buluşturmak, tam da işte bugün paylaşacak olduğumuz ‘İstanbul Sürdürülebilir Kentsel Ulaşım Planı’nın zemini üzerine inşa edilmekte. Kısa adı SKUP olan bu uygulama aşamasında, eşitlikçi ve kapsayıcı yönetim tavrımız ile yaşanabilir, dayanıklı ve karbonsuz bir şehri İstanbullular ile birlikte yaratacak ve pilot projelerimizle, Türkiye ve tüm dünyaya örnek oluşturacak çalışmaları ortaya koyacağız.

İSTANBULLULAR, TOPLU TAŞIMAYI SADECE EKONOMİK NEDENLERLE SEÇMEYECEK: İstanbul, nüfus olarak Avrupa’nın en büyük şehri. Dünyada insanların bir arada olmayı ve yaşamayı tercih ettiği şehirler arasında, en motive edici ve en önemli merkezlerden birisinden bahsediyoruz. Bu yönüyle İstanbullular, toplu taşımayı sadece ekonomik nedenlerle seçmiyor olacak. Bu önemli bir hedef. Hepimiz bireysel araç kullanımını azaltmanın artık vazgeçilmez bir ihtiyaç olduğunu farkında olacağız. Çünkü doğanın, şehrimizin, dünyanın geleceğine bu şekilde katkı sunduğumuzu, gerçek veriler üzerinden insanlarımızla paylaşacağız. Bir mahalleden diğerine giderken, belki yürüyeceğiz, belki de kilometre uzunluğunu ve güvenliğini her geçen gün artırdığımız bisiklet yollarını tercih edeceğiz. Bizim, kentimizde insanlarımızla yarattığımız değişim ve dönüşümlerde yaşadığımız en önemli problemlerden birisi de var olan bir kısım alışkanlıklardan vazgeçme yönündeki insanlarımızın direnci. Bu direnci kırma noktasında ısrarlı olacağız. Yeni ulaşım araçlarının -başta metro olmak üzere- bisiklet ya da insanın yaya olarak kat etmesi gereken alanlarda, bireysel araç kullanımı noktasında -ki ben onun adını tembellik diye tarifliyorum- bundan vazgeçmesi yönünde cazibeli alanları sunmak ve insanlarımızı bu yönde teşvik etmek zorundayız.

AYNI YÖNE GİDEN İKİ İSTANBULLU, ORTAK BİR TAŞITLA HAREKET ETMEYİ ALIŞKANLIK HALİNE GETİRECEK: Çünkü, hemen kapısının önünde minibüs arayan ya da hemen kapısının önünde bir otobüs durağı arzulayan bir toplumumuz var. Bunu anlayabiliyorum. Ama artık İstanbul gibi bir şehirde, farklı ulaşım araçları için günde binlerce adım atacak sağlıklı bir tasarımı bizim insanlarımıza sunmak ve bunu kabul ettirmekle yükümlüyüz. Aynı yöne giden iki İstanbullu, ortak bir taşıtla hareket etmeyi alışkanlık haline getirerek, aslında İstanbul'un geleceği için çok küçük ama önemli bir adım attığının da bilincinde olacak. İstanbul SKUP, Türkiye'nin ilk sürdürülebilir kentsel ulaşım planı olmasının yanı sıra, bu yaklaşımın dünyada ilk defa bu büyüklükte bir kentte de uygulanıyor olması bizim için değerli bir vitrin. Bu anlamda kapsayıcı ve şeffaf olmamız, önemli bir ortamı gerektiriyor. Bu planın her adımında hem ilgili paydaşlarımızın bilgi ve desteğine başvuracak hem de vatandaşımızın ihtiyaçlarını öğrenmeye, bu ihtiyaçları karşılayacak projeler üretmeye de azami çaba harcayacağız. Pek yakında Türkiye'de bugüne kadar yapılmış en geniş çaplı ulaşım anketlerinden birini yaparak, İstanbulluların evlerine misafir olacak ve birlikte İstanbul'un sürdürülebilir yeşil, entegre ve karbonsuz ulaşım projelerinde ihtiyaçları saptayıp, yöntemlerimizi onların talepleri doğrultusunda belirleyeceğiz. Bu vesileyle, tüm sivil toplum kuruluşlarımızı, özel sektörümüzün değerli kurumlarını, iş birliğine ve sürdürülebilir geleceğimize katkı yapmaya, böylesi önemli bir projenin bir parçası olmaya davet ediyorum.

İSTANBULLULARLA BERABER DÜŞÜNECEĞİZ, ONLARLA BERABER KARARLAR ALACAĞIZ: Ortak akıl masasına katkı sunan tüm paydaşlara teşekkür ediyorum. Sürdürülebilir ulaşımda gerçekleştireceğimiz bu büyük dönüşüm projesiyle, İstanbul'umuzun dayanıklı bir kent haline gelmesiyle ve şehrin tüm zenginliğini daha uzun yıllar gelecek nesillere kuşaktan kuşağa aktarma yönünde atacağımız adımlarla, aslında bu kentin geleceği hepimizin elinde Adil, ekonomik ve çevre dostu bir ulaşımı önceleyen, geleceğini koruma altına almaya kararlı yeni ulaşım yöntemleri ile yeni yerlere daha güvenli ve kolay gitmeyi hak eden, bu şehri tutkuyla seven kadın, çocuk, engelli, herkes bizim yol arkadaşımızdır. Onlarla beraber düşüneceğiz, onlarla beraber kararlar alacağız ve onlarla birlikte bu şehrin geleceğini tasarlayıp, bu kentte mutlu ve huzurlu yaşamaya devam edeceğiz. Birlikte Türkiye'miz adına, şehrimiz adına ve bütün Avrupa adına geleceğe yürüyoruz. Çünkü İstanbul'u çok seviyoruz ve İstanbul, çok daha iyi bir yaşamı hak ediyor. Sözümüz, bu anlamda her zaman sözdür ve asla bu yoldan vazgeçmeyeceğiz. Yaşanabilir, mutlu, huzurlu, keyifli ve insanlarını önceleyen bir İstanbul için emin adımlarla geleceğe yürüdüğümüzü buradan hemşehrilerimle paylaşmak istiyorum. Böylesi bir programın içinde olmaktan mutluluk duyuyorum."

“5,55 MİLYON EUROLUK PROJENİN YÜZDE 85’İ AB, YÜZDE 15’İ İBB TARAFINDAN KARŞILANACAK”

İBB’den yapılan açıklamaya göre Avrupa Birliği finansmanıyla hayata geçirilecek olan pilot projeler; İstanbul'u sürdürülebilir, eşitlikçi, ekonomik ve çevre dostu niteliklere kavuştururken, ulaşım alışkanlıklarımızla ilgili yeni bir kültürel dönüşüm başlatacak. SKUP İSTANBUL, kentin merkez bölgelerinde otomobil kullanımını, karbon salınımını ve hava kirliliğini azaltacak düşük salım bölgeleri, deniz ulaşım ağını geliştirecek düzenlemeler, güvenli yaya ve bisiklet yolları, otobüs öncelikli şerit uygulamaları kapsayacak. Bu büyüklükte bir kentte uygulanacak ilk ulaşım planı olma özelliği ile de gündem yaratacak olan SKUP İSTANBUL, Türkiye ve dünyanın geleceğine önemli katkı sağlayacak. 30 ay süreli projenin bütçesi, yaklaşık 5,55 milyon euro olup, yüzde 85’i AB Komisyonu, yüzde 15’i İBB tarafından karşılanacak.

PROJE KAPSAMINDA YÜRÜTÜLECEK FAALİYETLER

Söz konusu proje kapsamında yürütülecek faaliyetler ise özetle şöyle: 

"-Otomobil kullanımını azaltmak amacıyla altyapıya ve talep yönetimine ilişkin uygulamalar.

-Kent içi ulaşımda enerji verimliğini artırmak, ulaşımdan kaynaklı sera gazı emisyonlarını azaltmak ve kentsel hava kalitesini artırmak üzere merkezi alanlarda (Tarihi Yarımada, Kadıköy, Beyoğlu…) otomobil kullanımını caydırıcı önlemlerin geliştirilmesi. 

-Yaya trafiğinin yoğun olduğu alanlarda, otomobil kullanımını ve trafik hızını azaltıcı uygulamaların geliştirilmesi.

-Toplu taşımada deniz ulaşımının payını artırmaya yönelik uygulamalar.

-Kıyı ilçelerde iskelelere erişime yönelik pilot çalışmalar. 

-Deniz ulaşım ağını genişletmek üzere pilot çalışmalar.

-Yürüme ve bisiklet gibi aktif ulaşım türlerini teşvik etmek üzere, yolların yeniden düzenlenmesi için küçük ölçekli uygulamalar.

-Merkezi alanlardaki yayalaşmış alanlara yönelik politika önerilerinin detaylandırılması ve projelendirilmesi

-Yaya akslarının birbirine bağlanabileceği koridorların oluşturulması ve projelendirilmesi.

-Toplu taşımayı teşvik etmek üzere, dünyada yaygın olarak uygulanan ‘otobüs öncelikli şeritler’ ve sürdürülebilir ulaşım ve insan odaklı bir yaklaşım olan, ‘Sağlıklı Sokaklar’ oluşturmaya yönelik araştırmalar yürütülmesi, fizibilite çalışmalarının gerçekleştirilmesi, ayrıntılı tasarım ve uygulama dosyalarının hazırlanması.

-Beklenen İstanbul depremi ve iklim değişikliği kaynaklı seller öncelikli olmak üzere, afetlere ve gelecekteki olası pandemilere dirençli kentsel ulaşımın tesisi için yol haritaları oluşturulması."

AB TÜRKİYE BÜYÜKELÇİSİ MEYER-LANDRUT: 119 ÜLKE KÜRESEL ISINMAYI HAFİFLETMEK İÇİN ÇABALIYOR

AB Türkiye Büyükelçisi Nikolaus Meyer-Landrut de tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, ulaştırmanın dünya çapında karbondioksit emisyonlarını arttırdığına işaret ederek, bunu değiştirmek konusunda adımlar atılması gerektiğini söyledi. Meyer-Landrut, şunları ifade etti:

"İklim Konferansı'nın son günü ve 119 tane ülke en azından küresel ısınmayı azaltmak ve sonuçlarını hafifletmek için konuşuyor ve çalışıyor. Elbette bütün bu konuşulanlar uluslararası seviyede ve aynı zamanda idari seviyede uygulanmazsa konuşulanların hiçbir anlamı kalmayacak. Aslında belediyeler büyük bir nüfus konsantrasyonuna sahiptir. İstanbul olarak siz benden daha iyi bilirsiniz ki bu şehir son derece yüksek bir nüfusa sahip. Dolayısıyla büyük belediyeler gayet tabii ki karbondioksit emisyonları konusunda büyük bir katkıda bulunuyorlar yoğunluk açısından. Ama aynı zamanda burada değişiklik yapılabilecek alan söz konusu. Burada artık mesafeler azalmış vaziyette ve bir değişim mümkün, gerekli de. Eğer bütün hedeflerimize ulaşmak istiyorsak ulaşım aynı zamanda ulaşım etrafındaki emisyon halen daha artmakta. Ulaştırma dünya çapında karbondioksit emisyonlarını arttırmakta. Bunu değiştirmek konusunda adımlar atmalıyız bunu şehirler içerisinde yapmalıyız. Bu tür programlar ve akıllı mobilite planları buna yardımcı olacaktır. Belediye başkanları ben de İstanbul’da bunun bir partneri olarak bu değişimin içerisinde bulunmaktan dolayı büyük bir mutluluk duyuyorum. Vatandaşların da bu işin içinde olması ve gelecek için bunun iyi olduğuna ikna olmaları gerekiyor. Daha yeşil bir şehir, daha az kirliliğin, daha az kazaların, daha fazla yol güvenliğinin olduğu bir dünya, bir şehir herkesin faydasına olacak gayet tabii ki.” 

Yorumlar (0)